Gönderen Konu: Eşler Adaletli Olmalıdır  (Okunma sayısı 3136 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı hitabe

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 21
Eşler Adaletli Olmalıdır
« : 29 Haziran 2011, 14:00:57 »


Bayan giyimine özen göstermelidir.Eşine her daim kibar nazik olmalı, eş eve geldiğinde bayan eşini ( sanki bir kaç zamandan beri görmemiş gibi ) sevgi ve muhabbetle karşılamalıdır. Her zaman eşine karşı mümkün mertebe güzel görünmeye çalışmalıdır.Sanki biryere gidecekmişcesine kıyafetine önem vermelidir.

Tabi dışarda değil bunu evinde yapmalıdır.Bunun yanında eşide onu harçlıksız bırakmıyacak çeşitli giyim kuşam ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Ancak eşte evine gelirken ayni duygularla elinde çiçek buketinden önce gönlünde sevgi ve özlem duyguları içinde ( sanki bir kaç zamandan beri görmemiş gibi ) yüzünde tebessümüyle (sorunlarını sıkıntılarını eve taşımayıp dışarda bırakarak) güler yüzle neşeli bir halde evine gelmelidir.O eşte aynen giyimine özen göstermelidir.
 
Hz. Ömer evine gelirken aynen neşeli gelir dışardaki olay sorun ne olursa olsun eve taşımaz,bilakis ev halkına sevgisini söz ve filiyle belli edermiş. Evinden çıkarkende sukunete bürünür eşinden çocuklarından ayrıldığı için üzgünlüğünü ifa eder hali sergilermiş.

Peygamber efendimiz buyuruyor ki; bir erkek in evine gelmesi ile eşi tedirgin oluyorsa, çocuklar korkuyorsa! o kişi erkeklerin en kötüsüdür.(tabi bu genellemede Dünya işleri hakkında olsa gerek.)

Dolayısıyle;Bir eş karşısından faal bir ilgiyi istemeden önce acaba ben nasılım, ne gibi gayretlerim oluyor diye düşünmelidir.Bir erkek eşini aşçı, çocuk bakıcı,çamaşır ve ütücü, ev işlerini yapan hizmetci,misafirlerine hizmet edici,varsa büyüklerin hastaların bakımı ile ilgilenen hemşiresi,çocuk veya kendi hasta olduğunda gece nöbet tutan nöbetci, gibi bir çok işleri ona yükleyip sonrada bakımsızlığını bahane etmesinler.
  
Peygamber efendimiz. evine geldiğinde eşlerine ev işlerinde yardım edermiş.Günümüz beyleri evde iş yapınca kılıbık olurlarmış gibi uydurma saplantılar içindedirler.Efendim onlar dışarda çalışıp yorulurken kadınlar evde keyif çatarlarmış gibi bayanları işlerini önemsemezler.

Para, mal servet sahibi olduklarında ise kerameti kendilerinde bulurlar.Halbuki eş dışarda çalışırkn bayanda türlü işler ile uğraşır ve tasadduk eder.Yani bayan tasadduk ederse erkek bir şeyler elde edebilir derken erkekte elbette tasadduk ederse aynen birşeyler elde edilir.Yani her iki şahısta tasadduk ettiğinde elde edilen mülkiyet olur.

Yani tek yönlü yarım olur.İstenilen hedef zor olur..Bunun içindir ki kahraman sadece erkek olmayıp, her iki şahıstır ki bunu böyle kabul etmek gerekir.
 
İki genç evlenirler:Bir süre sonra işten eve gelen eş; Hanım tarafından hazırlanmış olan yemek masasına otururlar.Yenir içilir.Erkek derki! Hanım ya çok mutluyum neden dersen ben bekarken sadece kendim için çalışır, kendimi düşünürdüm.Şimdi ise senide düşünüyor senin içinde çalışıyorum.

BAYAN:Nasıl yani der.

ERKEK:Mesela;şu marulu, ıspanağı önceleri bekarken ya almazdım yada çok az alırdım, şimdi ise biraz daha çok alıyorum.yani hem kendimi hem seni bakıyorum. Bayanise yaa sabır der susar.Bu durum belli aralıklarla bir kaç defa gündeme gelir.

Suskunluk bozulur bayan konuşmaya başlar: Efendi; tamam marul du ıspanaktı falan tamam sen alıp getiriyorsunda, olduğu gibi oturup meyve misali yiyormusun yoksa yıkanıp temizlenip yenecek konuma getirilipte mi yiyorsun.Bunları yapan kim.?Senin harcadığın kadarın üstünde ben ona emek veriyorum.

Başkasına para ile yaptır bakalım senden ücret ne isteyecekler? yani sen dışarda çalışıyorsan bende evde gücüm nisbetinde birşeyler yapıyorum. Kerameti kendinde arama der.Bunları duyan erkek:Ya hanım ben bu açıdan olaya bakmamıştım, özür dilerim, haklısın der ve bir daha eşini küçümsemez.
  
Benim çok sevdiğim bir hadisi şeriftende söz etmeden geçemiyeceğim:
  
Peygamberimiz: Bir kadın namazını kılar, orucunu tutar,namehrem yani yabancı dereceki erkeklere karşı tesettürünü, iffetini namusunu korur,birde eşi kendisinden razı olursa! o kadın ölür ölmez (ruhu çıktı çıkacak konumdayken) o kadına denilir ki! ey Allah ın c.c. kulu dilediğin kapıdan CENNETE gir.. buyurmaktadır. Bu durum erkekler içinde aynidir.
 
Yani sözün özü:  (Allah c.c. bir ayetinde önce habibine hitab eder sonra eşine yöneltir sonra çocuklarına daha sonrada diğer insanlara yönlendirir) Bunun içindir ki, Kim olursa olsun kişi önce kendinden başlamalıdır.

Zaten kişiler bilhassa eşler birbirlerine sadık, kibar,nazik olursa ki orada sorun olmaz. İnsanlar nedense CAMDAN BAKMAYI PEK SEVER.Bu KARDEŞİNİZDE DİYORKİ;Lütfen!Camdan evvel AYNAYA BAKILSIN.Tefekkür ederek düşünsün ve daha sonra CAMA bakacaksa baksın.Ne görünüyor dersiniz?Fark ne? Hakkıyle istenilene uyun ve içinde bulunduğunuz hali ,karşınızdakini kendi yerinize koyarak düşünüp AYNAYA bakarak tefekkür ederseniz ki o zaman o farkı yakalayabilir ve işe nereden başlanacağını anlarsınız.VESSELAAM..
                    
« Son Düzenleme: 29 Haziran 2011, 15:24:33 Gönderen: Tuğra »