Gönderen Konu: "Duvardan Dökülen İnciler" Takvim Yaprakları  (Okunma sayısı 1010515 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurban Nisâbı ve Vâcib Olmasının Şartları
« Yanıtla #1380 : 19 Eylül 2014, 10:35:55 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"Kim akşam namazından sonra altı rek'at namaz (evvâbîn) kılarsa, deniz köpüğü kadar da olsa günahları mağfiret olunur."
(Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu 'cemü 'l-Evsat)


18
Eylül Perşembe 2014

Hicrî: 23 Zilkâde 1435 - Rûmî: 05 Eylül 1430

Ertuğrul Firkateyni'nin Japon Sularında Batması (1890) • Erdek, Yenice, Biga ve Mahmudiye'nin Kurtuluşu (1922)


Kurban Nisâbı ve Vâcib Olmasının Şartları

Kurban nisâbı: Aslî ve zarûrî ihtiyaçlarından başka fitre vâcib olacak kadar malı-parası olan, hür ve mukîm (yolcu olmayan) erkek ve kadın Müslümana kurban kesmek vâcibdir.

Bu malın -zekât nisâbında olduğu gibi- alışveriş ile artabilecek mal olması ve üzerinden bir sene geçmesi şart değildir. Aslî ve zarûrî ihtiyaçlar şunlardır: Evi, evinin kâfi miktarda eşyası, bineceği (arabası), üç türlü giyeceği -yani iş elbisesi, günlük giydiği elbise, bayram ve benzeri günlere mahsus elbisesi- kendinin ve nafakası kendi üzerine vâcib olanların bir aylık nafakalarıdır. Bundan fazla olarak 80,18 gr altın veya aynı kıymette başka bir şeye sahip olan kimselere sadaka-i fıtır vermek ve kurban günlerinde kurban kesmek vâcib olur.

• (Bayramın 1., 2. ve 3. gününde) kurban kesmeye mahsus olan günlerin sonunda (akşam vaktine kadar) zengin, (yani nisâba mâlik) olan kimsenin derhal kurban kesmesi vâcib olur. (Kâdîhân)

• Hür, mukîm ve nisâba mâlik müslümanın küçük çocukları için kurban kesmesi müstehaptır. Zâhiru'r-rivâye de böyledir. Fetva, buna göredir.

İmam Hasan'ın Ebû Hanîfe'den rivayetine göre, kişinin küçük çocuğu ve babası olmayan torunları için kurban kesmesi vâcibdir. İmam Kudûrî, İmam Hasan'ın bu rivayetini tercih etmiştir.

•   Müsâfir eğer mukîm iken kurban alıp vaktin sonundan evvel (yani bayramın üçüncü günü güneş batmadan önce) sefere çıktığı takdirde; Zengin ise kurbanı satması caiz olur.

Fakir ise -kurban kesmek üzere bir hayvanı alması sebebiyle üzerine vâcib olduğu için- satması câiz olmaz.

•    İmâm-ı Azam ve İmam Ebû Yûsuf Hazretleri'ne göre kurban kesmekle mükellef olmak için akıllı ve bâliğ (ergen) olmak şart değildir. Delinin ve henüz bâliğ olmamış çocuğun mallarından babaları yâhut vasîleri kurban keser ve onlara yedirirler. Yediklerinden artanı bunlar için (elbise gibi) kendisi ile faydalanılan bir şey ile değiştirebilirler.




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurbanın Fazîleti | Kıt'a
« Yanıtla #1381 : 19 Eylül 2014, 10:38:39 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem:
"Hane-i Saadetim ile minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir."
(Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)


19
Eylül Cuma 2014

Hicrî: 24 Zilkâde 1435 - Rûmî: 06 Eylül 1430

İstanbul Rasathanesi'nin Kuruluşu (1576)


Kurbanın Fazîleti

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

•   "Allah katında günlerin en muazzamı Kurban Bayramı günüdür."

•   "Kurban kesiniz ve ona iyi muâmele ediniz. Çünkü bir kimse kurbanını alır, onunla kıbleye dönerse, kıyâmet gününde o kurbanın kanı ve tüyü onu koruyan iki kale olur. Muhakkak sûrette kurbanın kanı Hz. Allâh'ın muhâfazasında toprağa düşer. Azıcık bir infâk (Allah rızası için harcama) sebebiyle çok mükâfâta nâil olursunuz."

•     "Kim Kurban Bayramı gününde kesmek için kurbanına yaklaşırsa Allâhü Teâlâ'nın rahmeti de cennette ona yaklaşır, kurbanını kestiği zaman kanından akan ilk damla ile birlikte onu mağfiret eder, Allâhü Teâlâ o kurbanı kıyâmet gününde mahşere kadar onun için binek kılar, derisi ve her kılı adedince ona sevap ihsân eder."


Gücü yeten kimsenin şefâate nâil olmak niyetiyle Allah rızâsı için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri'ne bir kurban kesmesi menduptur.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) büyük boynuzlu çok güzel iki koçun birisini yere yatırıp besmele çekti ve tekbir getirerek "Allâh'ım! Bu Muhammed'den ve Ehl-i Beyt'imdendir." deyip kesti. Sonra ikincisini keserken "Allâh'ım! Bu da Muhammed ve ümmetindendir." dedi.

Aliyyü'l-Murtezâ (k.v.) Hazretleri biri kendisi için, biri Resûl-i Ekrem Efendimiz için olmak üzere iki koç kurban eder ve 'Resûlullah (s.a.v.), zât-ı şerîfleri için kurban kesmeyi bana vasiyet buyurdular.' derdi.

KIT'A:

Diyemez âdem eyleyip tâyin
Bu da dârım; şu da diyârımdır.
Var ise mâlik olduğum bir şey,
Yeri meçhûl olan mezârımdır. (Üsküdarlı Sâfi)




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Akîka Kurbanı | Kurban Kesmeye Dair Bazı Meseleler
« Yanıtla #1382 : 24 Eylül 2014, 01:01:47 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"Kim hayra delâlet ederse, ona, o hayrı işleyenin sevabı kadar sevap vardır."
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)


20
Eylül Cumartesi 2014

Hicrî: 25 Zilkâde 1435 - Rûmî: 07 Eylül 1430

Peygamber Efendimiz'in Hicret Esnasında Kuba'ya Gelişi (622) • Bozcaada, Bayramiç, Mihalaççık ve Sivrihisar'ın Kurtuluşu (1922)


Akîka Kurbanı

Yeni doğan çocuğun başındaki tüylere "akîka" ismi verilir. Çocuk için Cenâb-ı Hakk'a şükür olarak kesilen kurbana da "Akîka (nesîke) kurbanı" denir.

Akîka kurbanı kesmek müstehabdır. Akîka kurbanı çocuğun doğduğu günden itibâren kesilebilir. Yedinci günü kesmek daha faziletlidir. Kurban olmaya elverişli bir hayvan akîkaya da yeterli olur. Erkek ve kız çocuğu için birer kurban kesilebilir. Erkek çocuk için iki kurban kesilmesi de uygundur.

Akîka kurbanı kesilirken anası yâhut babası "Yâ Rabbe'l-âlemin, bu benim çocuğumun akîkasıdır. Onun cehennem ateşinden kurtuluş fidyesi olsun." diye duâ eder.

Vaktiyle akîka kurbanı kesilmemiş olan kimse kendi nâmına bir kurban kesebilir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Allâhü Teâlâ'nın emri ile peygamberliğini ilân etmesinden sonra kendileri için ve iki torunlarının doğumlarında onlar için akîka kesmişlerdir. Akîka kurbanının etinden sâhibi yiyebilir, başkalarına yedirebilir ve etin bir kısmını, tamamını veya kurbanın kendisini bağışlayabilir. Çocuklar Allâh'ın lütfudur. Bu kurbanlar da o lütfa karşı birer şükran ifâdesidir.


Kurban Kesmeye Dair Bazı Meseleler

Kurbanı yatırdıktan sonra bıçağı bilemek mekruhtur. Kesmeyen bıçağı kurbanın boynundan kaldırıp biledikten sonra kesmek -eziyet olduğu için- haramdır. Lâkin böyle kesilen hayvanın etini yemek haram olmaz.

Kör bıçak ile kesmek, kör bıçağı birkaç defa sürmek, kesecek yere bacağından sürüyerek çekmek, iliğe kadar birden kesmek, kurbanı incitmek, canı çıkmadan yüzmek, başını birden kesmek, kıbleye çevirmemek ve doğurması yakın olan hayvanı kesmek mekruhtur.

BEYİT:

Ne dervîş ü ne zâhidden ne mîr ü şâhdan iste Yürü, yoktan seni vâr eyleyen Allâh'dan iste.

Azmî (Pîr Mehmed)




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurbana Dair Muhtelif Hükümler | Müşterek Kesilen Kurbanın Taksîmi
« Yanıtla #1383 : 24 Eylül 2014, 01:09:08 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"Kim Allah rızası için ana-babasının veya onlardan birisinin kabrini ziyaret ederse (nâfile olarak) mebrûr (makbul) bir hac yapmış gibi olur."
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü'l-Ummâl)


21
Eylül Pazar 2014

Hicrî: 26 Zilkâde 1435 - Rûmî: 08 Eylül 1430

Sultan İkinci Abdülhamîd Han'ın Doğumu (1842) • Askerlerimizin Güney Kore'ye Gidişi (1950)


Kurbana Dair Muhtelif Hükümler

Eti yenen ve yenmeyen kurbanlar:

• Kişinin nezrettiği, adadığı kurbanını kendisi, usûlü (anası-babası, dedesi), fürû'u (çocukları, torunları) ve akrabalarından nafakası

üzerine lazım olanların yemesi câiz olmadığı gibi zimmîlere (gayr-i müslimlere) ve zenginlere yedirmek de câiz olmaz.

•   Kişinin hayatta iken ettiği vasiyeti üzerine, öldükten sonra malının üçte birinden kesilen kurbanı vârisleri yiyemezler, zenginlere de yediremezler. Ancak fakirlere verirler. Vârislerin kendiliklerinden kesiverdikleri kurban yenir ve yedirilir. Zîra bir kimse kurban kesse ve sevâbını ölüye bağışlasa, kendi kurbanı gibi yer ve başkasına yedirir. Bir kimse üzerine vâcib olan kurbanını kesmeye niyet etse ve sevabını ölüye bağışlasa, kurban borcunu ödemiş olur, sevâbı da ölüye ulaşır.

•     Sabînin (bülûğ çağına gelmemiş çocuğun) malından kesilen kurbandan sabî yer. Kalan et, sabî için (elbise gibi) kendisiyle faydalanılan bir şey ile değiştirilebilir.

•   Kesmeden evvel hayvanın sağ ve diri olduğu bilinirse -kestikten sonra kanı çıkmasa ve vücudu kımıldamasa bile- kesilmekle helâl olur.

•   Kesilmeden evvel diriliği bilinmediği takdirde kesilince kan çıkar veya hareket ederse yenir. Kanı çıkmaz ve hareket de görünmez ise yenmez.

•   Bâzı âlimlere göre keserken kurbanın ağzını ve gözünü yumması, tüyünü kaldırması ve bacağını çekmesi dirilik alâmetidir. Bunların aksi, yâni ağzının ve gözünün açık kalması, tüylerini kaldıramaması ve bacağını oynatamaması ölüm alâmetidir.

•    Bir hayvanın, boğazını kesmek suretiyle öldüğü bilinmedikçe eti yenmez.


Müşterek Kesilen Kurbanın Taksîmi

Kurban, ortak kesildiğinde etini tartarak taksîm etmek îcâbeder. Taksîm ederken ortakların hisselerinde et ile beraber deri, ayak, baş, ciğer veyahut yağından ve işkembesinden bir parça olursa, tahmînen taksim câiz olur. Ortaklardan birine veya herhangi bir kimseye 'Etini istediğin gibi taksîm edebilirsin.' diye vekâlet verilirse yine tahmînen taksim câiz olur.

Taksim etmeden hepsi birlikte etini pişirip yeseler, câizdir. Bir kimse kendisi, âilesi ve büyük çocukları için kurban etmek niyetiyle bir sığır alsa etini taksim etmek şart olmaz.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurbana Ait Hükümler | Kazasker Mustafa İzzet Efendi
« Yanıtla #1384 : 24 Eylül 2014, 01:12:40 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"O (Allah), sizlere ancak ölü (lâşe) olanları, kanı, domuz etini ve Allâh'tan başkası adına boğazlananı haram kılmıştır..."
(Bakara Sûresi, âyet 173)


22
Eylül Pazartesi 2014

Hicrî: 27 Zilkâde 1435 - Rûmî: 09 Eylül 1430

Yavuz Sultan Selim Han'ın Vefatı (1520) • İran-Irak Savaşı'nın Başlaması (1980)


Kurbana Ait Hükümler

Vakti içinde kurbanı kesilmeyip kıymeti sadaka olarak verilse kurban edâ edilmiş olmaz.

Zengin olan kimseler kurban kesmeyip kurbanın kesileceği vakti geçirseler, kurbanın kıymetini sadaka olarak vermeleri lâzım gelir. Fakîrler ve kurban nezreden (adayan) kimseler, aldıkları kurbanı kesmeyip vakti geçerse kurbanın kendisini sadaka olarak vermek vâcib olur.

Fıtır sadakası (fıtra) ve kurban vâcib olduktan sonra mal zâyi olsa (sâhibi fakir düşse) ömrü içinde bunları edâ etmedikçe bunlar kendisinden sâkıt olmaz. Ya kıymetlerini veya aynını (kurbanın kendisini) sadaka vermeleri vâcib olur.

Nisâba mâlik (zengin) olan çocuk için velisinin çocuğun malından kurban kesmesi lâzımdır. (Hidâye)


Kazasker Mustafa İzzet Efendi

Kazasker Mustafa İzzet Efendi aslen Tosya'lıdır. Mekke, İstanbul, Anadolu kadılıklarında bulundu, Takvîmhâne nazırı oldu. Hocası Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi'den hat icâzeti aldı ve onun yerine 1845'de Rumeli Kazaskeri oldu ve 1872'de vefât etti. Kabri Tophâne'de Kâdirîhâne mescid-i şerîfindeki dergâh içindedir. Hüner ve marifet erbabından ve hattâtların en meşhurlarındandır. 11 kıt'a Mushaf-ı şerîf, on kadar delâil, 200 kadar hilye-i şerîf, 30 kadar En'âm-ı şerîf yazmıştır.

Ayasofya camiindeki büyük Cihâr-ı yâr-ı güzîn (Hz. Ebûbekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali) isimleri ve kubbesindeki Nûr âyet-i kerîmesi ve Atîk Ali Paşa'daki Hırka-i Şerîf Câmii ve avlusu kapılarının hatları, Beşiktaş'taki Yahya Efendi Câmii kubbesindeki Nûr âyeti, Mısır'da Mehmed Ali Paşa türbesindeki İnsan Sûresi ve ta'lîk tarih ve Bursa Ulu Camii'nde iki aded levha, İstanbul'da Serasker (İstanbul Üniversitesi) kapısı üzerindeki ta'lîk hat ile kapıdaki tarih ona aittir.

Şu beyt ona aittir:

Çeşm-i ibretle nigâh et zâhidâ eşyâya sen Ma'nî-i sun'-i ilâhîde ne sen varsın ne ben.
Yani, "Ey zâhid, sen her şeye ibret gözü ile bak, (çünkü) ilahi yaratış (Allâh'ın yaratmasın)da senin de benim de dahlim yok (Mevla böyle yaratmış.)"




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"Ey îmân edenler! Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin (mâddeten ve mânen) tertemiz olanlarından yiyiniz ve eğer ancak Allâh'a ibadet ediyorsanız ona şükrediniz..."
(Bakara Sûresi, âyet 172)


23
Eylül Salı 2014

Hicrî: 28 Zilkâde 1435 - Rûmî: 10 Eylül 1430

Devlet Demir Yolları'nın Kuruluşu (1856) • Çan'ın Kurtuluşu (1922)


Hangi Hayvanlar Kurban Olmaz?

Bir veya iki gözü kör, zayışıktan ilikleri erimiş, kesileceği yere gitmeye kudreti olmayan, yâni hiç yürüyemeyen, kulaklarından biri olmayan veya burnu kesik olan hayvanları kurban etmek câiz olmaz. Sığır, koyun veya keçinin bir memesi gitmiş veya kurumuş ise kurban edilmesi câiz olmaz. Lâkin yavrusunu emzirebilirse câiz olur. Dişsiz hayvanı kurban etmek câiz değildir. Eğer dişlerinin çoğu var ise kerâhetle câizdir. Lâkin dişsiz hayvan dişli hayvan gibi yayılıp karnını doyurur ise câiz olur.

Deli hayvan karnını doyuramazsa kurban etmek câiz olmaz. Ölmek üzere olan hayvanı kurban etmek câiz olmaz. Kulağının biri dibinden kesilen yâhut doğduğunda bir kulağı olmayan hayvanı kurban etmek câiz olmaz.

Emânet hayvanı kendisi için kurban etmek, rehin hayvanı kurban etmek ve almaya vekil olduğu hayvanı kendisi için kesmek câiz olmaz.

Kocası, karısının veyâhut karısı kocasının kurbanını izni olmayarak kendisi için kesse câiz olmaz. Kıymetini vererek râzı etse de câiz olmaz.


Zilhicce Ayı İctima'ı, Ru'yet ve Başlangıcı

Hicrî Kamerî 1435 yılı Zilhicce ayı ictima'ı yarın (24 Eylül Çarşamba) Türkiye saati ile 09.14'dedir.

Ru'yet ise (25 Eylül Perşembe) Türkiye saati ile 02.15'dedir.

Hilâl'in görüldüğü yerler:

Güney Pasifik okyanusu adaları; Galapagos, Santa Clara, Robenson Crouse, Alajendro Klekirik, Clipperton adaları, Cook, Hawai, Kiribati. Hilal; Türkiye, Mısır, Fas, Cezayir, Tunus ve Arap yarımadasından, Almanya ve Avusturya 'dan görülemeyecektir. Hilâlin görüldüğü günü takip eden 25 Eylül Perşembe günü de Zilhicce ayının 1'i olmaktadır.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"-İçinde Allâhü Teâlâ'ya ibadet olunan- günlerin en sevimlisi Zilhicce'nin (ilk) on günüdür. Her bir gününün orucu bir senelik oruca, her gecesinin ihyası da Kadir Gecesi'ni (ibâdetle) ihya etmeye denktir."
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)


24
Eylül Çarşamba 2014

Hicrî: 29 Zilkâde 1435 - Rûmî: 11 Eylül 1430

Peygamber Efendimiz'in Mekke'den Hicretle Medine'ye Girişi (622) • Uyvar Kalesi'nin Fethi (1663) • Bolvadin'in Kurtuluşu (1922)


Zilhicce Ayı ve İlk On Gecenin Fazileti

Bu akşam idrâk edeceğimiz kamerî ayların 12'ncisi olan Zilhicce ayı, İslâm'ın beş esâsından biri olan hac farîzasının îfâ edildiği umûmî af ayıdır. Arafât'a çıkıldığı, Allâh için milyonlarca kurbanın kesildiği ve bir senelik hesapların görülüp amel defterlerinin kapandığı mukaddes bir aydır.

Zilhiccenin ilk on gecesi "leyâlî-i aşere" yâni 10 mübârek gecedir. Bu ayda, noksanların tamamlanması için istiğfâr, salevât-ı şerîfe, diğer duâlar ve tesbîh namazına devamda hayır vardır. Hacca gidemeyen mü'minlerin bu günlerde oruç tutmaları çok büyük fazîlettir. O bakımdan Kurban bayramından evvel dokuz gün oruç tutmalı, 10. günü kurban kesilinceye kadar bir şey yemeyip kurban etinden yemelidir. Bu mendubdur. Hiç olmazsa 8'inci gün ile beraber 9'uncu günü (Arefe günü) oruçlu olmak lâzımdır. Arefe günü sabah namazından bayramın 4'üncü günü ikindi namazına kadar, bütün farznamazların arkasından Teşrîk tekbîri (Allâhü Ekber Allâhü Ekber, Lâ ilâhe ilallâhü vallâhü ekber, Allâhü Ekber ve lillâhil-hamd) okumak kadın-erkek her mükellef Müslümana vâciptir.


Zilhiccenin İlk On Gününde Ne Yapılır?

Zilhicce ayının birinden onuna (yâni Kurban Bayramının ilk gününe) kadar, her gün sabah namazlarından sonra:

10 salevât-ı şerîfe:

"Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed."

10 istiğfâr:

"Estağfirullâhe 'l-Azîm el-Kerîm ellezî lâ ilâhe illâ Hüve 'l-Hayye 'l- Kayyûme ve etûbü ileyk ve nes'elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l- hidâyete lenâ innehû hüve 't-Tevvâbü 'r-Rahîm."

10 tevhid:

"Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l- hamdü yuhyî ve yümît ve hüve Hayyün lâ yemûtü biyedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadîr" okunur. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hangi Hayvanlar Kurban Edilir? | Kurban Etinin Taksîmi
« Yanıtla #1387 : 25 Eylül 2014, 10:08:20 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"Resûlullah (s.a.v.) koyun kestiği zaman, 'Bunu (bir kısmını) Hadîce'nin arkadaşlarına gönderin' buyururdu."
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)


25
Eylül Perşembe 2014

Hicrî: 1 Zilhicce 1435 - Rûmî: 12 Eylül 1430

Patrona Halil İsyanı (1730) • Lapseki'nin Kurtuluşu (1922)


Hangi Hayvanlar Kurban Edilir?

Kurban olan hayvanlar koyun, keçi, sığır, câmûs (manda) ve devedir. Bir yaşını bitirip iki yaşına girmiş koyun ve keçi, iki yaşını bitirip üç yaşına girmiş sığır ve manda, beş yaşını tamamlayıp altı yaşına girmiş olan deve kurban olur.

Lâkin kuzu büyük olup bir senelik koyundan fark olunamazsa ve altı ayı tamam etmişse kurban olur.

Kurban vahşî (yabânî) olmamalıdır.

Bir koyun, bir keçi bir kimse için kurban olur.

Bir sığır, bir câmûs (manda) ve bir deve yedi kişi için kurban olur. Yâni yedi kişi müşterek olarak bir sığırı veya deveyi kurban edebilirler. Ortaklar tek, çift veya yediden az olabilir. Bir kimse iki koyun kurban edebilir.

Resûl-i Ekrem sallâllahu aleyhi ve sellem Efendimiz her sene iki koyun kurban ederdi. Vedâ Haccı'nda yüz deve kurban ettiler. Müşterek olarak inek, öküz, deve veya câmûs kurban etmekte müstehab olan, ortakların kurbanı hep birlikte alması veyâhut içlerinden birine vekâlet verip aldırmalarıdır.

Bütün ortakların kurbanda ibâdete, sevâb ve fedâ-yı nefse niyet etmeleri ve hisselerinin müsâvî (denk) ve hepsinin Müslüman olmaları şarttır. Ortakların bazısı vâcib kurbana, diğerleri sünnet, nâfile, nezir (adak) veya akîka kurbana niyet etse yâhut ortakların bazısı ölü yâhut sabî veya bunamış olsa kurban câiz olur.


Kurban Etinin Taksîmi

Kurban etinin üçe taksîmi müstehabdır:

Üçte biri sadaka olarak verilir. Üçte biri akrabâ ve dostlara hediye veya ziyâfet verilir. Üçte biri de nafakaları üzerine olan âile ve evlâda yedirilir.

Kurbanın etini zenginlere, fakîrlere, Müslüman veya gayr-i müslimlere hediye etmek veya tamamını bağışlamak câizdir. Kurban kesen ihtiyaç sâhibi ise kurbanın tamamını ev halkına yedirmesi daha faziletli ve müstehabdır.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurban | Kurbanda Temizlik ve Etin Muhafazası
« Yanıtla #1388 : 26 Eylül 2014, 12:18:03 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"Kim mâli imkân bulup da kurban kesmezse sakın bizim mescidimize, namazgâhımıza yaklaşmasın."
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)


26
Eylül Cuma 2014

Hicrî: 2 Zilhicce 1435 - Rûmî: 13 Eylül 1430

Kânûnî Sultan Süleyman Han'ın Birinci Viyana Muhasarası (1529)


Kurban

Zilhicce ayının onuncu, on birinci, on ikinci günleri ile on birinci, on ikinci gecelerinde ibâdet ve Allâh'a yakınlık niyeti ile kesilen beş nevi hayvan (deve, koyun, keçi, manda ve sığır)a kurban denir. Zarûrî ve aslî ihtiyaçları ve borçlarından sonra nisâb miktârı malı olan her Müslümana senede bir kere Kurban Bayramı günlerinden birinde kurban kesmek vâcibdir.

Kurbanda Temizlik ve Etin Muhafazası

Hastalıksız ve sağlık kontrolleri yapılmış hayvanlar alınmalıdır. Hayvanların kesilmesi, yüzülmesi, parçalanması, etin nakli, muhafazası ve pişirilmesinde temizliğe son derece dikkat edilmelidir. Sakatat ile etler aynı yerde bulundurulmamalıdır. Kesme, yüzme ve parçalama işleri serin yerlerde yapılmalı; kan, bağırsak vs. atıklar gelişi güzel etrafa atılmamalı ve akarsulara dökülmemelidir.

Etler, kesildiği sıcaklıkta buzdolabına, poşet içine veya hava almayacak şekilde büyük parçalar halinde üst üste konulmamalı; etin sıcaklığı düştükten sonra buzdolabına konulup 12 saat dinlendirilmelidir. Hemen yenilmeyecek etler bu dinlendirmeden sonra, ihtiyaca uygun miktarlarda derin dondurucuya konulmalı veya kavurma yapılarak muhafaza edilmelidir.

Et, buzdolabında 2-3 gün, kıyma ise 1 gün dayanır. Eğer daha uzun müddet muhafaza edilecekse küçük parçalar halinde buzdolabının buzluğunda veya derin dondurucuda saklanması gerekir. Donmuş etler, çözülmesi için buzdolabının alt raflarında bekletilmeli, kalorifer ve soba üzerinde veya oda sıcaklığında bekletilmemelidir. Pişmiş etler sıcak iken derin dondurucuya konulmamalı, oda sıcaklığında 2 saatten fazla da kalmamalıdır. Zehirlenme tehlikesine karşı dikkatli olunmalıdır.

Çiğ eti hazırlamadan önce ve sonra eller iyice yıkanıp kurulanmalıdır. Çiğ etler için kullanılan kesme tahtası, meyve ve sebzeler için kullanılmamalıdır.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurbanın Hikmeti | Kurban Kesmeye Dâir Bâzı Meseleler
« Yanıtla #1389 : 29 Eylül 2014, 01:48:55 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"Elbette o kurbanların ne etleri, ne kanları Allâh'a erecek değildir. Ona sizden ancak takvâ erecektir..."
(Hacc Sûresi, âyet 37)


27
Eylül Cumartesi 2014

Hicrî: 3 Zilhicce 1435 - Rûmî: 14 Eylül 1430

Preveze Deniz Zaferi (1538)


Kurbanın Hikmeti

Eti yenilen hayvanların eti boğazından kesmek sûretiyle, necis (pis) olan kanından temizlenmiş olur, "Bismillâhi Allâhü Ekber." diyerek kesilince de etinin yenilmesi helâl olur.

Kurban kesmekte Allâh'ın kullarına ziyâfet vardır.

Kurban kesmek Allah yolunda bir fedâkârlıktır, Allâhü Teâlâ'nın verdiği nimetlere bir şükürdür, ayrıca sevâb kazanmağa ve Allâh'a yakınlığa vesîledir, belâlara karşı da bir siperdir.

Dünyânın her tarafında her gün yüz binlerce hayvan kesiliyor. Fakat bunlardan yalnız maddî imkânı olanlar istifâde edebiliyor. Kurban Bayramı'ndaki etlerden ve derilerden fakirler de istifâde etmektedir.

Şahsın menfaati yerine de cemiyet menfaati konuluyor.

Kurban kesmek İslâm'ın pek insanî ve ictimâî büyük bir fedâkârlığıdır.

Kurban kesmekle kesilen hayvan sayısı çok artmış olmaz. Çünkü kasaplar et satamayacağından kurbanda kesecekleri hayvan sayısı azalır.

Kendi zevkleri için her gün on binlerce hayvanın kesilmesini çok görmeyenlerin senede bir kere Allah için ve insanların da faydasına kurban kesilmesini çok görmeleri insaflı bir tavır değildir. Hâsılı kurban; dînî, ahlâkî, ictimaî birtakım hikmetler ve maslahatlar için emredilmiştir. Bunu takdîr etmeyecek bir akıl sâhibi düşünülemez.


Kurban Kesmeye Dâir Bâzı Meseleler

İki kimseden biri diğerinin kurbanını yanlışlıkla -kendinin zannederek- kestikten sonra etini yemeden sahipleri kurbanlarını bilip alsalar, câiz olur.

Etini yedikten sonra bilirlerse helâlleştikleri takdirde yine câiz olur. Helâlleşmezlerse her ikisinin de kurbanları olmadığı için birbirlerinin kurban bedellerini öderler. Kurban günleri geçmemişse kurbanlarını keserler. Geçmişse aldıkları bedelleri sadaka olarak verirler.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurbanın Müstehabları | Kurban Keserken Besmeleye Dâir
« Yanıtla #1390 : 29 Eylül 2014, 01:51:44 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"(Habîbim Ahmed) Şüphe yok ki biz sana Kevser'i (pekçok hayrı) verdik. Sen de Rabb'in için namaz kıl ve kurban kes..."
(Kevser Sûresi, âyet 1-2)


28
Eylül Pazar 2014

Hicrî: 4 Zilhicce 1435 - Rûmî: 15 Eylül 1430

Kâzım Karabekir Paşa'nın Ermenilere Karşı Harekâtı (1920)


Kurbanın Müstehabları

1-  Kurban edilecek hayvanı kurban günlerinden evvel alıp beslemek.

2-   Kesileceği yere incitmeden ve hürmet ile götürmek.

3-   Becerebiliyorsa kendisi kesmek.

4-   Kesemiyorsa ehil bir kimseyi vekil edip kesilirken hazır bulunmak. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:

"Ey Fâtıma, kalk ve kurbanının kesilmesine şâhid ol. Zîrâ kanından ilk damlası yere düştüğünde, işlediğin her bir günâhın af ve mağfiret olunur. Ve 'İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbi''l-âlemine lâ şerîke leh.' duâsını oku."

5-   Bıçağın büyük ve keskin olması.

6-   Kurbanın iki şah damarı ile yemek ve nefes borusunu kesmek.

7-   Hayvan ölmeden derisini yüzmemek.

8-   Kurbanı keserken kurbanın âzâ(organ)ları ve parçaları mukâbilinde kendi vücûdunun ve bütün âzâlarının cehennemden âzâd olmasına niyet etmektir.

Kurban Keserken Besmeleye Dâir

"Bismillahi Allâhü Ekber"den sonra hiçbir şey ile meşgul olmayıp kurbanı hemen boğazlamak şarttır.

Besmeleden sonra bıçak bilenirse besmeleyi tekrar etmek lâzımdır. "Bismillâhi Allâhü Ekber" dedikten sonra kurban yerinden kalkıverse yatırılıp keserken tekrar besmele çekilir.

Besmeleden sonra elindeki bıçağı bırakıp diğer bir bıçak alsa besmeleyi tekrar etmek lâzım olmaz.

Lâkin bir kurban üzerine besmele okuduktan sonra onu bırakıp diğerini kesecekse besmeleyi tekrarlamak lâzımdır. Birkaç kurbanı birbiri ardınca boğazlasa her birinde besmeleyi tekrarlamak lâzımdır.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurban Nasıl Kesilir? | İsimlerimiz
« Yanıtla #1391 : 29 Eylül 2014, 01:55:21 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"Ve zulüm etmiş olanlara meyil etmeyiniz. Yoksa size ateş dokunur ve sizin için Allâhü Teâlâ'dan başka yardımcılardan - kimse- yoktur. Sonra (dokunacak ateşten) kendinizi kurtaramazsınız."
(Hûd Sûresi, âyet 113)


29
Eylül Pazartesi 2014

Hicrî: 5 Zilhicce 1435 - Rûmî: 16 Eylül 1430

İnebahtı Kalesi'nin Fethi (1499) • Sarıkamış'ın Kurtuluşu (1920)


Kurban Nasıl Kesilir?

Kurban kesmeye "Yâ Rabbi! Şu vücudum sana karşı o kadar hata ve isyan etti ki affedilebilmem için bu vücudu sana kurban etmem lazım. Fakat sen insan kurban etmeyi haram kıldığından vücuduma bedel olarak bu hayvanı kesiyorum, kabul eyle." diyerek niyet edilir. Besmele-i şerîfe ile;

"İnnî veccehtü vechiye lillezî fetara's-semâvâti ve'l-arda hanîfen ve mâ ene mine'l-müşrikîn." ve

"Allâhümme hâzâ minke ve leke. Allâhümme inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbi'l-âlemîn, lâ şerîke lehû ve bizâlike ümirtü ve ene evvelü'l-müslimîn" duâlarını okuduktan sonra; "Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi'l-hamd, Bismillâhi Allâhü ekber." deyip hemen kesilir.

Kurbanın şu dört şeyi kesilir:

1)  Nefes borusu,

2)   Yemek borusu,

3 - 4 ) İki şah damarı

Bu dördünü de kesmek sünnettir. Bunlardan üçünü kesse helâl olur.

Deveyi gerdanından, koyun, keçi ve sığırı çene ile göğüs arasından, yumrucuk denilen kemiğin altından boğazlamak sünnettir.

Kurbanı kıbleye doğru yatırıp (ön ayakları ile arka sol ayağını) bağlayarak kesmek sünnettir.

Kolaylık için sığırların dört ayağını bağlamak câizdir.

Deve ayakta kesilir.

Eğer hayvan kaçarsa veya insana hücûm ederse yâhut kuyuya düşüp de boynundan kesmek mümkün olmazsa, kesilmesi niyetiyle "Bismillâhi Allâhü Ekber" diyerek, bir bıçakla veya kesici bir şeyle (herhangi bir yerinden) yaralamak sûreti ile öldürülse helâl olur.


İsimlerimiz: Erkek: Ömer, Kız: Şebnem



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
En Faziletli Gün Arefe Günü
« Yanıtla #1392 : 30 Eylül 2014, 10:31:56 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"Hacılar ve umre yapanlar (insanların Allâh'a gönderdikleri) elçileridir. Allâh'a duâ ettiklerinde kabul eder; Allâh'tan mağfiret dilediklerinde onları bağışlar."
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)


30
Eylül Salı 2014

Hicrî: 6 Zilhicce 1435 - Rûmî: 17 Eylül 1430

Kânûnî Sultan Süleyman'ın Tahta Çıkışı (1520) • İkinci Selim Han'ın Tahta Çıkışı (1566)


En Faziletli Gün Arefe Günü

Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdular:

"Allâh katında arefe gününden daha fazîletli hiçbir gün yoktur.

Arefe gününde Allâhü Teâlâ rahmeti ile dünyâ semâsına tecellî eder, yer halkı ile gökteki meleklere karşı iftihar edip şöyle buyurur: 'Kullarıma bakınız. Azâbımı görmedikleri hâlde rahmetimi umarak, uzak yoldan terli ve toz toprak içerisinde, saçları dağınık bir vaziyette bana geldiler. Kullarımın cehennem azâbından kurtulup bağışlanmaları en çok arefe gününde olur.'

"Şeytanın arefe gününden başka hiçbir günde daha zelîl, daha hakîr, daha küçük ve daha öfkeli görülmemiştir. Bu, arefe gününde Allâh'ın rahmetinin inmesinden ve Allâh'ın günâhları bağışlamasındandır.

Bir de Bedir Muhârebesi'nde böyle görülmüştür. Çünkü şeytan o zaman, Cebrâil Aleyhisselam'ı (düşmana karşı) melekleri saf yaparken görmüştü."

"Kim ki arefe gününde Allâh'tan dünyâ ve âhirete âit bir ihtiyacını isterse, Hz. Allah onu yerine getirir."

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) arefe günü akşamı ümmeti için duâ ettiler. Allâhü Teâlâ duâsını kabul edip:

"Zulmederek başkasının hakkını alanlar hâriç bütün ümmetin affedildi. Muhakkak ben, mazlumun hakkını zâlimden alıcıyım." buyurdu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.);

"Yâ Rabbi! Dilersen mazluma cennetini verir, zâlimi de mağfiret edersin" diye ilticâ ettiler. Arefe akşamı buna cevap verilmedi. Sabah olunca Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.) duâsını Müzdelife'de tekrar ettiler. Orada,

"İstediğin verildi" buyuruldu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) güldü. Onun güldüğünü gören Hz. Ebûbekir ve Hz. Ömer (r.anhümâ) sebebini sordular. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); "Allâh'ın düşmanı İblis duâmın kabul edildiğini ve ümmetimin mağfiret olduğunu öğrenince gâyet perişan bir vaziyette yerden toprak alıp başına saçıyordu. Onu böyle görünce güldüm." buyurdular. (Gunye 2, 56-59.)




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hacca Gidemeyen Müslüman Ne Yapmalı?
« Yanıtla #1393 : 02 Ekim 2014, 17:05:35 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"İnsanların günahı en büyük olanı, Arafat'ta vakfede bulunup da Allâhü Teâlâ'nın günahlarını affetmediğini zanneden kimsedir."
(İhyâu Ulûmiddîn)


01
Ekim Çarşamba 2014

Hicrî: 7 Zilhicce 1435 - Rûmî: 18 Eylül 1430

Hava Harp Okulu'nun Eskişehir'de Açılması (1951)


Hacca Gidemeyen Müslüman Ne Yapmalı?

Hacca gidemeyen Müslüman, Arefe günü öğle ile ikindi arası, kendini Arafât'ta kabûl ederek Allah rızâsı için 2 rek'at namaz kılar.
Her rek'atte; 1 Fâtiha-i şerîfe, 3 Kul yâ eyyühel-kâfirûn, 10 İhlâs-ı şerîf okur.

Namaza şu niyetle başlanır: "Yâ Rabbi, bugün şu saatlerde Arafat'ta milyonlarca müslümanın 'Lebbeyk' diye ilticâ ettiği zamanda, âciz kulun orada bulunamadı. Bu kulunun rûhunu onlarla beraber kılıp, benim ilticâmı da onların ilticâsına ilhâk buyur. Orada afv-ı umûmîye mazhar kıldığın kullarına beni de ilhâk eyle!.."
Allâhü Ekber. Namazdan sonra:

*   70 İstiğfâr-ı şerîf,

*   11 veya 70 adet, "Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l- mülkü ve lehü'l-hamdü yuhyî ve, yümît, ve hüve Hayyün lâ yemûtü biyedihi'l-hayr, ve hüve alâ külli şey'in kadîr" tevhîdini okur.

*    3 veya 11 yâhut 70 kerre "Allâhü ekber, Allâhü ekber, Lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi'l-hamd" diyerek tekbir getirir.

*   100 defa aşağıdaki tesbîhi okur:
"Sübhânellezî fi's-semâi arşuhû,
Sübhânellezî fi'l-ardı sültânühû,
Sübhânellezî fi'l-ardı hukmühû,
Sübhânellezî fi'l-cenneti rahmetühû,
Sübhânellezî fi'l-kabri kazâühû,
Sübhânellezî fi'l-kıyâmeti adlühû,
Sübhânellezî fi'l-bahri sebîlühû,
Sübhânellezî rafea's-semâe,
Sübhânellezî beseta'l-arda,
Sübhânellezî lâ melce'e ve lâ mence'e minhü illâ ileyh."
Arefe günü öğleden sonra Hızır aleyhisselâm ile İlyâs aleyhisselâmın Arafât'ta buluştuklarında okudukları şu duâyı da -mümkünse- 100 defa okumalıdır:
"Bismillâhi mâşâallâhü lâ yasrifü's-sûe illallâh, Bismillâhi mâşâallâhü lâ yesûku'l-hayra illallâh, Bismillâhi mâşâallâhü lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azîm."

Bundan sonra duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Teşrîk Tekbîri | Kurban Kesemeyenler Ne Yapmalıdır?
« Yanıtla #1394 : 02 Ekim 2014, 17:11:35 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

"Kim Arefe günü oruç tutarsa geçmiş sene ile gelecek senenin (küçük) günahları mağfiret edilir; bağışlanır."
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)


02
Ekim Perşembe 2014

Hicrî: 8 Zilhicce 1435 - Rûmî: 19 Eylül 1430

Aziz Mahmud Hüdayî Hazretleri'nin Vefatı (1628) • İşgalci Fransız ve İngilizlerin İstanbul'u Boşaltması (1923)


Teşrîk Tekbîri

Hz. İbrâhim (a.s.) Hz. İsmâil'i (a.s.) kurban olarak kesmek üzere iken Cebrâil (a.s.) "Allâhü ekber Allâhü ekber" dedi. İbrâhim (a.s.) bu tekbîri işitince, "Lâ İlâhe illallâhü vallâhü ekber" buyurdu. İsmâil (a.s.) da "Allâhü ekber ve lillâhi'l-hamd" buyurdu. Teşrîk tekbîri, teşrik günlerinde alınan tekbir demektir. Mükellef olan her müslümana vâciptir. Bakara Sûresi'nin "Sayılı günlerde Allâh'ı zikrediniz..." meâlindeki 203. âyeti teşrik tekbirine işâret etmektedir.

Zilhiccenin dokuzuncu günü Arefedir. Arefe günü sabah namazından başlayarak beş gün; Zilhiccenin 13'üncü, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar her farz namazın arkasından "Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi'l-hamd." diye tekbir alınır. Tamamı yirmi üç vakit eder. Sol tarafa selâm verildikten sonra ara vermeden, yerinden kalkmadan, mescidden çıkmadan ve dünyâ kelâmı konuşmadan tekbir getirmek lâzımdır.

Teşrik tekbiri okumakta; münferid (namazını yalnız kılan), imâm, cemâat, mukîm, müsâfir, kadın-erkek herkes aynıdır. Namazın başında imâma yetişemeyen kimse de lâhık (imama sonradan uyan) gibi yetişemediği rek'atleri kazâ edip selâm verdikten sonra bu tekbiri okur.


Kurban Kesemeyenler Ne Yapmalıdır?

Kurban kesmeye mâlî vaziyeti müsâit olmayanlar, bayramın birinci günü öğleden sonra altı rek'at namaz kılarlar.

Namaza şöyle niyet edilir: "Yâ Rabbi, âciz kulun kurban kesemedi. Kurban yerine şu vücûdumu huzûrunda yere sererek kurban ediyorum, beni de kurban kesenler meyânına kabul eyle."

1.   Rek'atte: 1 Fâtiha, 1 İnnâ enzelnâhü...,
2.   Rek'atte: 1 Fâtiha, 1 İnnâ a'taynâ...,

3.   Rek'atte: 1 Fâtiha, 1 Kul yâ eyyühe'l-kâfirûn...,
4.   Rek'atte: 1 Fâtiha, 1 İhlâs-ı şerif,

5.   Rek'atte: 1 Fâtiha, 1 Felâk Sûresi,
6.   Rek'atte: 1 Fâtiha, 1 Nâs sûresi okunur.

Her iki rek'atte bir selâm verilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)