Gönderen Konu: Feminist kadın kaybedilmiş kadındır  (Okunma sayısı 5391 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Feminist kadın kaybedilmiş kadındır
« : 11 Mart 2011, 12:03:21 »

"Yaratılışın aksine giderek mutlu olmak diye bir şey yoktur. Bu yüzden kadın haklarını değil, kadın olmayı, konuşmalıyız" diyen Sema Maraşlı'ya göre, feminist kadın kaybedilmiş kadındır!


KADIN HAKKINI DEĞİL, AKLINI KULLANMALI


Kocasıyla sorunlarını anlatan bir hanıma “Eşinizle çok inatlaşmışsınız, biraz alttan alsaydınız, tamam deyiverseydiniz duruma göre” demiştim de o da “Aaa biz cumhuriyetten beri bu kadar kadın hakkını erkeklerin karşısında susalım diye almadık.” demişti.  Şimdi boşandı, tek yaşıyor, kedi sesinden bile korkuyor. Pek kıymetli kadın hakları onu korumuyor!

Sahi, cumhuriyetten beri bu kadar “kadın haklarını” bize niye verdiler ki? Erkeklerle mücadele edelim diye mi? Ortalık haklarını bilen yalnız ve mutsuz kadınlarla dolu. Tabii bir de eşiyle hak mücadelesi  yapmaktan yorulmuş bezgin kadınlarla.

Haklar konusu konuşuldukça kışkırtıcı bir etki yapıyor. Hakkım var o zaman almalıyım. Kimden ne alıyoruz? Sevgi ilişkisi olan yerde hak çetelesi tutulur mu? Hak davasının sonu ya mezarda biter ya da mahkemede.

Oğlum bir gün okuldan geldi “Anne bugün okulda çocuk haklarını anlattılar, çok hakkım varmış ona göre” dedi.

Tam da hak konusunun konuşulduğu bu günlerde kadınların uğradığı şiddette kışkırtıcı medyanın ne kadar etkisi var sosyologlar incelemeliler bence.

Cezaevlerinde yapılan bir araştırmaya göre mahkumlara suç işleme sebepleri sorulmuş. Pek çoğunun cevabı “Haksızlığa uğramıştım” olmuş.

Hak davası güdülünce kadınlarda bir ezilme korkusu yaşanıyor. Bu yüzdendir ki “Muhabbet Olsun” kitabımda, ailede muhabbet için kadınların atması gereken ilk adım “Kadın Haklarını Unut” tur.

“Muhabbet Olsun” kitabımdan küçük bir bölüm “Bunca zaman sonra gelinin sonuca bakalım. Kadınlar haklarını kullanınca mutlu oldular mı? Hayır. Kadın hakkını değil, aklını kullandığı zaman ancak mutlu olabilir. Kadınlar “aman kocamız bizi ezmesin” diye korkularından eşleriyle sürekli mücadele ediyorlar. Bunun sonucunda da kadınları, kocalarının ezmesine gerek kalmıyor, kadınlar kendi kendilerini gayet güzel eziyorlar.”

Allah kadına iletişimle donanımlı müthiş bir zeka vermiş. Kadının hakkını değil, aklını kullanarak gayet güzel mutlu olabilir.

Konuşulması gereken haklar değil, sorumluluklar ve vazifeler olmalı. Kadınların eşlerine karşı vazifeleri nedir? Erkeklerin eşlerine karşı vazifeleri nedir? Herkes kendi üzerine düşeni yapmak için gayret göstermeli.

Ve bir de sorunlar teşhis edilmeli. Hastalık belli olmadan tedavi yapılmaz.  Kadın erkek ilişkilerinde en büyük sorun bence kadınlar üzerinde oynanan oyunlar. Kadınlar hem saftır hem kurnazdır. Hem kolay kanarlar hem de kolay kandırırlar. Medyanın büyük bir bölümü kadınları kandırmaya uğraşmakta. Diziler, filmler, programlar…

Dizi ve filmlerin çoğu, gerçek hayatta aradıkları erkekleri bulamamış, yalnız kadınların bilgisayarında şekillenmiş, kamerayla canlanmış hayâli erkekler ve süper aşklarla gidiyor. Son dönemde ihanetler de ağırlıkta. Fakat her dizide genellikle bir mükemmel erkek var.

Bir mükemmel erkeğe karşı bolca da kötü erkek var. Başrollerdeki mükemmel erkek modeli, zihinde gerçekle karıştırılabiliyor bu da ailelerde ciddi sorunlara sebep oluyor. Artık psikologlara gidip “Kocam bana filanca dizideki adam gibi davranmıyor” diyen kadınlar var.

Türk dizileri Arap ülkelerinde yayınlanmaya başlayınca, boşanma oranlarının fazlasıyla arttığı görülmüş.  Bir hanım anlatmıştı. “Umre yapıyordum, bir Arap hanım kolumdan tuttu, durdum bana

‘ Türk erkekleri, dizilerdeki gibi siz kadınları kucaklarında taşıyorlar mı?’ diye sordu” demişti.

O çok izlenen diziden dolayı mı türedi bilmiyorum ama hayatımıza taşıma kelimesi farklı bir kullanımla girdi.  Artık moda sözcük bu. Evlendirme programında ya da herhangi bir yerde her an duyabilirsiniz. “Beni taşıyacak bir erkek istiyorum.”

Geçenlerde bir genç kız anlattı, eş adayıyla görüşmeye gitmiş. Delikanlıya evlilikle alakalı epeyce bir soru sormuş.  Kabirdeki melekler bile topu topu beş soru soruyorlar, bu nedir yahu? En son delikanlı “Kusura bakmayın ben sizi taşıyamam” demiş.

Velhasıl bir taşama mevzu var. Bu kadar eşitlikten bahsediliyor fakat yine taşıma görevi erkeklerin üzerinde kalıyor. Kadınlar erkekleri taşısın, desen suç oluyor, erkekler kadınları taşımalı, deyince modernlik oluyor.  Bir hamal arayışıdır gidiyor.

Oysa yâr olup, bâr olmamak gerekmez mi? Yâr olmak ama sevdiğine yük olmamak en doğrusu değil mi?

Kadınların ellerine “kadın hakları” verip “kadın olma hakkı” nı aldılar. Kadın olmayı unutturdular. Hak hukuk davasına düşen kadın, erkekle mücadeleye girdi. Feminizmin eşitlik davası da alttan alta gaz verince işler iyice çığırından çıktı. Eşit olmak için benzemek gerekir. Eşit yapıda olmayanları eşitlemeye çalışmak en büyük eşitsizliktir.

Feminizm duyguda kadın, davranışta erkek yeni bir tip ortaya çıkardı. Bu yüzden feminist kadın farkında olmadan hem kendiyle hem erkekle mücadele halindedir. Bir türlü sukuna kavuşamaz.

Sevgili peygamberimiz rahmet peygamberidir. Çok az lanet etmiştir. Lanet ettiği şeylerden birisi de bu konu ile alakalıdır.“Kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara lanet olsun.” buyurmuştur.

Kadın erkekleştiğinde ya da erkek kadınlaştığında Allah’ın yarattığı sistemdeki düzen bozulur.

Kadın erkek arasındaki çekiciliği sağlayan şey zıtlıktır. Yaratılan her şey zıddı ile kaimdir. Güçler karşıtı olan güçlerle eşlenip bütünleşirler. Ateş ve su, gök ve yer, güneş ve ay, nefes almak ve nefes vermek, itmek ve çekmek, kadın ve erkek, karşıt güçler bütünlüğü oluşturan parçalardır.

Kadın yumuşak yaratılmış, erkek sert. Güce karşı teslimiyet, iddiaya karşı şefkat birbirini tamamlar ve bütünler. Yaratılışın aksine giderek mutlu olmak diye bir şey yoktur.

Bu yüzden kadın haklarını değil, kadın olmalıyı, konuşmalıyız. Feminist kadın kaybedilmiş kadındır. Bu yüzden biz kadınlar birbirimize destek olmalı ve kurulan tuzaklara düşmemek için çalışmalıyız. Bize öğretilen bütün yanlışları unutup, fıtratımızda var olan fakat üzerine toprak atılan kadını ayağa kaldırmalıyız. Modernlik çukurunda boğulmayalım diye.

Sema Maraşlı

Çevrimdışı azizistanbul

  • yazar
  • ****
  • İleti: 677
Ynt: Feminist kadın kaybedilmiş kadındır
« Yanıtla #1 : 11 Mart 2011, 19:00:21 »
آية  : عاشرواهنَّ بالمعروفِ

kadınlarla iyi geçininiz. (ayeti kerime )

« Son Düzenleme: 11 Mart 2011, 19:51:51 Gönderen: Tuğra »
جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Feminist kadın kaybedilmiş kadındır
« Yanıtla #2 : 11 Mart 2011, 20:29:21 »
... Ortalık haklarını bilen yalnız ve mutsuz kadınlarla dolu. Tabii bir de eşiyle hak mücadelesi  yapmaktan yorulmuş bezgin kadınlarla.

 :usgunn:

Teşekkürler...
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı omur

  • ömür
  • yazar
  • ****
  • İleti: 651
Ynt: Feminist kadın kaybedilmiş kadındır
« Yanıtla #3 : 12 Mart 2011, 02:20:35 »
Dogru söze ne nedir.  e45))

Çevrimdışı teksir

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 201
  • O mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Ynt: Feminist kadın kaybedilmiş kadındır
« Yanıtla #4 : 12 Mart 2011, 03:14:19 »
 kadin hakkini degil aklini kullanmali.
 zs2))
atilma dur, suhan-i ehl-i hali anlamadan
cevaba etme tasaddi suali anlamadan.
                                                 naci!

Çevrimdışı serifefr

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 11
Ynt: Feminist kadın kaybedilmiş kadındır
« Yanıtla #5 : 12 Mart 2011, 04:08:18 »
 a21))       paylasim için tskler

Çevrimdışı aydeniz

  • yazar
  • ****
  • İleti: 560
  • Hakka kul olmak
Ynt: Feminist kadın kaybedilmiş kadındır
« Yanıtla #6 : 12 Mart 2011, 08:53:46 »
Tipik çağdaş günümüz kadınları, güzel bir konuya değinmiş sema hanım,teşekkürler

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Önce İnsanız Sonra Kadın Yada Erkek
« Yanıtla #7 : 13 Mart 2011, 01:43:06 »
ÖNCE İNSANIZ SONRA KADIN YA DA ERKEK

Kadın olarak doğmayı ben seçmedim ama böyle bir seçme hakkı bugün bana verilmiş olsaydı yine kadın olmayı ve kendim olarak doğmayı seçerdim. Kız çocuğuna önem verilen bir ailede büyüdüm. Kadın olmanın alt sınıfa mensup olmak olarak algılanmadığı bir bölgede gençliğimi geçirdim. Kendi kızımın da aynı özel duyguları yaşayarak büyüdüğü bir aile ortamı kurmaya çalıştım elimden geldiğince.

Bugün gördüğüm o ki kadınla erkek arasında kim daha üstün, kim kimi eziyor, kim eziliyor, kim haklı, kim haksız savaşı iyice kızışmış durumda.

Feminizm akımları, karşıt akımlar. Erkek egemen söylem ve aynı şiddette kadın egemen söylem ve tarafların birbirlerine olan düşmanlıklarının daha da artması… Kazananın olmayacağı bir savaşın köpürtülmesi durmaksızın…Her tez güçlü bir antitezi doğurmuştur her zaman. Sonrasında sentez. Henüz bir senteze varamayışımızın nedeni ise tarafların tarafgirliklerinden dolayı diğer tarafı dinleyememeleri.

Bu savaşlar televizyon ekranlarında, internet sayfalarında, gazete köşelerinde devam ederken, bu yazılan ve söylenenlere taraf olan zihinler aynı evleri paylaşıyor. Ve işte olan da o zaman oluyor.

Kendi haklılığını daha bir pekiştirmiş ve “kadınların feminist söylemce bozulduğunu” bir kadın yazar tarafından (üstelik Müslüman bir kadın yazar tarafından) dillendirildiğini gören erkek, evde uyguladığı şiddetine bir haklılık zemini de sağlamış oluyor böylece…

Ya da erkek egemen söyleme karşı, feminizme hak vermiş bir başka kadın yazarın tarafına geçmiş bir kadın, kendini ezilmiş addederek “Kendimi ezdirmeyeceğim!” diye gardını alıyor. Erkeğe üstün gelmeye çalışırken, bir çok özelliğini ve özgünlüğünü kaybediyor.

Aslında insan Jung’ a göre çift cinsiyetlidir. Ancak başat olan cinsiyet hormonu ön plana geçer ve diğerini bastırır. Fizyolojik düzeyde erkek ve dişi hormonları birlikte salgılanır. Psikolojik düzeyde ise erkek ve kadın duyguları her iki cinste de görülür .

“Anima” ve “Animus”la açıklanan kadındaki erkek yönü ve erkekteki kadın yönü, tarafların birbirini daha iyi anlaması için verilmişken taraflar bu yönlerini unutarak yüzde elli birlik kısma izafen üstünlük ya da aşağılık duygularıyla ezmeye-ezilmemeye kilitlenerek bir “kör dövüşü” başlatıyorlar.

Kadın da erkek de farklıdır ve özeldir aslında. Ama bizi birleştiren şeyler ayıranlardan her zaman daha fazladır.Üstelik oyun bittiğinde herkes aynı toprak zeminde buluşacaktır. Toprağın çürütmek için cinsiyet ayırımı yaptığını sanmıyorum.

Ama gördüğüm bazı örnekler var. Mesela bu toplumda hala aldığı maaşı bilmeyen kadınlar var. Kocaları kartla çektiği için… Yirmi milyonla bir hafta geçinmek durumunda bırakılan kadınlar…

Aldatılan kadınlar… Dövülen, horlanan kadınlar ... Tacize uğrayan, en yakınları tarafından hayal kırıklığına uğratılan kadınlar var…Korunmasız bırakılan kadınlar…

Erkeğin kas gücüne karşı elinden bir şey gelmeyen kadınlar… Birilerinin çıkıp da “Bu dünyada bunları yaşayan kadınlar var. Bunların haklarını elinden alan erkeklere karşı, bu kadınlara yardım edelim!” demesi neden kötü olsun ki? İşleyişteki eksiklikler ayrıca konuşulabilir. Ama toptan yok etmeye çalışmanın mantığı nedir?

Bu kadınların varlığı, biz onları yok saydığımızda yok olmuyor ki! Onların kutu kutu antidepresanlarla hayata tutunmaya çalışmalarını değiştirmiyor ki. Siz sahip çıkmazsanız birilerinin sahip çıkma biçimini eleştirmekle bunların varlığını yok etmiş olmuyorsunuz.

Sahip çıkanlar külliyen erkekleri kötülüyorlar diye, “Yapmaya çalıştıklarının değeri yok, bizim anamız şöyle değerli, bacımız böyle değerli” demenin ne anlamı var?Sahip çıkmadıktan, korumaya çalışmadıktan sonra…

Diğer yandan bu toplumda horlanan erkekler de var tabii. Değersizleştirilen, psikolojik olarak sözel şiddete maruz bırakılan erkekler... Kendi ailelerine gidemeyen erkekler, eşleri tarafından aldatılan erkekler… Az da olsa, fiziksel şiddete maruz kalan erkekler…Boşanma sonrası çocuğundan mahrum bırakılan erkekler…

Şimdi biri çıkıp da onların varlığını bir sevinç meselesi olarak mı algılayacak? Kadınlar çekiyor erkeklerde çeksin mi diyecek? Onların acılarını yok mu sayacak? Birileri onlara sahip çıksa külliyen kadınlara karşı mı gelmiş olacak?

Dengeden uzak her duruşun alıcısı da satıcısı da her zaman çok olur. Bir taraf olur, karşı tarafın da tüm kötülüklerini ballandıra ballandıra anlatırsanız, arkanızdan gelen de destekleyen de çok olur.

Ama eğer iki tarafa da eksiklerini göstermeye talip olursanız, sesinize ses gelir mi, gelmez mi, bilmem.

Dar kapı, dengenin kapısıdır ve dar kapıdan girenler her zaman azdır.Biz dar kapının ve altın ortanın talibiyiz.

Kadın da erkek de önce insandır ve ölümlüdür. “Sen mi üstünsün, ben mi üstünüm” tartışması, insanın yaratılışından beri, şeytanla olan ilk diyalogdan beri vardır. Şeytanı şeytan yapan “üstünlük” iddiası, bugün hangi cins olursa olsun, onu da şeytana dönüştürmektedir.Zulmetmenin cinsiyeti yoktur.

Diğer tarafa zulmetmenin aracı olan tüm üstünlük iddialarına karşı, cinsiyetimiz ne olursa olsun, taraf olmamayı asli vazifemiz olarak bilmek durumundayız.

Sonrası insan olmanın, rollerin ve değerlerin ışığında zaten şekillenir. Fakat neye taraf olursanız bilin ki kaybeden olacaksınız, insan olana taraf olmadıkça. Ki insan olmanın da bir karşı tarafı yok zaten…

Nazlı Özburun
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Ynt: Feminist kadın kaybedilmiş kadındır
« Yanıtla #8 : 13 Mart 2011, 02:09:08 »
KADININ KOCA ÜZERİNDEKİ HAKKI

3276 - Ebu Hüreyre (R.a) anlatıyor: "Resulullah (S.a.v) buyurdular ki: "Kadınlara hayırhah olun, zira kadın bir eyeği kemiğinden yaratılmıştır. Eyeği kemiğinin en eğri yeri yukarı kısmıdır. Onu doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi haline bırakırsan eğri halde kalır. Öyleyse kadınlara hayarhah olun."

Buhari, Nikah 79, Enbiya 1, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Rada 65, (1468); Tirmizi, Talak 12, (1188).

3277 - Amr İbnu'I-Ahvas (R.a) anlatıyor: "Resulullah (S.a.v) buyurdular ki: "Kadınlara karşı hayırhah olun. Çünkü onlar sizin yanınızda esirler gibidirler. Onlara iyi davranmaktan başka bir hakkınız yok, yeter ki onlar açık bir çirkinlik işlemesinler. Eğer işlerlerse yatakta yalnız bırakın ve şiddetli olmayacak şekilde dövün. Size itaat ederlerse haklarında aşırı gitmeye bahane aramayın. Bilesiniz, kadınlarınız üzerinde hakkınız var, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı var. Onlar üzerindeki hakkınız, yatağınızı istemediklerinize çiğnetmemeleridir. İstemediklerinizi evlerinize almamalarıdır. Bilesiniz onların sizin üzerinizdeki hakları, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanızdır.''

Tirmizi, Tefsir Tevbe, (3087).

3278 - Hakim İbnu Mu'âviye babası Mu'âviye (R.a)'den anlatıyor: "Ey Allah'ın Resülü! dedim, bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?''

"Kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh etmemen, evin içi hariç onu terketmemen."

(Ebu Dâvud, Nikâh 42, (2142, 2143, 2144).

KOCANIN KADIN ÜSTÜNDEKİ HAKKI

6529 - Hz. Aişe (R.a) anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Eğer bir kimsenin bir başkasına secde etmesini emretseydim, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim ve eğer bir erkek karısına kırmızı bir dağdan siyah bir dağa ve siyah bir dağdan kırmızı bir dağa taş taşımayı emretseydi, uygun olan, kadının bu emri yerine getirmesidir."

6530 - Abdullah İbnu Ebi Evfa (S.a.v) anlatıyor: "Hz. Muaz Şam'dan dönünce Resulullah aleyhissalatu vesselam'a secde etmişti. Aleyhissalatu vesselam hayretle : "Ey Muaz! Bu da ne?" dedi. O açıkladı: "Şam'a gitmiştim, onların reislerine ve patriklerine secde ettiklerine rastladım. İçimden, aynı şeyi size yapmak arzusu geçti." Aleyhissalatu vesselam, bunun üzerine: "Bunu yapmayın! Zira, şayet ben, bir kimseye, Allah'tan başkasına secde etmeyi emretseydim, kadına kocasına secde etmesini emrederdim. Muhammed'in nefsi elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin ederim ki, bir kadın, kocasının hakkını eda etmedikçe Rabbinin hakkını da eda edemez. Kadın (deve sırtındaki) semere binmiş iken kocası nefsini talep edecek olsa, kadın bu isteğe mani olamaz."

Dinimiz Kadın ve Erkek beraberligi,ne böyle bakarken , Neden hemen bir olumsuz olay islamiyete maal ediliyor anlamıyorum  oysaki batı dedikleri .Avrupada kadına şiddet çok daha fazla  ama .Tr deki kadar gündeme gelmiyor .Hıristiyanlıga maal edilmiyor , oysaki ülkemizde Feminist gecinenler bunlar olabilirde ,
bir olay oldumu islam topluguguna yıkıyorlar bu olayı ayıp ayıp  gercek bir .Müslümanın yaşantısında kadına saygı sevgi ve yardım koruna ön pilandadır neden ? İslamın Kadını koruma acısından verdigi önem sunulmuyor topluma ? olay acık İslam düşmanlıgı , halbuseki İslamın kadına verdigi degeri anlasalar , ve bu kurallara uysalar Feminizim dedikleri yapıyı bile ellerinin tersiyle iterler  , bizim bir Hocamızın dedigi gibi Ğavurlukta zor saanaat gardaşım derdi .

Bir baksınlar bu Femisit tellalları .Avrupaya Vatıkana Kiliselere Rahibe lerin hayatına ,
Onların yaşadıgı zulme sonra gelip konuşsunlar biride cıkıb diyormu , Rahibede insan papazda insan bunlara zulum yapılıyor gibi konuş sunlar bakalım ? bunu dedikleri an ne olur ? Feminizim olgusu yok olur ........
« Son Düzenleme: 13 Mart 2011, 02:28:40 Gönderen: Rahmani »
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .