Gönderen Konu: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]  (Okunma sayısı 46321 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı SadakatNet

  • Administrator
  • araştırmacı
  • *****
  • İleti: 298
    • http://www.sadakat.net
Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
« : 29 Ekim 2007, 00:18:51 »

Hafta:    1

Mevzu:

Dünya sevgisi ve ahireti unutmak


Kolay gelsin..


« Son Düzenleme: 06 Şubat 2008, 00:49:29 Gönderen: isra »
Sadakat Yönetim Kurulu

Çevrimdışı Miftahulkuluub

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1959
    • http://www.sadakat.net
Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #1 : 29 Ekim 2007, 00:53:00 »
Hadis-i Kudsi:

"Ey dünya sana hizmet edenin sen işini zorlaştır. Bana hizmet edene ise sen hizmet et."

(Yıllardır bildiğim bu kudsi hadisin kaynağını paylaşan olursa sevinirim.)
İncemeseleler    Sadakat.Net    İns SadakatForum  Sevadı Azam


" Derviş isen kardeş takvaya çalış.."

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #2 : 29 Ekim 2007, 00:55:19 »

Ayeti celileler.

1-Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir. (Enfal Sûresi, 29)

2-Gerçek şu ki, Allah Katında, yerde debelenenlerin en kötüsü, (bir türlü) akıl erdirmez olan sağırlar ve dilsizlerdir. (Enfal Sûresi, 22)

İnkâr edenlerin, yaşadıkları bu dünyayı gerçek sanıp ahireti unutmalarının ve sadece nefislerinin isteklerini karşılamaya çalışmalarının en önemli sebeplerinden biri, ayetlerde bildirildiği gibi "akıl erdirememeleri"dir. Bu yüzden tüm yaşamlarını bu dünya ile sınırlı sanırlar. Olaylara bakış açıları ve değer yargıları da neredeyse tümüyle dünyaya yöneliktir. Dünya hayatının sadece zahiri yönünü görür, gerçek amacını kavrayamaz, ahireti ise tamamen unutmuş şekilde yaşarlar. Allah Kuran'da bu insanlar için şöyle bildirir:

3-Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır. Kendi nefisleri konusunda düşünmüyorlar mı? Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre (ecel) olarak yaratmıştır. Gerçekten, insanlardan çoğu Rablerine kavuşmayı inkâr ediyorlar. (Rum Sûresi, 7-8)
Oysa Allah, Kuran ayetleriyle insanlara dünya hayatının gerçek yüzü hakkında bilgi vermiş ve onları bu sahte dünyaya aldanmamaları konusunda uyarmıştır.

4-Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara 'süslü ve çekici' kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah Katında olandır. (Al-i İmran Sûresi, 14)

5-Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? (Enam Sûresi, 32)
6-Başka ayetlerde ise Allah; "Hayır; siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz. Ve ahireti terk edip bırakıyorsunuz." (Kıyamet Sûresi, 20-21)
 sözleriyle insanların asıl hayatlarını yaşayacakları ahireti gözardı ettiklerini hatırlatmıştır. Kuşkusuz bu, insanları sonsuz kayba uğratacak bir davranıştır.

Yüksek ilim sahibi, değerli İslam alimi İmam Gazali de bir sözünde bu konuyu hatırlatmış; geçici dünya nimetlerinin, Allah'ın ahirette vereceklerinin yanında nasıl sönük ve değersiz kalacaklarını anlatarak, insanları asıl olarak ahiret için çalışmaya çağırmıştır:
... Dünyadaki hükümdarların rütbeleri onların sahip oldukları makamların yanında küçük ve sönük kalır, onlarla kıyas bile edilemez! Ahiret sultanlığı hakkında Cenab-ı Hakk şöyle buyurur: "
7-Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk (saltanat) görürsün." (İnsan Sûresi, 20)

Cenab-ı Hakk'ın büyük bir saltanat dediği ahiret mülkünü sen de yüce tut! Sen de çok iyi biliyorsun ki dünya ve içindekiler çok az ve değersiz şeylerdir. Hayat kısa, dünyadaki nimetlerin devamı kısa ve çok azıcık bir süredir. Sonra bizler kalkıyoruz bu azın azını elde etmek ve azıcık bir süre onunla birlikte olmak için canımızı ve malımızı seferber ediyoruz. Bir kısmımız bunu elde ediyor, bir kısmı elde edemiyor elde edenlere imreniyor. Onu elde etmek için canını ve malını tehlikeye attığına hiç bakmıyorlar. (İmam Gazali, Cennete Doğru, (Yedi Geçit), Minhacü'l-Abidin, sf. 319

Ma'rifetnâme'deki hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

Mes'ud o kimsedir ki, dünya onu terk etmeden önce, o dünyayı terk etmiştir.
Dünyaya, burada kalacağınız kadar, âhırete de, orada kalacağınız kadar çalışınız!
Allahü teâlânın kitabından ve Resûlullahın hadislerinden sonra, İslâm kitaplarının en üstünü ve en faidelisi olan MEKTÛ-BAT kitabında, ariflerin ışığı, velilerin önderi, ikinci bin yılının müceddidi İmâm-ı Rabbani hazretleri "kuddise sirruh" buyuruyor ki:
"Server-i kâinat, Habib-i Rabbilâlemin" aleyhissalatü vesselam" buyurdu ki:
"Dünya ile âhıret, birbirinin zıddıdır, birbirine uymaz. Birini razı edersen.öteki gücenir."

Demek ki, bir kimse, dünyayı razı ederse, âhıret ondan gücenir. Ya'ni âhırette eline bir şey geçmez. Dünya, seni Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeyler demektir. Kadın, çocuk, mal, rütbe, mevki düşüncesi, Allahü teâlâyı unutturacak kadar ileri giderse dünya olur. Âhırete faidesi olmayan ilimler, dersler de hep dünyadır.

Dünyaya geldiğin zamanı düşün,
Şen ağlardın, fakat gülerdi âlem,
Öyle bir hayat sür ki, senin gidişin
Sana sevinç olsun âleme matem.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı candost

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 15
Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #3 : 29 Ekim 2007, 01:06:16 »
İ’lem eyyühe’l-aziz!

 Dört şey için dünyayı kesben değil, kalben terketmek lâzımdır:

1 . Dünyanın ömrü kısa olup, sür’atle zeval ve guruba gider. Zevalin elemiyle, visalin lezzeti zeval buluyor.

2.Dünyanın lezâizi zehirli bala benzer. Lezzeti nisbetinde elemi de vardır.

3. Seni intizar etmekte ve senin de sür’atle ona doğru gitmekte olduğun kabir, dünyanın ziynetli, lezzetli şeylerini hediye olarak kabul etmez. Çünkü dünya ehlince güzel addedilen şey, orada çirkindir.

4. Düşmanlar ve haşerat-ı muzırra arasında bir saat durmakla dost ve büyükler meclisinde senelerce durmak arasındaki muvazene, kabirle dünya arasındaki aynı muvazenedir. Maahaza, Cenab-ı Hak da bir saatlik lezzeti terk etmeye davet ediyor ki, senelerce dostlarınla beraber rahat edesin. Öyleyse, kayıtlı ve kelepçeli olarak sevk edilmezden evvel, Allah’ın davetine icabet et.

FesübhanAllah, Cenab-ı Hakkın insanlara fazl ve keremi o kadar büyüktür ki, insana vedia olarak verdiği malı, büyük bir semeni ile insandan satın alır, ibka ve himaye eder. Eğer insan o malı temellük edip Allah’a satmazsa, büyük bir belâya düşer. Çünkü o malı uhdesine almış oluyor. Halbuki kudreti taahhüde kâfi gelmiyor. Çünkü, arkasına alırsa, beli kırılır, eliyle tutarsa, kaçar, tutulmaz. En nihayet meccânen fena olur gider, yalnız günahları miras kalır.


risalei nurdan-mesnevi-i nuriye kitabından.

Çevrimdışı kenz

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1129
Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #4 : 29 Ekim 2007, 01:23:09 »
El-Misver İbnu Mhreme (radıyAllahu anhümâ)'ye Amr İbnu Avf (radıyAllahu anh) şunu anlatmıştır: "Resûlullah (aleyhissalâm vesselâm) Ebu Ubeyde (radıyAllahu anh)'yi Bahreyn'e, oranın cizyesin getirmek üzere yolladı. Mallarla dönünce Ensâr geldiğini işitti. Sabah namazını Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'le kıldılar. Namaz bitince, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın etrafını sardılar. Resûlullah (aleyhissalàtu vesselâm) tebessüm buyurdular ve: "Öyle zannediyorum, Ebu Ubeyde'nin bir şeyler getirdiğini işittiniz" dedi. Hep birlikte: "Evet!" dediler. Bunun üzerine şunları söyledi:

"Öyleyse sevinin ve sizi sevindiren şeyi ümid edin. Allah' a yemin olsun, sizler için fakirlikten korkmuyorum. Ben size dünyanın genişlemesinden korkuyorum. Sizden öncekilere dünya genişlemişti de hemen dünya için birbirleriyle boğuşmaya başladılar ve helak oldular. Genişleyen dünyanın onlar gibi sizi de helak etmesinde korkuyorum."

Buharî Rikâk 7, Cizye 1, Megâzî 11; Müslim, Zühd 6, (2961); Tirmizî, Kıyâmet 29, (2464).

İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #5 : 29 Ekim 2007, 01:30:32 »
Hadis-i Kudsi:

"Ey dünya sana hizmet edenin sen işini zorlaştır. Bana hizmet edene ise sen hizmet et."

(Yıllardır bildiğim bu kudsi hadisin kaynağını paylaşan olursa sevinirim.)

ruhul-beyan tefsiri cild 3 sahife 23 de bulabilirsiniz.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #6 : 29 Ekim 2007, 05:36:29 »


Dünya senin bineğindir.Eğer ona hakim olur,binersen,seni yüklenip taşır,eğer hakim olamazsan,o sana biner ve seni ezer,öldürür. Hasan-ı Basrî (K.S.)

Dünya kalbe yerleşince,ahiret kalpten göç edip gider. Dârani

Dünya velinin kıymetsiz oyuncağı,delinin değerli salıncağıdır. Ali Tayyar

Dünya bir deryâ, âhiret sahil, gemi takva, bütün insanlar da yolcu. Ebû Ya'kub İshak




                                                                             

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #7 : 29 Ekim 2007, 05:43:05 »
Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı.Ankebut:64

Çevrimdışı kenz

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1129
Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #8 : 29 Ekim 2007, 22:26:23 »
---Dahhâk (R.A) Peygamber efendimiz'e İnsanların zahidi kimdir? diye sorunca Fakirlik ve belaya sabredenler, dünya zinetini terkedenler, baki olanı fani üzerine tercih edenler gelmeyen günü hesap etmeyip nefsini ölülerden sayanlardır.Buyurdu.(Abdullâtif s.341)


---Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: Dünya tatlı ve manzarası caziptir.Allah sizi dünyada halef kılacak ve nasıl muamele edeceğinize bakacaktır.Binaenaleyh,Dünyadan ve kadınlardan korunun. (Müslim)


---Yine Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: Dünya mü'minin zindanı, Kabir kal'ası, Cennet de barınağıdır.Dünya kafirin cenneti,Kabir zindanı,cehennem de barınağıdır.(Dekaik'ul-Ahbâr)


« Son Düzenleme: 29 Ekim 2007, 23:12:03 Gönderen: kenz »
İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

Çevrimdışı enfa

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1543
Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #9 : 29 Ekim 2007, 23:53:22 »
Ebu Said (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) minbere oturdu, biz de etrafında yerlerimizi aldık. Buyurdular ki:

"Sizin için korktuğum şeylerden biri, dünyanın süs ve güzelliklerinin sizlere açılmasıdır!"

Bir adam (araya girerek söze karıştı ve):

"Yani (nâil olacağımız) hayır, şer mi getirecek?" dedi. Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm) bu soru üzerine süküt etti. (Adama: "Sana ne oluyor da Resülullah'ın sözünü kesip, onunla konuşmaya kalkıyorsun? O sana konuşmuyor ki!.." diye paylıyanlar oldu). Gördük ki, kendisine vahiy gelmekte. Derken vahiy hâli açılmış, yüzündeki terleri silmekte idi.

"Şu soru soran nerede?" diye söze başladı. Ve sanki adamı (sorusu sebebiyle) takdir ediyor gibiydi: Sözlerine şöyle devam etti:

"Muhakkak ki, hayır, şer getirmez. Ancak derenin bitirdikleri arasında, ya çatlatarak öldüren ya da ölüme yaklaştıran bitki de var. Yalnız yeşil ot yiyen hayvanlar müstesna. Zira bunlar yeyip böğürleri şişince güneşe karşı dururlar. (Geviş getirirler), akıtırlar ve rahatça defi hacet yaparlar, sonra tekrar dönüp yayılırlar.

Şüphesiz ki, bu mal hoştur, tatlıdır. Ondan fakire, yetime ve yolcuya veren bu malın Müslüman sâhibi en iyi (insan)'dir. Bunu haketmeden alan, yediği halde doymayan kimse gibidir. O mal, kıyamet günü aleyhinde şâhidlik yapacaktır."

Buhâri, Zekât 47, Cum'a 28, Cihâd 37, Rikâk 7; Müslim Zekât 123, (1052); Nesâi, Zekât 81, (5, 90).

                                   *****

Hz. Enes (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Dünya sevgisi her çeşit hatalı davranışların başıdır. Bir şeye olan sevgin seni kör ve sağır yapar."

Rezin ilâvesidir. Beyhaki Şuabu'l-İman'da kaydetmiştir. Hadisin ikinci yarısı Ebü Dâvud'da tahric edilmiştir. Edep 125, (5150).

                                   *****

Sehl İbnu Sa'd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Eğer dünya Allah nazarında sivri sineğin kanadı kadar bir değer taşısaydı tek bir kafire ondan bir yudum su içirmezdi."

Tirmizi, Zühd 13, (2321); İbnu Mâce, Zühd 11, (2410).

                                   *****

Ali İbnu Ebi Tâlib (radıyalllâhu anh) buyurdular ki: "Dünya arkasını dönmüş gidiyor, âhiret ise yönelmiş geliyor. Bunlardan her ikisinin de kendine has evlatları var. Sizler âhiretin evlatları olun. Sakın dünyanın evlatları olmayın. Zira bugün amel var hesap yok, yarın ise hesap var amel yok."

Buhâri, muallak (senetsiz) olarak kaydetmiştir. (ftikâk 4).

« Son Düzenleme: 30 Ekim 2007, 00:07:07 Gönderen: enfa »

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

Çevrimdışı afka

  • okur
  • *
  • İleti: 96
Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #10 : 30 Ekim 2007, 20:09:36 »
Kıymetli dostlar ağırlıklı olarak dünyanın kötü gösterildiği hadisler ele alınmış .Belki yeri burası değil ama hadisleri anlam problemi diye bir husus var oda zahirine göre ele almak.Oysa unutmayalım ki biz ahiret derecelerinide bu dünyadan kazanıyoruz.Bir lokma bir hırka mantığı müslümanın tarzı değildir.Hülasa hem yüzdüreceğiz hem su almayacağız.(Müzakereye farklı bir katı adına)
Sünnet, "Asrı Saadeti" çağa taşımaktır

Çevrimdışı Miftahulkuluub

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1959
    • http://www.sadakat.net
Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #11 : 30 Ekim 2007, 21:43:13 »
Yefne-l malü ve tebga amelek ;)  (İmam-ı Birgüvi hz.)
« Son Düzenleme: 31 Ekim 2007, 16:30:45 Gönderen: kenz »
İncemeseleler    Sadakat.Net    İns SadakatForum  Sevadı Azam


" Derviş isen kardeş takvaya çalış.."

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #12 : 31 Ekim 2007, 11:56:18 »
Şemseddin Habibullah (k.s) buyurdu ki:

“Dünya mel’ûndur.Allah(c.c.) sevgisi ile dünya sevgisi bir araya gelmez.Allah’ın rızasına kavuşmak için mâsivayı (Allah’tan başka her şey) terk etmek lazımdır.”

“Her kim dünyaya düşkün olanlar arasına karışırsa, sohbetin bereketlerine kavuşamaz! Bir kimse dünyaya düşkün olanlar arasına ihtiyaç olduğu kadar karışır ve hâlis niyetle ve Bâtıni nisbetini muhafaza ederk aralarında bulunursa zararı yoktur.”

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #13 : 31 Ekim 2007, 13:27:50 »
Selçuklu Sultânı Rükneddîn, Mevlânâ'ya beş kese altın gönderip almasını arzu etti. Talebelerinden Mecdüddîn, Mevlânâ'ya altınları arz edince; "Beni hakîkaten seviyorsanız, bu altınları dışarıdaki çamurun içine atın!" buyurdu. Talebeleri bu emri derhal yerine getirdiler. Dünyâya kıymet veren bâzı kimseler, bu altınları almak için çamurun içinde aramaya başladılar. Fakat üstleri, başları, yüzleri çamurdan görünmez hâle geldi. Mevlânâ, talebelerine onların bu vaziyetlerini göstererek; "Bu altınlar, şu gördüğünüz dünyâ ehlinin üstünü başını batırdığı gibi, âhiret ehli olanların da kalbini karartır, kirletir. Çeşitli günahlara sevkedip, ibâdetlerden alıkoyar. Bu sözlerimi yanlış anlamayınız. Dünyâ için çalışmayınız demek istemiyorum. Dünyâ malının muhabbetini kalbinize koymayınız diyorum. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyâya, yarın ölecekmiş gibi âhirete çalışmak lâzım geldiğini herkes bilir. Burada dikkat edilecek nokta; hırs ve tamâ yapmadan kanâat üzere bulunmaktır. Dünyâda, âhiret saâdeti için çalışmalı, kazanmalı, niyeti düzeltmelidir. Çünkü İslâmiyet, insanlara faydalı olmayı emreder. En büyük saâdet, en büyük sermâye, helâlinden kazanıp, hayır ve hasenât yaparak âhirete göndermektir. Buna rağmen asıl sermâye, mal, mülk, para sâhibi olmak değil, ilim, amel, ihlâs ve güzel ahlâk sâhibi olmaktır." buyurdu.

17 Aralık 2005 Fazilet Takviminden....

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
« Yanıtla #14 : 01 Kasım 2007, 00:19:36 »
Yefne-l malü ve tebga amelek ;)  (İmam-ı Birgüvi hz.)
Yefne-l malü ve tebga ve amelek
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik