Gönderen Konu: Evlenmenin Lüzumu  (Okunma sayısı 2455 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Evlenmenin Lüzumu
« : 29 Ekim 2012, 11:16:20 »

 
Rivayet olundu: Âbidlerden biri, hanımına karşı çok iyi davranıyordu. Ta hanımının ölümüne kadar böyle devam etti. Hanımı ölünce yakınları kendisine evlenmesi için teklif ve telkinde bulundular. O bundan yüzçevirip, evlenmekten imtina ediyordu. Kendini şöyle savunuyordu:
 
-”Yalnızlık kalbimi daha fazla rahat ettiriyor.“
 
Sonra âbid adam şöyle dedi:
 
-”Hanımın vefatından bir Cuma (bir hafta) sonra bir rüya gördüm. Gök kapıları açılmıştı. Sanki oradan bir takım insanlar iniyor, havada birbiri peşinden kayar gibi yürüyorlardı. Bu adamlardan biri dönüp bana bakıyor ve hemen arkasından:
 
-”Şu kötü adama bakın!” diyordu. Öbürü de:
 
-”Evet! Öyledir” diye cevap veriyordu. Üçüncüleri de aynı şeyi söylüyordu. Sonuncu adam gelinceye kadar niçin bana böyle dediklerini sormaya korktum. Nihayet sonuncusu geldiğinde, ben ona:
 
-”Bu kötü adam da kim?” diye sordum. O:
 
-”Sensin!” dedi. Büyük bir şaşkınlıkla:
 
-”Niçin?” diye sordum. O:
 
-”Biz senin amelini Allah yolunda cihâd eden mücâhidlerin amelleriyle birlikte yükseklere çıkarıyorduk. Fakat bir haftadan beri, amelini cihaddan geri kalanlarla birlikte bırakmamız emrolundu.” Sordum:
 
-”Sebebi?” O:
 
-”Bunun neden ileri geldiğini bilemiyorum!” diye bana cevap verdi.”
 
Âbid gördüğü bu rüya üzerine sabahleyin ihvanına: -”Hemen beni evlendirin!” dedi.
 
Abid böylece o eşle hayat sürdü.
 

Kâşifi buyurdu: Ey nefsim! Kâmil ve er kişinin cihâdı eşlerin çilesine sabretmektir.
 
.
 
Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 2/622-623.


Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: Evlenmenin Lüzumu
« Yanıtla #1 : 29 Ekim 2012, 11:18:29 »
Kadın ve Dua
 
Hikâye olundu: İsrâiloğullarının içinde sâlih bir adam vardı. Çok sevdiği bir eşi vardı. Allah bu sâlih kula kendisine üç istekte bulunmasını bildirdi. Adam eşine:
 
-”Rabbimden üç mühim ihtiyacımın giderileceği yâni üç konuda yapacağım duamın makbul olacağı hakkında haber aldım. Çok ihtiyaçlarım var. Ne yapacağımı ve öncelikle hangi ihtiyaçların giderilmesi için duâ edeceğimi bilemiyorum. dedi. Kadın:
 
-”Benim için bir, kendin için iki istekte bulun!” dedi. Adam sordu:
 
-”Ne istersin?” Kadın:
 
-”Senin Rabbinden benim isteğim, beni benden daha güzel ve çekici bir kimsenin bulunmayacağı surette kılmasıdır!“
 
Adam önce hanımının çok güzel olması için duâ etti. Hanımının güzelliğinden ve cemâlinden evin içi aydınlanmaya başladı.
 
Kadın evden çıkmak için ayağa kalktı, kapıya yürüdü. Kocası sordu:
 
-”Nereye?” Kadın:
 
-”Bâzı sultanlara gidiyorum! Güzelliğimi senin gibi birisinin yanında boşa harcayacak değilim!“dedi-
 
Adam eşinin sokağa çıkmasına mani oldu. Fakat kadının güzelliği bâzı sultanların kulağına gitti. Sultanın aveneleri geldiler, kadını zorla kocasından alıp götürdüler. Kadın seve seve gitti. Muradına erip sultanların eşi olacaktı…
 
Adam büyük bir inkisar ile dergâh-ı ilâhiyeye avuçlarını açtı:
 
-”Allahım! Senin katında benim iki hacetim kaldı. Makbul olacak iki duam kaldı. Allâhım! Onu maymuna çevir!” Allah, sâlih kulunun duasını kabul etti. Kadın hemen oracıkta maymun oluverdi. Sultan, kadını hemen yanından kovdu. Saraydan uzaklaştırdı.
 
Kadın maymun hâlinde evine geldi. Kocası onun o haline acıdı. Yine duâ etti:
 
-”Allâhım! Eşimi eski haline getir!” diye. Allah duasını kabul etti. Eşi eski haline geldi.
 
Fakat sâlih adamın üç makbul duası da boşuna gitmiş oldu. Ne Adam iflah oldu, ne de eşi…
 
Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri: 2/612-613.