Gönderen Konu: Bir avuç dertli insan  (Okunma sayısı 2653 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı seval_1985

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 169
Bir avuç dertli insan
« : 24 Haziran 2006, 20:08:55 »

Zannediyorum, kalpten buğzetme maksadını gerçekleştirmenin en önemli vesilelerinden biri de duadır.

Bu itibarla, şayet bir zulme şahit oluyor ve gadre uğrayan kimselere karşı gerçekten alâka duyuyorsanız, o zaman elle ve dille o kötülüğü engellemeye çalışmanın yanı sıra mutlaka Cenâb-ı Hakk'a teveccüh etmeli ve dua dua yalvarmalısınız. Eğer, oluk oluk akan kandan hakikaten müteessir oluyor, işittiğiniz hıçkırıkların gönlünüze bir kor gibi düştüğünü hissediyor ve ölen her insanla beraber siz de bir kez daha ölüyormuş gibi ızdırap çekiyorsanız, o halde kendi acz ve zaafınızın idraki içinde, gücü her şeye yeten Kudreti Sonsuz'a yönelmeli ve O'na içinizi dökmelisiniz.

İşte, bu iman ve inançla, Mevlâ-yı Müteâl'e dua etmeliyiz. Rahman ü Rahim'in dergâhında diz çökmeli; çeşitli haksızlıklara maruz kalan Müslümanları, her türlü mağduriyet, mazlumiyet ve mahkûmiyetten kurtarmasını O'ndan dilemeliyiz.

Gönülden inanıyorum ki, mü'minler Allah Teâlâ'ya yürekten teveccüh etseler ve duaya yönelseler Cenab-ı Hak onların taleplerini karşılıksız bırakmayacaktır. Ne var ki, bugün O'nun bize yakınlığını ve dualarımıza icabet edeceğini düşünerek, hâzır ve nâzır birinin huzurunda olduğumuz mülâhazasıyla Cenâb-ı Hakk'a arz-ı hâlde bulunduğumuzu ve en sâfiyâne, en hâlisâne bir kulluk tavrı olan duanın hakkını verdiğimizi söyleyemeyiz. Hatta hacca giden insanların, duaların reddedilmediği o mukaddes yerlerde, Arafat'ta, Müzdelife'de, Mina'da yüreklerini çatlatırcasına, İslam dünyasının maruz kaldığı şu felaketlerden sıyrılması adına yeteri kadar inlediğini iddia edemeyiz.

Zannediyorum, yirmi tane içli, duygulu, dertli insan, orada üç-dört gün uykusunu terk etse, başını yere koysa ve yalvarıp yakarsa, hatta birkaçının kalbi dursa, gerçekten yüreği çatlasa, Mevlâ-yı Müteâl o çatlamaya hürmeten inananların mazlumiyetine son verecektir. Fakat öyle anlaşılıyor ki, henüz bu seviyede ızdırap hissedilmiyor, o mukaddes beldelerde bile Cenâb-ı Hakk'a tam teveccüh edilmiyor ve O'na gereğince yalvarılmıyor.