Gençler, ana, baba ve milletin elinde bir emanettir. Ana-baba olarak, millet olarak gençlere sahip çıkmazsak emanete hıyanet etmiş oluruz. Bu hıyanetin cezasını dünyada da, ahirette de çekeriz.

Çocukların, gençlerin temiz kalpleri kıymetli bir cevher gibidir. Mum gibi, her şekli alabilir. Küçük iken hiçbir şekle girmemiştir. Temiz toprak gibidir. Temiz toprağa hangi tohum ekilirse onun meyvesi meydana gelir. Çocuklara iman, Kur’an ve Allahü tealanın emirleri öğretilir ve yapmaya alıştırılırsa, din ve dünya saadetine ererler. Topluma faydalı hale gelirler.

“ATEŞTEN KORUYUNUZ!..”

Bu saadete anaları, babaları ve hocaları da ortak olur. Eğer bunlar öğretilmez ve alıştırılmaz ise, bedbaht olurlar. Kendilerine, ana-babalarına ve topluma zarar verirler. Yapacakları her fenalığın her kötülüğün vebali, günahı, ana-babalarına da verilir.

Tahrim suresinin altıncı âyet-i kerîmesinde meâlen;

(Kendinizi, evlerinizde ve emirlerinizde olanları ateşten koruyunuz!) buyurulmaktadır.

Bir babanın, evladını cehennem ateşinden koruması, dünya ateşinden, dünyalık sıkıntılardan korunmasından daha önemlidir. Cehennem ateşinden korumak da, imânı, farzları ve haramları öğretmekle ve ibadete alıştırmakla olur. Dinsiz, ahlaksız arkadaşlardan korumakla olur.

BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN BAŞI

Bütün kötülüklerin başı, kötü arkadaştır. İnsanın üç büyük düşmanı vardır:

Nefis, şeytan ve kötü arkadaş... En tehlikelisi de kötü arkadaştır.

Bunun için her anne ve baba çocuğunu takip etmelidir. Kimlerle arkadaşlık kuruyor, nerelere gidip geliyor, hal ve hareketleri nasıldır, bunları adım adım takip etmelidir.
Kötü arkadaş yılandan daha tehlikelidir.

Yılan fırsat bulduğunda insanı sokar, birkaç gün sancılar içinde kıvrandırır, çok zehirli ise ölümüne sebep olur. Biz zaten ölmek için dünyaya gelmiştik. Er veya geç ölümle buluşacağız. Kötü arkadaş ise insanı dünyada rezil ve rüsva eder, ahirette de büyük azaba müstahak hale getirir.

Bir çocuk büyüyünce Kur’an-ı kerîmi okuyamıyorsa, namazın nasıl kılınacağını ve namaz surelerini bilmiyorsa, annesi ve babası bundan mesuldür. Bundan anlaşılır ki o çocuğa hiçbir şey öğretilmemiştir.

“AĞAÇ YAŞ İKEN EĞİLİR”

Bazı anne ve babalar çocuklarına kıyamıyor. Mesela, onları sabah namazına kaldırmıyor. Bu da çocuğa yapılan en büyük kötülüktür. Çocuğunu kendi eliyle ateşe, cehenneme atmasıdır. “Ağaç yaş iken eğilir” atasözü meşhurdur.

Annesi ve babası çocuğuna öğretilmesi lazım olan dînî malumâtı öğretmemiş, onu namaz kılmaya teşvik etmemiş ise, o çocuğun kılmadığı bütün namazların günahı aynen onlara da yazılır.
Ebeveyn vazifelerini yapsa, daha sonra çocuk kötü arkadaşlar vasıtası ile kötü işler yapsa, anne ve babası bundan mesul olmazlar.

Öldükten sonra kabrimizde sevap da kazanabiliriz günah da. Bu son derece önemli olan evlat yetiştirmeye her şeyden daha çok önem vermeliyiz, hayırlı evlat olmaları için de dua etmeyi unutmamalıyız.

M.Said Arvas