EĞİTİM, AİLE, KÜLTÜR-SANAT, SAĞLIK > SAĞLIKLI YAŞAM

Faydalı Bilgiler

(1/111) > >>

Tuğra:
Açlık duygusunu ne kadar tanıyorsunuz? Fizyolojik açlığı, psikolojik açlıktan ayırdedebiliyor musunuz? Açlığınızla ilgili tüm sorularınızın cevapları burada.


İş yerinizdesiniz, masabaşında çalışıyorsunuz ve açlık birden midenizin kapısını çalıveriyor. Mideniz gurulduyor, konsantrasyonunuz pencereden dışarı pike yapıyor ve sizi bu durumdan tek kurtarabilecek şey de yemek. İyi de bu yoğun arzuya sebep olan ne ve ipleri tekrar nasıl elinize alabilirsiniz? İşte sorular ve cevapları...

Niçin aç hissediyorum?
Vücudunuz, yiyeceğe ihtiyaç duyduğunda, sizin dikkatinizi çekmeye çalışır. Böylece onu besleyebilirsiniz. Bunu da açlık sinyalleri göndererek yapar. Yaşantımıza devam edebilmek için, enerji almak o kadar önemlidir ki, vücut bu ihtiyacı duyurmak için her türlü mekanizmaya sahiptir.

Pek çok kişinin işlerin midede gerçekleştiğini sanmasına rağmen, beyinde bulunan hipotalamus bölgesi baş roldedir. Vücudun enerji elde edebilmesinin yollarından biri, bazı besinlerin, kan şekeri olarak da bilinen glikoza çevrilmesidir. Kan şekeri seviyeniz, gün içerisinde belli aralıklarla düşer ve bu da bazı hormonların salgılanmasına sebep olur.

Bu işaretleri alan hipotalamus, sinir sistemini kullanarak 'Beni besle' mesajları göndermeye başlar. Bu mesajın bir kısmı midenizdeki guruldamaya sebep olurken, diğeri de sizi ne yiyeceğinize doğru yönlendirir. Ancak yeme arzusunu başlatan tek neden fizyolojik değildir ki, çoğu kişinin normalde ihtiyaç duyduğundan daha fazla kalori almasının sebebi de budur. Tat, koku, görüntü ve düşünce gibi psikolojik etmenler de yeme üzerinde etkilidir. Alışkanlıklar da gene aynı oranda önemlidir.

Örneğin her sinemaya gidişinizde patlamış mısır yiyorsanız, yeni yemek bile yemiş olsanız, daha biletinizi alırken gene mısır alırsınız, çünkü böyle bir alışkanlık geliştirdiniz.

O zaman gerçek açlığı psikolojik olandan nasıl ayırdederim?
Vücudunuzun, dikkatinizi çekmek için hangi sinyalleri kullandığını bilmek bu durumda etkili olabilir. Kendinize bunun için bir mini test uygulayabilirsiniz: Bir öğün yemek yemeyin ve bunu izleyen bir-iki saat içerisinde vücudunuzun verdiği tepkileri gözlemleyin. Mideniz boşmuş gibi, ya da zayıf düşmüşsünüz gibi veya dikkatiniz dağılmış ya da yeme düşüncesinden başka bir şey düşünemez halde olabilirsiniz. Bazılarında hafif bir baş ağrısı ya da mide bulantısı olabilir. Vücudunuzun açlığa verdiği tepkileri tanımaya başladığınızda, gerçek açlığı psikolojik açlıktan ayırdedebilir hale gelirsiniz ve bu durumda da fazladan aldığınız kalorilerin önüne geçebilirsiniz.

Kahvaltı ettiğim zamanlarda, kahvaltı etmediğim zamanlara oranla çok daha çabuk acıkıyorum.
Sizin probleminiz kahvaltı etmek değil, kahvaltı için yanlış seçimler yapmak.

Şekerli mısır gevreği gibi basit şekerli karbonhidratlar, kan şekerini birdenbire yükseltirler çünkü çok kolay bir şekilde sindirilirler. Bu kadar çabuk yükselen kan şekeri, yükseldiği hızda da düşer.Kan şekerindeki bu düşüş, açlığa benzer bir duygu yaratır. Mesela kepek ekmekli, beyaz peynirli ve içinde domatesle salatalık da bulunan bir sandviç yeseydiniz, çok daha yavaş sindirileceği için bu problemi yaşamayacaktınız. Tabii kahvaltıda neyi yediğiniz kadar, ne miktarda yediğiniz de önemli. Kahvaltıyı bir dilim ekmekle geçiştirmeyin. Bu öğüne en az 400-500 kalori ayırmanız gereklidir.

Aç olduğum zaman niçin yorgun ve zayıf düşmüş hissediyorum?
Glikoz, oksijenle birlikte beynin enerji kaynağıdır ve vücudunuzdaki glikoz seviyesi düştüğünde, duygusal durumunuz, zihin performansınız gibi bir çok şeyden sorumlu beyin, bunun ceremesini çeker. Kan şekerindeki bir düşüş, aynı zamanda da kortizol adlı stres hormonunun salgılanmasına sebep olur ki bu da alınganlık ve sıkıntı gibi duygulara sebep olur. Ancak işin ilginç yanı, bu herkese olmaz, ancak bunun nedenleri bilinmiyor.

Eğer yavaş yersem, daha az yiyeceğime dair bir şeyler duydum. Bu doğru mu?
Kesinlikle doğru. Yemek yediğinizde, mide, ince bağırsak ve karaciğerinizden gönderilen hormonal sinyaller, size artık aç olmadığınızı söylerler. Bu sinyallerin gönderilmesi içinse 20 dakika geçmesi gerekir. Eğer aceleyle, bir anda yemek yerseniz, vücudunuza, bu doygunluk sinyallerini göndermesi için yeterince zaman tanımamış olursunuz. Bu nedenle de normalde yiyeceğinizden daha çok yiyip, daha çok kalori alırsınız.

Egzersiz yapmak benim iştahımı köreltirken, kardeşiminkini iyiden iyiye azdırıyor. Neden bu kadar farklıyız?
Bu farklılığın sebebi, yeme saatleriniz ya da yaptığınız egzersiz türünden kaynaklanabilir. Yoğun bir şekilde yapılan egzersiz, açlığı bir iki saat için bastırabilir çünkü kan akışınız sindirim sisteminizden, kaslarınıza yönelir. Ancak orta yoğunlukta bir egzersiz, aynı etkiyi yaratmaz. Ayrıca yemek ve atıştırma saatlerinizin de bu durum üzerinde etkisi vardır. Eğer öğlenden beri hiçbir şey yemediyseniz ve iş sonrasında egzersiz yapıyorsanız, çalışmadan önce bir şeyler atıştırmalısınız. Bir tane meyva bile yeseniz, bu, açlık hissinizi alır.


Çok yemek midemi esnetip, beni daha mı aç yapar?
Eğer her gün bir önceki günden daha fazla yemeye başlayıp, bu yeme şeklini birkaç hafta devam ettirirseniz evet, mideniz genişler. Böylece genişleyen midenizi doyurabilmek için daha çok yeme ihtiyacı hissedersiniz. Neyseki bu işlem tersine de işliyor, yani porsiyonlarınızı küçülterek midenizi eski ölçüsüne getirmeniz de mümkün

Tuğra:
Ağırlık çalışmasını egzersiz planınıza dahil edin
Haftanın üç günü koşmanın ya da yürümenin ve bisiklete binmenin kilo almanızı önleyeceğini düşünüyorsanız, buna bir de ağırlık çalışmasını ekleyip o zaman görün. Ağırlığın uyguladığı dirence karşı çalışacağınızdan, daha çok enerji harcayacaksınız. Ayrıca vücudunuz sıkılaşarak şekle girecek ve inceleceksiniz.

Ağırlık çalışmasının bir diğer yararı da metabolizmanızın hızını artırmasıdır. Fitness uzmanları, eğer haftada 20'şer dakikadan üç kez ağırlık çalışırsanız, 3 aydan sonra kilo kaybetme hızınızda bir değişiklik göreceğinizi belirtiyorlar.
Egzersiz rutininizi interval çalışmasına çevirin
Daha etkili bir çalışma için, her zaman yaptığınız koşu ya da yürüyüşü interval çalışmasıyla değiştirin. Interval çalışmasında, aynı egzersizi belli bir süre boyunca yapmak yerine, aynı egzersizde hızlanıp yavaşlayarak, ya da aralara farklı egzersizler katarak karma bir çalışma yapıyorsunuz.

Yeni başlayanlar, iki dakikalık seri bir yürüyüşle başlayıp, daha sonra iki dakika koşup, ardından tekrar yürüyüşe dönebilirler. Bunu haftada 3 kez, 20 dakika boyunca uygulayın. Aynı hızda

yürümek ya da koşmaktan daha fazla kalori yaktığınızı fark edeceksiniz.

Tuğra:
Yoğurt yemek için 18 neden

Lynn Grieger

1974’ün yazında Almanya’da bir bursla öğrenciyken farklı beyaz ve keskin kokulu bir madde yediğimi hatırlıyorum. O benim yoğurdu ilk keşfedişimdi. 1970’lerde çoğumuzun yoğurdu denememiş olmamıza rağmen, bugün Amerikalılar her yıl kişi başına ortalama 2,25 kg yoğurt tüketir! Hatta Avrupalılar 2 kat daha fazla yoğurt yer. Belki de okyanusun karşısından bir tüyo almalıyız.

Yoğurdun Besinsel Yararı

Proteince zengindir. (Fincan başına 8 gram)
İyi kalsiyum kaynağıdır. (Sade yoğurt fincan başına 400 mg kalsiyuma sahiptir. 1 fincan kaymaksız süttekinden daha fazla kalsiyum içerir.)
Bir adet muz kadar çok potasyum içerir.
B vitamini enzimi olan riboflavinin mükemmel kaynağıdır.
Laktaz enzimi üretimiyle laktoz sindirimini artırır. (Süt ürünlerindeki karbonhidrat)
Bazı yoğurt tiplerinde bulunan aktif kültürler, ishale karşı korur ve bağışıklık sistemini güçlendirmede yardımcı olur.
Bağışıklık sistemini saldırılara karşı geliştirerek, göğüs ve kolon kanseri riskinin azalmasında yardımcı olabilir.

En besleyici yoğurt nasıl seçilir?

Serpintilerden ve parlak renklerden uzak durun ve bu önemli konularda yerinde seçimler yapın:

Yoğurdun ktusunda Lactobacillus acidophilus ya da Bifidus gibi “canlı ve aktif” kültürleri içerdiği açıkça belirtilmeli. Bu tür kültürler sindirim sistemimizi güçlü ve sağlıklı tutmaya yadımcı olur.
Servis başına en azından 300 mg kalsiyum içermeli.
Son kullanma tarihlerine dikkat edin, bu tarihten sonra yararlı aktif kültür miktarı azalır.
Yoğurt günün her anında çok lezzetlidir!
Ayçiçeği tohumları, doğranmış kuruyemişler ya da buğday tohumuyla hoş ve besleyici bir karışım elde edebilirsiniz..
Yoğurda doğranmış taze meyveler ekleyin.
Tatlı yoğurt seviyorsanız bal serpiştirin.
Nefis bir kahvaltı ya da öğleden sonra atıştırmalığı için, az yağlı tahıl gevreğini süt yerine yoğurtla kaplayın.
Öğleyin yoğurt tüketin.
Sos ve salatalarda mayonez ya da ekşi krema yerine yağsız sade yoğurt kullanın. Kremsi bir doku için, bir fincanın yoğurdu geceden kahve filtresinde süzün. Kalan su ekmek, çorba ya da soslarda kullanılabilir.
Nefis bir yemek sonrası tatlı için taze meyveyle vanilyalı yoğurdu kat kat yapıp tüketin.

village.

Tuğra:
GIDALARIN SIRRI RENGİNDE

Renkler sadece yiyecekleri hoş göstermez, ne kadar yararlı olduğunu anlatır. Unutulmaması gereken ise, bir yiyeceğin rengi daha koyuysa daha fazla yararlı olduğu... İşte renklerine göre gıdaların yararları...
 
Kırmızı
Kırmızı renkli yiyecekler likopen bakımından zengin ve anser riskini azaltıyor. Kırmızı renkli yiyeceklerin başında domates, karpuz, pembe greyfurt sayılabilir.
 
Mor
Mora yakın yiyecekler de, aynı özelliğe sahiptir. Üzüm, kırmızı şarap, böğürtlen, ahududu ve kırmızı elma bu tür yiyeceklerin başında gelir.
 
Portakal sarısı
Bu tür yiyecekler alfa ve beta keroten içeriyor, kanserin yayılmasını önyeici ve hücreleri yenileyici... Havuç, mango, kış meyveleri ve tatlı patates.
 
Sarı ve portakal sarısı
Bu tür yiyecekler başta C vitamini olmak üzere hücreleri koruyor ve beta-kriptoksin gibi bir çok bağışıklıkla ilgili mineraller içeriyor. Portakal, yeşil fasulye ve avakado bu grupta anılıyor.
 
Sarı ve yeşil
Bu tür yiyecekler lutein, keraten içeriyor ve göz sağlığı için yararlı. Ispanak ve diğer yeşil sebzeler, taze mısır, yeşil fasulye, taze baklagiller ve avakado bu tür yiyeceklere örnek.
 
Yeşil
Yeşil renkli yiyecekler ise, genlerin bozulmasını engelliyor, kemik kanserine ve diğer kanserlere karşı önleyici özellik taşıyor. Brokoli, brüksel lahanası, karnıbahar, lahana bu tür besinlerin başında geliyor.
 
Beyaz/Yeşil
Bu tür yiyecekler hücrelerin ince zarını koruyor. Soğan, sarımsak, kereviz, armut, beyaz şarap bu grupta yer alıyor.

Mynet

ay-yüzlüm:
teşekkür ederiz çok faydalı bilgiler
elinize sağlık

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git
Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek