Gönderen Konu: Evlilikte sevgiyi devam ettirmek de emek ister  (Okunma sayısı 5848 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Evlilikte sevgiyi devam ettirmek de emek ister
« : 16 Aralık 2009, 03:43:01 »

Evlilik çok yönlü bir kurum ve ana maddesi sevgi. İki kişi çeşitli şartların sağlanmasıyla evlenmeye karar verdiğinde sevgiye götüren ilk elektriklenme diye tarif edilen çekim olmuşsa, birbirlerine sevgi duyuyor ve iyi anlaşıyorlarsa her şey daha güzel gelişir.

Evlilik hazırlıklarında bir başka heyecan, başka bir mutluluk hemen fark edilir. Sevgiyle ışıldayan gözler, birbirini görmek için can atan, beraber olmak, birlikte konuşmak, gezmek için her fırsatı değerlendiren, sevgilerini ifade etmek için en güzel sözleri, en anlamlı hediyeleri seçen eşler. Pekiyi bu kadar mutlu ve güzel başlayan, her iki tarafın da sevgiyi doya doya hissettikleri, birlikte yaşamak, bir hayatı paylaşmak için kurdukları evlilikte, sevginin aynı şekilde, hatta büyüyerek devam etmesi için ne yapılmalı?

Eşler birbirine yeterince vakit ayırmalı, mümkünse kısa süreli de olsa birlikte tatile çıkmalı, birkaç saatliğine de olsa baş başa zaman geçirmeli, sohbet etmeye, söylenmeden, birbirini suçlamadan konuşmaya önem vermelidir. Sevgi; hediye, güzel söz, emekle ve zevkle hazırlanmış bir yemek, tatlı, birlikte geçirilen zaman ve ailenin devamı için yapılan işler gibi farklı şekillerde ifade edilmeli ve bunu yaparken karşı cinsin beklentilerine de önem verilmelidir.

Yeterince emek sarf edilmediği ve gerekli şartlar yerine getirilmediği için bazı evliliklerde sevgi azalır hatta tamamen yok olurken aralarındaki sevgi ve saygıyı ömür boyu kaybetmeyen eşler de çoktur. Evlilikte birlikte yaşanan, paylaşılan bütün güzellikler sevgiyi canlı tutar. Günlük hayatta ihtiyaçların karşılanması için gösterilen çaba önemli olduğu kadar yapılan şeylerde incelik de önemlidir. Bireyin bu inceliği kazanması kişisel gelişimle mümkündür.

Bazı erkekler eve vaktinde gelmeyi, evin ihtiyacını karşılamayı eşe sevgi gösterisi olarak yeterli sayar. Bazı kadınlar da aynı şekilde ev halkı için güzel yemekler pişirmeyi, evi düzenli tutmayı sevgi gösterisi olarak kabul eder ve karşılık görmemekten yakınır. Halbuki bunların yapılması kadar yaparken söylenen sözler ve davranışlar da önemlidir. İlgisiz davranarak veya kötü sözler sarf ederek yapılan şeyler değerini de kaybeder ve her ne kadar sevgiyle yapılmış olsa da sevgi ifadesi olarak algılanamaz. Pek çok örnekte görürüz ki sevgiyi hissetmek ve heyecanı artırmak için eşlerin birbirine söyleyeceği birkaç tatlı söz birkaç takdir sözü, geçmişte yaşanan bir tatlı anıyı hatırlatmak bile yetecektir. Yine her şeyi problem etmemek, beklentileri ve duyguları karşı tarafı suçlamadan doğru ifade etmek evin huzurlu ortamını gerginlikten koruyacaktır. Eşlerin birbirine güvenmesi ve derin duyguları anlaması, üzüldüklerinde uygun dille teselli etmesi, dışarıdan gelen olumsuz etkileri hafifletecektir. Bunun için eşler birbirine yeteri kadar zaman ayırmalıdır.

İş yoğunluğu, televizyon ve bilgisayara düşkünlük vb. nedenlerle birlikteliğin azalması da eşlerin sevgiyi daha az duymalarında etkilidir. Halbuki eşler birbirlerine ne kadar çok sevgi gösterir, ne kadar birbirinden güç ve destek alırlarsa karşılaştıkları sorunların üstesinden de o kadar kolay gelir, çocuklarına da o kadar huzurlu ve güzel bir eğitim ortamı hazırlamış olurlar.

Zamanla İlişki monotonlaşabilir

Eşiniz için gösterdiğiniz çaba hiç azalmasın. Evlilikten önce bazı eşler birbirini kaybetme kaygısı duyar ve kaybetmemek için çaba harcarlar. Evlendikten sonra ise bu endişe daha az duyulur. Kaybetme endişesinin azalması kişinin sevdiği kişiyi kendisine bağlamak için duyduğu kaygıyı ve buna bağlı gösterilen çabayı bazen azaltır. İlişkiler bir zaman sonra monoton, sıradan hale gelebilir.

Aşırı mükemmeliyetçi olmayın. Bazı kişiler daha heyecanlı ve duygusal yapıya sahip olup mizaçları da değişkendir. Sevmeleri de sevgilerini kaybetmeleri de çok hızlı olurken bazı kişiler de olumsuz özelliklerini daha çok gizli tutabilir. Kusurları görmek mükemmeliyetçi kişilerin sevgisini azaltan nedenler arasındadır. Ailede gerginlikler arttıkça yaptıkları hataları anlarlar ama artık geçimsizlik ve kısır döngüler başlamıştır.

Çevrenin olumsuz yorumlarının etkisinde kalmayın. Onay ihtiyacında olan kişiler dış etkenlerin etkisinde daha çok kalır. Aile üyelerinin, çevredeki kişilerin olumsuz yorumları eşler arasındaki sevginin azalmasına veya daha az hissedilmesine sebep olur.

Uzman Psikolog
Ferika Teymur Artır

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Evlilikte sevgiyi devam ettirmek de emek ister
« Yanıtla #1 : 06 Eylül 2012, 06:16:05 »

Neden boşanır bu sevdiklerimiz?
[/size



Şimdi öyle bir düşünce içerisindeyim ki, Ne güzel gördüğüm ailelere inanıyorum, Ne de “eşimi çok seviyorum” diyene. Ya hepsi yalan söylüyor, Veya ne olduklarını kendileri de bilmiyor. Sonra kendimce şöyle bir sonuca vardım. Esas sevenler “seviyoruz” demiyorlar. Demiyorlar çünkü buna gerek görmüyorlar. Kendilerinden emin olanlar ne sevgi muhabbetine giriyor, ne de evlilik muhabbetine.


 Dünya bir garip, insanlar başka garip. Kendi içinde daha da garip. Biz de bu garip düzenin içinde bir o yana bir bu yana dönüp duruyoruz.
 
Her insanda olduğu gibi benim de üzüntülerim sevinçlerim heyecanlarım var.
 
Bir başkasının üzüntüsüne gülemeyeceğim gibi, sevinçlerine de ortak olmam gerektiğini düşünürüm.
 
Hayat zor. Beraberlikler zor. Bir de işin içine evlilikler ve o evliliği devam ettirmek durumu varsa işte o zaman hayat biraz daha da zorlaşıyor.
 
Zaten yaşamak başlı başına zor iş.
 
Bir de çevre ve esas olan aile, bunları bir dengede tutmak gerekiyor.

Her zorluğa rağmen bir düzen içinde korumak gerekiyor.
 
İnsan ruhunu en çok acıtan konulardan biri son bulan evlilikler oluyor.
 
Bu boşanmaların kimi ailede, kimi yakınlarımızda, kimileri de en çok sevdiğimiz arkadaşlarımızda yaşanıyor.
 
Boşananların kim oldukları değil, neden böyle ayrılıklar oluyor benim üzüldüğüm nokta.
 
Bu da benim yaşadıklarımla ilgili düşüncelerim.
 
Evliliklerin pek çoğu, dışardan baktığında çok ışıltılı, ama içi fos. Uzatmaların oynandığı süreyi bile bitirmişler.
 
Dilde “seviyoruz” diyenlere bakıyorsunuz yolları ayırmak için her şeyden nem kapıyorlar. Bir şeyi bahane edip mahkemenin yolunu tutuyorlar.
 
O kadar enteresan ki ne diyeceğimi nasıl davranacağımı bilemiyorum çoğu zaman.
 
Şu son senelerde o kadar hızla etrafımda boşananlar oldu ki her duyduğumda şok oldum.
 
Hiç inanamayacağım aileler ayrıldı ki artık kim kimi seviyor, kim mutlu aile, kim birbirine düşman anlamıyorum.
 
Bu “ayrılıyoruz” veya “ayrıldık” diyenlerin evlilik hayatlarına da çoğu zaman imrenerek bakardım.
 
Bu da bana daha çok zor geldi.
 
Şimdi öyle bir düşünce içerisindeyim ki,
Ne güzel gördüğüm ailelere inanıyorum,
Ne de “eşimi çok seviyorum” diyene.
 
Ya hepsi yalan söylüyor,
Veya ne olduklarını kendileri de bilmiyor.
 
Sonra kendimce şöyle bir sonuca vardım.
 
Esas sevenler “seviyoruz” demiyorlar.
Demiyorlar çünkü buna gerek görmüyorlar.
Kendilerinden emin olanlar ne sevgi muhabbetine giriyor, ne de evlilik muhabbetine.
 
Onlar kendilerinden emin olanlar diyorum.
 
Kendilerinden emin olmayanlar içindeki eksikliklerini dışarıya,
“Vay efendim ben eşimi çok severim”,
Ya da “ben eşimi çok kıskanırım,
Ben bu evliliği sevgim sayesinde ayakta tutuyorum” deme yolunu seçiyor.
 
Bunlar o kadar temelsiz ki çoğunu biliyorum.
Bunların çoğu boş laf.
 
Bunların çoğununda “fırsat bulduğumda ayrılacağım diyenleri” de çok iyi  biliyorum.
 
Sevenin, sevilenin kendine güveni yerindedir, umurunda değildir bir başkası ne düşünür diye.
 
Öyle boş laflara gerek duymaz onların dünyası dolu doludur.
 
Zaten yıllar öyle çabuk geçiyor ki bazen o geçen yıllara acıyor insan. Bazen de yolun neresinden dönsek kardır, denilen evlilikler var ne acıdır ki iki gönlün birbirini sevmemesi sevememesi ile sürüp gidiyor.
 
Evlilik demek, aile demek, o aileyi ayakta tutabilmek, aslında hiç de kolay değil.
 
Aynı zamanda zor da değil nedenleri niçinleri her iki tarafın içinde gizli.
 
Kimileri ise her şeye rağmen devam ettirmek ister.
Kimileri “bir an önce yollar ayrılsın” der.
 
Evlilikler bir gönül işidir, sanki kendine özgü tılsımı var.
Kendine özgü bir dili var bazen o dili okuruz, bazen okuyamayız.
 
Evliliğin ne ayarı var, ne düzeneği. Ama bir ayar yapmasan da olmuyor.
Bir düzen kurmasan da olmuyor.
 
O düzeni her an değiştirmek gerekebiliyor.
Ne yazık ki “Ben şunu yaptım oldu” gibi bir şey de yok.
 
Çünkü her an her şey değişebiliyor.
Evliliklerin ne öncesi ne sonrası var. Bunca zaman geçti bunlar ayrılmaz diye bir kaide de yok.
 
Evlilikte o an vardır. O an neyi ne kadar güzel anlamlı, yapıyorsan bu o anki düzeni devam ettiriyor.
 
Yoksa bir düzeni de yok anlık işlerdir.
 
İyi evliliklerin her biri, birbirine benzemeyen bir icattır. Mucidi de eşlerdir. İyi keşifler yaparlarsa o evlilik zevk alarak devam eden hayat dolu bir alana dönüşür.
 
Eşlerin birbirine olan sevgisi, içten güçlüyse eğer işte o zaman çözüm aranıyor, üzüntüler, kırgınlıklar hemen bitiriliyor.
 
Tabii aynı zamanda insan çok değişken bir varlık.
Kadın da, erkek de, ilk evlendiklerindeki insan değiller.
Zamanla değişiyorlar, bu değişim sürecini her iki taraf birlikte yapabiliyorsa,
Bu değişimi evliliklerine de uygulayabiliyorlarsa, işte o zaman güzel mutlu bir evliliği devam ettiriyorlar.
 
O değişimi yapamıyorlarsa, o değişimi yakalayamıyorsa onların da sonu işte o bildiğiniz ayrılık oluyor
 
Bizi Yaratan her güzelliği bize bahşetmiş.
 
Biz mutlu olmayı, güzel yaşamayı, çevremize huzur vermeyi, aslında çok seven insanlarız.
 
Ama bunu gören gençlerimiz evliliklerden korkar oldular.
 
Onun için kendi mutluluğumuz için kendi iyiliğimiz için kadın erkek elele gönülleri birleştirelim.
 
Evliliğin yolu kısa değil.
 
Bunu kendimize altın tepside sunulmuş bir hediye olarak görelim.
 
Bekârlarımız da korkmadan mutlu bir yuvanın kapısından içeri girmeli.
 
Mutsuzlukları kendimize rehber edelim, mutluluğun kapısını açmasını dileyelim.
 
Acı sonlar olmasın hiç kimsenin hayatında.
 
Ayrılıklar olmadan neslimize güzel anılar bırakalım.
 
Ben ayrılığın ne kadar zor olduğunu biliyorum.
 
Bilmeyenler hiç öğrenmesin.
 
Her kurulan yuvaya ahirette de devam edecek mutlu gelecek diliyorum.
 
Birlik beraberlikle geçen yıllar olsun istiyorum.
Muhterem TANIK / Rotahaber