Âile efradını, çocuklarını terbiye etmeyip, İslami hususlarda cahil brakan ana ve babadan çocuklar Allah huzurunda davacı olacaklar ve şöyle diyeceklerdir: "Bizi, anamız, babamız cahil bıraktı. Haram lokma yedirdi. Haram elbise giydirdi. Biz, bunları bilmiyorduk. Hakkımızı onlardan al."
"İnsanın, evladına verdiği en büyük hediye, terbiyedir." Doğan çocuk, bir süt anaya verilecekse bunun iyi, akıllı, kanı temiz, huyu güzel, itaatkar bir kadın olması uygun olur. Çünkü, kadının sütü çocuğun huyuna tesir eder. Bir hadis-i şerifte: "Evlad, emdiği süte göre hallenir" buyuruluyor. Nitekim, insanlarda yemeklere göre hal değişikliği olur. Yani haramdan haramzade olur. Nasıl ki, tohum iyi olursa, ekin de iyi olur. Hadis-i şerifte: "Haramdan çekinin. Çünkü, haramın binası er geç harab olur" buyurulmuştur.
Çocuğu ilk defa anası emzirmelidir. Sünnet olan budur. Sonra, süt anaya verilir. Çocuk konuşmaya başladı mı, evvela kelime-i tevhidi, yani (La ilahe illAllah, Muhammedün Resulullah ) cümlesini öğretmeli. Mü'minun suresinin yüz onaltıncı ayetini yedi defa, sonra Âyete'l-Kürsi'yi, Haşr suresinin on üç ayetini okutmalıdır. Çocuğa bunları okutmakta şu faydalar vardır:
Çocukta haya alameti belirir; aklı, anlayışı, damarları bunların nuru ile aydınlanır ve iyi evlad olur. Çocuğa küçük iken, öğretilmesi lazım gelen hususlar da şunlardır: Yemeğe besmele ile başlamasını, sağ eliyle ve önünden yemesini, lokmasını küçük yapmasını, çok çiğnemesini, elini elbisesine sürmemesini, çok yemenin zararlı olduğunu anlatmak, az yemenin faydasını medh etmek, gibi. Ana, baba çocuğuna eski elbise giydirmemeli, bazı aşk maceralarının hususi hallerini öğretmemeli, menkıbelerini medh ve hikaye etmemelidir. Çünkü, bunların menkıbeleri çocuğun yoldan çıkmasına, sefahete düşmesine sebep olur. (Çocuklara zararlı kitapları okutmamalıdır.)
Bu hususta seçilecek yol, Peygamber'in aleyhisselam sözlerini, alimlerin, iyi kimselerin hallerini hikaye etmektir ki, bunlar onun kalbine tesir eder, alim olmak veya iyi insanlardan olmak hevesi uyanır ve onlara karşı sevgi beslemeye başlar.
Çocuk, yaramazlık yaptığında onu azarlamamalı, bazı zamanlarda yaptığı kötülüğü görmezlikten gelmelidir. Çünkü her zaman azarlanacak olursa, buna alışır, yüzgöz olur; tehditlerin, azarlamaların tesiri kalmaz. Anası çocuğu, "Kabahatlerini babana söylerim" diye korkutmalıdır. Çocukların tembel olmaması için yumuşak yatak üzerine yatırılmaması daha uygun olur. Arkasını açmaktan, çabuk yürümekten, akran ve emsallerine karşı elbiseleri ile, yediği yemekler ile böbürlenmekten, kibirlenmekten kat'iyyetle men etmelidir.
Başkasından bir şey alınca ona kızıp, bir daha almaması için şiddetle azarlanmalıdır ki, böylece belki kalbi yumuşar. Kötü huyların fenalıklarından, para ve madde sevgisinin zararlarından bahsetmelidir. Kahvehanelerde oturmaktan, fena meclislere, [tiyatrolara, sinemalara, moda defilelerine, kokteyllere, balolara, plajlara, çıplak gösterilere] gitmekten men etmeli, insanların yanında gerinmekten, esnemekten, parmaklarını çıtlatmaktan, çok konuşmaktan, otururken arkasını başkalarına çevirmekten, ayak ayak üstüne koyup oturmaktan, ellerini çenesinin altına koymaktan, bağdaş kurup oturmak gibi, edebe aykırı hareketlerden men etmelidir.
Bundan başka, yemin etmekten, herkesten evvel söze başlamaktan çekinilmesi lazım geldiğini öğretmelidir. Kur'an dinlemeğe teşvik etmeli, lüzumsuz şeylerle vakit geçirmenin doğru olmadığını, kötü şeylerden, fena kimselerden uzak kalmanın kendisi için selamet yolu olduğunu, sefih insanların meclisine gitmenin zararlı, kötü ahlakın sirayet edici olduğunu söylemelidir.
Dini terbiyesine ve nasihata medar olacak alimlerin meclisine göndermelidir. İnsanların feyz menbaı olan Kur'an-ı Kerim'i ve lüzumlu bütün ilimleri öğretmelidir. Her türlü atıcılık, binicilik, yüzücülük gibi faydalı şeyler anlatılıp öğretilmelidir. Resul-i Ekrem aleyhisselam bunların öğretilmesini emretmiştir. :!: