HANIMLARIN SEVÂBA ORTAKLIĞI
Ensâr'dan Esmâ binti Zeyd (r.anhâ) bir gün Resûlullâh (SallAllahu Aleyhi Vesellem)'ın huzûruna geldi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ashâbı ile beraberdi. Şöyle konuşmaya başladı: "Anam babam sana fedâ olsun Yâ Resûlallâh! Ben, kadınların sözcüsü olarak sana geldim. Allâhü Teâlâ seni hem erkeklere, hem de kadınlara gönderdi. Biz sana ve inandığın Allâhü Teâlâ'ya inandık. Ancak bizler, evlerimizde kısmen mahsur durumdayız. Evlerinizde oturur, çocuklarınıza bakar ve hacetlerinizi gideririz.
Siz erkekler ise, bazı husûslarda bize üstün tutuldunuz. Cuma ve cemaat namazlarına katılır, hasta ziyâret eder, cenâzelerde hazır bulunur, hacceder ve umre yaparsınız. Bundan da mühimmi Allah yolunda cihâd edersiniz. Siz hac, umre ve cihâd için yola çıktığınızda, mallarınızı korur, elbiselerinizi dokur, çocuklarınızı terbiye ederiz. Bütün bunlarla ecir ve hayırda size ortak olabilecek miyiz?" diye sordu. Bunun üzerine Resûlullâh (s.a.v.) ashâbına döndü ve;
"Dînine ait hususlarda, bundan daha güzel soranı işitti-niz mi?" buyurdu. Ashâb da 'Bu kadar beliğ ve güzel söyleyebilecek başka biri olsun sanmıyoruz.' dediler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sonra Hz. Esmâ'ya dönerek; 'Ey kadın, şunu bil ve ardındaki kadınlara da bildir ki, bir kadının, kocasının isteklerini yerine getirmesi, bu ibâdetlere hazırlanmasında ona yardımcı olması, onunla güzel geçinmesi, erkeklerin bütün bu saydığın ecirlerine denktir.' buyurdular. Hz. Esmâ (r.anhâ) da sevinçle döndü.
Fazilet takvimi