Gönderen Konu: facebook???  (Okunma sayısı 20582 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: facebook???
« Yanıtla #30 : 23 Ağustos 2011, 03:54:04 »

İşyerlerinde Sosyal Ağlar Yasak

Şirketlerin yüzde 53'ü çalışanların sosyal ağlara erişimini engellerken, yüzde 19'u ise farklı yollarla bu faaliyetleri sınırlandırıyor

Şirketlerin yüzde 72'si çalışanlarının sosyal ağlara erişimini kısıtlıyor. Araştırma şirketlerin, dosya paylaşımının yanı sıra sosyal ağları da en büyük güvenlik tehlikelerinden biri olarak gördüğü ortaya çıktı.

Güvenli içerik ve tehdit yönetimi çözümleri lideri Kaspersky Lab ve B2B International ile birlikte yapılan "Küresel BT Güvenlik Riskleri" araştırması sonuçlarına göre şirketlerin yüzde 72'si çalışanların sosyal ağlara erişimini kısıtlıyor. Araştırmada şirketlerin, dosya paylaşımının yanı sıra sosyal ağları da en büyük güvenlik tehlikelerinden biri olarak gördüğü ortaya çıktı.

Şirketlerin yüzde 53'ü çalışanların sosyal ağlara erişimini engellerken, yüzde 19'u ise farklı yollarla bu faaliyetleri sınırlandırıyor. Bu durum da sosyal ağlara erişimi, kişiler arasında dosya paylaşımından sonra en çok yasaklı ikinci eylem haline getiriyor. Şirketler tarafından kısıtlanmış diğer faaliyetler arasında ise online oyunlar, belirli web sitelerine erişim, video indirip izleme ve anlık mesajlaşma servisleri yer alıyor.

Araştırmada şirketlere "çalışanların en tehlikeli faaliyetleri nedir" diye sorulduğunda şirketlerin yüzde 35'i sosyal ağları en tehlikeli aktivite olarak gördüğünü söylüyor. Kaspersky Lab Küresel Araştırma ve Analiz Ekibi Direktörü Costin Raiu "Firmalar verimliliğin yanı sıra güvenlikleri hakkında da endişeli. Bu da çalışanlar için kısıtlanan faaliyetleri belirliyor. Sosyal ağlar zaman kaybına sebep olarak görülmesinin yanı sıra aynı zamanda hem kötü amaçlı saldırıların potansiyel kaynağı hem de gizli bilgilere ulaşmak için tehlike olarak görülüyor."

Sosyal ağlar, popülerliği ve online kaynakların büyüyen açıkları sayesinde kötü amaçlı yazılımların dağıtılmasında en büyük araçlardan biri haline geldi. Örneğin, Twitter'da en çok farkedilen açık kullanıcıların virüslü mesajı görmesiyle birlikte kötü amaçlı yazılımların bilgisayarlarına hemen bulaşıyor olması. Kaspersky Lab uzmanlarına göre, sosyal ağların çeşitli saldırıların hedefi haline gelmesi firmaların bu konudaki endişelerini doğruluyor.



Kaynak: NTV

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: facebook???
« Yanıtla #31 : 02 Kasım 2011, 01:38:45 »
Feysbuk’ta dün neleri ‘beğen’miştiniz, hatırlıyor musunuz?

Çocukken, elektrik devrelerine, elektronik cihazlara pek meraklıydım. Başarıyla dağıttığım fakat asla toparlayamadığım radyolar, gece lambaları, kurmalı saatler vesilesiyle öğrendiğim (başkalarının pek bilmediği) bazı teknik tabirleri cümle içinde kullanmaktan da ayrı bir keyif alırdım. Konuşmalarıma ‘küçük bilim adamı’ havası kattığını hayâl ederdim:

“Transformatörü duy’a bağlarken doğrudan değil, buton üzerinden bağla… Diyodla transistor arasındaki lehim açılmış, üstteki buton o yüzden çalışmıyor…” vb.

Buton tabiriyle ilk tanışıklığımız o günlerden.



Facebook, hayatımızdaki pek çok şeyin, bu arada ‘buton’un da anlamını yeniden tanımladı. Hele bir ‘beğen butonu’ var ki, tespih çeker gibi tık’lıyoruz: Beğen, beğen, beğen…

Tohumuna para saymadığımız her şeyde olduğu gibi bu mevzuda da cömertliğimize değme gitsin.

Ali, Paris fotoğraflarını paylaş’mış, beğen (çünkü o, benimkileri beğen’mişti).

Ayşe, doğum günü videosunu paylaş’mış, beğen (ki, o da benimkini beğen’sin).

Zeynep, gazeteden bir haber paylaş’mış, beğen (çünkü herkes beğen’miş, ayrı düşmemek lazım)…

• • •

Bir de, varlığın ve yokluğun, hayatın ve ölümün, yaratılışın ve kâinatın bütün esrarının birkaç kelimeye sığdırıldığı Afrika, Kızılderili yahut Çin atasözleri var ki, o konuya girersek çıkamayız alimAllah. (Birkaç kelimeye sığdırılıyor zira uzun metinleri okumaya kimsenin zamanı ve tahammülü yok. Birkaç kelimeye sığdırılıyor çünkü herkes, bir hamlede yutulası haplar istiyor.)

Benim merak ettiğim, mesela geçen ay, hangi fotoğrafları beğen’miştiniz, hatırlıyor musunuz?
Biraz daha karamsar bir soru soralım: Geçen hafta sizi yüreğinizden yakalayan ve ‘beğen butonu’na tereddütsüz bastığınız “muhteşem” vecizelerden hangilerini hafızanızda?


Bu uçsuz bucaksız sanal okyanusta, siz de kendinizi, ‘Kayıp Balık Nemo’ filmindeki Dori gibi hissetmiyor musunuz?


İsmail Saib Sencer’i kimler tanıyor?


Manav Dükkânı
Osman Bülent Manav | 24 Ekim 2011 Pazartesi, İstanbul

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: facebook???
« Yanıtla #32 : 02 Kasım 2011, 17:26:54 »
Sahsim söyle düsünmekdeyim
Ahirette, hesap günü herkez her seyden sorulacak.
Ahirete birakma´dan kisi kendine bu Dünya´da dönüp söyle sormali:
"Bos vaktim varsa, bunu nerde kullandim" diye
Eger buna rahatlikla " Allah yolun´da kullandim cevabini verebiliyorsa, sorun yok demek´dir.
Ancak buna belirsiz cevap veriyorsa, bos vaktini gecirdigi yerleri bir göz´den gecirmeli ve onlari terk etmeli.
Ne yazik ki Bize müracaat edenler´de görüyoruz, Aile ferdleri bos vakitlerini DIZI, Internette ve sokaklarda gecirdikleri kadar
Cocuk egitimin´de ve kendilerini egitmede kullansalar, bagzi hedeflere cabuk varilir.
Bu yüzden Facebook diye düsünmemek gerek, genel anlam´da bunu düsünmek gerekir diye zan ediyorum...
Allahüteala bos vakitlerimizi, kendisinin yolunda harcamayi nasip eylesin Müslümanlara...
VesSelam

Çevrimdışı violent1

  • violent
  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 2
Ynt: facebook???
« Yanıtla #33 : 18 Kasım 2011, 16:08:53 »
bence sosyal bir paylaşım sitesi olduğu için arkadaşlarından haber alma,konuşma,ne işle uğraştığı gibi özellikleri çok iyi ve bu yüzden kullanılıyor.ama insanlar suistimal edebildikleri için dışarıdan pek hoş görünüyor değil...
işini beğen,aşını beğen,eşini beğen
ama asla kendini beğenme...

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
'Türkiye’deki 5 boşanma davasının 4’nün nedeninin Facebook'
« Yanıtla #34 : 08 Kasım 2013, 00:04:37 »
Türkiye’deki 5 boşanma davasının 4’ünün nedeni Facebook



Prof. Dr. Osman Özsoy, 'Türkiye’deki 5 boşanma davasının 4’nün nedeninin Facebook' dedi.

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen “Medya ve Mahremiyetin Sınırları” Sempozyumu'na katılan Haliç Üniversitesi İşletme Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Özsoy, Türkiye’deki 5 boşanma davasının 4’nün nedeninin Facebook olduğunu ve Google’de aranan ilk beş kelimeden üçünün seks ve porno olduğunu söyledi. Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen “Medya ve Mahremiyetin Sınırları” Sempozyumu'na konuşmacı olarak katılan Haliç Üniversitesi İşletme Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Özsoy, son zamanlarda çok kullanılan sosyal paylaşım sitelerinin son durumlarını ve zararlarını anlattı.Haliç Üniversitesi İşletme Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Özsoy, “7 sene önce Facebook kuruldu. 7 sene önce olmayan şey şu anda boşanma davalarının 5 boşanma davasının 4’ünün nedeni durumundadır. Amerika’da bu oran yüzde 82’dir. Nasıl bir dünyada yaşıyoruz. Sonrasında da yazmaya karar verdim. 2010 yılında internetin sosyal hayata etkisi kitabım çıktı. O günkü yaşadığım manzara bana ders oldu. İnternetin mucidi olan kişi diyor ki özellikle genç kitlelere ve kullanıcılarına ‘Gençler, Facebook, My Space, gibi network sitelerinde bir şeyler yazarken dikkat edin. Farz edin ki klavye başında yazdığınız her şey yarın iş başvurusu yaptığınızda sizi değerlendirecek kişiler tarafından okunacak veya internete bütün yazdıklarınızı anne ve babanız, gelecekte çocuklarınız ve torunlarınız okuyacak diyor. Aman evlatlarım dikkat edin’ diyor. 2010 yılı Ocak ayında Beyaz Saray’a bir grup genç Obama’yı ziyaret etmek için gidiyorlar. 15 yaşındaki genç Obama’ya şunu soruyor. ‘Efendim gelecekte başkan olmamız için neyi tavsiye edersiniz’ diyor. Obama, gençlere diyor ki; 'Facebook, My Space ve Twitter gibi sosyal ağlara neler yazdığınıza dikkat edin bir gün çoğunuzun hayatı kararacak’ diyor.


"USTALIK, KALFALIK, ÇIRAKLIK DÖNEMİ BİTTİ"

Prof. Dr. Osman Özsoy, “ Siz üniversiteye başladığınızda cep telefonu yoktu. 30 Mart 1994 yılında cep telefonu Türkiye’de kullanılmaya başlandı. İnternet 1997 yılında kullanılmaya başlanırken, mailleri 1998 ve 2000 yıllarında kullanmaya başladık. Bakın 20 sene evvel olmayan şeyler şu anda hayatımızın vazgeçilmezi durumundadır. İnsanlık tarihinde ilk kez şöyle bir şey oldu. İlk kez bir sonraki kuşak bir önceki kuşağı geçti. Büyükler öğretici olmaktan çıktı. Hocalar da hoca olmaktan çıktı. Akıllı tahtalar koydular okullara, öğretmenlere akıllı tahtaların nasıl kullanılacağını 5 yaşındaki anaokulu çocukları öğretiyor. Baba akıllı telefon alıyor, nasıl kullanılacağını 5 yaşındaki çocuğundan öğreniyor. Ustalık, kalfalık, çıraklık dönemi bitti artık hayırlı olsun tüm dünyaya. Arkadaşlar Google’da aranan ilk beş kelimeden üçü seks ve pornodur. Seksenler dizisinin dün akşamki bölümünde eve telefon yeni bağlandı. Ergün plak arıyor evin kızını, kız konuşabilmek için kaçarak bir yerlerde konuşmaya çalışıyor. Normalde şöyle olurdu baba namaza gittiği zaman veya işe gittiği zaman delikanlılar arar evin kızıyla konuşurlardı.

Ortak alandaydı o zaman telefon şimdi çocuklar evdeyken korunaklı alanlarda olduğunu zannediyoruz. Windows pencere koymuş programın adını bakın mahremiyet nedir perdeyi çekersiniz ora sizin özel alanınız olur. Adam perdeleri kaldırdı pencereleri sonuna kadar açtı. Mahremiyet denilen bir kavram kalmadı. Şimdi bu ne anlama geliyor her şey kontrol altındadır.” şeklinde konuştu.


E.MEHMET YILMAZ - ERZURUM / http://www.iha.com.tr/gundem/turkiyedeki-5-bosanma-davasinin-4unun-nedeni-facebook/309964


Haber'in Videosu:
http://www.iha.com.tr/video/prof-dr-osman-ozsoy-turkiyedeki-5-bosanma-davasinin-4unun-nedeni-facebook/25363