Gönderen Konu: Dr. Mehmet Öz'den Öğütler  (Okunma sayısı 9447 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tesniye

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 395
  • Nişan aldık yıldızları..
Dr. Mehmet Öz'den Öğütler
« : 12 Mayıs 2008, 00:52:58 »

1.Sigara içeni ameliyat etmem. Sigarayı bırakmayan hastayı kesinlikle tedavi etmem. Sigaranın belki de en büyük düşmanlarından biriyim. Çünkü insani öldüren bir şey. Hasta kendini öldürmeye karar verdiyse ben ne diye onun için uğraşayım ki, şifa bekleyen onca hasta var, enerjimi onlara harcarım.

2.Sevgisiz insanin kalp riski yüksek. İnsanlara severek kızarım. Herkesin de böyle yapmasını tavsiye ederim. Çünkü sevgisiz, kötülük düşünen,beddua ve küfür eden insanin kalp krizi riski ve olum oranı çok daha yüksek.

3.Dua etmek insani iyileştirir. Ben inançlı biriyim. Her ameliyatımda mutlaka dua ederim. Bence duanın, meditasyon, şifa gibi, iyileştirici özelliği var. Ameliyat sonrası hastalarıma da mutlaka dua ettiriyorum. Bunun sağlıklarına çabuk kavuşmalarında müthiş bir etkisi var.

4.Doğu tıbbı çok gerekli. Ben de " klasik " tip adamıyım ama alternatif yani tamamlayıcı tip yöntemlerini reddetmiyorum. Akupunktura yüzde 100 inanıyorum. Çinliler bu minnacık iğnelerin sırrını çözmüş. Ama bu tur tamamlayıcı tedavilerde insanin istemesi çok önemli. Doğu tıbbında özgür irade on planda.

***** İdeal sağlık göstergesi olarak, kadınlar için ideal bel ölçüsü 82 santimdir. Eğer 93 santimi geçerseniz, sağlık riskiniz artar. Erkekler için ideal ölçü ise 88.5 santimdir. 101 santimden yukarısı sağlık riski demektir.

5.Hipnoz etmeden ameliyat etmem. Ben ve ekibim ameliyatlarım öncesinde hipnoz kullanıyoruz. Çünkü hasta heyecanlanıp kalp krizi geçirebiliyor. Sakinleştirici verdiğimde de sorunu geçici olarak çözmüş gibi oluyorum ama kökenine inmediğim için problem devam ediyor. O nedenle hipnoz yapıp sorunun kaynağına iniyorum. Hasta daha çabuk sağlığına kavuşuyor.

6.Her gün aspirin içmeli. Hayatımda ilaç kullanmadım. Zorda kalmadıkça kimseye de tavsiye etmem. Ama herkese her gün mutlaka bir aspirin içmesini salık veriyorum. Ben de içiyorum. Aspirinin kani sulandırdığını biliyorduk ama simdi yeni faydalarını da öğreniyoruz. Örneğin,vücuttaki birçok doku tahrişini önlediğini yeni öğrendik. Aspirin ömrü uzatıyor.

Sağlıklı Beslenme Dikkat Edilecek Önemli Konular

Çay yerine ıhlamur içilmeli. Günde en fazla iki çay yada kahve içebilirsiniz. Fazlası zararlı. Ancak ıhlamur kesinlikle zararlı değil, dilediğiniz kadar için.

Sarımsak müthiş bir bitki... Vücudu koruyan hücreleri destekliyor,tansiyonu düşürüyor. Sarımsaktan çıkan maddeyi yüksek tansiyonlu kişiye kullandığımızda, tansiyonu hemen düşüyor. Her gün birkaç diş sarımsak yenmeli.

Başka bir mucize sebze de ayşekadın fasulye. Türkiye'de bol üretilen bu sebze bence her öğün, özellikle de çiğ olarak mutlaka sofrada bulunmalı. Vücuda müthiş yararlı bir bitki.

Semizotu da içindeki Omega 3 nedeniyle son derece faydalı. Çiğ yenirse, daha da yararlı. Biz her gün ailecek öbek öbek çiğ semizotu yiyoruz.

Et yiyecekseniz, yanında mutlaka çiğ domates de olmalı. Çünkü domatesin içindeki Lcyopin adli antioksidan, etteki zararlı Omega 6'lari yararlı hale dönüştürüyor.

Kayısı çok yararlı ancak 1 günde 1 avuçtan fazla yenmemesi gerekiyor. Karpuz ve kavunda ise ince bir dilim tercih edilmeli.

Üzüm ve muz, çok yüksek dozda şeker içerdiği için daha az tüketilmeli.

Her sabah aç karnına içilen bir bardak ılık suyun ardından bir avuç ceviz çok iyi gelir. Ben her sabah alıyorum.

Artık sütün de 'Sağlıklı olanı" çok zor bulunuyor. Hayvanlara verilen hormon ve antibiyotikler süte karışıyor ve saflığını yok ediyor.

Çocuklara soya sütü içirilmeli. 35 yasin üzerindekilere sütün içindeki laktoz pek iyi gelmiyor. Laktozu alınmış süt yerine ise de bol bol su içilmeli.

Balık hariç, kırmızı etle beyaz et ayni. Çünkü hem danaya, hemde tavuğa yüksek dozda hormon ve antibiyotik veriliyor. Et yenecekse, hepsi yenebilir. Fark etmez!

Beyaz pirinç ve beyaz un son derece zararlı. Çünkü her ikisi de yanınca şekere dönüşüyor. Yani ha avuç avuç toz şeker yemişsiniz ya da pilav ya da beyaz undan yapılan ekmek... Arada fark yok. Pilav ve ekmek için esmer un ya da esmer pirinci tercih edin.

Lahana zayıflamak için çok ideal. Hazmı zor olduğu için tıkar ve kalorisi çok düşük.

Şişmanlık en az sigara kadar tehlikeli. Hatta sigaradan da çok. İdeal kilodan daha düşük kilolu olan insanlar uzun omurlu oluyor. İdeal rejimler 1 haftada 1 kilo verdiren rejimlerdir. Diğerlerine aldanmamak lazım. Eğer haftada 1 kilodan fazla kaybediliyorsa, vücuttan sadece su kaybediliyordur dikkat!.



Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
Perde ardında sen ben dedikodusu var amma.
Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben..
<< Lüzumsuz Konular Atlası >>

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Dr. Mehmet Öz'den Öğütler
« Yanıtla #1 : 12 Mayıs 2008, 01:15:05 »
Teşekkürler Tesniye

Alıntı
Beyaz pirinç ve beyaz un son derece zararlı. Çünkü her ikisi de yanınca şekere dönüşüyor. Yani ha avuç avuç toz şeker yemişsiniz ya da pilav ya da beyaz undan yapılan ekmek... Arada fark yok.

Bu durumda pirinç pilavınıda kısıtlamalıyız  e52))

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: Dr. Mehmet Öz'den Öğütler
« Yanıtla #2 : 12 Mayıs 2008, 01:45:29 »
Sanırım pirincin haşlaması daha sağlıklı  e52)),asyalılar o şekilde tüketiyor.
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı turab

  • yazar
  • ****
  • İleti: 608
  • Kefâ bil-mevt vaizan
Ynt: Dr. Mehmet Öz'den Öğütler
« Yanıtla #3 : 12 Mayıs 2008, 12:30:37 »
Teşekkürler tesniye,


Yulaf, arpa, pirinç kabuğu gibi kaynaklarda bulunan posa, karaciğerde kolesterol sentezini engelleyerek kan kolesterolünü düşürmede etkilidir.Özellikle kolesterol düşürücü diyet uygulanırken posalı besinlerin artırılması istenir.

pirinç pilavı yerine bulgur pilavını tercih etmelidir.Aynı zamanda protein içeriği yüksek kuru baklagillere beslenmemizde haftada 2-3 kez yer vermeliyiz.

Aspirin ile ilgili olarak da uzunhayat.com dan okuduğum bir kaç alıntı eklemek istiyorum;

Aspirin ve Kalp Krizi

Kalp krizi, bir koroner atardamarın bir kan pıhtısıyla tıkanmasının sonucu olduğu için, aspirinin pıhtılaşma üzerindeki etkisi bir kalp krizinin ilk saatlerinde yararlıdır. Her gün aspirin almak, by pass ameliyatı geçirenler de dahil olmak üzere, koroner atardamar hastalığı olan insanların çoğunda yararlıdır.

Aspirin ve Felç

Beyninizdeki küçük bir atardamarın kopması gibi bir olayda kanama olduğunda, günde bir aspirin bile tehlikeli olabilir. Aspirin kanın pıhtılaşma kabiliyetini azaltır, böylelikle kanınızın pıhtılaşmasıyla kanamanın durma ihtimali azalır.

Koroner atardamar hastalığınız varsa ya da koroner atardamar bypass ameliyatı geçirdiyseniz, aspirin daha sonraki bir kalp krizi riskinin azaltılmasına yardımcı olabilir Ama kan basıncınız yüksekse, ailenizde felç olayları, kanama bozukluğu, ülser ya da karaciğer ya da böbrek fonksiyonu yetmezliği varsa veya varfarin (Coumadin) alıyorsanız, aspirinden kaçının. Her durumda, aspirini düzenli olarak almaya başlamadan önce doktorunuzla görüşün. (Aspirinin kimyasal adı asetilsalisilik asittir; asetaminofen gibi aspirin yerine kullanılabilen ilaçlardan farklı olduğunu unutmayın. Aspirinin pıhtılaşma üzerinde bir etkisi vardır; asetaminofenin ise yoktur.)
Allahım!Ahirete mani olan dünyadan,ölümün iyiliğine engel olan hayattan ve amelin hayrına mani olan emelden sana sığınırım

Çevrimdışı reis-de-aglar

  • emin_tatlılıoğlu
  • aktif okur
  • **
  • İleti: 208
Ynt: Dr. Mehmet Öz'den Öğütler
« Yanıtla #4 : 12 Mayıs 2008, 16:57:08 »
ellerinize sağlık da yalnız ben hiç şuna şu iyi geliyormuş diye kullanmıyorum.yemeklerimizde neler çıkarsa :) yoksa insan kafayı yer gibi geliyo :)
zaman alışmayı öğretir;unutmayı asla.........

Çevrimdışı turab

  • yazar
  • ****
  • İleti: 608
  • Kefâ bil-mevt vaizan
Ynt: Dr. Mehmet Öz'den Öğütler
« Yanıtla #5 : 12 Mayıs 2008, 17:11:48 »
ellerinize sağlık da yalnız ben hiç şuna şu iyi geliyormuş diye kullanmıyorum.yemeklerimizde neler çıkarsa :) yoksa insan kafayı yer gibi geliyo :)

Hepimizin bildiği,bir mümin,helalinden olması ve sağlığına zarar vermemesi şartıyla önüne ne koyulursa,elinde ne varsa onu yer,yemeli tabiki :)
Lakin bilinmesinde fayda var diyerek,acizane bunları da öğrenmeye çalışıyoruz :)
« Son Düzenleme: 12 Mayıs 2008, 17:34:31 Gönderen: turab »
Allahım!Ahirete mani olan dünyadan,ölümün iyiliğine engel olan hayattan ve amelin hayrına mani olan emelden sana sığınırım

Çevrimdışı reis-de-aglar

  • emin_tatlılıoğlu
  • aktif okur
  • **
  • İleti: 208
Ynt: Dr. Mehmet Öz'den Öğütler
« Yanıtla #6 : 12 Mayıs 2008, 22:18:01 »
Allah razı olsun bilgilendirenlerden
zaman alışmayı öğretir;unutmayı asla.........

Çevrimdışı ipeknur

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 127
  • Edeb Ya Hu!!
Ynt: Dr. Mehmet Öz'den Öğütler
« Yanıtla #7 : 12 Mayıs 2008, 23:10:01 »
Tesniye cok tesekkur ederiz paylasimin icin .Bilmedigimiz ne cok sey var degil mi?
BU SEHIR GIRDAP GULUM
GIRDAPTA MEHTAP GULUM
FELEGIN BIR SUYU VAR
SU DEGIL KEZZAP GULUM....

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Dr. Mehmet Öz'den Öğütler
« Yanıtla #8 : 09 Şubat 2013, 07:54:55 »
Önemli. bilgiler için teşekkürler.
Yarım kilo bal yapabilmek için arıların iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorunda olduklarını, biliyor'muydunuz...

 
Alıntı
İstanbul Arıcılar Birliği Başkanı Onur Çilenk, İstanbul il sınırları içerisinde kayıtlı 150 bin arı kovanında yılda 2 bin ton bal üretildiğini söyledi.
 
Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) açıklama yapan Onur Çilenk, çarpık kentleşmeye ve nüfusun 13 milyonu aşmasına rağmen İstanbul'daki floranın, arıların bal yapması için ideal bir ortam sunduğunu vurguladı. İstanbul'da kayıtlı bin 200 arı yetiştiricisi olduğunu kaydeden Çilenk, mega kentin yaklaşık 2 bin ton bal üretimi ile Türkiye'de 7. sırada olduğunu ifade etti.

İstanbul Arıcılar Birliği, şehirde arı yetiştiriciliğini teşvik ve geliştirmek için üniversitelerle işbirliği yapıyor. Birlik, arıcılık kurslarının yanı sıra bal üreticilerine makine ekipman desteği sağlıyor. Kuruluş bal festivalleri ve eğitim kursları da organize ediyor

İstanbul da böyleyse,Türkiye de nasıl sahte bal tükettiğimizin en açık örneği....
« Son Düzenleme: 09 Şubat 2013, 08:01:38 Gönderen: mazhar »