Gönderen Konu: Evlad hakkı  (Okunma sayısı 7301 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sıddık-birgüvi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 282
Evlad hakkı
« : 23 Mart 2006, 02:04:56 »

Evlad hakkı
 

1- Bir kimse, çocuğu olduğu vakit müjdelenince onu bir nimet bilip, Allah'a hamd etmeli, Hadis-i şerifte: "Evlad kokusu, Cennet kokusudur." "Evlad dünyada nur, ahirette sürurdur", buyurulmuştur. Çocuğu beyaz elbiselere sarmalı. Çocuğun ağlamasından, anası ve babası üzülmemelidirler. Çünkü, ağlaması, anasına babasına tesbih, tehlil, dua ve istiğfar olur. Bir hadis-i şerifte: "Mü'minin evladı dört ay "La ilahe illAllah", dört ay "Muhammedür Resulullah", dört ay "Ya Allah! Beni, anne ve babamı mağfiret et" der.

 Erkek çocuk olunca sevinip de, kız olunca üzülmek yersizdir. Çünkü, bunların hangisinin daha hayırlı olacağını Allah'tan başka kimse bilemez. Aksine olarak, kız çocuğunda daha fazla memnuniyet göstermek lazımdır. Zira, Kur'an-ı Kerim'de Allahü teâlâ, çocuktan bahsederken, kız çocuğunu takdim ederek, mealen şöyle buyurmuştur: "Allah, dilediğine kız, dilediğine erkek evlad verir." Bu ayet-i kerime, kız çocuğunun erkek evladdan hayırlı olduğuna delalet eder.

Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur: "Bir kimsenin bir kız evladı olsa da, onu İslam adabı ile terbiye etse ve Allah'ın kendisine verdiği nimetlerle büyütse, Allahü teâlâ, o kişiyi Cehennem ateşinden korur." "Bir kimsenin üç kızı olup da, onları besler, merhamet eder, terbiye ederse, Cennet on vacib olur."

 Kızını ve kızkardeşini besleyenler hakkında şöyle buyurulmuştur: "Bir kimsenin bir kızı ve iki kızkardeşi olup, onlara ihsanda bulunursa, Cennet'te ben onunla beraber olurum."

 Resulullah aleyhisselam, bunu söylerken şehadet parmağı ile orta parmağını göstermiştir; yakın olacağından kinayedir. Diğer hadis-i şerifte: "Birinin, üç kızı ile üç kız kardeşi olur da onların ezalarına sabrederse, Allahü teâlâ o kimseyi Cennet-i alaya (en yüksek makama) ulaştırır", buyurunca, bir adam: "Ya ResulAllah! İki kızı olsa da Cennet'e girer mi?" dedi. Resulullah aleyhisselam: "Bir olsa da yine Cennet'e girer" buyurdu.

2- Çocuk dünyaya gelince, sağ kulağına ezan,sol kulağına ezan okumak. Hz. Peygamber'in aleyhisselam torunu Hz. Hasan dünyaya geldiği zaman kulağına ezan okuduğu rivayet edilmiştir. Bir çocuk dünyaya geldiği zaman sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunması, bu çocuğa bir çok fayda sağlar. Resulullah aleyhisselam bir çocukla karşılaşınca şu duayı okurdu: "Ya Allah! Bunu hayırlı ve Allahtan korkanlardan eyle ve onu güzel bir surette yetiştir."

Anneler, babalar çocuklarının yüzlerine bakınca Sure-i İbrahim'deki Hz. İbrahim'in aleyhisselam duası olan şu mealdeki duayı okumalıdırlar: "Hamd olsun o Allaha ki, bana ihtiyarlık halimde İsmail'i, İshak'ı ihsan buyurdu. Şüphe yok ki, Rabbim her halde duayı işitiyor."

3- Çocuğa güzel isim koymak. Çünkü, kıyamette herkes ismi ile çağırılacaktır. Hadis-i şerifte: "Allah indinde sevgili olan isimler, (Abdullah, Abdurrahman)'dır" buyurulmuştur. Mehmed, Ahmed gibi medhi anlatan isimlerle çocuklara ikramda bulunulması; meşru olmayan (çirkin mana taşıyan) isimlerin değiştirilmesi hakkında hadisler rivayet edilmiştir. (Çocuklara kafir isimleri verilmemelidir. Bir de uydurma isimlerden de sakınmalıdır. Cengiz, Temuçin, Atilla, Ateş, Alev, Özbay gibi )

4- Çocuğu olanın bir hafta sonra, başındaki tüyleri kırkıp altın veya gümüş para ile tartarak o parayı fukaraya tasadduk etmesi. Çünkü, Hz. Hasan dünyaya gelince Resulullah aleyhisselam, kızı Fatıma'ya, tüyünü kırkıp, o zamanın parasiyle tartmasını ve onu tasadduk etmesini emir buyurdu. Yedinci günü sünnet edilebilir. Çünkü, çocuk taze iken yarası çabuk iyileşir. Yedinci gününden yedi yaşına kadar sünnet etmek müstehaptır.

İmam Muhammed'e göre, akika kurbanı kesmek vacibtir. İmam Şafii'ye göre ise, sünnettir. Diğer imamlara göre, müstehaptır. Kesilecek kurban, erkek için iki koyun, kız çocuk için bir koyun olmalıdır. Resulullah aleyhisselam, akikayı keserken şu mealdeki duayı okurdu:

 "Ya Allah! Bu filan oğlu filanın akikasıdır. Kanı, kanına; eti, etine; kemiği, kemiğine; kılı, kılına; derisi, derisine mukabildir. Ya Rab! Bu akikayı oğlum için Cehennem'e feda kıl."

 Akikanın kemiklerini kırmamalı ve koyunun bir budunu ebe kadına verip, kalan kısımlarını fukaraya tasadduk etmelidir. Akikayı yedinci veya ondördüncü günde yapmalı, çocuğun ismini de bu müddet içinde takmalıdır. Çocuk, Allah tarafından anaya, babaya her hususta temiz olarak verilmiş bir emanettir. Ebeveyn, çocuklarını terbiye hususunda dikkatli davranırsa, çocuklarını maddi manevi yüksek mertebelere çıkarmış olurlar.

Aksi takdirde, çocuklarını helake sürükleyecekleri gibi, kıyamet gününde kendileri sorumlu olacaklardır. Hadis-i şerifte rivayet edildiğine göre, çocuğun anası ve basının üzerindeki haklarından biri de kendisine iyi ve güzel ad takmalarıdır. Çocuğuna dünyada iyi edep öğretmemek günahtır.
islamda kadin ve aile

Çevrimdışı sıddık-birgüvi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 282
Âile efradını, çocuklarını terbiye etmeyip, İslami hususlarda cahil brakan ana ve babadan çocuklar Allah huzurunda davacı olacaklar ve şöyle diyeceklerdir: "Bizi, anamız, babamız cahil bıraktı. Haram lokma yedirdi. Haram elbise giydirdi. Biz, bunları bilmiyorduk. Hakkımızı onlardan al."

"İnsanın, evladına verdiği en büyük hediye, terbiyedir." Doğan çocuk, bir süt anaya verilecekse bunun iyi, akıllı, kanı temiz, huyu güzel, itaatkar bir kadın olması uygun olur. Çünkü, kadının sütü çocuğun huyuna tesir eder. Bir hadis-i şerifte: "Evlad, emdiği süte göre hallenir" buyuruluyor. Nitekim, insanlarda yemeklere göre hal değişikliği olur. Yani haramdan haramzade olur. Nasıl ki, tohum iyi olursa, ekin de iyi olur. Hadis-i şerifte: "Haramdan çekinin. Çünkü, haramın binası er geç harab olur" buyurulmuştur.

Çocuğu ilk defa anası emzirmelidir. Sünnet olan budur. Sonra, süt anaya verilir. Çocuk konuşmaya başladı mı, evvela kelime-i tevhidi, yani (La ilahe illAllah, Muhammedün Resulullah ) cümlesini öğretmeli. Mü'minun suresinin yüz onaltıncı ayetini yedi defa, sonra Âyete'l-Kürsi'yi, Haşr suresinin on üç ayetini okutmalıdır. Çocuğa bunları okutmakta şu faydalar vardır:

 Çocukta haya alameti belirir; aklı, anlayışı, damarları bunların nuru ile aydınlanır ve iyi evlad olur. Çocuğa küçük iken, öğretilmesi lazım gelen hususlar da şunlardır: Yemeğe besmele ile başlamasını, sağ eliyle ve önünden yemesini, lokmasını küçük yapmasını, çok çiğnemesini, elini elbisesine sürmemesini, çok yemenin zararlı olduğunu anlatmak, az yemenin faydasını medh etmek, gibi. Ana, baba çocuğuna eski elbise giydirmemeli, bazı aşk maceralarının hususi hallerini öğretmemeli, menkıbelerini medh ve hikaye etmemelidir. Çünkü, bunların menkıbeleri çocuğun yoldan çıkmasına, sefahete düşmesine sebep olur. (Çocuklara zararlı kitapları okutmamalıdır.)

Bu hususta seçilecek yol, Peygamber'in aleyhisselam sözlerini, alimlerin, iyi kimselerin hallerini hikaye etmektir ki, bunlar onun kalbine tesir eder, alim olmak veya iyi insanlardan olmak hevesi uyanır ve onlara karşı sevgi beslemeye başlar.

 Çocuk, yaramazlık yaptığında onu azarlamamalı, bazı zamanlarda yaptığı kötülüğü görmezlikten gelmelidir. Çünkü her zaman azarlanacak olursa, buna alışır, yüzgöz olur; tehditlerin, azarlamaların tesiri kalmaz. Anası çocuğu, "Kabahatlerini babana söylerim" diye korkutmalıdır. Çocukların tembel olmaması için yumuşak yatak üzerine yatırılmaması daha uygun olur. Arkasını açmaktan, çabuk yürümekten, akran ve emsallerine karşı elbiseleri ile, yediği yemekler ile böbürlenmekten, kibirlenmekten kat'iyyetle men etmelidir.

Başkasından bir şey alınca ona kızıp, bir daha almaması için şiddetle azarlanmalıdır ki, böylece belki kalbi yumuşar. Kötü huyların fenalıklarından, para ve madde sevgisinin zararlarından bahsetmelidir. Kahvehanelerde oturmaktan, fena meclislere, [tiyatrolara, sinemalara, moda defilelerine, kokteyllere, balolara, plajlara, çıplak gösterilere] gitmekten men etmeli, insanların yanında gerinmekten, esnemekten, parmaklarını çıtlatmaktan, çok konuşmaktan, otururken arkasını başkalarına çevirmekten, ayak ayak üstüne koyup oturmaktan, ellerini çenesinin altına koymaktan, bağdaş kurup oturmak gibi, edebe aykırı hareketlerden men etmelidir.

Bundan başka, yemin etmekten, herkesten evvel söze başlamaktan çekinilmesi lazım geldiğini öğretmelidir. Kur'an dinlemeğe teşvik etmeli, lüzumsuz şeylerle vakit geçirmenin doğru olmadığını, kötü şeylerden, fena kimselerden uzak kalmanın kendisi için selamet yolu olduğunu, sefih insanların meclisine gitmenin zararlı, kötü ahlakın sirayet edici olduğunu söylemelidir.

 Dini terbiyesine ve nasihata medar olacak alimlerin meclisine göndermelidir. İnsanların feyz menbaı olan Kur'an-ı Kerim'i ve lüzumlu bütün ilimleri öğretmelidir. Her türlü atıcılık, binicilik, yüzücülük gibi faydalı şeyler anlatılıp öğretilmelidir. Resul-i Ekrem aleyhisselam bunların öğretilmesini emretmiştir.  :!:
« Son Düzenleme: 07 Kasım 2015, 02:28:20 Gönderen: Mücteba »

Çevrimdışı sıddık-birgüvi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 282
Evlad hakkı
« Yanıtla #2 : 23 Mart 2006, 02:10:47 »
Çocukların eğitimi

Çocuğun kişiliğinin oluşumu, kendisine saygısının gelişmesi büyük ölçüde ana-babasının kişilik yapısına bağlıdır. Ana-babasının davranışlarını kendine model alan çocuk istenen ve istenmeyen davranışların çoğunu onlardan öğrenir.

Çocukların üzerinde önemle durulmalı, davranışların aşırılığa kaçmaması için özen gösterilmelidir. Saldırgan öfke patlamaları, korku ve endişeleri yatıştırılmalıdır. Bu da çocuğun doğuştan istek ve eğitimlerini tanımak, hoşlanmadığı durumları göz önünde tutmakla olur. Çocuğun tabii yetenekleri desteklenmeli, tedirginlik kaynakları giderilmelidir. Böyle bir çocuk yetiştirme, hem beden, ruh için iyidir. Erken eğitimle, alışkanlıklar ve davranışlar kişiliğe yerleşir.

Çocuğun yetişmesinde önemli etkisi olan bu altın kurallar şunlar:

1- Çocuğunuzu utandırmayın; utandırılan çocuk kendine güvensiz, toplum içinde de tepkisiz bir kişi olur. Büyüdüğünde maksadını anlatamaz. Ömür boyu bunun ezikliğini hisseder.

2- Çocuğunuzun sizden övgü ve tasdik beklediğini unutmayın. Çocuğunuzun bu ihtiyacını giderin. Her fırsatta, yaptığı faydalı şeylerle ilgili takdirlerinizi esirgemeyin.

3- Çocuğunuza size, akrabalarına ve arkadaşlarına, çevresine yardım etme fırsatı verin. Kendisine ihtiyaç duyulduğunu bilmek, onu mutlu edecektir. Ona güven verecektir.

4- Çocuğunuzun sorduğu sorulara ilgi gösterin ve doğru bilgi verin. Ona gerçek dışı bilgi vermeyin. Yanlış bilgi en kısa zamanda çocuk tarafından sezilir ve çocuğunuzla aranızdaki güven zedelenir. Verdiğiniz doğru bilgilere de şüphe ile bakmaya başlar.

5- Çocuklarınızı dinleyin ki, o da dinlemeyi öğrensin.  

6- Çocuklarınızın kişiliğine saygı duyun ki, o da size saygı duysun.

7- Çocuğunuza tabii ve samimi bir hava içinde  davranın. Unutmayın çocuğunuz bütün hal ve hareketlerinizi taklit eder.

8- Çocuğunuzun kendi duygu ve düşüncelerini ifade etmesine yardımcı olun. Çocuk, dışarıda duygu ve düşüncelerini rahatlıkla anlatabilme cesaretini evde kazanır.

9- Olumlu düşünmeye çalışın ki, bu haliniz çocuğunuza da yansısın. Olumlu düşünme alışkanlığının insan hayatında çok önemli bir yeri vardır.

10- Hata yaptığınızda çocuğunuzdan özür dileyin ki, o da özür dilemeyi, özür dilemenin utanılacak bir hareket olmadığını öğrensin.

11- Çocuğunuzu yerli yersiz tenkit etmeyin. Tenkitten kimse hoşlanmaz. Tenkit edilen çocuk huzursuz olur. Yalana meyleder. Önemli yanlışlarını izah ederek düzeltmeye çalışın. Düzeltmede aceleci ve ısrarcı olmayın.

12- Çocuğunuza neyi niçin yapmaması gerektiğini, sebeplerini göstererek açıklayın. Bu davranışınız çocuğunuzun aklını kullanan bir insan olmasını sağlar.

13-  Bir başkasına kızdığınızda hırsınızı çocuktan almayın. Çocuğunuzla olan irtibatınız bozulur. Çocuğunuzun size güveni sarsılır. Sinirli huzursuz bir çocuk olur.

14- Çocuğunuza karşı olan davranış ve sözlerinizde tutarlı olun. Bunu yaparsanız çocuğunuzun kişilik gelişimine çok yardım etmiş olursunuz.

 

15- Babanızdan gördüğünüz eğitim metodu üzerinde ısrarcı olmayın. Zaman ve şartlar çok farklı. Aradaki anlayış farkını unutmayın.

16- Ya hep ya hiç prensibi ile hareket etmeyin. “Zaman, ne kadar kurtarılabilirse kârdır.”  zamanıdır. Daha zararlı işlerle meşgul olacaksa, az zarara razı olun!.

Çevrimdışı sıddık-birgüvi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 282
Evlad hakkı
« Yanıtla #3 : 06 Nisan 2006, 00:50:43 »
Zamana göre eğitim

 



 Anne-baba olmanın kolay olmadığını hiçbir zaman unutmayalım. Saksıdaki bir çiçek bile ilgi ister, bakım ister; kendiliğinden yetişmez.

Saygı görmeyen bir çocuktan saygı beklemeyin. Sevgi görmeyen bir çocuktan sevgi de beklemeyin. Çocuğunuza içten bir sarılma, sevgiyi tüm kelimelerden daha iyi anlatır. Sevgi yoluyla çözüm aramamak, yeni çatışmaların kaynağıdır.

Çocuklardaki merakı engellemeyin. Merak, bilginin kaynağıdır. Girişimciliği engellemeyin. Girişimcilik, canlılığın kaynağıdır. Bireyselciliği engellemeyin. Bireysellik, bilgeliğin kaynağıdır.

Çocuklara karşı verilen olumsuz tepki, olumsuz etkiyi oluşturur.  Olaylara kayıtsız kalmak, hakettiği övgüyü bulamayan çocukların çevrelerine verdikleri bir tepkidir.

Çocuklarınızı yakından izleyin. Her gün yeni şeyler keşfettiğinizi göreceksiniz. "Hayır" kelimesini kullanmanız gerekiyorsa, bunu çocuğunuzu küçük düşürmeyecek şekilde yapın.

Çocuklarınıza söylediğiniz her söz, sizi üzecek ya da sevindirecek bir biçimde, onlar tarafından tekrar size geri dönecektir.

Kurallarınız varsa, nedenleriniz de olmalıdır. Bu nedenleri bilmek hem sizin hem de çocuğunuzun hakkıdır. Çocuğunuza soru sorarsanız, cevabı beklemeyi unutmayın.

Çocuğunuzun arkadaşlarını, kendi arkadaşlarınız gibi sıcak karşılamalısınız.

Çocuğunuzun yanında, eşinizle münakaşa kavga etmeyin.

Çocuğunuzun sorularına karşı göstereceğiniz ilgisizlik, onun başka sorular sorma isteğini kıracaktır ve bilgi dağarcığı yetersiz olacaktır. Eğer sinirli ve iyi değilseniz, "kötü bir gününüzde" olduğunuzu çocuğunuza söylemelisiniz.

Sizin gibi, çocukların da hayal kurmaya ihtiyacı vardır. Çocuğunuz, hayallerinden birini sizinle paylaşmak istiyorsa, size ne kadar değer verdiğini anlayın ve onu tüm kalbinizle dinleyin.

Hata yaptığınızı çocuğunuza itiraf edemiyorsanız, güvenilirliğinizi zamanla kaybedersiniz. Çocuğunuzdan, hissetmediği şeyleri söylemesini beklemeyin.

Anne-babanın yerine getirmesi gereken en önemli ve en güç sorumluluk, çocuklarına, duygularına nasıl yön verebileceklerini öğretmektir.

Çocuklar, karar vermeyi karar vererek öğrenirler. Onları bu konuda özendirin.

Çocuğunuza yapamayacağınız sözü vermeyin; verdiğiniz sözleri de mutlaka tutun.

Konuşan bir çocuğun sözlerini tamamlamaya çalışmayın.

Bir çocuğun hayatındaki tüm riskleri kaldırırsanız, o çocuğun hayatındaki tüm canlılığı da kaldırmış olursunuz.

Yetişken çocuklara, dini yönden baskıcı olmayın, onlardan çok fazla şey istemeyin;sadece namaz kılmasında ısrarcı olun. Namazını muntazam kılarsa, diğerleri kendiliğinden hallolur.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Yazıklar olsun ahir zaman babalarına!..."
« Yanıtla #4 : 07 Kasım 2015, 02:32:02 »