Gönderen Konu: Fiiliyle sana nasihat eden bir kimsenin arkadaşı ol!  (Okunma sayısı 4008 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kenz

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1129
Fiiliyle sana nasihat eden bir kimsenin arkadaşı ol!
« : 19 Aralık 2006, 18:06:32 »

Ebu Abdullah b. Hafif  şöyle anlatır: Mısır'dan çıkıp Ebu Ali el-Ruzubarî'yi ziyaret etmek için, Ramle'ye gitmek istedim. Zâhid diye bilinen Mısırlı İsa b. Yunus bana dedi ki: 'Sur'da (Şam'da bir yerdir), bir genç ile bir ihtiyar vardı.

İkisi murâkabe hali üzerinde bir araya gelmişlerdi. Eğer onlara gidersen onlardan istifade edersin!' Bu söz üzerine aç ve susuz olduğum, belime bağlı bir bez ve omuzlarımda birşey olmadığı halde, Sur'a gittim, camiye girdiğimde kıbleye yönelmiş oturan iki şahıs gördüm. Kendilerine selâm verdim. Bana cevap vermediler. İkinci, üçüncü defa selâmı tekrarladım. Yine selâmıma karşılık vermediler. Bunun üzerine, 'Neden benim selâmımın cevabını vermiyorsunuz!' dedim.

Bunun üzerine, genç olanı, başını kaldırarak bana baktı ve şöyle dedi: 'Ey Hafif'in oğlu! Dünya azdır. Azdan da ancak azı kalmıştır. O halde, azdan çoğu edin! Ey Hafif'in oğlu! Senin meşguliyetin ne az imiş ki boşalıp bizimle birleşmeye vakit buldun?' O bu sözüyle beni tesiri altına aldı! Sonra başını önüne eğerek murâkabeye daldı! Ben onların yanında öğle ve ikindiyi kılıncaya kadar kaldım.

Dolayısıyla açlığım, susuzluğum ve yorgunluğum kalmadı. İkindi zamanı olunca şöyle dedim: 'Bana nasihat et!' Bunun üzerine başını bana doğru çevirerek şöyle dedi: 'Ey Hafif'in oğlu! Biz musibet zedeleriz. Bizde nasihat dili yoktur'. Böylece onların yanında üç gün kaldım. Ne yedim, ne içtim, ne uyudum. Onların da birşey yediğini veiçtiğini görmedim.

Üçüncü gün olunca kalbimden dedim ki: 'Bunların ikisine yemin verdireyim ki bana nasihat etsinler! Umulur ki onların nasihatlarından faydalanırım!' Bunun üzerine genç, başını kaldırıp bana şöyle dedi: 'Ey Hafif'in oğlu! Görünüşü sana Allah'ı hatırlatan, heybeti kalbine düşen, diliyle değil, fiiliyle sana nasihat eden bir kimsenin arkadaşı ol! Selâm sana! Kalk! Bizden ayrıl!'
« Son Düzenleme: 25 Ağustos 2008, 02:06:09 Gönderen: Tuğra »
İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

Çevrimdışı hira

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 9
GÜZELL...
« Yanıtla #1 : 05 Ocak 2007, 22:05:53 »
"Görünüşü sana Allah'ı hatırlatan, heybeti kalbine düşen, diliyle değil, fiiliyle sana nasihat eden bir kimsenin arkadaşı ol! Selâm sana! Kalk! Bizden ayrıl!''

valla muhteşem...Heybeti kalbine düşmek...[/b]
Sıkıntılar...BİZİM için... Sevinçler...BİZİM...
Ya Acılar...onlar sizin için mi...Hayır...Onlar da BİZİM...
Bizim gibi düşünen... Bizim gibi akleden HERKES için...

Çevrimdışı Ay Işığı

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1166
Ynt: Fiiliyle sana nasihat eden bir kimsenin arkadaşı ol!
« Yanıtla #2 : 11 Kasım 2009, 17:34:43 »
Alıntı
'Ey Hafif'in oğlu! Görünüşü sana Allah'ı hatırlatan, heybeti kalbine düşen, diliyle değil, fiiliyle sana nasihat eden bir kimsenin arkadaşı ol! Selâm sana! Kalk! Bizden ayrıl!'

Teşekkürler, ne mutlu böyle kişilerle karşılaşanlara..