1. Bağışlamak ve bahşiş
"Bağışlamak" masdarının kök fiili olan "bağış" Farsça'dan gelmektedir ve aslı "bahş kerden" şeklindedir. "Kerden", Türkçemizde bulunan "yapmak, etmek" manalarına gelir.
"Bahş-ayende" kelimesi de, "bahşüden" masdarının şimdiki zaman hali (muzari'i) olan "bahş-ay"ın ism-i failidir. Mesela "ameden" kelimesi "gelmek" demek olup, bunun şimdiki zaman hal kökü "a veya ay" ve ism-i faili "ayende" şeklinde olup "gelen" demektir. "Raftan", yani "gitmek" kelimesinin ism-i faili de "revende" şeklindedir.
"Bahşiş" kelimesinin de Osmanlı devrinde farklı şekillerde telaffuz edildiği bilinir. "Bahşiş" (1680), "bağşiş" (1641) ve "bakşiş" (1791) şekilleri, mezkur senelerde mevcuttur. Kullanımında "bahşiş vermek" veya "etmek" şeklinde bir kullanımın sözkonusu olduğunu Meninski de belirtmektedir.
2. Bay
"Bay" kelimesi aslında Farsça değildir, ancak o sözlükte bunu nasıl belirtmişler bakmak lazım. Örneğin "Kâmûs-i Türkî"ye bakarsanız, "bay" kelimesinin yanında Farsça kökenli olduğu yazar. Ancak yine parantez içinde "Türkçe Beg'den me'hûz olması muhtemeldir" yazmaktadır. Kelimenin Farsça olduğuna dair, diğer lügatlarda da bir işaret bulunmamaktadır.
3. Ahterî-i kebîr
Evet, Farsça "ahter", "yıldız" demektir. Ancak "ahterî" kelimesinin manası "müneccim" değildir. Ayrıca mezkûr lügatın ismi "Ahteri veya ahter-i kebîr" değil, "Ahterî-i kebîr" şeklindedir ve "büyük yıldız" demektir. Daha detaylı bilgi için Devellioğlu sözlüğüne bakılabilir.
4. Çaharşenbe, pençşenbe
"Şenbe", Farsça cumartesinin ismidir. Farslar da, Araplar gibi günleri rakam ismiyle belirtirler. Buna göre "şenbe = cumartesi" olup, başına Farsça rakamları yerleştirerek diğer günleri ifade ederler. "Yek, du, si, çahar, penç" rakamları bu kelimenin önüne gelir ve cumartesiden sonraki günler sayılır. "Yek-şenbe = pazar", "Dü-şenbe = pazartesi", "Si-şenbe = salı", "Çahar-şenbe = çarşamba", "penç-şenbe = perşembe" olur. Cuma günü rakamla belirtilmez, "cum'a veya âdine" denir.
Burada iki incelik daha vardır. "Şenbe" kelimesinde "şın ve nun" yanyana gelir. Farsça kaideye göre -ki bu kaideyi Türkçe için de almışızdır- bu iki harf yanyana gelirse, "nun" harfi "mim" gibi okunur ve "şembe" şekline gelir.
Ayrıca "çahâr" Farsça "dört" demek olup, bunun bir de kısa olan "çâr" şekli vardır. Ama dikkat, bu kelime aynı zamanda "ocak, fırın" manasını taşır.
Bu kısa "dört" için de bazı misaller verelim:
• "Çâr-pâre = dört parça"; Nedîm'in şiirinde geçen "Sinemi deldi bugün bir âfeti çâr-pâreli"de olduğu gibi.
• "Çar-mıh = dört çivi"; Türkçe'de "çarmık" şeklinde de telaffuz edilen "haç" veya Arapça "salib".