EN SEVGİLİ
Yeryüzü kurak muhtaçtır bir yağmur damlasına
Kum taneleri kavrulur şikayeti var bahtı hanına
Ne müebbet hapistir sahralar maşuğun âşığına
Duyurmak üzere feryadını bir çocuk diri gömülmek adına
Ve güneş doğar karanlıklara garbın zulmemziren saraylarına
Efendim!bir anne nurunu taşırdı henüz sen doğmadan
Semada Ahmet yerde Muhammed muştusu geldi âlem-i berzahtan
Zalimler meydan okur mazlumlara karanlık hakim olduğundan
Bir sabahın seherinde açtı gözlerini anne kucağında
Henüz yaşı küçük hem yetim hem öksüz kaldı baba ocağında
Ümmeti!nidasıyla uzattın ellerini şarktan garbın en ücra yerine
Mecusilerin bin yıllık ateşi söndü hakikâtler yeşerdi onun yerine
Kolonları yıkıldı kisrâ sarayının hak geldi batıl yerine
Benî sad yurdunda bir bulut sana kilitli titrer üzerine
Melekler ötesi bir meleksin çokları bihaber peygamber inişine
Biri gezer Mekke sokaklarında Muhammedül emin sıfatıyla
Gözler sana meftun gönüller sana tutkun her iki cihanda
Aciz kaldılar gülü koklamaktan şikayet ederler amcasına
Hatemül enbiyadır bu dikilir küfrün karşısına
Taşlar bile yemyeşil filizlenir habibin ayakları altında
Hira dağı misafirperverdir dayanmaz Resulullahın hasretine
İşte kırk yaşında itaat-ı tamme gerekir Cebrail meleğine
O gün güneş ve ay bir başka bakar aldığı haber üzerine
İlk vahiy oku oldu on sekiz bin alemin peygamberine
Canlı cansız her şey selam verdi Resulullah ın o garip haline
Ey iki cihan güneşi!artık uğrunda canını verebilecek bir davan vardır
Omzunda taşıdığın aziz peygamber nübüvveti vardır
Bu ümmet şefaatine muhtaç onca günahı vardır
Arkanda gözü yaşlı kalan Filistin Afganistan diyarı vardır
Ve rabbimin bir gün nurunu tamamlayacağı vaadi vardır
Hicretin gelir aklımıza sıkıntılar eşliğinde Mekkeden Medineye
Sultanım!sen üzülüyorsun diye bulutlar dargın gökyüzüne
Ayırdılar seni sevdiğinden kurban olayım o mücella tenine
Yasını tutar melekler Allahın habibi acı çekiyor diye
Seni karşılamak adına güller serildi ensar muhacirin özverisinde
Seni görenler muhabbet besler gönül saraylarında
Attığın her adım hakikatler yansıtır Mekkenin aynasında
Yıldızlar konuşur en içten duygularla peygamber karşısında
Anam babam feda olsun ya Resulellah sana ve yoluna
Sen canların cananısın kabul eyle bizi köle olarak kapına
Peygamber geliyor Ebubekir Ömer Osman Ali ayakta
Esen rüzgâr bile haya eder Resulullah konuştuğunda
Hazırlanın yolculuk var Mekkeye ashap hazır tan atanda
Ümmeti için ağlayan gözler atmış üç yaşının baharında
Veda haccıdır diye müminler mahzun Arafat dağında
Sıddık-i ekber ağlıyor peygamber varlığının yokluğunda
Ey sevgili en sevgili selam olsun sana ve ashabına
CEFAKÂR
