Gönderen Konu: "Ebrucular çoğalıyor, bu ebruya zarar veriyor''  (Okunma sayısı 5200 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
"Ebrucular çoğalıyor, bu ebruya zarar veriyor''
« : 28 Aralık 2009, 21:09:19 »

Ebrunun 'Gülbabası' olarak bilinen Yılmaz Eneş, ebru sanatının bugününü ve geleceğini AA muhabirine anlattı.

11 yıldır Sultanahmet'teki atölyesinde faaliyet gösterdiğini söyleyen Eneş, gelen misafirine en az bin tane Ebru gösterebilecek bir kapasiteleri olduğunu ve bunun yanında Cumhuriyet döneminin en ünlü Ebru sanatçılardan Mustafa Düzgünman ve bazı sanatçıların antika kabul edilen eserlerinin de kendisinde bulunduğunu belirtti.

Eneş, haftada 2 gün, 15 öğrenciye ders verdiklerini ifade ederek, çalışılabilir bir konumun her zaman muhafaza edilebildiğini söyledi.

Atölyeye gelen turistlerin ebru sanatının sadece icra ediliş anını merak ettiklerini söyleyen Eneş, 'Ebrunun nasıl bir sanat olduğunu bilmeyenler önce resim gibi düşünüyorlar, kağıt üzerindeki çiçeği fırçayla yaptığımızı zannediyorlar. Yabancı turistler, seyrettiğinden tatmin olursa kendisine küçük bir hediye alıyor.' diye konuştu.

Eneş, Türkiye'de ebru bilenlerin değil, ebruyla meşgul olanların sayısının arttığını kaydederek, şöyle konuştu:

'2004'e kadar olan süreç içerisinde ebru yapanlara bir saygıyla bakılıyordu. Bugün çok hafife alınıyor. Bazı kuruluşlarda Ebru dersleri alıp, ebru yaptığını veya kendini ebru sanatçısı sananlar çoğalmaya başladı. Çoğalırken de ebruya zarar verdiklerinin farkına varmadılar. Farkına vardıkları gün, bizler için çok geç olacak. Bu işi canı gönülden yapan, Alparslan Babaoğlu, Fuat Başar, ben veya benim birkaç öğrencimin zamanla buradan elini eteğini çekmesiyle ya da bu işi bırakmasıyla Ebru sanatının kalitesi biraz daha düşecek. Çünkü, bugün piyasada 'ben yaptım oldu düşüncesi' var. Sayı yükseliyor ama kalite düşüyor. Eğer biz Alparslan Babaoğlu'na, Fuat Başar'a yarın tekne açtıramazsak, bu bizim için kötü. Onlar geçmişin meşalesini taşıyan insanlar. Mustafa Düzgünman ekolünü, Ethem Efendi ekolünü getiren insanlar. Onlar hocanın yanında oturup da, hocanın hokkasını tutan, kavanozunu yıkayan insanlar. Biz bunları küstürürsek, sanatın gidişatındaki başıbozukluk bu şekilde devam ederse, o dönemde hokka tutanlar bugün eline fırça bile almayacak. Bu gidişle, ekol olarak kimseyi görmeyeceğiz.'

EBRU YAPMANIN KEYFİ

Ebru sanatının her boyutunda, insana verdiği pozitif enerjinin, ortaya çıkan eserin karşılığındaki keyfin çok farklı bir duygu olduğunu anlatan Eneş, bugünkü keyiflerin hep 'yapmacık' olduğunu ifade etti.

Ebru tekniklerini öğrenmeden ebru yapan çok sayıda kişinin olduğunu belirten Eneş, şöyle devam etti:

'Türkiye'de geleneksel sanat dersleri verilen üniversitelerde ebru, zorunlu ders değil de, seçmeli derstir. Bugün, halı, kilim, çini, hat, tezhip ve minyatür bölümünde okuyan bir öğrenci, bunun yanında haftanın belli bir günü ebruyu görmek zorunda. O da son sınıfta ve burada alınan ebru dersi yeterli değil. Ben burada 7-8 saat ders veriyorum. Çünkü teknenin tam olgunlaştığını öğrencinin görmesi gerekiyor.
Önüne gelenin ebru hocalığı yapmaması için ebruda icazet olması gerekiyor. Eskiden bu vardı ve kalite yükseliyordu. Bir bayrak devrediyorsak, bu bayrağı taşıyacak olanların çok sağlam olması gerekiyor.
Bir tekneyi açık bıraktıysanız, gidip iki saat dolaşıp geldikten sonra yüzey gerginliği artıp da, yüzeyde kuruma başladıysa, üzerine boyayı attığınızda yıldız yıldız kırılıyorsa, bu bizim için falsolu ebrudur. Ama şimdiki arkadaşlar için 'bu falsolu ebru değil, bunu ben yaptım' diyor. Hayır, sen yapmadın, teknenin açık kalması sonucu hava yaptı. Çünkü süreç, hava, akım her şey O'nun elindeydi. Sen ondan nemalanmaya kalkışıyorsun.'

2010 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ ETKİNLİĞİ

2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliğine de değinen Yılmaz Eneş, etkinliğe katılmayacağını ifade ederek, 'Çünkü geleneksel sanata bakış açılarını beğenmiyorum. Bizim branşımızda olan bölümde yeterlilik hissetmedim. Petrol Vakfı'nın giriş katının tadilatla bir galeriye dönüştürüleceği ve Uğur Derman ve vakıf elinde bulunan hilyeler ve ebruların sergilenmesi konusu var. Bunu daha da genişletiyorlar. Kimleri sanatçı olarak temel alıyorsunuz, ölçü ne?' diye konuştu.

BENİM SANATIMI HAFİFE ALMALARI BENİ RAHATSIZ EDİYOR

Fotoğraf sanatçılarına telif ödendiğini ve giderlerinin karşılandığını söyleyen Eneş, şunları kaydetti:
'Geleneksel sanatçıları elinizde neden çocuk gibi kullanıyorsunuz. Bunların işleri güçleri yok, standart bir hayatı olan insanlar olarak düşünüyorlar. Biz İstanbul'u anlatıyorsak, birkaç kişiye söz verip de 'siz İstanbul için neler yapabilirsiniz' diye sorsalardı, lale-karanfil değil de, daha farklı boyutta bir şeyler de hazırlayabilirdik. Çok daha orijinal eserler çıkarabilirdik.Benim sanatımı hafife almaları beni rahatsız ediyor. Ben katılmama kararı aldım. 2010 organizasyonu içinde kendi adıma hiçbir şey yapmamayı düşünüyorum. Bizim sanatımız çok ağır konulara ve zorluklara dayanan bir sanattır. Bizim sanatımız, mutlu eden sanattır.

Geleneksel sanatla ilgili bir proje yapılmış. Peki, bu projenin ödeneği kimlere verildi. Çırağan Sarayı'nın bir yüzünün yaz döneminde kumaş bir ebru ile kapanacağını duydum. Ama bunun ihalesi kime verildi? Bu Ebrucu kim? Objektif davranılmadığını düşünüyorum.'

(AA)
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı Hâsıl-ı Kelam

  • Moderatör
  • yazar
  • *****
  • İleti: 678
Ynt: "Ebrucular çoğalıyor, bu ebruya zarar veriyor''
« Yanıtla #1 : 29 Aralık 2009, 00:58:00 »
Çok olanın kıymeti düşer her zaman.
Nefsinle değil, kalbinle düşün ve karar ver!

Çevrimdışı enfa

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1543
Ynt: "Ebrucular çoğalıyor, bu ebruya zarar veriyor''
« Yanıtla #2 : 29 Aralık 2009, 01:07:17 »
İnsanlar bir yere gitmiş olmak için gidiyorlar çoğunlukla bilinçli değil ki.

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

Çevrimdışı tercüman

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 489
Ynt: "Ebrucular çoğalıyor, bu ebruya zarar veriyor''
« Yanıtla #3 : 31 Aralık 2009, 01:00:42 »
Acaba halk kurslarında böyle sanat kurslarının açılması uygun mu?
All I know is that I know nothing.
Tüm bildiğim hiçbir şey bilmediğim.
-Sokrates-

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: "Ebrucular çoğalıyor, bu ebruya zarar veriyor''
« Yanıtla #4 : 12 Ocak 2010, 00:24:07 »
Halk kurslarında da artık üniversite mezunu eğitmenler tercih edilmeye başladı.
« Son Düzenleme: 20 Ocak 2010, 23:49:33 Gönderen: Tuğra »
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı tercüman

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 489
Ynt: "Ebrucular çoğalıyor, bu ebruya zarar veriyor''
« Yanıtla #5 : 12 Ocak 2010, 00:40:15 »
Başkentte öğrenci çok fazla. Her ne kadar üniversite mezunu olsalar da kaliteyi yakalamak mümkün oluyor mu? Halk kursları, olması için değil, açtık halka sunduk mantığı güdüyor ama Bursadaki IRGANDI KÖPRÜSÜ, İstanbulun nadide yerleri vb. yerler tartışılmaz.
All I know is that I know nothing.
Tüm bildiğim hiçbir şey bilmediğim.
-Sokrates-