Gönderen Konu: Faizin Hükmü ile alakalı???  (Okunma sayısı 44754 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Abi-hayat

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 116
    • http://www.sadakat.net
Faizin Hükmü ile alakalı???
« Yanıtla #15 : 13 Nisan 2004, 22:40:25 »

Rabbim cumlemizden raziolsun..Gonul farkli olsun isterdi  :(
.

Çevrimdışı Eyup

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 7
Faizin Hükmü ile alakalı???
« Yanıtla #16 : 22 Şubat 2006, 00:03:55 »
:D  :x  :D

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Re: Faiz Haram mı?
« Yanıtla #17 : 22 Şubat 2006, 00:57:52 »
Alıntı yapılan: "selamet"
Faiz bazı ülkelerde haram değilmiş diye duyumlar alıyorum.Bunun aslını bilen kardeşlerden bilgi almak isterim?


Eger faiz ise bunun haramliginda süphe yoktur haramdir .harama helal deyemeyiz.
Amma faizde diger emirler gibi bazi sartlara baglidir.kimler arasinda faiz hükmü vardir darul-harb darul- islam gibi.bu hususlara dikkat etmek lazim cevap verirken.

Bunun gibi ciddi meselelerde lakayitca davranmak hos bir hareket olmasa gerek.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
faiz
« Yanıtla #18 : 07 Ağustos 2006, 02:45:21 »
Evvela faiz ile alakali bilgi verip sonra süalinize cavap vermeye calisalim.

İslam’dan önce faiz, Araplar arasında son derece yaygındı. Mekke’de, Taif’te, Medine’de faizcilik yaparak çalışmadan kazanan, halkın sırtından geçinen bankerler vardı. Bunlar, belirli süre sonunda verdikleri ana paraya ilave olarak belli bir fazlalığı da almak üzere ihtiyaç sahiplerine borç verirlerdi. Borçlu o belirli süre sonunda borcunu ödeyemezse vade uzatılır, buna karşılık faiz miktarı da artırılırdı. Böylece borçlu çoğu zaman aldığının kat kat fazlasını ödemek zorunda kalırdı. Bu uygulama o derece yerleşmiş ve kökleşmiş ti ki, Kuran’ın da ifade buyurduğu gibi, “...alış veriş de faiz gibidir...” (Bakara Sûresi, 275) deniliyor; faiz de tıpkı alışveriş gibi meşru sayılıyordu.

Toplumda faizin son derece yaygınlaşmış olması sebebiyle faizin yasaklanması tedricen yani kademeli olarak gerçekleşmiştir.

Bu konuda ilk hüküm Rum Sûresinin 39. ayetidir. Mekke devrinde nazil olmuştur. “İnsanların malları içinde artsın diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Fakat Allah rızasını dileyerek verdiğiniz herhangi bir sadaka böyle değildir. İşte onlar sevaplarını kat kat artıranlardır.”

Bu ayet-i kerimede faiz yasaklanmamış, fakat faiz kazancında bereket olmayacağı beyan edilmiştir.

Medine devrinde nazil olan Nisa Sûresinin 160-161. Ayetlerinde ise şöyle buyurulmuştur: “Yahudilerin haksız davranışları, çoklarını Allah yolundan çevirmeleri, kendilerine yasaklandığı halde faiz almaları ve insanların mallarını haksızlıkla yemelerinden dolayı, kendilerine helal kılınmış olan temiz şeyleri onlara haram kıldık. Onlardan inkar edenlere elem verici bir azap hazırladık.”

Bu ayetlerde faizin Müslümanlara yasaklandığına dair açık bir hüküm olmamakla beraber, Yahudilerin kendilerine haram kılındığı halde faiz aldıkları, böylece ilahî azabı hak ettikleri beyan edilmiştir. Bu ifade ile, faiz almanın son derece kötü ve uzak kalınması gereken bir şey olduğuna işaret olunmuştur.

Faizin Müslümanlara ilk haram kılınışı, Âl-i imran Sûresinin 130. ayeti ile olmuştur: “Ey iman edenler, faizi kat kat alarak yemeyiniz. Allah’tan sakının ki başarıya ulaşasınız.”

Bu ayetle, o devirde en çok uygulanan ve fakiri en çok ezen fahiş riba, yani bileşik faiz yasaklanmıştır. Basit faizin haram olduğu hakkında henüz kesin bir hüküm inmemiştir. Bu, tıpkı içkinin içilmesinin haram kılınmayıp sarhoş halde namaza yaklaşılmasının yasaklanması safhasına benzemektedir. İslam önce, fakirin belini iyice kıran kat kat faiz şeklini yasaklamış oluyordu.

Daha sonra nazil olan Bakara Sûresinin 275-281. ayetleriyle her türlü faiz kesinlikle haram kılınacaktır. Faizi kesinlikle yasaklayan bu ayetlerin mealleri şöyledir:

“Faiz yiyenler, mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların ‘alış-veriş de faiz gibidir’ demelerindendir. Oysa, Allah alış-verişi helal, faizi ise haram kılmıştır. Artık kime Rabbından bir öğüt gelir de faizcilikten vazgeçerse, geçmişi, kendisinedir, onun işi (bağışlanması) Allah’a aittir. Kim de faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemliktir ve orada ebedi kalacaklardır.”

“Allah, faiz kazancını eksiltir, sadakaları ise bereketlendirir. Allah nankörlük eden hiçbir günahkarı sevmez.”

“Ey inananlar, Allah’tan korkun; eğer inanıyorsanız, faizden arta kalan kısmı bırakın. Şayet böyle yapmayacak olursanız, bunun Allah ve resulüne karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer tövbe eder de (faizden vazgeçerseniz) sermayeleriniz sizindir. Böylece ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğramış olursunuz.”

“Borçlu darda ise, eli genişleyinceye kadar, ona mühlet verin. Eğer bağışlarsanız, bilesiniz bu sizin için ne kadar hayırlıdır.”

Faizle ilgili en son nazil olan ayetler bunlardır ve bu ayetlerle her türlü faiz kesinlikle haram kılınmıştır.

Peygamber Efendimiz, faiz yiyenlerin ahiretteki acıklı halini şu şekilde anlatmıştır: “Miraç gecesi, bir insan topluluğuna rastladım. Bunların mideleri, dışarıdan bakıldığında içi görülen ve yılanlarla dolu olan bir eve benziyordu. Bunlar kim? diye sordum. Cibril, bunlar faiz yiyenlerdir, diye cevap verdi.”

Yine hadis-i şeriflerde, “Peygamber efendimizin faizi alana, verene, faiz senedi yazana ve iki tarafın şahitlerine lanet ettiği” de bildirilmektedir.

Bu yasağın, “Ancak müminler birbirinin kardeşidirler.” ayet-i kerimesiyle ve “Komşusu aç iken kendi tok olan bizden değildir.” hadis-i şerifiyle de yakın ilgisi vardır. (hadiste geçen, “bizden değildir” sözünden maksat, “kâmil imanın zevkine erememiştir” demektir.)

Madem ki, Kur’an, mü’minleri kardeş yapmış, zenginlere zekâtı farz kılmış ve sadakayı teşvik etmiştir; o halde zengin bir mü’min, sadaka verdiği bir kardeşinin kendisinden borç para istemesi hâlinde, onun ihtiyacını görecek ve böylece âhireti namına büyük bir kazanç elde edecektir. “Karz-ı hasen” diye adlandırılan bu çok sevaplı ibadeti yapmak yerine, “Ben sana borç veririm, ama aldığımda fazlasıyla alırım.” şeklinde bir teklifte bulunmak İslâm kardeşliğiyle bağdaştırılamaz.

Yani hangi sartlarda olursa olsun eger faiz hükmü tasiyorsa o haramdir.

Sindi gelelim sizin sorunuza.faiz islami bir yasak olup islam fikhinda genisce yer air.faiz iki müslüman arasinda veya bir müslümanin gayri müslime faiz vermesi sekliyle haram kilinmistir.gayri müslim ile olan kismindada müslümanin menfaati gözetilmis eger gayri müslime müslümanin verdigi faizde müslümanin menfaati daha fazla ise o dahi caiz görülmüstür. fetvalar mehmet emre.
Amma rasülüllah efendimizin(La riba beynel müslimi vezzimmiyyi)Hadisi serifi mucibince darul harb olsun veya olmasin müslüman ile zimmi Yani Kafir arasinda faiz hükmü yoktur.Bu konuyu iyi anlamak lazim faizin hükmü yoktur.hüküm olmayinca müslümanin aldigi bu kar faiz olmayip harac hükmündedir ve haram degildir.
Islam fikhina göre hatta hanefi fikhina göre islamin kanunlarindan biri veya bir kaci kabul edilmeyen tatbik edilmeyen bir memleket darul-harpdir.halkinin müslüman olmasi yeterli degildir.
gerek normal bankalar gerekse finans kuruluslari islami olmayan kanunlarla yönetildi icin islam hükmünde olmayip müslümanin buralardan aldigi (faiz diyemiyecegim)cünkü faiz hükmü olmadigi icin kar payi diyelim veya siz baska kelimede kullanabilirsiniz mesela Harac diyebilirsiniz almasi caizdir haram degildir.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
Faizin Hükmü ile alakalı???
« Yanıtla #19 : 07 Ağustos 2006, 15:29:27 »
baslıgı değiştirdim cunku boyle baslık olmaz....Allah muhafaza insanı dinden eder...

bu konuyu irdelemeyin artık....
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]

Çevrimdışı ankebut-57

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 908
Bir sene sonra 2,5 milyon istemek üzere şimdiden 2 milyon ve
« Yanıtla #20 : 09 Ağustos 2006, 15:41:49 »
Bir sene sonra 2,5 milyon istemek üzere şimdiden 2 milyon vermek faize girer mi?

Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz, “Her menfaat sağlayan borç faizdir” (1) buyururlar. Bu da alacaklının borç verirken, bir müddet sonra ne kadar fazla isteyeceğini şart koşmasıyla gerçekleşir.

Yukarıda meâlini verdiğimiz hadis-i şeriften anlaşıldığı üzere, borç verirken bir menfaat sağlamayı şart koşmamak lâzımdır. Şayet böyle bir şart koşulmazsa, borçlunun borcunu öderken fazla vermesinde veya en iyisini vermesinde bir mahzur yoktur. Çünkü bu kimse borcunu en iyi şekilde ödemiş ve iyiliğe karşı iyilik yapmıştır.


“İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey midir?” (2) meâlindeki âyet-i kerimede belirtildiği gibi, meselenin bu yönü bilhassa borçluyu ilgilendirir. Borçlu bunu düşünecek, alacaklının zararını telâfi edecektir.

Paranın tedavülden kalkması veya değer kaybetmesi halinde nasıl hareket edileceği hususunda da Hanefi imamları arasında farklı görüşler vardır. İmam-ı Âzam,
“Alınan borcun sayı olarak aynı miktarı verilmelidir. Paranın değeri ister yükselsin, isterse düşsün, borçlu aldığı paranın mislini verir. Yüz lira borç aldıysa yüz lira ödeyecektir” (3) der. İmam Muhammed ile İmam Ebu Yusuf ise, Borçlu aldığı borcun mislini vermez, ödeme esnasındaki kıymetini, değerini verir” demektedirler. Fetvanın da bu şekilde verildiği bildirilmektedir.

Buna göre, birisine bir seneliğine 2 milyon borç veren kimse, aradan bir sene de geçmiş olsa, yine bu miktar alacağının olduğunu bilmelidir. Fakat ödeme esnasında borçlu, paranın yıllık değer kaybını nazara alarak ona göre bir fazlalık verirse, aldığı borcun kıymetini vermiş olacağından İmameynin (İmam Muhammed ile İmam Ebu Yusuf) kavline göre amel etmiş, hem de alacaklının hakkını üzerinde bırakmamış olur. Bu meselede fazlalık baştan şart olarak koşulmamış, sadece borçlu alacaklıyı düşünerek zararını telâfi etmeye çalışmış olur.

Bu meselede şöyle bir yol da tercih edilebilir ki, bu en sâlimi ve en sıhhatlisidir. Borç verme, döviz yoluyla olabileceği gibi, altın üzerinden de yapılabilir. Böylece faiz şüphesi de ortadan kalkmış olur.

Buna göre, borç alıp verirken ya döviz alınıp verilir veya altın alınıp verilir yahut sâbit değeri olan ticarî mallar nazara alınır, onlar alınıp verilir.

Bunların haricinde bir sene sonra fazlalık belirtilerek verilen borç doğrudan faize girer, dolayısıyla caiz olmaz.


(1) Feyzü'l-Kadir, 5:27. Hadis No:6336
(2) Rahman Suresi, 60
(3) İbni Abidin, Reddü'l-Muhtar,4:174. Kasani, Bedayiü's-Sanayi,7:394


Kaynak: Mehmed Paksu Çağın Getirdiği Sorular
Âlimleri irfan sahib eden, üç harf ile beş noktadır.(عشقْ)
Mü'minleri duhûlü cennet eyleyen, beş harf ile üç noktadır. (ايمان)

www.ayasofya.org

Çevrimdışı Salur

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 35
Faizin Hükmü ile alakalı???
« Yanıtla #21 : 09 Ağustos 2006, 17:17:33 »
Buldugum bir kaynagi, kelimesi kelimesine, icerigini yaziyorum.

Kitap: Ehli Sünnet vel cemaata göre Islam Akaidi
Yazan: Sidki Gülle
Yayinevi: Akpinar Yayinevi
Sayfa 650

Dar-i Harpte Tasarruf

Dar-i harp hükmündeki bir memlekette (diyelim Almanyada, Fransa'da) Müslümanlarin kendi aralarindaki hükümleri degismez. Helallar Helal, haramlarda Haramdir. Ancak böyle bir ülkede Müslümanlar ile Müslüman olmayanlar arasinda, Müslümanlar lehine bazi degisiklikler öngörülmüstür. Söyleki : Dar-i harpte Müslümanlar ile gayri müslimler arasinda faizli alis verisler caizdir. Bir Müslüman bunu kendi lehinde gördügünde, hem faiz alabilir hem de faiz verebilir. Yine bir Müslüman dar-i harpte, Besmele ile bogazlanmamis bir hayvani veya domuzu dar-i harpteki gayri müslimlere satabilir. Yine yenmesi kaydiyla bir gayri müslimle kumar oynabilir. (815)

(815) el-Mebsut, Büyu Bahsi. Fethü'l-Kadir. Ayni konu.
Günde en az iki kişiye iyilik et, gönlünü al. Çünkü cennetin yolu, gönül
almaktan geçer. Gönül almak, Cennetin Firdevs kapısını açmaktır.

Çevrimdışı racül

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1267
Faizin Hükmü ile alakalı???
« Yanıtla #22 : 09 Ağustos 2006, 22:34:57 »
tesekkürler salur abi, bu kaynak isimize yarayacak..
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

Çevrimdışı Kul

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 106
Faizin Hükmü ile alakalı???
« Yanıtla #23 : 09 Ağustos 2006, 23:15:47 »
tesekkürler salur abi....ikinci defa yaziliyor bu yazi ama neyse^^

Çevrimdışı osmanlı

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 379
  • Okula hayır, Açık lise kolejlerine evet.
Faizin Hükmü ile alakalı???
« Yanıtla #24 : 28 Haziran 2007, 15:29:58 »
Bu mevzu hakikaten ince ve hassatır. İlkin şahsım ticaretle uğraşıyorum. İmamı Maliki hazretlerinin şu sözü kafama dank etti:"Her kimki ilmi bey(alış-veriş) bahsini bimeden, ticaretle uğraşırsa ZINDIKTIR." Oturdum okudum hocalarımıza sordum ve çok şükür epeyi çerceyi genişlettim. İlkin faiz denilen kitabımızda riba denilen hususus da incelediğimde şu ortaya çıktı. (Ben hanifiyim anlattıklarım hanifi fukasının görüşüdür) Riba nın riba olabilmesi için 3 şart aynı anda gerçekleşmelidir.(tıpkı namazın 12 şartı gibi)  nedir bu şartlar:
-Alanda verende Müslüman olacak
-Alınıp verilen nesne (para eşya yiyecek vs) aynı nesne olacak
-Vade ve Artış olacak.
 Şimdi ticari açıdan bakalım meseleye eğer ben size halı satıp (halıcıyım ben) sizden para istiyorsam ikinci husus alanan ve verilen şey aynı şey değildir. Dolayısı ile vadeli satış bu hükümü bozduğu iç,in haram olmaz. Ama halı verip halı istesem haram olur. Şöyleki sana 5mkr halı veriyorum bana 4 ay sonra 6mkr aynı kalite halıdan getirirsin gibi. Ama burada bi husus var şöyleki ; Ana vasfı aynı şey olamsı yeterlidir derler. mesela hububat değişiminde tohumluk buğday diyelim sana beyaz tohum verdim bana kırmızı tohum getirsin veya sana extra kalite hurma verdim düşük kalite hurma getirirsin gibi haller bu husus bozmaz. Hurma hurmadır buğday buğdaydır. Kalite ve alt vasıf bu hükmü bozmaz. Fakat halı verip para istemek aynı eşya değillerdir. Bu hüküm bozulur, ve riba olmaz.
 
Kredi meselesine bu şekilde yakalaşınca olay daha kolay çözülecektir. Önceden faizsiz sistemle çalışan finans kurumlarında çalıştığım için biraz bilgi sahibiyim. Eğer şöyle bir miselle açıklarsak olay netleşecektir.  Diyelim ev alamk isteyen yukarıdaki arkadaşın istediği evi alacak parası yok. Ama bende var diyelim. Nakit alacak gücüm var yani. Bana gelip yardım  istese şöyle bir çözüm var. Ben istediği evi alırım (veya eşya her neyse) ev benim oldussonra kendisine dönerim ve bu evi sana 24ay taksitle şu fiyata satıyorum. Anlaşırız ve evi arkdaşa döner satarım. Özel finans kurumları buna yaparlar. Alınan para verilen ev olduğu için ikinci hüküm bozulur ve riba olmaz. Ama burada çok önemli bir husus var eğer özel finans kurumu yukarıda anlattığım gibi yapmazda parayı sana verirse paraya para olur 2. hükümde gerçekleşir ve riba olur. malesef kurumun bazı çalışanları bu hususa bazen ehemmiyet vermiyorlar bu çok tehlikeli oluyor.
 Neyse mevzu bayağı dağıldı daha sonra devamını analatcağım şimdilik bu kadar müşterim geldi. Selametle
Devrimci akıla sahip olanlar, luciferin yeni dünya düzenini yemezler...

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Faizin Hükmü ile alakalı???
« Yanıtla #25 : 28 Haziran 2007, 15:44:03 »
Alıntı

Neyse mevzu bayağı dağıldı daha sonra devamını analatcağım şimdilik bu kadar müşterim geldi. Selametle


Hayırlı kazançlar kardeşim. :)

Çevrimdışı osmanlı

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 379
  • Okula hayır, Açık lise kolejlerine evet.
Faizin Hükmü ile alakalı???
« Yanıtla #26 : 28 Haziran 2007, 18:23:13 »
tekrar selamlar,
 Kusura bakmayın hızlı yazınca biraz karışmış ifadeler. Neyse diğer mevzuda ticaretten başladığımız için şudur, tartışılan bir mevzudur. Bir satış içinde iki satış olmaz diye. Şimdi fazla uzatmayayım. Bu bir hadiseye ve hadisi şerife dayanır. Bazıları bunu yanlış açıklıyorlar şöyle; " satış esnasında iki fiyat vermektir diyorlar" yani vadeli bu peşin fiyatı bu şeklinde söylemektir deniyor. Aslında yanlışlık var. Çünki satış (bey,büyu) fiyat vermekten ibaret değildir. Onunda 3-4 şartı vardır. fiyat vermek ve fiyatta anlaşmak satışın cüzüdür, kendisi değil. Asıll kasdedilen ise yukarıda arkadaşımızın cahiliye devri satıl faiz şekillerinde bahsettiğidir. Misal verelim ; Biz bir müşteriye yine halı sattık ve şöyle anlaştık diyelim 10 gün içerisinde peşin ödenecek ve fiyatı 120para adam müşteri bize 20para verdi kalanı (100para) 10günde ödeyecek. Ama aradan 10gün geçti geldi dediki 100parayı bulamadım seni bunu bana vadeli taksitlendir. İŞTE BURAYA DİKKAT...Müşteri gelip kalan borcuna yani paraya pazarlık ediyor ve yukarıda ki 2. husus da gerçekleştiği için riba oluyor. Bunun tam tersi taksitli almış olsun 3-4 taksit ödedi diyelim geliyor ve kalan parayı peşin ödersem ne düşersin diyor buda aynı şekilde haramdır. Bunun çareside şudur her iki haldede yapılmış ilk satış fesh edilir. Daha sonra ödediği miktar ve günün fiyat şartlarına göre yeni satış yapılıyormuş gibi yeniden SATILAN MALA pazarlık edilir. Kalan paraya değil. Malesef günümüzde bu hususa dikkat eden çok az insan var.

  Son olarak bazı arkadaşlar belirtmişler sağolsunlar. Darul harp ve  Darul islam da bazı hükümler değişiyor. Bu daha başka bir açı ama şu da bir gerçek malesef ülkemiz ve bi çoğu müslüman ülke DARUL HARP tir. Eshabı kiram hazeratının cihad öncesi hazırlık için faize para aldıkları hadiseler bu meselelerle açıklanmıştır. Darul harpte hükümler farklı olabilmektedir. AMA ŞU DEMEK DEĞİLDİR RİBA HELAL OLUYOR GİDİN PARANIZI BANKALARA TEFECİLERE FAİZE VERİN..Haşa.. Ama zaruretlerde vardır. Malesef ülekmizde dahil faiz illetine bulaşmamak çok zor hatta zor ötesi. Ticarette banka işe girdimi bitti olay. Bu tabi takva ciheti. İmamı azam efendimiz koyun sürüsü çalındı diye uzun süre et yememiştir. Bana göre "BANKALAR TÜCAAR MEZARLIĞIDIR." Bunu zamanın büyüklerinden biri demiştir ve haklıdır. Hal böyle olunca zaruri hallerde ruhsat veren darul harp hükümleri devreye giriyor. Ama dediğim gibi bu hususları sulandırıp menfaatlenelim demiyorum. Sadece bu bir ruhsattır.

  Son olarak mezuyu dağıtacağım ama size ilginç gelecek bir gerçek hadise anlatayım. Dünyada din hükümleri ile yani şeriatla yönetilen tek ülke İSRAİLdir. Evet yahudi şeriatı ile yönetilir. En son bu yaz bir akrabam turist olarak gitti o anlatıyor. Bankaya gidip faizli işlem yapmak isterseniz kimliğinizde yahudi olduğu yazıyorsa yapmıyorlar. Yahudinin birbirine faizli işlem yapması yasak. İlginç değil
mi? Başka ilginçlikler var ama burası mevzusu değil.

Şimdilik bu kadar eksik ve noksanım olduysa düzeltemniz dileğimle hürmet ederim.
Devrimci akıla sahip olanlar, luciferin yeni dünya düzenini yemezler...

Çevrimdışı Oruc_Reis

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 438
    • http://www.oranjehorizon.nl
Faizin Hükmü ile alakalı???
« Yanıtla #27 : 28 Haziran 2007, 23:34:37 »
bukonu yanlis basliklarla acilmis ve  su Faiz  kelimesini kullan mak nekadar dogrudur  sizkardeslerimize birakiyorum

cunku faiz faiz dir   HARAMDIR.Faiz kelimesini kullanirken dikkatli olalim ins

Darul harp ve Darul islam da  faiz in hukmu nedir diye sorulmasi lazimdir

bunlari ayirtetmek lazim ikisinin de  konumlari farklidir.


Muallim hocamiza iletilir cevap verma hakki sizin dir hocam

isi ehline birakalim ins  :oops:
cihan baginda ey akil, budur makbul-i ins i cin.Ne kimse senden incinsin, ne sen bir kimseden incin.

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Faizin Hükmü ile alakalı???
« Yanıtla #28 : 29 Haziran 2007, 02:04:53 »
Alıntı yapılan: "EL-ENSAR"
isi ehline birakalim ins  :oops:
:x
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı eginli

  • yazar
  • ****
  • İleti: 709
Faizin Hükmü ile alakalı???
« Yanıtla #29 : 25 Ağustos 2007, 05:53:32 »
Allah(c.c.)razi olsun cok istifade ettim bilhassa osmanli kardesimizin isin ticaret boyutu izah etmis olmasi beni cok etkiledi... fakat bu konunun dahada derinlemesine analiz edilmesi gerektigini düsünüyorum... mesela kardesimiz,hali tüccari...o konuyu ele almis...bir insaatcinin, bir araba tamircisinin, bir demir dogramacisinin kendine has özellikleri olsa gerek ...
Allah(c.c)selami üzerimize olsun.

Bu dünyanin cefasindan sefasina sira gelmez,
gafil olma  ilme calis gecen günler geri gelmez.