DİNİ KATEGORİLER > HAKİKAT EKSENİNDE

Filistine nasıl yardım edilir?

<< < (3/3)

Mücteba:

--- Alıntı yapılan: Miftahulkuluub - 06 Ocak 2009, 01:54:46 ---Manevi tedbirler olarakta ki bizim en önemli yapacağımız yardım budur diye düşünüyorum. Halis ve samimi olarak, kabul olacağını ümit ederek dua etmek. Zira müminin silahının dua olduğu hakikatini bilmeyenimiz yoktur. Ve bazı zamanlar vardır ki duaların makbul olması daha muciptir.
...

Ve yine kaçımız seher vakitlerinde kalkıp teheccüd namazı ve akabinde  iltica ediyoruz? Zira seher vakitlerinde Hz. Allah: İstiğfar eden yok mu, affedeyim. İsteyen yok mu, vereyim, duasını kabul edeyim? diye bizlere her gün sesleniyor.  Bundan daha büyük yardım mı olur?

...

Miftahulkuluub
06.01.2009

--- Alıntı sonu ---


Allah razi olun...

mazhar:
  İnsan hayatının hiç önemsenmediği, toptan yıkımlar ve toptan kıyımlar yüzyılında, dünyadaki savaşların tarihi, eleştirel bir gözle bir daha yazılmalıdır. Tarihçi Arnold Toynbee'nin vurguladığı gibi: 'Her nesil tarihi yeniden yazmak ve yeniden yorumlamak zorundadır.' Nesilden nesile, tarihin olguları değişmez. Ancak her nesilin tarih algısı değişir. Tarih, insanlığın en büyük ve en önemli sürekli eğitim merkezidir.

İnsanlığın tarihi, büyük dönüşümlere olduğu kadar, büyük yıkımlara da yol açan, savaşların da tarihidir. Bu bağlamda, İslam'ın doğuş ve yükselişinin, dünya tarihinde ayrı bir yeri vardır. Bunun için, A. Lamartine 'şayet gayenin büyüklüğü, kullanılan vasıtaların küçüklüğü ve neticenin azameti insan dehasının üç ölçüsü olursa, modern tarihin herhangi bir şahsiyetini Muhammed ile mukayeseye kim cüret edebilir' demekten kendini alamaz. O Mekke'nin peşinden dünyayı kan dökmeden dönüştürmenin öncülüğünü yaptı.

Tek başına bir üniversite gibi, İslam'ın ana kaynaklarını Fransızca'ya çeviren Prof. Dr. Muhammed Hamidullah'ın yaptığı araştırmalara göre, İslam Peygamberi'nin ömrü boyunca katıldığı savaşlarda, iki taraftan ölenlerin sayısı, toplam dört yüz kişiyi aşmaz. İki tarafın kayıpları arasında kesinlikle, çocuklar, kadınlar ve yaşlılar yoktur. 'Ben savaş peygamberiyim, ben rahmet peygamberiyim' diyen Son Peygamber'in savaşları ile bugünün savaşlarının, örtüşen yanları, yok denecek kadar azdır.
]Bugünün savaşları, Hiroşima, Dresden, Bağdat, Hama, Halep ve Gazze'de olduğu gibi, şehirleri fiziksel yapısı ve insan dokusuyla birlikte yerle bir ederken, İslam'ın doğusundaki savaşlar, bir hukuk, bir ahlak, bir güven kaynağı oldu. Peygamberlerin savaşları, barışa yeni boyutlar kazandırırken, general politikacıların savaşları, silahlara öldürücü nitelikler kazandırdı. Bu yüzden, son yüzyılların savaşlarında, silahlı askerlerden daha çok silahsız siviller öldü.
Sezai Karakoç'un kağıt endüstrisinde, Hızırla Kırk Saat şiirinde sıraladığı, 'Papirüs/Mermer/Tuğla/Ceylan derisi/İpek/Kumaş/Odun/Saman/Kepek'e doğru 'Müthiş bir gerileyiş tekniği', savaş endüstrisinde, ok, kılıç ve attan, uçak, gemi, tank, füze ve nükleer silahlara doğru 'Müthiş bir ilerleyiş tekniği'ne dönüştü. Silah teknolojisinde gelişmeler, Hiroşima'nın başına gelenlerin, İslam dünyasında tekrarlanmasını önleyemedi.
Kutsal kültürün savaşlarında, seküler kültürün savaşlarında olduğu gibi, güçlü görünmek için, suçlu suçsuz, kadın erkek, genç yaşlı demeden, herkesin öldürülmesi, her şeyin yakılıp yıkılması mümkün değildir. Savaşın da uyulması gereken bir uluslararası hukuku, bir uluslararası ahlakı ve bir uluslararası kuralları vardır.
Savaşlar üniformalı ya da üniformasız, cephe gerisindeki generallere bırakılırsa, askerlerden daha çok siviller ölür
Dünyanın adil Necaşi'lere her zamankinden daha çok ihtiyacı var
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/NazifGurdogan/adi-hirosima-olan-gazzede-savasin-hukuku-yok/55302

Navigasyon

[0] Mesajlar

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git
Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek