Gönderen Konu: Ramazan Bayramı  (Okunma sayısı 10052 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı muallim_abi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 425
Ramazan Bayramı
« : 29 Ekim 2005, 16:01:10 »

Evet sevgili kardeşlerim;

Ramazân-ı Şerif neredeyse bitti, haftaya PERŞEMBE günü, yani 3 KASIM 2005 tarihinde mübârek Ramazân Bayramı'nın İLK gününü idrak edeceğiz inşaAllah.

Malum, daha bu mübarek ayın başlangıcında birtakım tartışmalar olmuştu. Bazı müslüman kardeşlerimiz hilali gördüklerini iddia ederek, birgün önce oruca başladılar ve müslümanlar arasında her sene yaşanan ayrılık yine vuku buldu. Kişiyi bu tefrikadan çok, yanlış AMEL eden insanların boşa giden zahmeti üzüyor.

Bu sebeble daha BAYRAM gelmeden konuyla alakalı, sadeleştirilmiş bir araştırma ve açıklama grafiği yaptık. Aşağıda bu grafik, grafiğin altında da ilgili açıklama vardır:



Grafikde, 2 Kasım 2005 Çarşamba günü, Ayın DÜNYA ve GÜNEŞ ile AYNI hizaya geldiği zamanı görmekteyiz. Buna astronomi dilinde İCTİMA (=conjunction) denir.

Grafiğin sol üst kısmında çeşitli veriler vardır. Ayın ortalama HIZI bilinmektedir. Dünyanın etrafını dolanmak için gerekli ortalama TUR müddeti de bilinir. Bulunduğu noktadan hareket ederek yine aynı noktaya varmak için 360 derece katetmiş olur, bu da bilinmektedir.

KATEDİLEN MESAFE:

Ayın dünya etrafını dolanırken katetdiği mesafeyi bulmak için, ayın ortalama hızı ile, tur müddetini çarparız. 360 derece katetdiği için, derece başına kaetdiği mesafeyi bulmak için bu sayıyı 360'a böleriz. Bu sayede 1 derece yol için kaç kilometre gereklidir hesaplamış oluruz.

RU'YET-İ HİLAL İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

Malumdur ki, ay dünyanın arkasına düşünce, karanlık olur. Ayın özelliği, güneşden aldığı ışığı yansıtmasıdır. Yansıtmak için ise ışık gerekir. Yani dünya'dan hilali görebilmemiz için, ayın bulunduğu İCTİMA noktasından, güneşin ışığına çarpacak noktaya hareket etmesi gereklidir. Grafiği incelerseniz, 8 derecelik bir oynama ile bunun sağlandığını göreceksiniz.

Ay ancak ictima noktasından 8 derece (asgari) oynadığı vakit, dünyanın GÖLGE kısmından kısmen kurtulmuş olur.

HESABIN DEVAMI:

8 derecelik bir mesafeyi katetmek için, 8 ile derece başına gerekli mesafeyi çarpmak (darb etmek) gerekir. Grafiğin sol üst kısmında bu yapılmıştır ve 14 saat 34 dakikalık bir süre çıkmıştır.

Yani AY 8 derecelik yolu takriben 14 saat ve 34 dakika'da katetmektedir.

DİĞER HESAB:

Grafikte, ayın dünya etrafında ELİPS çizdiği görülmektedir. Ay'ın dünyaya en yakın olduğu nokta (=hadid noktası) ve en uzak olduğu nokta (=apoje) bilinmektedir. Astronomlar aynı zamanda ORTALAMA bir mesafeden bahsederler. Bu mesafe 382.126 km'dir. Eğer biz bu mesafe ile hesab edersek, katedilen yolu bulmak için ayın hızına ihtiyacımız olmaz. Zira 2 çarpı Pİ-sayısı çarpı MESAFE ile katedilen yol buluruz. Bu, grafiğin sağ üst kısmında hesaplanmıştır.

ARADAKİ FARK:

Sağ tarafta 2.401.031,3 km, sol tarafta ise 2.399.934,7 km çıkmaktadır. Aradaki fark takriben 1096,6 km'dir. Ayın hızı 3660 km/h (=1,02 km/s) olduğu için bu, yaklaşık 18 dakikalık bir FARK'dır. Böyle kaba bir hesap için ise yeterince doğrudur.

RAMAZAN BAYRAMI:

2 Kasım 2005 Çarşamba günü saat 02:25 (Almanya ve Avusturya saati) sularında ay, İCTİMA halini alacaktır. Bu veriyi biz Bern Üniversitesi, Astronomi Enstitüsü'nden aldık. Diğer rasathanelerin verileri de aynıdır. Ayrıca http://www.sylence.net/mondphase/ sitesinde, istediğiniz herhangi bir gün için İCTİMA vaktini hesaplayabilirsiniz. Bu sitede 1 dakika geri olarak 02:24 deniyor. Bunun ise önemi yoktur.

RU'YET-İ HİLAL:

Yunus Sûresi, 5. Âyet-i Kerimesi'de "Güneşi bir ziyâ, ay’ı bir nûr yapan; senelerin sayısı ve (günlerin, ayların, vakitlerin) hesabını bilesiniz diye, ay’a menziller takdir eden O’dur." buyruldu. Bu hesabın SAHİH olmasına ve gerekliliğine bir delildir. Nitekim namaz vakitleri de hesab ile ortaya çıkmaktadır. Ay ve güneş tutulmaları dahi dakikası dakikasına hesaplanabilir.

Ancak bu hesaba bakılmaz. Nitekim hadis-i şerif'de "Hilali gördüğünüzde oruca başlayınız." (İbni Mâce, Sıyam, 7) buyuruldu.

Bu hadis-i şerif, astronomik olarak başlayan AY'a değil, ŞER'i olarak başlayan yeni aya itibar edeceğimizi açıklamaktadır.

İCTİMA hali, astronomik olarak yeni ayın başlangıcıdır. Ancak RU'YET-İ HİLAL aynı zamana denk gelmez. Bazen aynı gün, bazen de birgün sonradır.

İbn-i Abidin Hazretleri Reddu’l-Muhtar kitabında hususu açıklarken şöyle buyurur:

Ulemamız ramazan ayının girmesi hakkında astronomi alimlerinin beyanatına itimad edilmeyeceğini açıkca söylemişlerdir” denmez. Çünkü bu sözün gerçek manası, orucun başlangıcı “Hilali gördüğünüzde oruca başlayınız” hadis-i şerifi ile hilalın görülmesine bağlanmıştır. Hilalin DOĞMASI (=ictima) ise GÖRÜLMESİNE (=ru’yet) bağlı değil, astronomi kaidelerine göre meydana gelir.

Orucun farzı ise doğmasına değil, görülmesine bağlanmıştır. Nitekim ay filan gece doğsa dahi, bazen aynı gün, bazen de ertesi gün görülür.
"

İşte bu sarih ifade, açıklamağa çalıştığımızın vesikasıdır. Zira HESAP şartdır. Ancak hesap ile elde edilen İCTİMA halidir. Bize ise bu noktadan, ışık alındığı ve çıplak göz ile görülmenin sağlandığı nokta lazımdır. Bu da yukarda hesaplanmıştır. Bazı mutaassıp insanların bu noktayı anlamaması ve sanki hakikatte biz HESABA uyuyormuşuz da, kendileri HİLALİ GÖRMEĞE çalışıyormuş gibi bir manzara kesinlikle yanlıştır.

Hesaba göre 8 derecelik mesafe için takriben 14 saat 35 dakika lazım demiştik. Bu durumda hilalin dünya üzerinden çıplak göz ile görülmesi 2 KASIM 2005 ÇARŞAMBA akşamı saat 17:00 sularındadır.

İbn-i Abidin Hazretleri'nin beyanına bakarsanız, HİLALIN bazen İCTİMA ile aynı günde, bazende bir gün sonra görüldüğünü beyan etmektedir. Ramazan Bayramı için gerekli olan ŞEVVAL hilalı, ictima vakti ile aynı günde vuku bulmaktadır.

Ancak Ramazan başlagıcı için gerekli olan hilalın ictima vakti 3 EKİM 2005 PAZARTESİ günü saat 12:27 sularında idi. Ru'yet-i hilal ise 4 EKİM 2005 SALI günü sabah saat 6:05 sularında idi. Arada takriben 17 saat 40 dakikalık bir fark vardı.

NEDEN BU FARK?

Konuyla ilgili grafik aşağıda yer alacak inşAllah. Kısaca açıklayalım ki, ay ELİPS şeklinin bulunduğu noktasına bağlı olara aynı AÇI için farklı mesafe kateder. Bu durumda dünyadan ne kadar uzak ve apoje'ye ne kadar yakın ise, daha fazla mesafe katetmesi gerekecektir. Hadid noktasına ne kadar yakın olursa, o kadar az mesaje lazım olacaktır. Bu sebeble 8 derecelik bir açık hadid noktasında farklı, apoje'de farklı süreye tâbidir.

3 EKİM Pazartesi günü ay dünyadan 396.228,52 km uzaklıkta idi. Yani apoje'ye yakındı. 2 KASIM 2005 Çarşamba günü ise dünyadan 385.250,94 km uzaklıkta olup, hadid noktasına yaklaşmaktadır. Ayrıca bu bizim yukarıda hesaplama için kullandığımız 382.136 km'lik ORTALAMA uzaklığa daha yakın olduğu için, hesabımız buna daha çok uymaktadır.

Selam ve dua ile..
« Son Düzenleme: 22 Eylül 2008, 06:27:13 Gönderen: mystic »
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

Çevrimdışı muallim_abi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 425
Ynt: Ramazan Bayramı
« Yanıtla #1 : 29 Ekim 2005, 16:15:16 »
Grafikteayrıca görüldüğü vechiyle, DÜNYA da kendi ekseninde dönmektedir. Bu sebeble hilal'in İLK nerede görülebileceği de hesaplanabilmektedir. Malum güneş tutulmasında bile, hangi şehirin saat kaçta ve hangi dakikada göreceği seneler önce belirtilir ve bu tutar. Hesab, ayet-i kerime ile sabittir. Bu ne kehanet olur, ne de müneccimlik.

ŞEVVAL HİLALI belirttiğimiz saatte İLK olarak Güney afrika Cumhuriyeti, Kongo, Brezilya, Paraguay, Peru ve Orta Amerika gibi bölgelerde görülecektir.

RAMAZAN HİLALİ, 4 Kasım 2005 tarihinde, sabah saat 6:05 sularında ilk kez Meksika ve Güney Amerika gibi bölgelerde görülmüştü. Bazıları Almanya'dan gördüklerini iddia ettiler. Bazıları da Arabistan'da görmüşler güya. Olmayan şey nasıl görülür? Rasathane'nin görmesi, şer'i ru'yet değildir. Ayrıca bu insanlar hesaba bakıp, hilali ilan ediyorlar. Eskiden AMERİKAN ALMANAKLARINA bakıyoruz diyorlardı. Bu almanaklar RU'YETİ değil, İCTİMA'ı belirtiyor. Bu sebeble daima BİR GÜN EVVEL oruca başlayıp, bir gün evvel bayram yapıyorlar. Bunun vebali çok büyüktür. Teknoloji ilerlese de, şer'i ahkam değişmez. Şeriat ictima'ı değil, ru'yeti esas alır.

Selam ve dua ile..


 Bunu yukarda uzun uzun açıkladık. Hesabını yaptık. İdraklı kardeşlerimiz bunu anlayacak, artık bu tür konularda DAHA sıhhatli davranmağa çalışacaklardır.
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

Vuslat Yolcusu

  • Ziyaretçi
Ynt: Ramazan Bayramı
« Yanıtla #2 : 30 Ekim 2005, 07:51:40 »
RAMAZAN HİLALİ, 4 Kasım 2005 tarihinde, sabah saat 6:05 sularında ilk kez Meksika ve Güney Amerika gibi bölgelerde görülmüştü. Bazıları Almanya'dan gördüklerini iddia ettiler. Bazıları da Arabistan'da görmüşler güya. Olmayan şey nasıl görülür? Rasathane'nin görmesi, şer'i ru'yet değildir. Ayrıca bu insanlar hesaba bakıp, hilali ilan ediyorlar. Eskiden AMERİKAN ALMANAKLARINA bakıyoruz diyorlardı. Bu almanaklar RU'YETİ değil, İCTİMA'ı belirtiyor. Bu sebeble daima BİR GÜN EVVEL oruca başlayıp, bir gün evvel bayram yapıyorlar. Bunun vebali çok büyüktür. Teknoloji ilerlese de, şer'i ahkam değişmez. Şeriat ictima'ı değil, ru'yeti esas alır. :x

Çevrimdışı muallim_abi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 425
Ynt: Ramazan Bayramı
« Yanıtla #3 : 30 Ekim 2005, 17:58:04 »
Süleymaniye Vakfı'ndan, kendisi de katmerli bir mezhepsiz olan Abdulaziz BAYINDIR'ın bir hatırası var, bu hususta az da olsa ışık tutacak cinsten:

Bir Hatıra

1998 yılında tanınmış İslam âlimlerinden Yusuf el-Kardavi, Abdüssettar Ebu Gudde ve Abdullah el-Meni ile İstanbul’da beraberdik. Abdullah el-Meni Suudi Arabistan’ın Yargıtay başkanıydı. Ramazan’ın başlangıç ve bitişini ilan etme yetkisi onun elindeydi. Yusuf el-Kardavi dedi ki: “Sayın Meni, siz Suudi Arabistan’da Ramazan’ı ve bayramı ilan ediyorsunuz, biz ondan bir gün sonra dahi Katar’da hilali göremiyoruz. Bu nasıl oluyor?” Abdullah el-Meni şöyle cevap verdi. “Bana iki kişi geliyor, hilali gördüğünü söylüyor, o konuda tanıklık yapıyor, ben de ilan ediyorum”. Abdüssettar Ebu Gudde dedi ki: “Sayın Meni, biliyorsunuz gerçekleri aykırı olduğu bilinen şahitlik kabul edilmez. O gün hilalin görülemeyeceğini bildiğiniz halde neden ilan ediyorsunuz”. Dedi ki: “Ben bana gelenlerin ifadesine bakıyorum.

2000 senesinde bir ilmi toplantı için Ramazanda Mekke’ye gitmiştim. Aynı tarihte Ramazana başlamıştık. Abdullah el-Meni’ye durumu sormak istedim. Ben sormadan emekliye ayrıldığını söyledi, sebebi anlaşılmıştı. O yıldan bu yana aynı tarihlerde Ramazan’a başlanmaktadır.

Kaynak: www.suleymaniyevakfi.org

muallim_abi'nin notu: Yukarıda islam alimi olarak tanıtılmış olanlar da mezhepsiz ve vehhabidir. Yazı alıntı olduğu için terimleri değiştirmedim.
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

Çevrimdışı yusufum

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 418
Ynt: Ramazan Bayramı
« Yanıtla #4 : 30 Ekim 2005, 23:23:55 »
Alıntı

2000 senesinde bir ilmi toplantı için Ramazanda Mekke’ye gitmiştim. Aynı tarihte Ramazana başlamıştık. Abdullah el-Meni’ye durumu sormak istedim. Ben sormadan emekliye ayrıldığını söyledi, sebebi anlaşılmıştı. O yıldan bu yana aynı tarihlerde Ramazan’a başlanmaktadır.


Olur ama bu kadarı olmazki dedirten cinsinden.Hayret ki ne hayret.. :!:
ANA HAKİKAT'İ ANLAT

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Ynt: Ramazan Bayramı
« Yanıtla #5 : 01 Kasım 2005, 00:52:08 »
Allah razi olsun verdiginiz bilgilerden dolayi.Elbette muhalefet edecekler.senin gibi düsünseler o zaman ehli-sünnet olurlarda aramizda bir fark kalmaz.

Buraya cennet mekan Abdulhamit- Hanin bir siyasetini almadan gecemeyecegim.Avrupali elciler gelip akil vermeye basladiklari zaman ister mantiken iyi olsun ister kötü olsun tam tersini yapmam sureti ile devleti-Osmaniyyeyi ayakda tutabildim demistir.

hic bir zaman düsman müslümanin iyiligini düsünmez.iyi gibi görünenin altinda  dinsiz icin bir menfeat vardir.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik