Gönderen Konu: “Kadın dizilerini izlemeyeceğim” yemini!..  (Okunma sayısı 6025 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7484
“Kadın dizilerini izlemeyeceğim” yemini!..
« : 11 Kasım 2009, 10:06:57 »

Geçenlerde sıra dışı, enteresan bir evlilik merasimi yaşandı. Bağcılar Belediyesi tarafından Olimpik Spor Salonu’nda düzenlenen toplu düğün şöleninde, gelin ve damatlara “yemin” ettirildi. Fakat bu yemin farklı bir yemindi; son yılların çok önemli bir meselesine işaret ediliyordu.

Merasimde gelinler, “Tüm dizileri ve senaryodan ibaret olan kadın programlarını izlemeyeceğime ve televizyon bağımlısı olmayacağıma yemin ediyorum...” damatlar da “Şans oyunları ve kahvehane kültüründen uzak duracağıma yemin ediyorum...” dediler. Böyle önemli bir konuda, evlenecek gençleri uyardıkları, evlenecek gençlere güzel bir mesaj verdikleri için ilgilileri tebrik ediyorum.

EVDEKİ KADINA ULAŞAMAYINCA...

Son yıllarda aile üzerinden; dinimize, inancımıza, örfümüze büyük darbeler vurulmakta her gün de bunların yenileri planlanmaktadır. Dış güçler, ulaşamadıkları için evdeki kadına istedikleri fikirleri, istedikleri yaşayışı empoze edemiyorlardı. Bunun için arayışlara girdiler.

Sonunda, “mademki kadını evinden çıkartamıyoruz, biz eve girelim, yönlendirmemizi evde yapalım” düşüncesi hakim oldu. Bunu yapmanın en kolay yolu da, televizyon ve internet idi. Bu maksatla, yoğun bir şekilde kadına yönelik, programlar, diziler servise sunuldu.

Evlilik, kadın hakları, yemek tarifi... gibi programlarla ve yayın akışı sırasında çaktırmadan kadınımız, eski örf ve âdetlerimize, dinimize, inancımıza uygun aile yaşantısına tepkili hale getirildi. Kocasını, evin nafakasını temin eden, aile fertlerini kollayıp koruyan biri olarak değil, kendisini sömüren, kendisini köle olarak kullanan, her an sokağa atabilecek zorba, zalim biri olarak empoze edildi.

Kadın programlarına özellikle seçip getirdikleri kadın tipleri de enteresan. Önceden, programlanmış, senaryosu yazılmış sözleri tekrarlıyor. Günde üç öğün yemek yer gibi kocasından dayak yiyen tipler. Anlattıkları hayali, önceden senaryolanmış konuşmalar.

Peki hiç böyle koca yok mu? Her toplumda böyle rahatsız tipler çıkar. Burada önemli olan, her toplumda mevcut olan, yüzde 1-2’lik rahatsız tiplerin sanki “bütün erkekler böyle” diye lanse edilmesi; kadında evliliğe, erkeğe karşı soğukluk, korku hasıl edilmesidir.

Her gün böyle hayâli korkularla muhatap olan genç kızın önceliği; ekonomik özgürlüğü, kendi ayakları üzerinde durabilmesi, bunun için de okuması, çalışması ve meslek sahibi olması oluyor. Huzurlu sıcak bir aile kurması, çocuk sahibi olması, olsa da olur olmasa da... anlayışı hakim oluyor.

EN BÜYÜK FELAKET
En tehlikelisi de, malum programlarla örfümüze, inancımıza uygun aile yapısı, hissettirmeden kötülenerek, kadınlarımızda, kızlarımızda farkında olmadan dine karşı soğukluk hasıl olması, sanki dinimiz kadının aleyhindeymiş düşüncesine kapılmaları.

Böyle bir düşünce bir Müslüman için büyük bir felakettir, bundan daha büyük bir felaket düşünülemez. Çünkü, böyle bir düşünce dinde, imanda, şüphe hasıl eder. Şüpheli iman da iman olmaz. En doğrunun, en güzelin dinimizin bildirdikleri olduğuna inanmayan, buna şüphe gözü ile bakan dinden çıkar. Dinden çıkanın da ahirette ebedî kalacağı yer Cehennemdir; bundan büyük bir felaket olur mu?

Halbuki İslamiyetten önce, bütün toplumlarda kadın insan sayılmazdı, hakkı hukuku yoktu; İslamiyet kadını buradan alıp layık olduğu yere getirdi. Peygamber efendimiz, “Cennet anaların ayağı altındadır” hadis-i şerifleri ile kadına gerekli saygının gösterilmesini emir buyurdu.

Bugün Batı dünyasının “kadına özgürlük” adı altında kadın hakları olarak sunduğu şeyler; dışı zehirle kaplanmış şekerden ibarettir. Sunuşta; çok mahir olduklarından, zehiri sanki tatlıymış gibi yedirebiliyorlar. Kadınlar da kendilerine iyilik yapıldığını, haklarının hukuklarının korunduğunu zannediyorlar. Kırkından sonra, ayılıyorlar; sıcak bir aile yuvasının ne demek olduğunu iyi anlıyorlar, fakat artık iş işten geçmiş oluyor. Ahir ömürleri çocukları ile, torunları ile sıcak bir aile yuvasında değil, bakımevlerinin soğuk duvarları arasında geçiyor.

 (devamı var)


Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: “Kadın dizilerini izlemeyeceğim” yemini!..
« Yanıtla #1 : 11 Kasım 2009, 10:14:26 »
Alıntı
Merasimde gelinler, “Tüm dizileri ve senaryodan ibaret olan kadın programlarını izlemeyeceğime ve televizyon bağımlısı olmayacağıma yemin ediyorum...” damatlar da “Şans oyunları ve kahvehane kültüründen uzak duracağıma yemin ediyorum...”

İlginçmiş bari işe yarıyormu?  :hihi
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7484
Ynt: “Kadın dizilerini izlemeyeceğim” yemini!..
« Yanıtla #2 : 11 Kasım 2009, 10:28:05 »
İnşaAllah yarıyordur  e58))

Çevrimdışı leyya

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 116
  • şukran lillah
Ynt: “Kadın dizilerini izlemeyeceğim” yemini!..
« Yanıtla #3 : 11 Kasım 2009, 11:34:14 »
aslında güncel ve önemli bir mevzu.Allah'tan öle bi bagımlılgım yok.tvyi açmadıgım günler oluyo.insanların bilinç altına işliyolar.Koskoca görünen amerikanın bile bi eyaletinde insanlar hala atlarla tarla sürüyolar.elektrik telefon vs gibi şeylerden uzak yaşıyolar.çok garipsemiştim ilk gördügümde.

güzel bir konuydu tşkkrlr. fg20)) fg20))
Başaramassan bir daha dene, bir daha dene..Bir daha..Bir daha..Bir daha dene...
Unutma ''pes etmek intihar etmek'' gibidir...

Çevrimdışı mardin

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 406
Ynt: “Kadın dizilerini izlemeyeceğim” yemini!..
« Yanıtla #4 : 11 Kasım 2009, 15:09:51 »
isra kardeş güzel bir konuyu dile getirdin eline saglık.teşekkürler
ibadetin eftali devamlı olanıdır.

Çevrimdışı tefhim

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 360
Ynt: “Kadın dizilerini izlemeyeceğim” yemini!..
« Yanıtla #5 : 11 Kasım 2009, 16:25:52 »
İşe yaradığını zannetmiyorum.
Zira beş vakit ezanı duymalarına rağmen verdikleri yemini hatırlamayanlar bu yeminimi tutacaklar.
Yine de bunların zararlarının farkına varmaları kıvılcımların çakmaya başladığının işareti.
Mevlam ateşlemeyi nasip etsin.
Bedeel islemü gariben feseyeudü gariben fetuba lilgurabai.

Çevrimdışı aydeniz

  • yazar
  • ****
  • İleti: 560
  • Hakka kul olmak
Ynt: “Kadın dizilerini izlemeyeceğim” yemini!..
« Yanıtla #6 : 12 Kasım 2009, 01:03:02 »
bu yemini kaç gün tutarlar acaba..

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7484
Yaratılışa karşı çıkmanın bedeli!
« Yanıtla #7 : 12 Kasım 2009, 10:15:02 »
Dün, “Kadın dizileri ve programları” ile evinde huzur içinde yaşayan kadınlarımızın, nasıl huzursuz hale getirildiklerinden bahsetmiştik. Huzursuz etmelerinin nihai maksadı onları gelecekle ilgili nafaka endişesine düşürerek evden çıkarmak, kadını çalışma hayatına çekmek. Memur, işçi yapamadıklarını da meslek edindirme, dil öğretme gibi çeşitli adlar altında bunu sağlamak.

Batılılar, 150 yıldır, bütün güçleri ile çalışmalarına, bütün imkânlarını kullanmalarına rağmen milletimizdeki imanı, İslamı yok edememelerinin ve yaşayış olarak tamamen kendilerine benzetememelerinin sebebi olarak “aile”yi görüyorlar. Çünkü inanç ailede nisilden nesile, görerek, duyarak, yaşayarak geçiyor. Ailedeki eski usul yapılanma, yaşayış devam ettiği müddetçe dinin de nesilden nesile aksamadan geçeceğini gördükleri için aile üzerindeki çalışmalarını yoğunlaştırdılar.

İSLAM ÜLKELERİ KUŞATMA ALTINDA

Bu yoğunlaşma sadece ülkemizde değil bütün İslam ülkelerinde devam ediyor. Kadın dizileri, Türkiye üzerinden bu ülkelere ihraç edilmektedir. Kadına, feminizmi aşılayan, aileye, kocasına düşman eden, aileden soğutup uzaklaştıran, huzurun ailede değil, sokakta, iş hayatında olduğunu telkin eden diziler bütün İslam ülkelerinde harıl harıl izlenmektedir.

Dizi oyuncularına hayranlık duyulmakta, bu ülkelere gittiklerinde, büyük bir ilgi görüp el üstünde tutulmaktadır. Neredeyse dizi oyuncularını kocalarından daha çok seviyorlar! Oyuncuların rol icabı yaptıklarını gerçek gibi kabul edip kocalarının da kendilerine böyle davranmasını bekliyorlar. Bu beklentileri karşılanmayınca da kocalarını küçümseyerek aradaki sevgiye büyük darbe vuruyorlar.

Kadınlara yönelik bu çalışmalar, Televizyon yayınlarının yanında medya ve sivil örgütlerce de yapılıyor. Bu kuruluşlar, gerçekten kadını düşünüyorlarsa, kadının ruhen ve bedenen en huzurlu olduğu yerin aile olduğunu savunmaları gerekir. Bunlar aksine, ailenin esasını teşkil eden “ana”lık düşmanlığı yapıyorlar. Analığı, çocuk yetiştirmeyi bayağı bir iş olarak sunuyorlar. Daha doğrusu iş olarak görmüyorlar. En kıymetli işi yapan annelere “boş kadın” muamelesi gösteriyorlar. Çünkü onlara göre çalışıyor olmak için sokağa çıkmak lazım. Sabahın köründe evden çıkıp akşamın karanlığında eve gelecek şekilde mesai yapması lazım.

AMEL DEFTERİNİ KAPATMAYAN İŞ

Yıllardır, ev hanımlığı kötülenip, iş kadınlığı övüldüğü için, ev kadını olmak entellere göre utanılacak bir iştir!.. Yoğun propaganda sebebiyle şuurlu bir İslam terbiyesi ile yetişmemiş kadınların kulağına, “iş kadını” daha hoş geliyor. Bu şekilde daha özgür olacağını düşünüyor. Bunlara Osman Yüksel Serdengeçti’nin, “Özgürlük verme bahanesiyle; kadınları kafes arkasından çıkaranlar, şimdi onları sokakta kafesliyor” sözünü hatırlatmak lazım.

Kadının çalışıyor sayılmasında da pek çok gariplikler, mantıksızlıklar var. Mesela, bir kadın kreşte, anaokulunda, bakımevinde başkasının çocuklarına bakıyor; bunun için çalışan kadın oluyor, üreten kadın oluyor aynı kadın evinde kendi çocuklarına bakınca işsiz, boş oluyor!..

Aslında, en faydalı, en şerefli iş ev hanımlığıdır, İslam terbiyesi üzere çocuk yetiştirmektir. Dinimize göre insan öldükten sonra amel defteri kapanacak; fakat iyi bir çocuk yetiştirmişse onun defteri kapanmayacak, faydalı amellerinden hasıl olan sevabı ölmüş olan annesinin hesabına yazılacaktır. Ahirette kendisine dünyadan devamlı sevap gelecektir. Eğer çocuğunu şunun bunun eline bırakıp kötü bir evlad yetiştirmişse, bu defa da onun yaptığı kötülüklerin günahı ahirette annesini bulacaktır.

Şunu unutmamak gerekir; Cenab-ı Hak kadını ve erkeği belli maksatlar için yaratmıştır, belli görevler vermiştir. Bu yaratılış hikmetine karşı gelmenin ahirette olacağı gibi dünyada da mutlaka bir bedeli olur. Bugün Batı dünyasındaki kadının, ailenin perişan hâli bunun ispatıdır.

(Yaratılışa uygun, erkeğin ve kadının görevleri için, “Huzurun Kaynağı Aile” kitabı tavsiye olunur)

Mehmet Oruç

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: “Kadın dizilerini izlemeyeceğim” yemini!..
« Yanıtla #8 : 12 Kasım 2009, 12:42:48 »
Ayrıca bu tip diziler abartılı,hayal üzerine kurulu hayatlara özentiye sebebiyet veriyor.
〰〰〰〰🐠