Gönderen Konu: Feryâd-ı Gurbetî  (Okunma sayısı 2170 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı telecafe

  • Moderatör
  • araştırmacı
  • *****
  • İleti: 261
    • http://www.antoloji.com/mevlut_bicik
Feryâd-ı Gurbetî
« : 18 Temmuz 2006, 17:01:14 »

Feryâd-ı  Gurbetî

Ne zaman ki ülkem; azıcık çıksa düze,
Bütün şûalarını saçsa güneş,doğsa güze,
Moreller düzelip de neşeler geliverse yüze,

Birileri olur rahatsız, bozuktur onun özü.
Yanlışta ısrar eder, doğruyu görmez gözü.

Vatanıma hizmet için yöneticiler çalışsa,
Ast’lar/üst’ler çatışmayıp, bir birine alışsa,
Yerel yönetimler hizmette, birbiriyle yarışsa,

Birileri olur rahatsız, hemen ekşitiverir yüzü.
Yazın sıcağında kalem gücüyle getiriverir güzü.

Her ne zaman ki  ! Vatanımın îtibârı artsa,
Terâzîyi insâf, benim ülkemi müsbet  tartsa,
Ağzından salya akıtanlar her nekadar da gartsa,

Birileri olur rahatsız, bunların eriyiverir tuzu.
Ağustos ayının sıcağında isrâf ederler buzu.

Milyonlarca vatan evlâdı sükünetle sussa,
Dâhilî hâinler; kin ve nefretle kann kussa,
Hâricî hâinler de pasta’dan pay için pussa,

Birileri olur rahatsız,yerinde söyleyiverir sözü.
Tahammül sınırları zorlanınca, üfleyiverir közü.

Kırcavî der ki  ! Eyyy asîl olan yüce millet,
Ne zaman dur diyecen.daha olmadın mı illet,
Târihde hiç takılmadı.Ve de takılmadan zillet,

Yeter artık de  ! Yürü; çekinme,söyle artık son sözü.
Üzüldüğün yetmedi mi ?daha fazla rencîde etme özü.

18.07.2006  saat  13.08
Esslingen