GELSENE EFENDİM
Gelsene Efendim. Doğsana on dört asır önceki gibi... Biçare ümmetinin
gönlüne
doğsana... Güllerim soldu senin yolunda. Güller sana muhtaç; ben ise
onlardan
da bedbaht!
Olamadım ki damarlarında dolaşan bir damla kan, olamadım ki yüzündeki
nurun
bir parçası. İnşAllah kapına bir köle, bahçene gül, sana ümmet olmaya
geldim. Gelsene Efendim; sesleniyorum sana...
Gel ey Muhammed, bahardır...
Dudaklar ardında saklı
Aminlerimiz vardır!...
Hac'dan döner gibi gel,
Mirac'dan iner gibi gel,
Bekliyoruz yıllardır...
Gel Efendim!
Hani önce almadın Enes'i ordusuna da, sonra "Bağlayın Enes'in kılıcını"
dedin de dünyaları verdin ya ona. Ben rüyaları değil, seni istiyorum
Efendim. Hani hep derdin ya Ashab'a "Siz benim arkadaşlarımsınız, onlar
ise
kardeşlerim." Üzüp, tarumar etme hasretinle bu kardeşini Efendim.
Sana hasret bu yürek, seni bekler bu gözler. Ben yıldızlı geceleri
istemem.
Benim gecelerime ay yüzlü simadan bir parça düşsün yeter. Ey Güllerin
Efendisi beni de tanıyacak mısın ahirette alnımdaki secde izinden? Ben
sana
yaklaşmaya çalışırken "Açın yolu, yanıma bir kardeşim daha geliyor"
diyecek
misin Efendim? Beni de ümmetinden sayıp, bekler misin cennetin
kapısında?
Bekler misin Sevgilimin Sevgilisi?
İnşAllah beklersin ya Efendim! Ben de bekliyorum seni. Kutlu doğumları
sebep, nisan yağmurlarını köprü yapıp gelsene her gün bu susuz gönlüme.
Nasıl imrendim Zeyd'e hep bilir misin? Yapamadım ki köleliğini,
olamadım ki
seni saklayan örümcek ağı. Bir kılıçta ben kaldıramadım, alamadım ki
seni
üzen canları.
Ama ben böyle üzüldüm diye sen de üzülme sakın. Bilirim çünkü çok
seversin
kardeşlerini, çok seversin ümmetini. Bilirim sendin miraçta Rabbim sana
"Gitme Habibim, benimle kal!" dediğinde O en Sevgiliye hasretle yansan
da
sırf ümmetin için, sırf ümmetine cennet bahçeleri nasip olsun diye geri
dönüşünü. Sensin Efendim âlemlere rahmet olan; senin ateşinle yanan da
divane ben.
Nerelerdesin Efendim? Nice bebeler doğdu da başları okşanacak oldu. Sen
yoksun diye anaların şefkati eksik kaldı Şefkatin tecellisi. Ben eksik
kaldım Efendim; ümmetin eksik kaldı. Heyhat var ki bir fazlalık
dünyada:
Kötülük!
Yaşlarım tükendi, gözlerim kanlarla doldu. Gel de kanıma kan, canıma
can,
ruhuma ruh kat Efendim.
Sen ki "Güzel söz sadakadır" deyip en hoş cümlelerini ümmetine sarf
eden
Nebi, açar mısın benim için gül kokulu ellerini gökyüzüne? Gel Efendim,
gel
de aç gül kokan ellerini kardeşlerin için gökyüzüne!
Biliyorum geleceksin bir gün güllerinin boynunu doğrultmaya, biliyorum
kardeşlerine sahip çıkmaya geleceksin. Sensiz gönlümden sesleniyorum
sana;
"Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren gül,
GEL, o güzel renklerinle gönlüme dökül,
Vaktidir ağlayan gözlerimin içine gül,
Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren gül..."