Gönderen Konu: "Duvardan Dökülen İnciler" Takvim Yaprakları  (Okunma sayısı 1010124 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

(قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَلَا أُنَبِّئُكُمْ بِخِيَارِكُمْ قَالُوا بَلَى يَا رَسُولَ اللهِ قَالَ خِيَارُكُمْ أَطْوَلُكُمْ أَعْمَارًا وَأَحْسَنُكُمْ أَخْلَاقًا. (حم


Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem 'Dikkat ediniz. Size en hayırlınızı haber vereyim mi?' buyurdular.
Ashâb-ı Kirâm 'Evet yâ ResûlAllah' dediler. ‘Sizin en hayırlınız ömrü en uzun ve ahlâkı en güzel olanınızdır.’ buyurdular.
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed



25
Mart Cuma 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 12 Mart 1432 Hicrî: 16 Cemâziyelâhir 1437

Oltu'nun Kurtuluşu (1918) • Avrupa Toğluluğu (AT)'nun Kuruluşu (1957)


Peygamber Efendimiz'in Selâmı Alması

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kabirlerinde mânevî hayat ile diridirler ve gelenlerin selamlarını alırlar. Eyüb Sabri Paşa Mir’ât-ı Haremeyn kitabında diyor ki:

Sâlihlerden Süleyman bin Sehim Medenî (rah.) anlattı:

“Nebiyy-i Zîşân Hazretlerini rüyamda gördüm ve ‘Yâ ResûlAllah! Zât-ı saâdetinizi ziyâret için şevkle gelip kabr-i saâdetiniz huzûrunda selam verenlerin selam ve kelâmları mâlûmunuz olur mu?’ diye sordum.

“Evet! Selamlarına mukâbele ederim ve hâcetlerini yerine getiririm!” buyurdular.

Sâlihlerden İbrâhim bin Beşşar (rah.) der ki: “Ben bir defa hac ettikten sonra sırf kabr-i saâdeti ziyâret niyeti ile Medîne-i Münevvere’ye gitmiştim. Hücre-i Mutahhara’ya girip selam verdim “Ve aleyke’s-selam” diye Peygamberimiz’in (s.a.v.) selâm verdiğini işittim.”

Bu zâtlar sâlihlerin büyüklerinden olduklarından sözleri sahihtir.



Amellerde Dikkat Edilecek Şeyler

Evliyâdan Hâtem-i Esam Hazretleri’ne: Amellerinizi işlerken nelere dikkat ediyorsunuz? diye sormuşlar. O da şöyle cevap vermiş:

Şu dört esasa dikkat ediyorum:

Birincisi, Allâhü Teâlâ’nın benim için bir rızık verdiğini, hiç kimsenin rızkının başkasına gitmeyeceği gibi benim rızkımın da benden başkasına gitmeyeceğini bildim ve buna inandım.

İkincisi, Allâhü Teâlâ’nın bana farz kıldığı ibâdetleri benden başka kimsenin yerine getiremeyeceğini bildim. İşte ben bunlarla meşgul oluyorum.

Üçüncüsü, Rabb’imin beni her an gördüğünü bildim de ondan hayâ ediyorum.

Dördüncüsü, benim için takdir olunan bir ecelimin olduğunu ve bana doğru yaklaştığını bildim de ben de (sâlih ameller işleyip yasaklardan kaçınarak) ona doğru yaklaşıyorum. (Tenbîhü’l-Gafilîn)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Allâhü Teâlâ Ganî'dir | Beyit
« Yanıtla #1936 : 26 Mart 2016, 03:02:24 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

(قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الرِّزْقَ يَطْلُبُ الْعَبْدَ كَمَا يَطْلُبُهُ أَجَلُهُ. (هب


Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Muhakkak rızık, ecelinin kulu aradığı gibi arar (bulur).”
(Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)



26
Mart Cumartesi 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 13 Mart 1432 Hicrî: 17 Cemâziyelâhir 1437

Allâhü Teâlâ Ganî'dir

Allâhü Teâlâ Hadîs-i Kudsî’de buyurdu ki:

Ey kullarım! Muhakkak ben zulmü kendime haram kıldım ve onu aranızda (yani birbirinize zulmü de) haram kıldım. Öyleyse birbirinize zulmetmeyiniz.

Ey kullarım! Benim doyurduklarım hâriç hepiniz açsınız. Öyleyse benden isteyin, sizi doyurayım.

Ey kullarım! Benim giydirdiklerim hâriç hepiniz uryansınız. Öyleyse benden sizi giydirmemi isteyin, giydireyim.

Ey kullarım! Sizin evveliniz ve âhiriniz, bütün insan ve cinlerin tamamı sizin en fâcirinizin kalbi üzere olsa bu benim mülkümden bir şey eksiltmez.

Ey kullarım! Sizin evveliniz ve âhiriniz, insanlar ve cinleriniz (yani bütün yaratılmışlar) tamamı sizin en takvâlınızın kalbi üzere olsa bu benim mülküme bir şey ziyâde etmez.

Ey kullarım! Sizin önce geleniniz ve sona kalanınız, insan ve cinniniz tamamı bir düzlükte toplansa, benden isteseler, ben de her birine istediğini versem bu benim mülkümden hiç bir şey eksiltmez. Eline bir iğne alıp okyanusa bir defa daldırıp çıkardığında ne kadar eksilirse ancak o kadar eksiltebilir.

Ey kullarım! Sizin işlediğiniz bütün amellerinizi sizin için muhâfaza ediyorum. Her kim -amel defterinde- hayırlı ameller bulursa Allâhü Teâlâ’ya hamd etsin. Bundan başka (yani günahlarını) bulan ancak kendi nefsini ayıplasın.”
(er-Rikkatü ve’l-bükâ, İbn-i Kudâme)


BEYİT:

Halk-ı cihan lutf ile hep şâd olur
Bir söz ile bir gönül âbâd olur

Âzerî Çelebi (İbrâhim)

(İnsanlar, gördükleri iyilikler ile sevinir, neşelenir, güzel bir söz ile gamlı bir gönül saadete erer.)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Namazın Şartlarından: Hadesden Tahâret | Mutfağımız
« Yanıtla #1937 : 27 Mart 2016, 02:35:58 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

(قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا تَوَضَّأْتُمْ فَابْدَأُوا بِمَيَامِنِكُمْ. (هـ


Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Abdest aldığınız vakit sağ taraflarınızdan başlayınız.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)



27
Mart Pazar 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 14 Mart 1432 Hicrî: 18 Cemâziyelâhir 1437

Ahmet Cevdet Paşa'nın doğumu. (1822)


Namazın Şartlarından: Hadesden Tahâret

Hadesden tahâret, yeterli miktarda temiz su bulunup kullanmaya da imkân bulunan yerde gusül lâzım olduysa gusül, abdest lâzım olduysa abdest almak; su bulunmayan yerde yâhud bulunup bir mâni yüzünden suyu kullanmak mümkün olmayan yerde teyemmüm etmektir.

Hades demek, cünüb veya abdestsiz olmaktır. Cünüblükten gusül ile abdestsizlikten de abdest ile temizlenilir.

Abdest ve gusülde kullanılması câiz olan sular:

Bakıldığında su denilebilecek sulardır:
Yağmur, kuyu ve deniz suları gibi. Böyle sular bir yerde beklemekle kokusu değişse yahut sabun ve toprak gibi temiz bir şey karışmakla bazı vasfı değişse de kullanılması yine câiz olur.

Balık ve kurbağa gibi suda doğup yaşayan hayvanların ve sinek, arı ve çekirge gibi kansız hayvanın su içinde ölmesi suyu bozmaz.

Ağzı temiz olan insan ve eti yenilen hayvanların ve atın içtikleri suyun artıklarıyla abdest ve gusül almak ittifakla câizdir. (Dürr-i Yekta Şerhi)


MUTFAĞIMIZ: YUMURTALI EKMEK

Malzemeler:

1 adet kuru soğan,
2 adet yeşil biber,
2 kaşık tereyağı,
1 adet yumurta,
1 tatlı kaşığı salça,
Bir miktar bayat ekmek, tuz, kırmızıbiber, kekik.

Hazırlanışı:
Bir kapta küçük küçük doğranılan soğan ve biberler tereyağında kavurulur. Daha sonra salça, tuz, kekik ve kırmızıbiber ilave edilir. Küp şeklinde doğranmış bayat ekmek parçalarını da koyup biraz kavrulur, içine yumurta kırılıp 1-2 dakika karıştırılır. Sıcak ikram edilir.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hazreti Ümmü Rûmân Binti Âmir (R.Anhâ) | Bilmeceler
« Yanıtla #1938 : 28 Mart 2016, 10:32:40 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

(قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: خَيْرُكُمْ خَيْرُكُمْ لِنِسَائِهِ وَلِبَنَاتِهِ. (هب


Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Sizin en hayırlınız hanımlarına ve kızlarına karşı hayırlı olanınızdır.”
(Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)



28
Mart Pazartesi 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 15 Mart 1432 Hicrî: 19 Cemâziyelâhir 1437

İstanbul'da ilk trafik kazası, bir kişi yaralandı. (1910) • Gediz zelzelesi (1087 ölü) (1970)


Hazreti Ümmü Rûmân Binti Âmir (R.Anhâ)

Hz. Ebûbekir (r.a.)’ın zevcesi, Hz. Âişe ile Abdurrahman’ın anneleridir. Hz. Ümmü Rûmân, Peygamber Efendimiz’e kayınvâlide olma şerefine nâil olmuştur.

Kendisi Mekke’de ilk Müslüman olanlardandır.

Hz. Âişe vâlidemiz hicretlerini şöyle anlattı:

“Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) hicret ettiklerinde bizleri ve kızlarını geride bırakmıştı. Medîne-i Münevvere’ye yerleşince, Zeyd bin Hârise ve Ebû Râfi’i (r.anhümâ) iki deve ve 500 dirhemle Mekke-i Mükerreme’ye gönderdi. Hz. Ebûbekir de onlarla kölesi Abdullah bin Üraykıt’ı iki yahut üç deve ile gönderdi ve oğlu Abdullah’a vâlidem Ümmü Rûmân, ben ve kızkardeşim Esmâ’yı Medîne’ye getirmesini emretti. Resûlullâh Efendimiz’in kızları Fâtıma, Ümmü Gülsüm ve zevceleri Sevde binti Zem‘a, azadlısı Ümmü Eymen ile birlikte Mekke’den çıktık. Talha (r.a.) da hicret etmek üzere olduğundan Zeyd ve Ebû Râfi‘e katıldı.

Medîne-i Münevvere’ye geldiğimizde Resûlullâh (s.a.v.) mescidini ve onun etrafında evler bina ediyordu. O evlere âilesini yerleştirdi.”


Hz. Ümmü Rûmân sâliha bir hanım idi. Hicretin altıncı senesinde Resûlullâh’ın saâdet asrında vefât etti. Kabrine bizzat Resûl-i Ekrem (s.a.v.) tarafından konulmuştur.

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.):

“Her kimi, Cennet hûrilerinden bir hanım görmek sevindirirse işte o Ümmü Rûmân’dır” buyurmuşlar cennet ehlinden olduğu müjdelenmiştir. Allah ondan râzı olsun.


Bilmeceler:

Tarlada biter, makine diker, her sabah senin yüzünü öper? (Havlu)

Kendi demirden, kuyruğu kendirden? (İğne)

Her şeyi içine alır, hiç içine girmez? (Ayna)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
İyi Kitap
« Yanıtla #1939 : 29 Mart 2016, 16:18:27 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

(قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: شَرَفُ الدُّنْيَا اَلْغِنَى وَشَرَفُ الْآخِرَةِ اَلتَّقْوَى. (كنز


Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Dünyanın şerefi zenginlik, âhiretin şerefi de takvâdır.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)



29
Mart Salı 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 16 Mart 1432 Hicrî: 20 Cemâziyelâhir 1437

İyi Kitap

İyi ve mûteber kitap, birlikte oturup sohbet edilecek ne güzel yâren, yalnızlık zamanında ne iyi bir dost, gurbet diyârında ne iyi tanıdık ve ne güzel arkadaştır. İyi bir vezir ve müsteşârdır.

İyi kitab, ilim doldurulmuş kaptır. İstersen seni nâdir ve zarîf hikâyeleri ile neşelendirir, dilersen seni vaazlarıyla ağlatır. Onun gibi vâiz bulamazsın. Dili olmadan konuşur.

O öyle bir dosttur ki: Sen uyumadan uyumaz, sadece hoşuna gideni konuşur. Onun kadar yeryüzünde kimseye güvenemezsin. Sırları ve emânetleri sahibinden daha iyi saklar. Ondan daha hayırlı ve iyi komşu, ondan daha söz dinler arkadaş bulunmaz. O gâyet mütevâzı hocadır.

Ondan daha uzun ömürlü ve meyvesi daha tatlı ağaç yoktur.

Geçmiş kavimlerin haberlerini, onların hile ve tedbirlerini, acâip ve garip haberlerini hep bildirir.

Eğer hikmetler ve ilimler kitaplara yazılmış olmasa idi ilimlerin ekserisi zâyi olurdu.

İyi kitap, seni asla terketmeyen, riyakârlık ve yağcılık yapmayan, aslâ eziyeti dokunmayan ve senden nefret etmeyen dosttur. Yardımda gevşeklik göstermeyen komşudur.

Öyle bir arkadaştır ki ondan ayrılırsan seni tahkîr etmez. Her ne vakit onu eline alsan çektiğin yalnızlığı giderir de seni kötü arkadaştan muhâfaza eder.

İyi kitap seni rahata alışmaktan, oyun ve eğlence ile azîz ömrünü ve vakitlerini zâyi etmekten alıkoyar. Aklını artırır. Her şeyini mîrâs bırakacak kimseyi gafletten îkâz eder (uyandırır).

Bizden öncekilerin hikmetli eserleri ile müşkillerimizi çözer, hiç tanımadığımız büyük zâtları ve hizmetlerini onlardan öğreniriz. Az olan bilgilerimize onların bilgilerini katar ve idrâk edemediklerimizi onlarla idrâk ederiz.


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hesapsız Cennete Girenler
« Yanıtla #1940 : 01 Nisan 2016, 12:35:27 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

(قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ خَافَ اللهَ لَمْ يَضُرَّهُ أَحَدٌ وَمَنْ خَافَ غَيْرَ اللهِ لَمْ يَنْفَعْهُ أَحَدٌ. (هب


Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Allâhü Teâlâ’dan korkan kimseye hiç kimse zarar veremez. Allâhü Teâlâ’dan başkasından korkana da hiç kimse fayda veremez.”
(Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)



30
Mart Çarşamba 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 17 Mart 1432 Hicrî: 21 Cemâziyelâhir 1437

Fatih Sultan Mehmed Han'ın doğumu (1432)


Hesapsız Cennete Girenler

Kıyâmet gününde bir nidâcı şöyle seslenir:

“Fazîlet sâhibi kimseler kalksınlar!” Birtakım insanlar kalkar. Onlara “Haydi, cennete giriniz.” denilir. Melekler onları karşılarlar ve “Nereye gidiyorsunuz?” diye sorarlar. “Cennete” derler. “Hesap görülmeden önce mi?” derler. “Evet” derler. “Sizler kimlersiniz?” “Fazîlet sâhibi kimseleriz.”

“Sizin faziletiniz nedir?”

“Bize kaba davrananlara yumuşak huylu davranırdık, zulmedildiğimiz zaman sabrederdik, kötülük yaptıkları zaman bağışlardık.” derler.

“Peki, öyle ise girin cennete. Sâlih ameller işleyenlere cennet ne güzel mükâfattır.” derler.

Sonra yine bir nidâcı seslenir:

“Sabredenler kalksın!” Birtakım insanlar kalkar. Onlara “Haydi cennete giriniz.” denilir. Melekler onları karşılarlar ve “Nereye gidiyorsunuz?” diye sorarlar. “Cennete” derler. “Hesap görülmeden önce mi?” derler. “Evet” derler. “Sizler kimlersiniz?” “Biz sabredenleriz.” “Neye sabrederdiniz?” derler.

“Allâhü Teâlâ’ya ibâdet etmek husûsunda nefsimize karşı sabrederiz, Allâhü Teâlâ’ya isyan etmemek ve günah işlememek husûsunda da nefsimize ve onun vesveselerine karşı sabrederiz.” derler.

“Peki, o hâlde girin cennete. Sâlih ameller işleyenlere cennet ne güzel mükâfattır.” derler.

Sonra yine bir nidâcı seslenir:

“Dünyada iken Allâhü Teâlâ’ya komşu olanlar kalksınlar!” Bir takım insanlar kalkarlar fakat bunların sayısı çok azdır. Onlara “Haydi cennete giriniz.” denilir. Melekler onları karşılarlar, aynı konuşma bunlar arasında da geçer.

“Allâhü Teâlâ’ya dünyada nasıl komşu oldunuz?” derler.

“Biz Allah için birbirimizi ziyâret ederdik, Allah için birbirimizle sohbet eder, malımızdan Allah için cömertçe verirdik.” derler.

“Peki, girin o hâlde cennete. Sâlih ameller işleyenlere cennet ne güzel mükâfattır.” derler. (Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Müslümanlar Mukaddesâta Hürmet İle Mükelleftir
« Yanıtla #1941 : 01 Nisan 2016, 12:37:47 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

(قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ شِرَارَ أُمَّتِي أَجْرَؤُهُمْ عَلَى صَحَابَتِي. (الجامع الصغير


Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Ümmetimin en şerlisi, Ashâbıma karşı cüretkâr olan, onlara dil uzatandır.”
(Hadîs-i Şerîf, Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)



31
Mart Perşembe 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 18 Mart 1432 Hicrî: 22 Cemâziyelâhir 1437

Eyfel Kulesi'nin inşası (1889) • Varto ve Gevaş'ın kurtuluşu (1918)


Müslümanlar Mukaddesâta Hürmet İle Mükelleftir

Allâh (c.c.) ile alakalı olan, dînî, mânevî kıymeti olan şeylere mukaddesât denir. Allâhü Teâlâ mukaddestir, onun bütün isimleri de mukaddestir. Bütün müslümanlar, mukaddesata son derece hürmet etmekle mükelleftir. Allâhü Teâlâ’nın kitapları, peygamberleri, velîleri mukaddestirler. Namaz, oruç vesair ibadetler birer mukaddes vazîfedir. İslam mâbetleri; mescitler, câmiler de mukaddes ve mübârek yerlerdir.

Mukaddesâta hürmet ve ta’zim etmeyen kimse, rûhu sönmeye başlamış, yüksek duygulardan mahrum kalmış, gâfil demektir.

Biz müslümanlar herhangi bir ibâdete veya hayırlı bir işe başlayacağımız zaman, besmele okuruz. Bir hadîs-i şerîfte; “Herhangi hayırlı bir işe Bismillah sözü ile başlanmazsa, o iş bereketsizdir.” buyurulmuştur.

Kur’ân-ı Kerîm veya bir âyet-i kerîme ele alınarak okunacağı zaman abdestli bulunmak lazımdır. Bu esnâda kıbleye yönelmeli, derli toplu ve hürmetli bir vaziyet almalıdır. Abdestsiz olan bir kimse Mushaf-ı Şerîf’i kılıfsız olarak eline alamaz. Mukaddes bir kitabı ancak temiz, nezih olan eller tutabilir. Okumaya Eûzü Besmele ile başlanır.

Kur’ân-ı Kerîm temiz yerlerde avret mahalleri örtülü ve Kur’ân-ı Kerîm’i hürmetle dinleyecek vaziyette bulunan kimselerin yanlarında açıkça okunabilir. Kirli, pis yerlerde veya avret mahalleri açık veya başka bir işle meşgul kimselerin yanında Kur’ân ayetleri sesli okunamaz, mekruhtur.

Okunan Kur’ân-ı Kerîm’e karşı hürmetli bir vaziyet almayacak kimselerin işitecekleri bir sesle, açıkça Kur’an okunması câiz değildir. Bu hal, Kur’ân-ı Kerîm’e -hâşâ- ihanettir ve dinlemeyip saygısızlık yapanlar mânen mesul olurlar.

Kur’ân-ı Kerîm’i, namazın haricinde okurken, ilim öğrenirken en güzel elbiseleri giyip kıbleye dönmek ona hürmet için müstehaptır.


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Îmân Kalp İle Tasdîk, Dil İle İkrâr Etmektir | İsimlerimiz
« Yanıtla #1942 : 01 Nisan 2016, 12:40:39 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

(قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: (اَلْإِيمَانُ) أَنْ تُؤْمِنَ بِاللهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَتُؤْمِنَ بِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ. (م


“(İman) Allâh’a, Allâh’ın meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe inanman,bir de kadere; hayrın ve şerrin Allah’tan (yani Allâhü Teâlâ’nın dilemesiyle ve takdîriyle) olduğuna inanmandır.”
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)



01
Nisan Cuma 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 19 Mart 1432 Hicrî: 23 Cemâziyelâhir 1437

Van / Erciş ve Gürpınar'ın Kurtuluşu (1918) • Varşova Paktı'nın Feshedilmesi (1991)


Îmân Kalp İle Tasdîk, Dil İle İkrâr Etmektir

Her insan, âkıl bâliğ (ergen) olunca îmânı öğrenmeye gayret etmeli; Allâhü Teâlâ’nın varlığına ve birliğine dâir göklerdeki ve yerdeki delilleri düşünmeli; ömrünü gaflet ile zâyi edip âhirette azâba düşmekten sakınmalıdır.

Îmân; Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Allâhü Teâlâ’dan getirip haber verdiği kat‘î olarak bilinen şeyleri kalple tasdîk ve dil ile ikrâr etmektir. 

İslâm itikâdının esası olan altı şeye kalbiyle inanıp diliyle de ikrâr etmelidir; yani “Âmentü billâhi ve melâiketihî…”yi sonuna kadar mânâsını bilerek okumak lâzımdır.

Bunu okuyan Müslüman demiş olur ki: “Ben Allâhü Teâlâ’ya ve onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kaderin -yani: takdir edilmiş şeylerin- hayır olsun, şer olsun Allâhü Teâlâ’nın bilmesi ve dilemesiyle olduğuna inandım, öldükten sonra dirilip mahşer yerine gitmek de muhakkaktır. Ben şehâdet ederim ki, Allâhü Teâlâ’dan başka ilah yoktur ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed Mustafâ (s.a.v.) Allâhü Teâlâ’nın kulu ve resûlüdür.”

Bir Mümin îmân etmesi gereken bir şeyde şüphe ederse hemen o anda ‘Allâhü Teâlâ’nın ilminde hak olan ne ise ona inandım’ demesi farzdır. Sonra akâid ilminde kâmil bir âlimden veya sahih bir kitaptan ihmal etmeden doğrusunu öğrenmelidir.

Peygamberimiz ve Ashâbının i’tikâdı üzere olan yola, Ehl-i Sünnet ve Cemâat denilir. Mezhep imâmlarımız âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf ve icmâ-ı ümmetle bu mezhebin hükümlerini isbât edip bir araya toplamışlar ve diğer sapık fırkaları ibtal etmişlerdir. (Dürr-i Yekta Şerhi)

İsimlerimiz: Erkek: Hâlis, Kız: Hâlisa


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Mü'min'in Vefâtı Nasıl Olur?
« Yanıtla #1943 : 11 Nisan 2016, 01:50:05 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

(قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلَّذِي يَخْنُقُ نَفْسَهُ يَخْنُقُهَا فِي النَّارِ وَالَّذِي يَطْعُنُهَا يَطْعُنُهَا فِي النَّارِ. (خ


“(Dünyada ip ve benzeri ile) kendini boğarak intihar eden kimse cehennemde kendini boğar(ak azab olunur), (bıçak ve sâir şeylerle) kendini vurarak intihar eden de onunla cehennemde kendini vurur (böyle azab olunur).”
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Buhârî)



02
Nisan Cumartesi 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 20 Mart 1432 Hicrî: 24 Cemâziyelâhir 1437

Ahmed Vefik Paşa'nın Vefatı (1891) • Van ve Muradiye'nin Kurtuluşu (1918)


Mü'min'in Vefâtı Nasıl Olur?

Mü’min kulun ölüm vakti geldiğinde Azrâil aleyhisselâm yanına yüzleri güneş gibi parlak gök melekleriyle birlikte iner. O meleklerin yanlarında cennet kefenleri ve cennet kokuları vardır. Kefeni göz alabildiğine açarlar. Sonra ölüm meleği gelip o kulun başı ucuna oturur ve der ki:

“Ey temiz ve güzel ruh! Allâhü Teâlâ’nın mağfiretine ve rızâsına çık.”

Ruh, su damlasının kabından akması gibi cesedden çıkıverir. Ölüm meleği onu alır ve gök meleklerine teslim eder. Onlar da getirdikleri kefene sararlar, güzel kokularla birlikte koyarlar. O ruhdan misk gibi güzel kokular çıkar. Sonra onunla birlikte birinci kat semâya yükselirler. Semâ kapılarının açılmasını isterler. Kapılar açılır ve oradakiler:

“Bu güzel koku da nedir?” diye sorarlar. Melekler:

“Bu falan oğlu falanın ruhudur” derler. Böylece yedi kat semâyı geçip Allâhü Teâlâ’nın huzurunda dururlar. Mü’min’in ruhu, kendisi için hazırlanan nimetleri ve makamları görür. Sonra Allâhü Teâlâ buyurur ki:

“Onu toprağa iâde ediniz. Zîrâ ben onları topraktan yarattım, yine ona iâde edeceğim. Hem de onları tekrar ondan çıkaracağım.” Melekler onu alıp yeryüzüne inerler.

Ölünün cesedi yıkanıp kefene konulunca ruh, cesed ile kefen arasına girer. Yanında her ne konuşulsa işitir. Lâkin konuşmasına izin verilmez. Tabutu kaldırıp üç adım atılınca insan ve cinden başka her şeyin işittiği bir sayha (yüksek ses) ile der ki:

“Ey kardeşlerim, dostlarım ve evlâdım! Dünyaya meyletmeyiniz, beni aldattığı gibi sizi de aldatmasın. Benim şu hâlimden ibret alınız. Zîrâ bütün her şeyimi vârislerime bıraktım. Amma onlar benim günahlarımdan hiç birini yüklenmezler.” (Dürerü’l-Hisân fi’l-ba‘s ve’l-cinân, İmâm Suyûtî)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Resûllullâh'ın Yedi Tavsiyesi | Kabirde Mü'minin Hâli
« Yanıtla #1944 : 11 Nisan 2016, 01:59:05 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

عن مَالِكِ بْنِ نَضْرٍ قَالَ أَتَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ أَرَأَيْتَ لَوْ كَانَ لَكَ عَبْدَانِ أَحَدُهُمَا يُطِيعُكَ وَلَا يَخُونُكَ وَلَا يَكْذِبُكَ وَالْآخَرُ يَخُونُكَ وَيَكْذِبُكَ قَالَ قُلْتُ لَا بَلْ اَلَّذِي لَا يَخُونُنِي وَلَا يَكْذِبُنِي وَيَصْدُقُنِي الْحَدِيثَ أَحَبُّ إِلَيَّ قَالَ كَذَاكُمْ أَنْتُمْ عِنْدَ رَبِّكُمْ عَزَّ وَجَلَّ.
(حم)


Mâlik bin Nadr (r.a.) anlatıyor: Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) geldim, buyurdular ki:
“İki kölen olsa, biri sana itâat ediyor, hâinlik etmiyor ve yalan söylemiyor, diğeri hâinlik yapıyor, yalan söylüyor. Bunlar hakkında ne dersin?” “Hâinlik yapmayan, yalan söylemeyen ve doğru söyleyen bana daha sevimlidir.” dedim.
“İşte siz de Allâh Azze ve Celle katında böylesiniz.” buyurdular.
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)



03
Nisan Pazar 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 21 Mart 1432 Hicrî: 25 Cemâziyelâhir 1437

Özalp ve Saray'ın Kurtuluşu (1918)


Resûllullâh'ın Yedi Tavsiyesi

Ashâb-ı Kirâm’dan Ebû Zer (r.a.) şöyle demiştir:

Peygamberimiz (s.a.v.) bana şu yedi şeyi tavsiye buyurdular:

• Fakirleri sevip, onlara yakınlık göstermeyi,

• (Mal, yaratılış ve dünya zînetleri husûsunda) kendimden aşağıda olanlara bakıp, benden üstün olanlara bakmamayı,

• Akrabalarım benimle alâkayı kesip cefa etseler bile onlarla alâkayı kesmemeyi,

• “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm” duâsını çok okumayı,

• Acı da olsa hakkı söylemeyi,

• Allâhü Teâlâ’nın dini uğrunda gayretimden dolayı hiç kimsenin ayıplamasından korkmamayı,

• Zarûret olmadıkça kimseden bir şey istememeyi.
(Taberanî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)


Kabirde Mü'minin Hâli

Kul kabrine konulunca iki melek gelip onu oturturlar ve “Rabbin kimdir?” derler. O “Rabbim Allâh’dır” der.
“Dinin nedir?” derler, “Dinim İslam’dır” der.
“Size peygamber olarak gönderilen şu zât (Muhammed Mustafâ (s.a.v.) hakkında ne dersin?” derler, “O Allâh’ın resûlüdür” der.
“Onun Allâh’ın Resûlü olduğunu nereden bildin?” derler, “Kurân’ı okudum, ona îmân ettim ve onun peygamberliğini de tasdîk ettim” der.

Bunun üzerine gökten bir nidâ gelir: “Kulum doğru söyledi, ona cennet döşekleri serin, cennet elbiseleri giydirin. Cennetten bir kapı açın ki onun rüzgârı, güzel kokuları ve güzellikleri ona gelsin.”

Sonra kabri göz görebildiğince genişletilir. Yanına güzel kıyâfetli, güzel yüzlü ve hoş kokulu bir zât gelir. “Esselâmü aleyke ey veliyyullâh, müjdeler olsun. İşte bugün sana va’d olunan gündür” der.

Kul “Sen kimsin?” diye sorar. “Ben senin sâlih (iyi) amelinim” der. Kul cennetteki makamlarını görünce “Rabbim, kıyâmeti biran evvel koparıver” der. (Dürerü’l-Hisân fi’l-ba‘s ve’l-cinân, İmâm Suyûtî)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
En Büyük İstiğfar: Tesbih Namazı | İsimlerimiz
« Yanıtla #1945 : 22 Nisan 2016, 01:13:14 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: ... إِنِ اسْتَطَعْتَ أَنْ تُصَلِّيَهَا فِي كُلِّ يَوْمٍ مَرَّةً فَافْعَلْ فَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَفِي كُلِّ جُمُعَةٍ مَرَّةً فَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَفِي كُلِّ شَهْرٍ مَرَّةً فَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَفِي كُلِّ سَنَةٍ مَرَّةً فَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَفِي عُمُرِكَ مَرَّةً
(د)


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Gücün yeterse o (tesbih namazı)nı her gün kıl. Her gün kılamazsan haftada bir kıl. Haftada bir kılamazsan ayda bir kere kıl. Onu da yapamazsan senede bir, onu da yapamazsan ömründe bir kere kıl.”
(Hadisi şerif, Sünen-i Ebû Dâvud)



04
Nisan Pazartesi 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 22 Mart 1432 Hicrî: 26 Cemâziyelâhir 1437

Dumlupınar Denizaltısı'nın Batışı (1953)


En Büyük İstiğfar: Tesbih Namazı

Tesbih namazı tevbenin, istiğfârın en büyüğü ve bütün vücutla yapılanıdır.

Resûl-i Ekrem (s.a.v.), amcaları Hz. Abbâs’a (r.a.) hitâben tesbih namazı ile alâkalı şöyle buyurmuşlardır:

“Ey amca! Sana on (çeşit günahını silecek) şey(i) haber vererek ikrâm etmiş olayım ki, onu işlediğin vakit günâhının evveli ve âhiri, yenisi ve eskisi, hatâ ile ve kasden yapılanı, küçüğü ve büyüğü, gizlisi ve âşikâr olanı mağfiret edilmiş olsun. Dört rek’at namazı kılarsın... Gücün yeterse bu namazı her gün kıl. Her gün kılamazsan ayda bir kere kıl. Onu da yapamazsan senede bir, onu da yapamazsan ömründe bir kere kıl.”

Tesbîh namazı 4 rek’attir. Bu namazda 300 defa şu tesbih okunur:

“Sübhânellâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azîm.”

Bu tesbih, namaz içinde şu kadar okunur:

15 kere, Sübhâneke’den sonra (Fâtiha’dan önce),

10 kere, zamm-ı sûreden sonra,

10 kere, rükûda, (tesbihlerden sonra)

10 kere, rükûdan kalkınca ayakta (kavmede),

10 kere, birinci secdede, (tesbihlerden sonra)

10 kere, iki secde arasındaki oturuşta (celsede),

10 kere, ikinci secdede. (tesbihlerden sonra).

Birinci rek’atte okunan tesbihlerin adedi 75’tir.

İkinci rek’atte aynı sıra ile yine 75 defa okunur.

Üçüncü ve dördüncü rek’atler de böyle kılınır. Birinci kâdede (oturuşta) tahiyyattan sonra Salli ve Bârik, üçüncü rek’ate kalkınca önce Sübhâneke okunur.

Tesbih namazı, kılınması teşvik edilmiş bir namazdır. Bunu alışkanlık hâline getirmek müstehaptır. Kılmasını bilmeyenlerin istifâde etmesi maksadıyla cemâatle de kılınabilir.


İSİMLERİMİZ: Erkek: Muhlis, Kız: Muhlisa


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: صَوْمُ أَوَّلِ يَوْمٍ مِنْ رَجَبَ كَفَّارَةُ ثَلَاثِ سِنِينَ وَالثَّانِي كَفَّارَةُ سَنَتَيْنِ وَالثَّالِثُ كَفَّارَةُ سَنَةٍ ثُمَّ كُلُّ يَوْمٍ شَهْرًا
(الجامع الصغير)


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Receb ayının birinci günü oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruç tutmak iki senelik, üçüncü günü oruç tutmak bir senelik, sonra diğer her bir günde oruç tutmak ise bir aylık günaha keffârettir.”
(Hadîs-i Şerîf, Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)



05
Nisan Salı 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 23 Mart 1432 Hicrî: 27 Cemâziyelâhir 1437

Fatih Sultan Mehmed Han'ın Donanmasının İstanbul Surlarına Girmesi (1453) • Gazi Osman Paşa'nın Vefatı (1900)


Receb-i Şerîf: Allâhü Teâlâ’nın Ayı

İdrâk edeceğimiz mübârek Receb ayı, kamerî ayların yedincisidir. “Eşhür-i hurum”dan olan bu ay, Şehrullah yani Allâhü Teâlâ’nın ayıdır. Bu aya oruçlu girmeli ve bu ayda çok ilticâ etmelidir.

Receb ayının 1’inci günü oruç tutanlara 3 senelik, 2’nci günü oruç tutanlara 2 senelik, 3’üncü günü oruç tutanlara ise 1 senelik nâfile oruç sevâbı verilir. Bu, hadîs-i şerîf ile sâbittir. Üç günden sonra her gününe birer ay oruç sevâbı verilir.

Bu ay Cenâb-ı Hakk’a mahsus bir ay olduğu için yalnız Zât-ı İlâhî’yi bildiren İhlâs Sûresi’ni çok okumak lâzımdır. Bilhassa bu aya hürmet olarak, ayrıca günde 11 defa İhlâs-ı Şerîf okumalı, tevhîd, istiğfâr ve salevât-ı şerîfeyi ihmâl etmemelidir.

Bu ayda 2 kandil vardır:

1. İlk cuma gecesi “Regâib Kandili”,

2. Yirmi yedinci gecesi “Mi’râc Kandili”dir.


Bu ayın birinci gecesi bir tesbih namazı veya Receb-i Şerîf’in ilk onu zarfında bir defaya mahsus olmak üzere kılınan on rek’at namaz da kılınabilir. Önümüzdeki günlerde bu namazların kılınış şekli anlatılacaktır.

Receb ayında her gün, -başında ve sonunda 7’şer Fâtiha ile- 100 İhlâs-ı Şerîf okumak da çok sevâptır.

Bu ayda, mümkün olduğu kadar Hatm-i enbiyâ yapılmalı ve oruç tutulmalıdır. Bu orucu 13, 14 ve 15’inci günlerinde tutanlar, Eyyâm-ı Bıyz’da oruç tutma sünnetini de yerine getirdiklerinden, nice hastalıklardan şifâ bulurlar. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)


BAŞKASININ KONUŞMASINI CÂHİLLER KESER

Hikmet sâhibi bir zât şöyle dedi:

Kimse aslâ câhil olduğunu kabullenmez. Ancak başka biri konuşurken sözü keserek konuşanlar bunu kabul etmiş demektir.

Sözün başı ve sonu, yani öncesi ve sonrası var. O hâlde söz sırasında lafa girme, birisi sözünü tamamlamadan onun sözünü kesme,

Akıllı insanlar, karşısında dinleyen birini görmedikten sonra konuşmaya başlamazlar. (Gülistan’dan S., Çamlıca B. Y.)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Regâib Gecesi ve Bu Gecede Yapılacak İbâdetler
« Yanıtla #1947 : 22 Nisan 2016, 01:22:12 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا يُؤْمِنُ بِاللهِ مَنْ لَمْ يُؤْمِنْ بِي وَلَمْ يُؤْمِنْ بِي مَنْ لَا يُحِبُّ الْأَنْصَارَ
(حم)


Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Bana îmân etmeyen Allâh’a îmân etmiş olmaz. Ensâr(-ı Kirâm)’ı sevmeyen de bana îmân etmiş olmaz.”
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)



06
Nisan Çarşamba 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 24 Mart 1432 Hicrî: 28 Cemâziyelâhir 1437

Bursa'nın Fethi (1326)


Regâib Gecesi ve Bu Gecede Yapılacak İbâdetler

Receb-i Şerîf’in ilk cuma gecesi, Regâib Gecesi’dir. Bu geceyi oruçlu olarak karşılamalıdır.

Regâib gecesi, akşamla yatsı arasında 12 rek’at Hâcet namazı kılınır. İki rek’atte bir selâm verilerek kılınan bu namazda, Fâtiha’dan sonra her rek’atte 3 İnnâ enzelnâhü... ile 12 İhlâs-ı şerîf okunur.

Namazdan sonra, 7 Salât-ı Ümmiyye okunup secdeye varılır. Salât-ı Ümmiyye şudur: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedini’n-Nebiyyi’l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.”

Secdede 70 defa:

“Sübbûhun Kuddûsün Rabbünâ ve Rabbü’l-melâiketi ve’r-Rûh” okunur. Secdeden kalkıp bir defa:

“Rabbiğfir verham ve tecâvez ammâ ta’lem. İnneke ente’l-e’azzü’l-ekrem.” okunur. Tekrar secdeye varılıp yine 70 defa:

“Sübbûhun Kuddûsün Rabbünâ ve Rabbü’l-melâiketi ve’r-Rûh” okunur.

Secdeden sonra duâ edilir. Duâda Allâh’a şu şekilde ilticâ etmelidir:

“Allâhümme bârik lenâ Recebe ve Şa’bâne ve belliğnâ Ramazân.”

Regâib Gecesi’nden sonraki gündüzde, yani Cumâ günü öğle ile ikindi arasında 2 rek’atte bir selâm verilerek 4 rek’at teşekkür namazı kılınır. Her rek’atte 1 Fâtiha, 7 Âyetü’l-Kürsî, 5 İhlâs-ı şerîf, 5 Kul eûzü birabbi’l-felak, 5 Kul eûzü birabbi’n-nâs sûreleri okunur. Namazdan sonra: 25 defa “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîmi’l-kebîri’l-müteâl”,

25 defa “Estağfirullâhe’l-azîm ve etûbü ileyk” diyerek istiğfâr ve sonra da duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمْ يُتِمَّ صَوْمَ شَهْرٍ بَعْدَ رَمَضَانَ إِلَّا رَجَبَ وَشَعْبَانَ
(طب)


Ebû Hüreyre’den (r.a.):
“Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ramazan ayından başka sâdece Receb ve Şaban aylarının tamamında oruç tutmuştur.”
(Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)



07
Nisan Perşembe 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 25 Mart 1432 Hicrî: 29 Cemâziyelâhir 1437

Sultan Birinci Abdülhamid Han'ın Vefatı ve Üçüncü Selim Han'ın Tahta Geçmesi (1789) • Fas'ın İstiklâli (1956)

Bu akşam Regaip Gecesidir. Kandiliniz mübarek olsun.


Regâib Kandili

Receb-i şerîfin ilk cuma gecesi Regâib Kandili’dir. Bu geceye Regâib denilmesi, melekler bu geceye çok rağbet ettikleri içindir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki:

“Receb’in ilk cuma gecesinden gâfil olmayınız. Çünkü bu geceye melekler Regâib ismini vermiştir. Bu gecenin üçte biri olduğunda gökyüzünde ve yeryüzünde hiçbir melek kalmaz, hepsi Ka’be’de ve onun etrâfında toplanır.

Cenâb-ı Hak hâllerine muttali’ olur ve ‘Ey meleklerim! Dilediğinizi benden isteyiniz.’ buyurur.
Onlar da: ‘Ey Rabbi’miz! Senden Receb ayında oruç tutanları bağışlamanı istiyoruz.’ derler.
Allâhü Teâlâ “Bağışladım” buyurur.


Bu gece, Hz. Âmine’nin âlemlere rahmet olan âhir zaman peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e hâmile olduğunu anladığı gecedir.

Bu gecenin feyiz ve bereketinden istifâde etmek için uyanık olmalı, bu geceyi ibâdet ve tâatla ihyâ etmelidir.


Ashâb-ı Bedir ..................BESBESE BİN AMR (R.A.)

Besbese bin Amr (r.a.) hazretleri, Ensâr’dan ve Hazrec kabilesindendir. Bedir ve Uhud gazâlarında bulunmuştur.

Peygamberimiz (s.a.v.) onu ve Adiyy bin Ebizzağbâ hazretlerini Bedir gazâsına çıktıklarında Safrâ denilen yerde Ebû Süfyan’ın kervanından haber getirmeleri için göndermişti. Onlar da Bedir kuyularına kadar gidip kervandan haber aldılar ve Peygamberimiz’e (s.a.v.) arz ettiler.


RECEP AYI İCTİM‘I, RU’YET VE BAŞLANGICI

Hicrî Kamerî 1437 yılı Recep ayı ictimâ‘ı 7 Nisan Perşembe günü Türkiye yaz saati ile 14:24’tedir.

Ru’yet, ise 8 Nisan Cuma Türkiye saati ile 02:54’tedir.

Hilâl’in görüleceği yerler: B. Okyanus, Meksika, Los Angeles, San Diego, Kribati, Klipperton, Hawaii Adaları.

Hilâl, Türkiye, Almanya, Avusturya, Mısır, Fas, Cezayir, Tunus ve Arap yarımadasından görülemeyecektir.

Hilâl’in görüldüğü günü takip eden 8 Nisan Cuma günü de Recep ayının 1. günüdür.


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Receb Ayında Kılınacak Namaz
« Yanıtla #1949 : 22 Nisan 2016, 11:01:59 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: رَجَبُ شَهْرٌ عَظِيمٌ يُضَاعِفُ اللهُ فِيهِ الْحَسَنَاتِ مَنْ صَامَ يَوْمًا مِنْ رَجَبَ فَكَأَنَّمَا صَامَ سَنَةً
 (مجمع)


Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Receb ayı büyük bir aydır. Allâhü Teâlâ bu ayda sevapları kat kat verir. Receb ayından bir gün oruç tutan, bir sene oruç tutmuş gibi sevap alır.”
(Hadîs-i Şerîf, Mecmau’z-Zevâid)



08
Nisan Cuma 2016

AYIN SAFHASI


Rûmî: 26 Mart 1432 Hicrî: 01 Recep 1437

Koca Ragıp Paşa'nın Vefatı (1763) • Nusretiye Câmii'nin Açılması (1826) • Şer'iye Mahkemelerinin Lağvedilmesi (1924)

Üç Ayların Başlangıcı


Receb Ayında Kılınacak Namaz

Receb’in 1’i ile 10’u arasında 10 rek’at, 11’i ile 20’si arasında 10 rek’at ve 21’i ile 30’u arasında 10 rek’at kılınacak Hâcet Namazı vardır. Bunların üçünün de kılınış şekli aynıdır. Yalnızca namazların sonlarında okunacak duâlarda fark vardır.

Bu 30 rek’at namazı kılanlar, hidâyete ererler. Bu namazı kılanın kalbi ölmez. Bu 30 rek’at namaz Resûlullâh Efendimiz’in (s.a.v.) berberi Selmân-ı Pâk (r.a.) Hazretleri tarafından rivâyet edilmiştir.

Bu namazlar, akşamdan sonra da, yatsıdan sonra da kılınabilir. Fakat, cuma ve pazartesi gecelerinde ve bilhassa teheccüd vaktinde kılınması daha fazîletlidir.

Kılınışı: Hâcet Namazı’na şu niyetle başlanır:

“Yâ Rabbi, teşrifleriyle dünyâyı nûra gark ettiğin Efendimiz hürmetine, sevgili ayın Receb-i Şerîf hürmetine, beni feyz-i ilâhîne, afv-ı ilâhîne, rızâ-yı ilâhîne nâil eyle, âbid, zâhid kulların arasına kaydeyle, dünyâ ve âhiret sıkıntılarından halâs eyle, rızâ-yı şerîfin için” Allâhü Ekber.

Her rek’atte 1 Fâtiha, 3 Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn, 3 İhlâs-ı şerîf okuyup, 2 rek’atte bir selâm verilir. Böylece 10 rek’at tamamlanır.

• İlk on gün içinde kılınan namazdan sonra, 11 defa “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît, ve hüve Hayyün lâ yemûtü biyedihi’l-hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr” okunup duâ edilir.

• İkinci on gün içinde yani Receb’in 11’i ile 20’si arasında kılınan 10 rek’atten sonra, 11 defa: “İlâhen Vâhıden Ehaden Sameden Ferden Vitren Hayyen Kayyûmen dâimen ebedâ” okunup duâ edilir.

• Üçüncü on gün içinde, yâni Receb’in 21’i ile 30’u arasında kılınan 10 rek’atten sonra da 11 kere: “Allâhümme lâ mânia limâ a’tayte, velâ mu’tıye limâ mena’te, velâ râdde limâ kadayte, velâ mübeddile limâ hakemte, velâ yenfeu ze’l-ceddi minke’l-ceddü. Sübhâne Rabbiye’l-Aliyyi’l-a’le’l-Vehhâb, Sübhâne Rabbiye’l-Aliyyi’l-a’le’l-Vehhâb, Sübhâne Rabbiye’l-aliyyi’l-a’le’l-Kerîmi’l-Vehhâb, Yâ Vehhâbü yâ Vehhâbü yâ Vehhâb” okunur ve duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)