Gönderen Konu: Ebu Eyyub el-Ensari (r.a)  (Okunma sayısı 2810 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı mice

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 142
    • http://www.caregenclik.com
Ebu Eyyub el-Ensari (r.a)
« : 15 Mayıs 2004, 10:28:36 »




İsmi: Neccaroğulları kabilesinden Halid b. Zeyd b. Kelib’dir.
Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde Resulüllah (s.a.v)’ı konaklama şerefine nail olmuştur. Herkesin, Resulüllah (s.a.v)’ın devesini evinin önüne konaklamasını arzuladığı bir anda Resulüllah (s.a.v): Onu serbest bırakın. Ona emir verilmiştir, buyurdu. Daha sonra deve, Ebu Eyyub el-Ensari (r.a)’nin evinin önüne kadar devam etti ve oraya çöktü.
Eyyub el-Ensari (r.a) büyük bir sevince boğuldu ve Resulüllah (s.a.v)’ı saygı dolu ifadeler ile karşılayarak dünyanın tüm hazinelerini taşıyormuş gibi Resulüllah (s.a.v)’ın eşyalarını eve taşıdı.
Eyyub el-Ensari (r.a)’nin evi iki katlı idi ve Resulüllah (s.a.v) ashabına daha fazla yakın olması için ilk katta kalmayı tercih etti. Fakat Eyyub el-Ensari (r.a), Resulüllah (s.a.v)’ın üst katında uyumaya razı olmadığından gece sabaha kadar hiç uyuyamadı. Sabahleyin Resulüllah (s.a.v)’ın yanına gelerek ikinci katta kalmasını talep etti. Resulüllah (s.a.v), Ensari’nin bu davranışından memnun oldu ve: Ey Ebu Eyyub sen müsterih ol! İnsanlar bize çok geldiğinden dolayı burası bizim için daha uygundur, buyurdu. Ebu Eyyub: Peygamber (s.a.v)’in emrini uygulamaya devam ettim. Fakat soğuk bir gecede su testisi kırıldı ve yere döküldü. Peygamber (s.a.v)’e ulaşmasından endişe ederek ben ve Ümmü Eyyub -başka bir şeyimiz olmadığından- yorgan olarak kullandığımız kadife ile yerden suyu kurulamaya çalıştık. Bu olayın sabahı Peygamber (s.a.v)’e gittim ve: Ey Allah’ın Resulü! Annem babam sana feda olsun. Ben, sizin üst katınızda oturmamı, sizin de alt katta oturmanızı uygun görmüyorum, dedim ve testinin kırılması hadisesini anlattım. Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v) kabul ederek üst kata çıktı. Ben de Ümmü Eyyub ile alt kata indim.
Resulüllah (s.a.v) yedi ay Ebu Eyyub’un yanında kaldı. Daha sonra Mescid ve yanındaki odası inşa edilince oraya taşındı.
Ebu Eyyub, yumuşak kalpli, Resulüllah (s.a.v)’ı çok seven ve ikram etmekten hoşlanan cömert bir şahsiyet idi. Kendine ait hurma bahçesinde çalışır ve onunla ailesinin geçimini sağlardı.
Ebu Eyyub bir savaş kahramanı idi. Resulüllah (s.a.v) döneminde katılmadığı hiçbir savaş yoktur. Aynı şekilde İslâmi fetihler dönemindeki tüm savaşlara da katıldı.
Resulüllah (s.a.v) döneminden başlayıp Muaviye (r.a) dönemine kadar olan tüm savaşlara katıldı.
Muaviye, Kostantiniye’nin fethi için oğlu Yezid komutanlığında bir ordu hazırladı. Ebu Eyyub bu dönemde seksen yaşlarında ihtiyar bir zat olmasına rağmen orduya katılarak gemiye bindi. Ebu Eyyub gemide hastalandı. Ordu komutanı gelip bir ihtiyacı olup olmadığını sorduğunda Ebu Eyyub: Eğer ölürsem askerler beni düşman sınırları içine kadar taşıyıp Kostantiniye surlarının yanına defnetsinler, dedi ve yolda vefat etti.
Ordu düşmana saldırılar düzenleyerek Kostantiniye surlarına kadar ulaştı ve kazdıkları mezara Ebu Eyyub (r.a)’u defnettiler.
« Son Düzenleme: 31 Aralık 2009, 19:17:39 Gönderen: Lika »
Yazıkki yine akşam oldu biz yine yalnız kaldık.
Bir kıyısı görünmez denize daldık.
Bir gemiye binmişiz bulanık bir gecede
Allah’ın denizinde Allah’tan uzak kaldık.