Gönderen Konu: Hatibin Duası  (Okunma sayısı 4328 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı nur23

  • okur
  • *
  • İleti: 58
Hatibin Duası
« : 22 Haziran 2004, 15:06:48 »

Rahman Rahim Allah(CC)’ın adıyla...

            Allah’ım! Ey Pak ve Münezzeh Olan!
Hüzün ve gurbet ve utançtır şimdi sözüm. Sana, senin isteğince bir kul sunamadım.
Sana, senin dilediklerinden uzak geldim. Sana, senin yoluna topal bir ayakla geldim. İtiraf ve kabul ve tevbe ile, şimdi Sana, senin engin merhamet denizine, senin bağışlamana, senin güvenlik yurduna geldim. İşte ben, işte Sen. Sınırsız kirliliğe bürünmüş kulun, sınırsız temizliğe sahip olana boyun eğiyor. İşte ben, işte Sen. Beyazına siyahlık değmiş kulun, Pak ve Münezzeh olan’dan ruhuna bir temizlik istiyor. İşte ben, işte Sen.

Ey Bulut!
Allah adına milyon senedir yeri temizlediğin gibi, şimdi de benim kalbimi temizle. Allah’ım ona müsaade et.
Ey Bulut!
Allah adına milyon senedir yağmur indirdiğin gibi, şimdi de nefsimi yağmur yağmur yıka. Allah’ım ona müsaade et.
Ey Bulut!
Allah adına milyon senedir gölgenle Güneşi örttüğün gibi, şimdi de benim kirlerimi, günahlarımı ört. Allah’ım ona müsaade et.

Ey Bulutların Sahibi!
Bana hidayet etmede yazdığın tüm ayetler gibi, benim için bulutu da yaz!

Allah’ım! Ey Hediye Edici ve Sevindirici Olan!
Şükür ve hamd ve sevinçtir şimdi sözüm. Sana, senin vermene layık bir şey göndermedim. Sen, verdin. Sana, tam samimiyetle dualar göndermedim. Sen, verdin. Sana, isyandan büsbütün azade itaat göndermedim. Sen, verdin. Yerden göğe, ezelden ebede kadar ne kadar ikram varsa, Senden. Yerden göğe, ezelden ebede kadar ne kadar teşekkür varsa, Sana. Nimetlerin için şükredip, bilmediğim nimetleri de istemek üzere, Senin hazinelerine geldim. İşte ben, işte Sen. Sınırsız fakirliğe sahip kulun, sınırsız zenginliğe sahip olana boyun eğiyor. İşte ben, işte Sen. İhtiyacını bile bilemeyen kulun, Zengin ve Cömert olan’dan ikram ve nimetlerini istiyor.

Ey Güneş!
Allah adına milyon senedir yeri aydınlattığın gibi, şimdi de benim ruhumu aydınlat.
Allah’ım ona müsaade et.

Ey Güneş!
Allah adına milyon senedir karanlıkları erittiğin gibi, şimdi de benim gururumu erit. Allah’ım ona müsaade et.

Ey Güneş!
Allah adına milyon senedir ışık dağıttığın gibi, şimdi de bana sevgiliden ikram getir.
Allah’ım ona müsaade et.

Ey Güneşlerin Sahibi!
Bana hidayet etmede kullandığın tüm ayetler gibi, benim için güneşi de kullan!

Allah’ım! Ey Şefkat ve Merhametin, Hayatın ve Ölümün Sahibi!
İnsanlar Seni tanıyamadılar. Sana yalvaramadılar. Seninle gülen, seninle coşan ruhlara değemediler. Sen, bize göster nurunu. Sen, bize istet nurunu. Sen, bize sevdir nurunu. Bizim Sana olan yönelişimizi, Sana olan minnettarlığımızı artır.

Bize hayat verişini, öldürüp yeniden diriltişini gösterdiğin ayetlerin hakkına,
Bize şefkat, merhamet ve karşılıksız sevgini gösterdiğin ayetlerin hakkına,
Bize aczimizi ve Senin gücünü, ihtiyacımızı ve Senin zenginliğini gösterdiğin ayetlerin hakkına, bize Seni tanımada, Seni sevmede, Seni istemede kapılar aç. Bizim günah ve isyan kapılarımızı bağla, sevap ve ibadet kapılarımızı aç ve genişlet.

Allah’ım! Ey Celal ve İzzet Sahibi!
Dünya kurulalı, milyonlar sene geçti. Her devirde üzerinde milyarlarca insan yarattın. Milyarlarca ruh. Milyarlarca duygu. Milyarlarca düşünce. Milyarlarca dua. Milyarlarca şükür. Milyarlarca tesbih. Kimse Senin şanını anlayamayacak. Kimse Senin yüceliğini hayal edemeyecek. Kimse Senin zenginliğini kavrayamayacak. Sen, bizim şükrümüzü, tesbihimizi, dualarımızı, bu milyarlar içinden sevdiklerininkilerin yanına kat. Sen bizim şükrümüzü, tesbihimizi, dualarımızı bu zamandan al. Saadet asrına götür. Şerefli ve Sevgili Elçi’nin yanından kabul eyle. O’na selam ve salat et. Bizim de suret ve sîretimizi, o Rauf ve Rahim olan Peygamber’imiz hazretlerininkilere benzet!

Allah’ım! Ey İlim ve Hikmet Sahibi!
İnsanlar hayrette kalırlar. Ne kadar bilgi vardır ki, hepsi Size mâlum. Ne kadar incelik var ki, hepsi Sizin eseriniz. Ve ne kadar şey vardır ki, hepsi Sizi anlatırlar.

Ey Dünya ilinin çiçekleri! Ey Cennete akan nehirler! Ey Şarkı söyleyen kuşlar! Ey tomurcuk, ey ses, ey hava, ey toprak, ey ateş! Ey hayranlık veren sanat, ey güzellik, ey sevinç, ey hayat, ey ölüm! Ey Allah’ı anan ve anlatan eşya ve hadiseler!

O’nu anmaya, O’nu anlatmaya, O’nu övmeye, O’ndan istemeye devam edeceksiniz! Kimse bilmesin, kimse okumasın, kimse duymasın isterse..

Siz, Evrene yayılan bu kutsal coşkuya, bu mukaddes âhenge devam edeceksiniz!

Allah’ım! Bu seni anlatanlar için bize, gören göz, duyan kulak, tasdik eden dil, anlayan akıl, hisseden kalb, yaşayan ruh ver! Onlara karışıp Seni anmayı, bize de ihsan eyle!

Kullar, Sultanlarından diliyorlar ki:
Bizi bağışla, affet. Bizi yıka, temizle. Bizi nimetlendir, sevindir.
Bizi, olmamızı istediğin hâle koy.
Senin yardımın olmadan, Senden uzak düşmekten, Sana sığınırız!

 
                                                              Muhammed Alpkent

 http://www.yakaza.net
İnsana sadakat yakışır görse de ikrah
Doğruların yardımcısıdır Hz.Allah" Ziya Paşa