0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Kısa ve özet olarak nasıl olması gerektiğini yazabilecek biri var mı? Elbette gönülden dua ettikten sonra gerisi biraz usule giriyor ama yine de en son neye karar verdi forum?? Çok fazla farklı görüş var da
Duânın Şartları ve Edepleri HakkındaMuhakkak ki duânın şartları ve edepleri vardır. Bu şartlar ve edepler, icabetin sebepleridirler. Bu şart ve edepleri mükemmel ve tam bir şekilde yerine getirenler, icabet ehli olup duaları kabul olunur. Bunları ihlâl eden yerine getirmeyenler ise, haddi aşanlardan olur ve o kişi cevap ve duâsının kabul edilmesine hak kazanmış olmaz.(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 358)
Alıntı yapılan: efsanef - 08 Ağustos 2012, 12:28:09Bu kadar bilgi, döküman, fotoğraf,ayet-i kerime hadis-i şerif gösterilmesine rahmen özellikle türkiyemizde ellerini bitiştirerek dua eden kimseleri gördülermi işte bunlar süleymanlı diyorlar.Duada eller bitişk olacağına dair bütün deliller buradaduada eller açık olacak diyenlerin delilleri neredeAlıntı yapılan: amanbe - 08 Ağustos 2012, 14:59:01O resimlerde elleri bitişik olanlar kadar ayrı olanlar da var. Elleri açık dua etmek günah mı, caiz değil mi nedir yani?efsanef ve amanbe aşağıda gerekli ve yeterli açıklamaları bulabilirsiniz.Alıntı yapılan: Mücteba - 18 Ağustos 2011, 04:24:01Bunca resimden ve malümattan sonra hadiseye karşıdan bakınca iki sonuçla karşılaşıyoruz.1- Duada elleri birleştirmek, Türkiyede dua ederken ellerini birleştiren toplulukların/cemaatlerin sonradan çıkardığı bir iş/bir şifre/bir bid'at ise Dünyanın değişik coğrafyalarında yaşayan bu müslümanlar Türkiyede dua ederken ellerini birleştiren toplulukların/cemaatlerin mensubudur. ( veya tersi )2- Dünyanın değişik coğrafyalarında yaşayan bu müslümanlar ve Türkiyedeki bazı topluluklar/cemaatler duayı aynı şekilde yapmaktadırlar. Fakat Dünyanın değişik coğrafyalarında yaşayan bu müslümanlar Türkiyede bazı toplulukların/cemaatlerin mensubu olamazlar. (veya tersi) Günümüzde aralarında islami kaynaklar dışında herhangi bir bağ da yoktur. Her iki grubun dua ederken ortak bir çıkış noktası olduğu kesindir. Bu ortak çıkış noktasının da Peygamberimizin(s.a.v.) sünneti olması yüksek muhtemeldir. Dolayısıyla "Duada elleri birleştirmek, Peygamber efendimizin (s.a.v) sünnetidir." Bu toplulukların yaptığı da şifre/bidat değil "unutulan bir sünnetin ihyasıdır."Bundan sonra isteyen kendi mantığı ölçüsünde, istediği şekilde değerlendirir.Alıntı yapılan: Mücteba - 06 Haziran 2011, 12:44:37Duada Elleri Tutma ŞekliDua'da faziletli ve sünnet olan dua ederken elleri bitiştirmektir. Musannif İsmail Hakkı Bursevî (k.s.) hazretleri Rumeli ulemasındandır. Rumelili Hıristiyanlar ile Müslümanların bir arada yaşadığı bir yerdir. Bilindiği üzere Hıristiyanlar dua ederlerken, ellerinin içlerinin tamamen birbirine birleştirir ve çenelerinin altına koyarak dua ederler. O dönemin Müslüman âlimleri Musannif hazretleri gibi, Hıristiyanlara benzememek için dua'da elleri açmanın daha faziletli olacağını beyan etmişlerdir.Yoksa dua'da elleri birbirine bitiştirmek ve avuçlarını açmak sünnettir. Kutub-i sitte'de bu konuda birçok hadis-i şerif mevcuttur. Hazret-i Âişe (r.a.) annemizden rivayet olundu.-"Efendimiz (s.a.v.) hazretleri her gece yatağına geldiği zaman, iki elini birleştirir sonra onların içine nefes eder. Ve onlara;1- Kulhuvellâhüehad,2- Kul eûzü birabbil-felak,3- Kul eûzü birabinnâs sûrelerini okur..Sonra onlarla gücü yettiği kadar mübarek cesedini meshederdi, iki eliyle başından ve yüzlerinden başlar ve cesedinin ön tarafından başlayarak meshederdi. Ve bunu üç kere yapardı..." Tefsir kitapları:Tefsir kitaplarının çoğu, dua ederken elleri birleştirmek gerektiğine bu hadis-i şerif-i kaynak gösterirler:Tasavvuf ve Mevize kitapları:İhya-u Ulumiddin'de buyurdu:"Efendimiz (s.a.v.) hazretleri dua ettikler zaman, iki avucunu birleştirir ve elinin içlerini yüzüne taraf tutardı."(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:612-613)Alıntı yapılan: ankebut-57 - 09 Ekim 2007, 22:48:24Alıntı yapılan: Hemedan - 09 Ekim 2007, 22:02:38(Fetâvâ-yi Hindiyye)de, beşinci cüz’de diyor ki, (Duâ ederken, avuçlar semâya karşı açık, iki el aralık ve göğüs hizâsında olmalıdır).Malesef, Fetevâyi Hindiyye'de kastedilen mana bu şekilde değildir. Eğer tercüme için aslına bakılmış olsa böyle bir sorun olmaz. Bir Hoca Efendinin, duada ellerin birleştirilmesinin doğru olmadığını savunan birinin yazısına cevap olarak neşrettiği yazıda, bu tercüme katliamları bir bir anlatılmıştı. Cevap olarak hazırlanan yazıyı okudum. İlmi olarak oldukça güzel hazırlanmış ve yanlış hatırlamıyorsam da zamanın gazetelerinden birinde yayınlanmış.Eğer Fetevâyi Hindiyye'de ki ifadeler çarpıtılmadan aktarılırsa, olayın tam da iddiaa edilen tersine bir seyir içinde olduğu alenen görülürdü. Halbuki Fetâvâ-yı Hindiye'de buyruluyor ki: "Duâda efdâl olan; iki el ayalarını (avuç içlerini) bast etmek, yani döşeyip yaymak, açmak, kapalı tutmamak ve avuçları arasında az da olsa bir yarık bulun(up, el ayaları yapışık olma)maktır. (…) Müstehap olan, duâ esnasında iki ellerini göğsü hizasına kaldırmaktır. (…) Duâ-yı rağbet'te (cenneti istemek gibi) ellerinin ayasını yani avuç içini semaya doğru tutar." (C. 5, s. 318)Yani görüldüğü üzere, duâda ellerin birleştirilmesi, yanlış olan değil bizzat sünnet olan bir ibâdettir.Selam ve sevgiler...Alıntı yapılan: muallim_abi - 22 Ekim 2005, 15:43:35Alıntı yapılan: Hemedan(Fetâvâ-yi Hindiyye)de, beşinci cüz’de diyor ki, (Duâ ederken, avuçlar semâya karşı açık, iki el aralık ve göğüs hizâsında olmalıdır).Bu tür rivâyetlerin hepsi "öneri" şeklindedir Ancak bilinir ki, adab konularında eğer bir fiili destekleyen HADİS ve MÜCTEHİD nakli var ise, buna uyulur.Bilhassa türk alimleri "duada ellerin arası az açık olur" demişlerdir. Bunun sebebi, hristiyanlara benzememek için idi. Ruhul-Beyan tefsirinde dahi böyle yazmaktadır. (Ancak bunu naklede cahiller ellerini bir-iki metre açıp öyle dua ediyorlar. Kendi nakillerine bile inanmıyorlar. Az açık olması demek, kapalıya yakın demektir, bir metre ara olsun demek değildir.)Ancak Hüccetul-İslam İmam Gazali hazretleri, İbni Abbas'dan (r.a.) naklettiği hadisi şerif ile Resulullah (s.a.v) Efendimiz'in dua esnasında ellerini birbirine yapıştırdığını ispatlamıştır. Huccetul-İslam bu, İslamın delili.. Dinin ziyneti.. Şimdi bu zatın nakli nasıl eleştirelim? Yoksa mezhepsiz sapıkların dediği gibi "bu hadis mevdu" mu diyelim? Ehli sünnete göre İmama Gazali'nin naklettiği haberlerin hepsi sahihtir.Bu hadisi şerifi destekleyen hadisi şerifler Kütübi Sitte'de yeralmaktadır. Bazı cahiller "bu yatarkenki dua esnasında geçerli" diyor. O zaman İmam Gazali'nin rivayetini de göz önünde bulundurursak "İbni Abbası her gördüğünde" dememiz icab eder. Veya HisnulHasıyn'in rivayetine bakarak "Her arefe günü" dememiz gerekir. Bu durumda özetle "Resulullah (s.a.v) uyuyacağı zaman, arefe günlerinde ve İbni Abbas'ı her gördüğünde ellerini birleştirip dua ederdi" dememiz gerekir. Bu ne ahmakca olur değil mi?Halbuki Resulullah (s.a.v.) Efendimiz dua esnasına ellerini birleştirmiş, bu husus hadisi şeriflerle ispatlanmıştır. Bir insanın çıkıp Hz. Aişe (r.a.) hadisi hakkında yorumlarda bulunup "hususidir" demesi cehaletini ortaya koyar. Zira yine Hz. Aişe (r.a.) validemizdir, teravihin 8 rekat kılındığını bildiren. Hiçbir hadisi şerifinde 20 rekatten bahsetmez. Ulema "önceki günleri zikretmedi" demişlerdir (Bkz: El-Fıkh Alel-Mezahibil-Erbea) Eğer yukardaki mantıkla ilerlersek, aslında teravihin 8 rekat olduğunu söyleyen vehhabilere de hak vermemiz icab ederdi, bakın hadis öyle diyor.İşte sevgili kardeşlerim, aynı şekilde Hz. Aişe (r.a.) annemiz Resulullah (s.a.v) Efendimiz'in duasını nakletmiş, diğer rivayetleri de gözönünde tutarsak duada elleri birleştirmenin "delilli" bir sünnet olduğu ortada. Bazı kara cahiller "bu şiilerin fiili" diyor. Şiiler işliyor diye sünneti terketmek ahmaklıktır. İmam Gazali Hazretleri, bu fiilin onlar tarafından işlendiğini bilmiyor muydu? Bu cahiller kendlerini İmam Gazali'den daha temkinli, daha alim zannediyorlar.Denirse ki, eskiden işlemezlerdi, yeni başladılar; bu durumda deriz ki, o zaman yarın birgün işleyecekleri başka bir sünneti, onlar işliyor diye yine terk mi edeceğiz? Ehli Sünnetin yolu SÜNNETİ KORUMAK mıdır, yoksa SÜNNET TERKETMEK midir? Bu tür tenakuz ehli cahillere kapılmayın. Yukardaki rivayet de bunların eserinden alınmış. Selam ve dua ile..Alıntı yapılan: Tuğra - 10 Şubat 2012, 03:16:35HADİS-İ ŞERİF MEALİ : Eshab-ı Kiramdan İbn-i Abbâs (r.a.) buyurdu : " Efendimiz Hazretleri duâ ettikleri zaman iki ellerini birbirine birleştirirlerdi ve ellerinin içini mübârek yüzlerine mütemâyil kılarlardı. İşte ellerin duâda tutuluş şekli şöyledir ( deyip bizzat ellerini birleştirerek göstermişlerdir... Duâda Resûlullah (S.A.V.) gözlerini semaya kaldırmazlardı.Duâda ellerin birleştirerek yapılmasının evla ve efdal olduğuna dair birçok delil vardır. Şöyleki :Çeşitli ilimlere âid eserler yazmış , İslâm âleminin şarkında garbında pek meşhur olan Huccet'ül-İslam ( İslâmın parlak delil ve yıldızı ) diye anılan İMAM-I GAZÂLİ Hazretlerinin dört ciltlik ölümsüz eserinde yukarıdaki Hadis-i Şerif zikredilmektedir. (KAYNAKLAR : 1- İhyâ Ulûmü'd-diyn'de . Cilt.1 Sahife 305 Mevzuu: Âdâbü'd-duâ- BULUNDUGU YER: Eski eser Kütüphaneleri ve Arapça kitap bulunduran kitapçılar.2-İhyâü Ulûmü'd-diyn Tercemesi- Tercüme Eden:Ahmed Serdaroğlu(Diyanet İşleri Müfettişi) Eseri Takdim eden : Ahmed Davudoglu,Yayınlayan:Bedir Yayınları CİLT.1 Sahife :880.)TAHTÂVÎ adlı Fıkıh Kitabının 173 ncü sahifesinde : " Duâda elleri zammetmek , yani birleştirmek duânın âdâbındandır. " diye geçiyorMEVZÛÂTÜ'L-ULÛM Tercemesi, Yazarı :Taşköprülüzâde Ahmed Efendi- Baskı Tarihi : 1313 Hicri -İkdam Matbaası - Cilt.2 Sahife 410 da : " Ve dahi lâyık olan oldurki, iki keffini (elini ) bir yere getirip , zamm eyleyip batınlarını ( avuçlarının içini ) vechine mukâbil ( yüzüne karşı ) eyleye. " diye geçmektedir. (5-6/Temmuz/1984 Fazilet Takvimi) SAHİH-İ BUHÂRİ'DE ( En muteber hadis kitabı ) Cilt: 4-6 Bab: 14-17 Mevzuu: Kitabü Fezâili'l-Kur'an. Sahife :106 da, şöyle geçmektedir : Hazreti Aişe'den (R.A.) rivâyet olunmuştur. " Nebi ( S.A.V) her gece yatagına geldiği zaman İKİ ELİNİ BİRLEŞTİRİR ,bunlara nefes eder ve İhlas, Felak ve Nas sûrelerini okurdu. Sonra iki eliyle, başından,yüzünden ve vücûdunun ön tarafından başlayarak ( bütün ) vücûdunu sıvazlardı. Bunu üç defa tekrar ederdi. " diye yazzmaktadırDiğer kaynaklarSAHİH-İ BUHÂRÎ MUHTASARI TECRÎD-İ SARÎH TERCEMESİ'NDE . Cilt.11 Yayınlayan: Diyanet İşleri Başlkanlığı Mevzuu: Peygamberin İhlasa devamı , Sahife 236,bulunan Hadis-i şerif de,SÜNEN-İ TİRMİZÎ'DE Cilt: 4-5 Bâb: 20-21 Numarası : 3402 , deki Hadis-i Şerif de,SÜNEN-İ EBÎ DÂVÛD'DA Cilt: 5 Sahife 303, de bulunan Hadis-i Şerif de,RİYAZU'S- SÂLİHIYN ve TERCEMESİ ( Hadis Kitabı ) Cilt :3 Numarası :1490 Yayınlayan : D.İ.Başkanlığı.Sahife 61 deki Hadis-i Şerif te, dua edenin iki ellerini birleştirerek duâ etmesi gerektiği beyan edilmektedirGünümüzde ellerini kapalı şekilde dua eden insanlar unutulmuş bir sünnetin ihyasını gerçekleştirmektedirler. " KİM BENİM BİR SÜNNETİMİ İHYA EDERSE ( DİRİLTİRSE ) , BENİ SEVMİŞ OLUR. KİM DE BENİ SEVERSE CENNETTE BENİMLE BERABER OLUR. " Hadis-i Şerif Sünen-i Tirmizî - İlim-
Bu kadar bilgi, döküman, fotoğraf,ayet-i kerime hadis-i şerif gösterilmesine rahmen özellikle türkiyemizde ellerini bitiştirerek dua eden kimseleri gördülermi işte bunlar süleymanlı diyorlar.Duada eller bitişk olacağına dair bütün deliller buradaduada eller açık olacak diyenlerin delilleri nerede
O resimlerde elleri bitişik olanlar kadar ayrı olanlar da var. Elleri açık dua etmek günah mı, caiz değil mi nedir yani?
Bunca resimden ve malümattan sonra hadiseye karşıdan bakınca iki sonuçla karşılaşıyoruz.1- Duada elleri birleştirmek, Türkiyede dua ederken ellerini birleştiren toplulukların/cemaatlerin sonradan çıkardığı bir iş/bir şifre/bir bid'at ise Dünyanın değişik coğrafyalarında yaşayan bu müslümanlar Türkiyede dua ederken ellerini birleştiren toplulukların/cemaatlerin mensubudur. ( veya tersi )2- Dünyanın değişik coğrafyalarında yaşayan bu müslümanlar ve Türkiyedeki bazı topluluklar/cemaatler duayı aynı şekilde yapmaktadırlar. Fakat Dünyanın değişik coğrafyalarında yaşayan bu müslümanlar Türkiyede bazı toplulukların/cemaatlerin mensubu olamazlar. (veya tersi) Günümüzde aralarında islami kaynaklar dışında herhangi bir bağ da yoktur. Her iki grubun dua ederken ortak bir çıkış noktası olduğu kesindir. Bu ortak çıkış noktasının da Peygamberimizin(s.a.v.) sünneti olması yüksek muhtemeldir. Dolayısıyla "Duada elleri birleştirmek, Peygamber efendimizin (s.a.v) sünnetidir." Bu toplulukların yaptığı da şifre/bidat değil "unutulan bir sünnetin ihyasıdır."Bundan sonra isteyen kendi mantığı ölçüsünde, istediği şekilde değerlendirir.
Duada Elleri Tutma ŞekliDua'da faziletli ve sünnet olan dua ederken elleri bitiştirmektir. Musannif İsmail Hakkı Bursevî (k.s.) hazretleri Rumeli ulemasındandır. Rumelili Hıristiyanlar ile Müslümanların bir arada yaşadığı bir yerdir. Bilindiği üzere Hıristiyanlar dua ederlerken, ellerinin içlerinin tamamen birbirine birleştirir ve çenelerinin altına koyarak dua ederler. O dönemin Müslüman âlimleri Musannif hazretleri gibi, Hıristiyanlara benzememek için dua'da elleri açmanın daha faziletli olacağını beyan etmişlerdir.Yoksa dua'da elleri birbirine bitiştirmek ve avuçlarını açmak sünnettir. Kutub-i sitte'de bu konuda birçok hadis-i şerif mevcuttur. Hazret-i Âişe (r.a.) annemizden rivayet olundu.-"Efendimiz (s.a.v.) hazretleri her gece yatağına geldiği zaman, iki elini birleştirir sonra onların içine nefes eder. Ve onlara;1- Kulhuvellâhüehad,2- Kul eûzü birabbil-felak,3- Kul eûzü birabinnâs sûrelerini okur..Sonra onlarla gücü yettiği kadar mübarek cesedini meshederdi, iki eliyle başından ve yüzlerinden başlar ve cesedinin ön tarafından başlayarak meshederdi. Ve bunu üç kere yapardı..." Tefsir kitapları:Tefsir kitaplarının çoğu, dua ederken elleri birleştirmek gerektiğine bu hadis-i şerif-i kaynak gösterirler:Tasavvuf ve Mevize kitapları:İhya-u Ulumiddin'de buyurdu:"Efendimiz (s.a.v.) hazretleri dua ettikler zaman, iki avucunu birleştirir ve elinin içlerini yüzüne taraf tutardı."(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:612-613)
Alıntı yapılan: Hemedan - 09 Ekim 2007, 22:02:38(Fetâvâ-yi Hindiyye)de, beşinci cüz’de diyor ki, (Duâ ederken, avuçlar semâya karşı açık, iki el aralık ve göğüs hizâsında olmalıdır).Malesef, Fetevâyi Hindiyye'de kastedilen mana bu şekilde değildir. Eğer tercüme için aslına bakılmış olsa böyle bir sorun olmaz. Bir Hoca Efendinin, duada ellerin birleştirilmesinin doğru olmadığını savunan birinin yazısına cevap olarak neşrettiği yazıda, bu tercüme katliamları bir bir anlatılmıştı. Cevap olarak hazırlanan yazıyı okudum. İlmi olarak oldukça güzel hazırlanmış ve yanlış hatırlamıyorsam da zamanın gazetelerinden birinde yayınlanmış.Eğer Fetevâyi Hindiyye'de ki ifadeler çarpıtılmadan aktarılırsa, olayın tam da iddiaa edilen tersine bir seyir içinde olduğu alenen görülürdü. Halbuki Fetâvâ-yı Hindiye'de buyruluyor ki: "Duâda efdâl olan; iki el ayalarını (avuç içlerini) bast etmek, yani döşeyip yaymak, açmak, kapalı tutmamak ve avuçları arasında az da olsa bir yarık bulun(up, el ayaları yapışık olma)maktır. (…) Müstehap olan, duâ esnasında iki ellerini göğsü hizasına kaldırmaktır. (…) Duâ-yı rağbet'te (cenneti istemek gibi) ellerinin ayasını yani avuç içini semaya doğru tutar." (C. 5, s. 318)Yani görüldüğü üzere, duâda ellerin birleştirilmesi, yanlış olan değil bizzat sünnet olan bir ibâdettir.Selam ve sevgiler...
(Fetâvâ-yi Hindiyye)de, beşinci cüz’de diyor ki, (Duâ ederken, avuçlar semâya karşı açık, iki el aralık ve göğüs hizâsında olmalıdır).
Alıntı yapılan: Hemedan(Fetâvâ-yi Hindiyye)de, beşinci cüz’de diyor ki, (Duâ ederken, avuçlar semâya karşı açık, iki el aralık ve göğüs hizâsında olmalıdır).Bu tür rivâyetlerin hepsi "öneri" şeklindedir Ancak bilinir ki, adab konularında eğer bir fiili destekleyen HADİS ve MÜCTEHİD nakli var ise, buna uyulur.Bilhassa türk alimleri "duada ellerin arası az açık olur" demişlerdir. Bunun sebebi, hristiyanlara benzememek için idi. Ruhul-Beyan tefsirinde dahi böyle yazmaktadır. (Ancak bunu naklede cahiller ellerini bir-iki metre açıp öyle dua ediyorlar. Kendi nakillerine bile inanmıyorlar. Az açık olması demek, kapalıya yakın demektir, bir metre ara olsun demek değildir.)Ancak Hüccetul-İslam İmam Gazali hazretleri, İbni Abbas'dan (r.a.) naklettiği hadisi şerif ile Resulullah (s.a.v) Efendimiz'in dua esnasında ellerini birbirine yapıştırdığını ispatlamıştır. Huccetul-İslam bu, İslamın delili.. Dinin ziyneti.. Şimdi bu zatın nakli nasıl eleştirelim? Yoksa mezhepsiz sapıkların dediği gibi "bu hadis mevdu" mu diyelim? Ehli sünnete göre İmama Gazali'nin naklettiği haberlerin hepsi sahihtir.Bu hadisi şerifi destekleyen hadisi şerifler Kütübi Sitte'de yeralmaktadır. Bazı cahiller "bu yatarkenki dua esnasında geçerli" diyor. O zaman İmam Gazali'nin rivayetini de göz önünde bulundurursak "İbni Abbası her gördüğünde" dememiz icab eder. Veya HisnulHasıyn'in rivayetine bakarak "Her arefe günü" dememiz gerekir. Bu durumda özetle "Resulullah (s.a.v) uyuyacağı zaman, arefe günlerinde ve İbni Abbas'ı her gördüğünde ellerini birleştirip dua ederdi" dememiz gerekir. Bu ne ahmakca olur değil mi?Halbuki Resulullah (s.a.v.) Efendimiz dua esnasına ellerini birleştirmiş, bu husus hadisi şeriflerle ispatlanmıştır. Bir insanın çıkıp Hz. Aişe (r.a.) hadisi hakkında yorumlarda bulunup "hususidir" demesi cehaletini ortaya koyar. Zira yine Hz. Aişe (r.a.) validemizdir, teravihin 8 rekat kılındığını bildiren. Hiçbir hadisi şerifinde 20 rekatten bahsetmez. Ulema "önceki günleri zikretmedi" demişlerdir (Bkz: El-Fıkh Alel-Mezahibil-Erbea) Eğer yukardaki mantıkla ilerlersek, aslında teravihin 8 rekat olduğunu söyleyen vehhabilere de hak vermemiz icab ederdi, bakın hadis öyle diyor.İşte sevgili kardeşlerim, aynı şekilde Hz. Aişe (r.a.) annemiz Resulullah (s.a.v) Efendimiz'in duasını nakletmiş, diğer rivayetleri de gözönünde tutarsak duada elleri birleştirmenin "delilli" bir sünnet olduğu ortada. Bazı kara cahiller "bu şiilerin fiili" diyor. Şiiler işliyor diye sünneti terketmek ahmaklıktır. İmam Gazali Hazretleri, bu fiilin onlar tarafından işlendiğini bilmiyor muydu? Bu cahiller kendlerini İmam Gazali'den daha temkinli, daha alim zannediyorlar.Denirse ki, eskiden işlemezlerdi, yeni başladılar; bu durumda deriz ki, o zaman yarın birgün işleyecekleri başka bir sünneti, onlar işliyor diye yine terk mi edeceğiz? Ehli Sünnetin yolu SÜNNETİ KORUMAK mıdır, yoksa SÜNNET TERKETMEK midir? Bu tür tenakuz ehli cahillere kapılmayın. Yukardaki rivayet de bunların eserinden alınmış. Selam ve dua ile..
HADİS-İ ŞERİF MEALİ : Eshab-ı Kiramdan İbn-i Abbâs (r.a.) buyurdu : " Efendimiz Hazretleri duâ ettikleri zaman iki ellerini birbirine birleştirirlerdi ve ellerinin içini mübârek yüzlerine mütemâyil kılarlardı. İşte ellerin duâda tutuluş şekli şöyledir ( deyip bizzat ellerini birleştirerek göstermişlerdir... Duâda Resûlullah (S.A.V.) gözlerini semaya kaldırmazlardı.Duâda ellerin birleştirerek yapılmasının evla ve efdal olduğuna dair birçok delil vardır. Şöyleki :Çeşitli ilimlere âid eserler yazmış , İslâm âleminin şarkında garbında pek meşhur olan Huccet'ül-İslam ( İslâmın parlak delil ve yıldızı ) diye anılan İMAM-I GAZÂLİ Hazretlerinin dört ciltlik ölümsüz eserinde yukarıdaki Hadis-i Şerif zikredilmektedir. (KAYNAKLAR : 1- İhyâ Ulûmü'd-diyn'de . Cilt.1 Sahife 305 Mevzuu: Âdâbü'd-duâ- BULUNDUGU YER: Eski eser Kütüphaneleri ve Arapça kitap bulunduran kitapçılar.2-İhyâü Ulûmü'd-diyn Tercemesi- Tercüme Eden:Ahmed Serdaroğlu(Diyanet İşleri Müfettişi) Eseri Takdim eden : Ahmed Davudoglu,Yayınlayan:Bedir Yayınları CİLT.1 Sahife :880.)TAHTÂVÎ adlı Fıkıh Kitabının 173 ncü sahifesinde : " Duâda elleri zammetmek , yani birleştirmek duânın âdâbındandır. " diye geçiyorMEVZÛÂTÜ'L-ULÛM Tercemesi, Yazarı :Taşköprülüzâde Ahmed Efendi- Baskı Tarihi : 1313 Hicri -İkdam Matbaası - Cilt.2 Sahife 410 da : " Ve dahi lâyık olan oldurki, iki keffini (elini ) bir yere getirip , zamm eyleyip batınlarını ( avuçlarının içini ) vechine mukâbil ( yüzüne karşı ) eyleye. " diye geçmektedir. (5-6/Temmuz/1984 Fazilet Takvimi) SAHİH-İ BUHÂRİ'DE ( En muteber hadis kitabı ) Cilt: 4-6 Bab: 14-17 Mevzuu: Kitabü Fezâili'l-Kur'an. Sahife :106 da, şöyle geçmektedir : Hazreti Aişe'den (R.A.) rivâyet olunmuştur. " Nebi ( S.A.V) her gece yatagına geldiği zaman İKİ ELİNİ BİRLEŞTİRİR ,bunlara nefes eder ve İhlas, Felak ve Nas sûrelerini okurdu. Sonra iki eliyle, başından,yüzünden ve vücûdunun ön tarafından başlayarak ( bütün ) vücûdunu sıvazlardı. Bunu üç defa tekrar ederdi. " diye yazzmaktadırDiğer kaynaklarSAHİH-İ BUHÂRÎ MUHTASARI TECRÎD-İ SARÎH TERCEMESİ'NDE . Cilt.11 Yayınlayan: Diyanet İşleri Başlkanlığı Mevzuu: Peygamberin İhlasa devamı , Sahife 236,bulunan Hadis-i şerif de,SÜNEN-İ TİRMİZÎ'DE Cilt: 4-5 Bâb: 20-21 Numarası : 3402 , deki Hadis-i Şerif de,SÜNEN-İ EBÎ DÂVÛD'DA Cilt: 5 Sahife 303, de bulunan Hadis-i Şerif de,RİYAZU'S- SÂLİHIYN ve TERCEMESİ ( Hadis Kitabı ) Cilt :3 Numarası :1490 Yayınlayan : D.İ.Başkanlığı.Sahife 61 deki Hadis-i Şerif te, dua edenin iki ellerini birleştirerek duâ etmesi gerektiği beyan edilmektedirGünümüzde ellerini kapalı şekilde dua eden insanlar unutulmuş bir sünnetin ihyasını gerçekleştirmektedirler. " KİM BENİM BİR SÜNNETİMİ İHYA EDERSE ( DİRİLTİRSE ) , BENİ SEVMİŞ OLUR. KİM DE BENİ SEVERSE CENNETTE BENİMLE BERABER OLUR. " Hadis-i Şerif Sünen-i Tirmizî - İlim-
Duâ Edenin Yapması Gerekenler1- Nefsini tezkiye etmelidir.Duâ eden kişi, nefsini tabiî vasıflardan ve ahlâk-ı zemîmeden (kötü ahlaktan) tezkiye edip temizlemelidir. Çünkü tabiî sıfatlar ve ahlak-ı zemîme (kötü ve yerilmiş ahlak) duânın yollarını kesmektedirler.2- Kalbini tezkiye etmelidir...Kalbini, nefsanî ve ruhanî olan, insanî alâkalardan meydana gelen kirlerden temizlemelidir. Duâ eden kişi, kalbini ezkâr (zikir ve evrad) ve zikrin nuruyla ve güzel ahlâk nuruyla tasfiye etmeli, nurlandırıp parlatmalıdır.Çünkü bu sebepler insanı Allah'a yaklaştırma sebepleridir. Bu sebeplerle duâlar Allahü Teâlâ hazretlerine yükselir. Allahü Teâlâ hazretleri buyurdukları gibi:-"O'na (güzel ve) hoş kelimeler (Tevhit, zikir ve duâlar) yükselir, onu (duâları) da amel-i salih yükseltir."3- Ruhunu mâsivâ kirinden tezkiye etmelidir.Duâ eden kişi, Mevlâ’nın lütfüne mazhar olmak ve ilâhî iltifata mazhar olmak için; Allah'ın gayrisine iltifat etmek kirinden ruhunu tezkiye edip temizlemelidir.4- Sırrını şirkin pisliklerinden tezkiye etmelidir.Duâ eden kişi, sırrını ayıp ve bulaşığından tezkiye edip temizlemelidir. Bu da ancak, hakkı talep etmek için duâda sadece Hakka teveccüh edip, Allahü Teâlâ hazretlerine yönelmekle olur, Duâsının müstecâb olup Allah'ın katında makbul olması için; duâda Hak Teâlâ hazretlerinden, haktan başka bir şey istememelidir. Bu takdirde duâsı kabul olur; ricası boşa çıkmaz. Buyurduğu gibi: "İyi biliniz ki, beni (m rızamı arayan ve) talep eden bulur. Ama kim benden başka bir şey talep ederse beni bulamaz."Ve Allahü Teâlâ, duâ ile kendisini talep edenlere icabet edeceğini vaat etti. Ve bu ayet-i kerimede şöyle buyurdu:"Bana duâ edince duâcının duâsına icabet ederim." Yani: "Beni talep ettiği zaman," demektir.(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 359-360)