Ne kadar da rahatlığına düşkünsün, istiyorsun ki hersey yolunda gitsin.
İstiyorsun ki sana hiçbir kötülük dokunmasın.
İstiyorsun ki hiçbir çileye maruz kalmayasın.
Kardeşlerin, Müslüman kardeşlerin kafirlerin bitmeyen tükenmeyen zulümlerine sabır ederken, sırf O’nun rızasını kazanmak için, sen otur koltuğunda, TV den izle ne olup ne bitiyor dünyada, sana ne zaten değil mi, sen çekmiyorsun ya, sen dayamıyorsun ya onca acılara, sen katlanmıyorsun ya onca işkenceye, neden elinden gelen bir tek silahla kafirlere kursun sıkasın!
Herkes kendi derdine derman bulsun, bende hayatla mücadele ediyorum, diyorsun. Ne kadar da duyarsızsın sen böyle.
Müslüman böyle mi olur?
„Modern Müslüman“ olmuşsun sen, Kuran’dan, din kardeşliğinden, tevhid’den bahsediyorsun ama gırtlaktan aşağı inmiyor, sözde Müslümansın yani ama yaşamaya gelince taviz üstüne taviz veriyorsun. İstiyorsun ki kimseden ağır bir söz işitme, istiyorsun ki davan yüzünden kimse sana yan bakmasın, istiyorsun ki sıra dışı olmayasın. Birde utanmadan kendini cennetlik sanıyorsun! Hayır, hayır boşuna kendini kandırma, „İnsanlar imtihandan geçirilmeden, sadece <İman ettik> demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar“ (Ankebut,2) Sana ağır geliyor, lüks olmayan bir hayata alışmak, ağır geliyor her gün 3 çeşit yemek yememek, mazlumlar dünyanın dört bir yanında yiyecek bir lokma ekmek, yatacak bir yer bulamazken, sana zor geliyor kuru yerde yatmak. Başına içinden çıkamayacağın bir iş gelsin hele hemen isyana koyuluyorsun, duymadın mı Rabbin seni nasıl uyarıyor: „Fakat insan, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde <Rabbim bana ikram etti> der. Onu imtihan edip de rızkını daralttığında ise <Rabbim beni önemsemedi> der.“
Resulullah (s.a.v.), Biricik Sevgilini, önderini çok sevdiğini söylüyorsun ama bunu ne davranışlarınla ne sözlerinle ne hayatınla ispatlıyorsun!
Ey Nefsim!
Hani söz vermiştin, „Evet, Sen benim Rabbimsin“ demiştin, hani vefan nerde kaldı?!
Dalmışsın bir „oyundan ve eğlenceden“ (Muhammed,36) ibaret olan dünya hayatına, sana verileni tepip sanki „İslam öncesi cahiliyesini arıyorsun“( Maide,50)
Uyan artik, „Kim Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.“ (Fetih,10)
Sen „Kur’an’ı düşünmüyormusun, yoksa kalbin kilitlimi?!“ (Muhammed,24). Rabbim seni hem müjdeliyor, hem de korkutuyor, tercih senin elinde. Henüz geç değil, pişman olmadan değiştir kendini çünkü SENİNDE BIR DAHA Kİ SANİYEDE NEFES ALIP VERECEĞİNE ELİNDE GARANTİ BELGEN YOK! Söyle bir silkinip, yeniden İslami Dirilişe deyip, „sadece Rabbini büyük tanı“ (Müddesir,3) ve Dua et, Dua et, Dua rahmetin anahtarıdır.
Dua et ki yeryüzünde bütün Müslümanlar kardeş olsun, kalplerindeki kin kalksın, Tevhid bayrağı altında toplansınlar…
Dua et ki Zalimlerin, emperyalist güçlerin zulmünde inleyen Mazlumlara, Müslüman kardeşlerimize Allah sabır versin, zira sabredenler müjdeleniyor (Bakara,155)
Dua et ki bunca işkenceye dayanamayıp „Hayye alel cihad“ diyen yiğitlere, mücahid/elere Allah güç, kuvvet ve askıyla kavruldukları şehadeti nasip etsin…
Dua etki İmana saldırıların arttığı şu zamanda Mücadele Aşkından, Cihad ruhundan, yüreğindeki İslam gülünden ayrılma ki böylece „yegane barınak olan Cennette nail olasın.“ (Naziat,40/41)
Dua et ki meydanlarda „Din Allahın oluncaya kadar“(Enfal,39) savaşamıyorsan, yaşantınla cihad edip bunun için çaba sarf et, bilesin ki „Allah katında rütbe bakımından daha üstün ve kurtuluşa erenlerden“ (Tevbe,20) olacaksın.
UNUTMA, her zaman Allah için Dua et „yalvara yakara ve gizlice Dua et.“(Araf,55)“Kendi kendine yalvararak ve ürpererek ağlayarak yüksek olmayan bir sesle sabah aksam Rabbini an, gafillerden olma.“ (Araf,205)
UNUTMA, „Allah’a muhtaç olan sensin“ (Fatir,15). O Sameddir, hiç birleye muhtaca değildir. “El açıp yalvarmaya layık olan ancak O`dur.” (Rad,14)
Ve unutma, sabret, yılma, sen Müslümansın, sen güçlüsün, sen özelsin “Gevşeklik gösterip, üzüntüye kapılma. Eğer inanmışsan üstün gelecek olan sensin”. (Al-i imran,139)