Hazreti Mevlâ'nın Âlem-i Semâdaki Esmâ Adedi
Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz (c.c.) şöyle buyuruyor:
“En güzel isimler (el-esmâü'l-hüsnâ) Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında sapıklık eden mülhidleri (eğri ve yanlış yola gidenleri) bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasını göreceklerdir.” [A’raf suresi, 180]
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Allah Teala’nın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları öğrenir ve hayatı boyunca Allah’ı bu şekilde tanıyarak yaşar ve hayatını bu iman ve yaşayış üzere bitirirse, inşAllah Cennet’e girer.” [Buhârî, Sahih, Şurût, 17; Müslim, Sahih, Zikir, 27]
Allah Teala’nın isimlerinin sayısı, yukarıda zikredilen Hadis-i Şerif ve diğer rivayetlerde bildirildiği üzere, en yaygın olarak bilinen şekliyle 99’dur.
Bazı havâs âlimleriyle tasavvuf erbâbı, Allah Teala’nın 1.001 ism-i şerifinin bulunduğunu…
Bunların 300’ünün Tevrat'ta, 300’ünün İncil'de, 300’ünün diğer ilahi kitaplarda ve 100’ünün de Kuran-ı Kerim’de mevcut olduklarını ifade etmişler… “Allah” ism-i celâlini ise bundan hariç tutmuşlar… Onu da müstakil olarak bütün isimleri ve sıfatları câmi’ (içinde toplayan) ve sadece Allah’a hâs (özel) bir isim olduğunu söylemişlerdir.
Hâsılı, “Allah” ism-i şerifi ile birlikte Esmâü’l-Hüsnâ’nın toplamının binbir adet ettiğini böylece açıklamışlardır.
Yukarıda zikri geçen Ayet-i Kerimenin tefsirinde İsmail Hakkı Bursevî (k.s.) hazretleri şu açıklamalarda bulunmuştur:
"Cenâb-ı Hakk'ın üç bin ismi vardır, dediler. Allah Teala, üç bin isminden bin adedini meleklere öğretti, onlardan başkası bilmez. Bin adedini peygamberlere (aleyhimüsselâm) öğretti, onlardan başkası bilmez. Üç yüz adedi Tevrat’ta, üç yüz adedi İncil’de, üç yüz adedi Zebur'da, doksan dokuz adedi Kur'an-ı Kerim'de mevcuttur. Birisini Allah (c.c.), kendine ayırdı.
Sonra bu üç bin ismin mânâsı (Besmele’deki) bu üç isim Allah, Rahmân ve Rahîm'de vardır.
Kim Besmele’yi öğrenir ve söylerse, sanki Allah Teala'nın bütün isimlerini zikretmiş gibi olur." [A’raf suresi, 180, Tefsîru Rûhu’l-Beyan]
Ebü'l Faruk Hazretleri bir sohbetlerinde, bu mevzuda şu dikkat çekici bilgileri vermişlerdir:
“Huu’, ilm-i nahv’e göre zamir, ilm-i tasavvufa nazaran isimdir. Hiçbir isim yoktur ki âhiri ‘vâv’, mâkabli mazmum (sonu vâv harfi ve öncesi de ötüre) olsun. Ancak ‘Huu’ ism-i şerifi müstesnadır. O da Hazret-i Mevlâ’ya mahsus bir isimdir..."
Bugüne kadar Hz. Mevlâ’nın ‘99’ Esmâsı’ndan, ‘1.001’ esmâsından bahsedenler olmuştur. Lâkin âlem-i semâda (gök âleminde) ‘4.000’ esmâsı daha vardır ki, bundan bahsedip konuşan olmamıştır. Cenab-ı Hak kıyamet gününde küre-i arzı bu 4.000 esmâsı kadar genişleterek bütün insanları orada cem’edecek (toplayacak)tır.”