Gönderen Konu: Gençlere tavsiyeler  (Okunma sayısı 16533 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı dihancioglu

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 244
Gençlere tavsiyeler
« : 12 Ağustos 2005, 03:45:45 »

“...sizden önce kendilerine kitap verilenlere de,size de Allah’dan korkun diye emrettik...” (en-Nisa,131)


    GENÇLERE TAVSİYELER

     

    Şöyle buyuran Allahu Teala’ya hamdolsun:

    وَصَّيْنَا الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ مِن قَبْلِكُمْ وَإِيَّاكُمْ أَنِ اتَّقُواْ اللّهَ 

    “...sizden önce kendilerine kitap verilenlere de,size de Allah’dan korkun diye emrettik...” (en-Nisa,131)

             Salatü selam kulu ve Resulü olan, söyle buyuran Hz.Muhammed(s.a.v)’in üzerine olsun:

    قال النبى صلى الله عليه وسلم : أوصيكم  بتقوالله عزوجل والسمع والطاعة.

    “Aziz ve Celil olan Allah’dan korkmanızı ve Ona itaat etmenizi tavsiye ederim.” Allah ‘dan korkmak(takva),emirlerine sarılmak ve nehiylerinden kaçınmak suretiyle O’na itaat etmektir.Bu, dünya ve Ahiret seadetini kazandırır.

             Bu İslamiyete dair,ibadetler,muamelat,ahlak,edepler ve diğer yaşamla alakalı çeşitli konularla ilgili kiymetli vasiyetleri, zikir için faydalı olanları öğrenmeye düşkün Müslüman gençlere takdim ediyoruz.Öğüt, nasihat müminlere fayda verir.Onları okuyan veya dinleyenlere Allah’ın onunla faydalandırmasını ve müellifine,yazanına,neşredenine ve onlarla amel edenlerin ecir ve sevabını çoğaltmasını umarak takdim ediyoruz.O(Allah) bize kafidir,ne güzel vekildir.

    Bunlar şunlardır:

    1.       Allah Teala için niyetinde ihlaslı ol.Sözünde ve amelinde riyadan sakın!

    2.       Bütün söz,fiil ve ahlakında Muhammet(s.a.v)’in sünnetine uy!

    3.       Allah’dan kork.Bütün emirlerini yapmaya ve bütün nehiylerini terk etmeye azmet.

    4.       Allahu Tealaya nasuh tevbesi yap.İstiğfarı çoğalt.

    5.       Her halinde Allahu Tealanın seni gördüğünü,işittiğini,içinden geçirdiklerini bildiğini düşün.

    6.       Allahu Tealaya,meleklerine,kitaplarına,peygamberlerine,Ahiret gününe ve hayırlısı ve şerlisiyle kadere iman et!

    7.       Başkasını kör taklit ile taklit etme.Fikirsiz asalak olma!

    8.       Hayırlı işlerde öncü ol ki,ecir kazanasın ve onda seni takip edenlerin de sevabına nail olasın.

    9.       “Riyazu’s-Sâlihîn” adlı Hadis Kitabını edin ve onu nefsine ve ailene oku! ve ibn-i Kayyim’in “Zâdü’l-Meâd” adlı kitabını da edin!

    10.   Devamlı abdestli ol ve yeni abdest al.Devamlı hadesten ve necasetten taharet üzere ol!

    11.   Özellikle yatsı ve sabah namazları olmak üzere, namazları camide ve cemaatle, ilk vaktinde eda etmeye devam et!

    12.   Kendine ve Müslümanlara eza vermemek için soğan sarımsak gibi kötü kokusu olanları yeme ve sigara içme!

    13.   Cemaat sevabını elde etmen için, hakkını vererek Cemaatle namaz kılmaya devam et.

    14.   Farz olan Zekatı tastamam ver.Eksik verme!

    15.   Cuma namazına erken gitmeye gayret et.ikinci ezana kadar gecikmekten sakın! Değilse günahkar olursun.

    16.   Ramazan orucunu inanarak ve sevabını Allah’dan umarak tut ki,senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın.

    17.   Şer’i bir özür olmaksızın Ramazan orucundan bir gün bile oruç yemekten sakın ki böyle olursa günahkar olursun.

    18.   Ramazan gecelerini ihya et.Özellikle kadir gecesini-ki o gecenin kadrine,bereketine inanarak ve geçmiş günahlarının bağışlanacağını umarak –ihya et.

    19.   Güç yetirdiğinde Hacc ve Umre yapmaya koş.Geciktirmekten sakın!

    20.   Kur’ânı manasını düşüne düşüne oku.Rabbinin huzurunda senin lehinde bir delil olması ve kıyamet gününde sana şefaatçi olması için Kur’anın emrine sarıl ve nehyinden de kaçın!

    21.   Gizlide ve açıkta,ayakta ve oturarak ve yanın üzere yatar olduğun halde zikrullahı çokça yapmaya devam et.Gafletten sakın!

    22.   Zikir meclislerinde hazır bulun.Muhakkak ki orası Cennet bahçelerindendir.

    23.   Gözünü haram olanlara bakmaktan ve serbest bırakmaktan sakın!Muhakkak ki bakış,şeytanın oklarından zehirli bir oktur.

    24.   Elbiseni topuklarının altına kadar uzatma ve kibirli yürüme!

    25.   İpek elbise giyme ve altın takı takma!Bu ikisi erkeklere haramdır.

    26.   Kadınlara benzemeye çalışma!Hanımının da erkeklere benzemesine müsaade etme!

    27.   Peygamber efendimizin şu hadisine uyarak sakalını bırak:”Bıyıkları kısaltınız.Sakalları bırakınız.”(buhari ve müslim rivayet etmiştir.

    28.   Helal yemeye ve helal olanları içmeye dikkat et ki,duan müstecab olsun!

      29.  Yemek yerken ve içerken besmele çek.Bitirdiğinde de elhamdü lillah de!
      30. Sağ elinle ye ve sağ elinle iç!Sağ elinle al ve sağ elinle ver!
      31. Zulmetmekten sakın!Muhakkak ki zulüm,kıyamet gününün karanlıklarındandır.
      32. Müslüman olmayanlarla arkadaşlık etme!Yemeğini de müttaki olanlardan başkası yemesin!
      33. Rüşvet almak,vermek ve aracı olmaktan sakın!Muhakkak ki onu işleyen mel’undur.
      34. Allah’ı gazaplandıracak şekilde insanların hoşnut olmasını isteme ki, sonra Allah’ın gazabına uğrarsın.
      35. Her meşru işlerde yöneticilerine tabi ol.Onların ıslahı için dua et!
      36. Yalancı şahitlik yapmaktan sakın!Hak olan şahitliği de gizleme!”Kim hak olan şahitliği gizlerse,Şüphesiz ki O kalbi günahkardır.Allah her ne yaparsanız,onu bilendir.”(Bakara,283)
      37. “Maruf olanı emret.Münkerden de nehyet.Sana gelen musibetlere de sabret.”(lokman,17) Maruf:Allah ve Resulünün emrettikleridir.Münker ise:Allah ve Resulünün nehyettikleridir.
      38. Küçük olsun büyük olsun haram kılınanların tamamını terk et.Allahu Teala’ya isyan etme ve Allah’a isyan da kimseye yardımcı olma!
      39. Gazaplanmaktan sakın!
      40. Zina fiiline yaklaşma!Kur’anda Allahu Teala:”ve zinaya yaklaşmayın.Muhakkak ki o(zina),fuhşiyettir ve kötü bir yoldur.”buyurmuştur.(el-isra,32)
      41. Anne-babana iyilik yapmanı tavsiye ederim.Onlara eza,sıkıntı vermekten      sakın!
      42. Sılay-ı rahim yapmanı tavsiye ederim.Akrabanla ilişkini(sılay-ı rahimi)kesmekten sakın!
      43. Komşuna iyilik yap.Onlara eziyet etme!Onlardan gelen sıkıntılara tahammül et.
      44. Allah rızası için din kardeşlerini ve salihleri ziyaret etmeyi çoğalt.

    45.   Allah için sev.Allah için buğzet.Muhakkak ki böyle yapmak imanın kulplarından en sağlam olanıdır.

    46.   Salihler ile oturmanı tavsiye ederim.Kötü kimseler ile oturmaktan sakın!

    47.   Müslümanların ihtiyaçlarını gidermeye gayretli ol.Onların sevinmelerine,mutlu olmalarına çalış!

    48.   Sana rıfk,hilim ve sukuneti tavsiye ederim.Sert,katı davranmaktan ve acelecilikten sakın!

    49.   Konuşmakta olanın sözünü kesme!Sana iyi bir dinleyici olmanı tavsiye ederim.

    50.   Tanıdığın olsun,tanımadığın olsun selamı yaygınlaştır.

    51.   Sünnet olan selam sözüyle, selamlaş.O,”es-selamü aleyküm”sözündür.Sadece el ve baş işareti ile yetinme!

    52.   Hiçbir kimseye küfür etme ve kötü lakap takma!

    53.   Hayvanlara ve cansız varlıklara bile olsa, hiçbir kimseye lanet etme!

    54.   İnsanlara zina iftirasında bulunmaktan ve namuslarına itham etmekten sakın!Muhakkak ki bu,büyük günahlardandır.

    55.   Nemimeden sakın!Bu(nemime),insanların arasını bozmak için laf taşımaktır.

    56.   Gıybetten sakın!Bu(gıybet),din kardeşinin hoşuna gitmeyecek şeyi onun gıyabında konuşmandır.

    57.   Hiçbir müslümanı korkutma ve eziyet etme!

    58.   İnsanların arasını düzeltmeni tavsiye ederim.Muhakkak ki ıslah etmek,amellerin en efdalidir.

    59.   Ya hayır konuş,ya da sus!

    60.   Doğru sözlü ol,yalan konuşma!Muhakkak ki yalan,fasıklığa götürür.Fasıklık da Cehenneme götürür.

    61.   İki yüzlü olma!Şunlara bir yüzle,bunlara başka bir yüzle gelme!

    62.   Allah’dan başkasının adını vererek yemin etme.Doğru bile olsa çok yemin etme!

    63.   Kimseyi küçümseme!Muhakkak ki takvadan başka, kimsenin başkalarına karşı bir üstünlüğü yoktur.

    64.   Kahinlere,falcılara,sihir yapanlara gitme ve onları doğrulama!

    65.   İnsan ve hayvan resmi yapma!Muhakkak ki Kıyamet günü insanlar içerisinde azabı en çetin olanlar,resim yapanlardır.

    66.   Evinde, ruh taşıyan varlıkların resmini bulundurma!Yoksa meleklerin, evine girmesinden mahrum kalırsın.

    67.   Aksıran ve “elhamdü lillah” diyen birine “yerhamükellah” diye teşmit et.

    68.   Islık çalmak ve el çırpmaktan sakın!

    69.   İşlediğin her günahtan dolayı hemen tevbe et ve günahın peşinden iyilik yap ki,günahını silsin.İşleri yarına bırakmaktan(yarın yaparım yarın, demekten)sakın!

    70.   Allahu Tealanın affına ve rahmetinden ümitvar ol.Allah’a güzel zanda bulun.

    71.   Allahu Tealanın azabından korku içinde ol ve cezasından emin olma!

    72.    Musibet ,bela geldiğinde sabırlı ol ve bolluk,rahatlık anında da şükür halinde ol!

    73.   Öldükten sonra sevabı sana kalacak salih amelleri çokça işle.Mescid bina etmek,ilmi yaymak gibi.

    74.   Allah’dan Cennetini iste ve Cehennemden O’na sığın!

    75.   Resulüllah (s.a.v)’e salatü selam getirmeyi çoğalt! Hesap gününe kadar,Allah’ın salatü selamı O’nun,ehl-i beytinin ve sahabesinin hepsinin üzerine daim olsun!Amin.

    Tercüme ve derleyen : ahmetmelik
« Son Düzenleme: 04 Mayıs 2008, 05:03:03 Gönderen: Miftahulkuluub »
Of eşrafından 80 yıllık bir M E K T U P

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
GENÇLERE TAVSİYELER
« Yanıtla #1 : 13 Ağustos 2005, 00:56:24 »
Mevlam yasamayi nasip etsin.Ellerine saglik.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Vuslat Yolcusu

  • Ziyaretçi
GENÇLERE TAVSİYELER
« Yanıtla #2 : 13 Ağustos 2005, 03:02:52 »
Allah’dan Cennetini iste ve Cehennemden O’na sığın!
AMIN : :x

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
GENÇLERE TAVSİYELER
« Yanıtla #3 : 13 Ağustos 2005, 19:22:28 »
Cok guzel ,yalnız bunu sadece genclerle sınırlandırmak bizim gibi yaslıların gucune gider :)
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
GENÇLERE TAVSİYELER
« Yanıtla #4 : 14 Ağustos 2005, 00:41:09 »
Alıntı yapılan: "muallim"
Cok guzel ,yalnız bunu sadece genclerle sınırlandırmak bizim gibi yaslıların gucune gider :)


Neyse o nasihatleri hem gencler hemde yaslilar tatbik etsin.Islami güzel olur.Muallimde kendini yaslilar sinifina koymasin .
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Vuslat Yolcusu

  • Ziyaretçi
GENÇLERE TAVSİYELER
« Yanıtla #5 : 14 Ağustos 2005, 04:16:42 »
Alıntı

Resulüllah (s.a.v)’e salatü selam getirmeyi çoğalt! Hesap gününe kadar,Allah’ın salatü selamı O’nun,ehl-i beytinin ve sahabesinin hepsinin üzerine daim olsun!Amin.

 :x

Çevrimdışı dihancioglu

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 244
GENÇLERE TAVSİYELER
« Yanıtla #6 : 14 Ağustos 2005, 12:23:56 »
BAKIN  GÜNLÜK YAŞAMDA KARŞIMIZA ÇIKAN VE BAŞIMIZA GELECEK DİKAKT EDİLECEK HUSULAR VAR.
 
 55. Nemimeden sakın!Bu(nemime),insanların arasını bozmak için laf taşımaktır.

56. Gıybetten sakın!Bu(gıybet),din kardeşinin hoşuna gitmeyecek şeyi onun gıyabında konuşmandır.

57. Hiçbir müslümanı korkutma ve eziyet etme!

58. İnsanların arasını düzeltmeni tavsiye ederim.Muhakkak ki ıslah etmek,amellerin en efdalidir.

59. Ya hayır konuş,ya da sus!

BEN BURDAKİ YAZIYI DEVAMLI AÇIP OKURUM YAPABİLECEĞİM YAPTIĞIM YANLIŞLARA DERS ALABİLECEĞİM BİR SÖZ VARMI DİYE :oops:
Of eşrafından 80 yıllık bir M E K T U P

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
GENÇLERE TAVSİYELER
« Yanıtla #7 : 14 Ağustos 2005, 20:43:45 »
Alıntı
Ya hayır konuş,ya da sus!


Kısa ve oz bir soz...
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]

Çevrimdışı dihancioglu

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 244
Ana - Baba ve evladın dinimizdeki yeri
« Yanıtla #8 : 19 Ağustos 2005, 18:48:34 »
İmândan sonra birinci vazifemiz ana-babanın kalbini kırmamaktır. Onlar ne kadar kötü olsalar da, yine her şeyin üstünde hakları vardır. Onların kalbini kıranın ibâdeti kabûl olmaz. Müslüman doğmamıza ve müslüman yetişmemize sebep olan ana-babamızın kalbini kırarsak Cennete girmemiz düşünülebilir mi? Onlar bize hakâret etse de, yalvararak gönüllerini almamız lâzımdır. Müslüman ana-babamız, bizden râzı olmadıkça, Allahü teâlânın sevdiği kulu olmamız çok zordur.

İmâm-ı Nesefî hazretleri bildiriyor ki:

Ana-babanın evlâdı üzerinde seksen kadar hakkı vardır. Kırkı sağlığında, kırkı vefâtından sonradır. Sağlığında olan kırk haktan onu bedenle, onu dil ile, onu kalb ile, onu da para iledir.
.islamisohbet
« Son Düzenleme: 21 Ekim 2009, 00:24:28 Gönderen: mystic »
Of eşrafından 80 yıllık bir M E K T U P

Çevrimdışı dihancioglu

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 244
EVLAD HAKKI
« Yanıtla #9 : 19 Ağustos 2005, 18:54:40 »
Bir mü'min vefât edince bütün amelleri kesilir. Yalnız üç amelinin sevâbı amel defterine yazılmaya devam eder. Bu üç amel, sadaka-i câriye, faydalı kitapları ve kendisine hayırlı duâ eden sâlih çocuklarıdır.)

Evlâdın, ana-baba üzerinde hakları vardır. Bazıları şöyledir:

1- İleride, çocuk annesiyle kötülenmemesi için, evlâdına anne olacak kızı, iyi yerden seçmelidir. Sâliha olmasına dikkat etmelidir! Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Kadın, malı, güzelliği, asâleti ve dindarlığı için nikâh edilir. Sen dindar olanı seç ki, maddî ve ma'nevî ni'mete kavuşasın!) [Buhârî]

(Kadını güzelliği için alma, güzelliği onu helâke sürükleyebilir. Sırf malı için de alma, malı onu zarara sokabilir. Dindar olanla evlen!) [İbni Mâce]

2- Çocuğa iyi isim koymalıdır! Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Siz kıyâmette, kendinizin ve babanızın ismiyle çağrılırsınız. Bu bakımdan çocuklara güzel isim koyunuz!) [Ebû Dâvud]

(Çocuğu güzel terbiye etmek ve ona güzel bir isim koymak, evlâdın babası üzerindeki haklarındandır.) [Beyhekî]

(Allahü teâlânın indinde isimlerin en sevgili olanı Abdullah ve Abdurrahman'dır.) [Müslim]

(Üç oğlu olup da, birine benim ismimi vermiyen, câhillik etmiş olur.) [Taberânî]

(Muhammed ismi verdiğiniz çocuğa karşı hürmetli olun, toplantılarda ona yer verin ve hiç bir şekilde onu azarlamayın!) [Hatîb]

(Muhammed isimli kimseyi hakir görmeyin, onu mahrûm etmeyin! Muhammed isimli kimsenin bulunduğu bir evde veya bir yerde bereket vardır.) [Deylemî]

(Allahü teâlâ buyurur ki: İsmi, Ahmed, Muhammed, Mahmûd gibi habîbimin isminden olan mü'mine azâb etmekten hayâ ederim.) [R.Nâsihîn]

[Ecdâdımız, Muhammed ismine hürmetsizlik olmasın diye Mehmed ismi koymuşlardır.]

Çocuğa Reşid, Emin gibi övücü isimler koymak câiz ise de koymamak iyi olur. Çünkü böyle isimleri söyliyerek, o isim sâhibine hakaret etmek, isme de hakaret olur. Meselâ Tembel Emin yerine, bu çocuk tembeldir demelidir. (Şir'a)

Kıyamet günü günahları, sevâblarından daha çok olan bir kimse, Cehenneme götürülür. Allahü teâlâ, Cebrâil aleyhisselâma buyurur:

-Yâ Cebrâil, bu kimseye sor ki, hayatında hiçbir âlimin sohbetinde bulundu mu?

Cebrâil aleyhisselâm, o kimseye sorar. O da, (Ne yazık ki, hiç bir âlimle bir arada bulunmadım) der. Allahü teâlâ, tekrar buyurur.

- Yâ Cebrâil, bu kula sor ki, hiçbir âlimi ilminden dolayı sevdi mi?

Cebrâil aleyhisselâm, ona sorar. O da, (Hayır sevdiğim bir âlim yoktu) der.

Allahü teâlâ buyurur ki:

- Yâ Cebrâil, bu kimse, tesâdüfen de olsa bir âlimle yemek yemiş midir?

Cebrâil aleyhisselâm sorar. O kimse de (Hayır hiç bir âlimle bir sofrada bulunmadım) der. Allahü teâlâ buyurur ki:

- Yâ Cebrâil, bu kulun ismi, bir âlimin ismine benziyor mu?

Cebrâil aleyhisselâm sorar. O kimse de (Hayır ismim hiçbir âlimin ismine benzemiyor) der. Allahü etâlâ buyurur ki:

- Bu kulumu Cennete götürün. Çünkü o, âlimi seven bir kimseyi severdi. (El-Envâr)

Gürüldüğü gibi, ismi bir âlimin ismine benzemek, hattâ âlimi seven kimseyi sevmek bile insanın kurtuluşuna sebep olmaktadır. Tabiî her şeyden önce mü'min olmak şartı vardır. Mü'min olmadıktan sonra güzel ismin ve hiç bir ibâdetin kıymeti olmaz.

Eğer bir kimsenin ismi kötü ise, bunu değiştirmelidir! Hadîs-i şerîfte (Kötü ismi olan bunu güzel isme çevirsin) buyuruldu. (Berîka)

Avrupa'da ba'zı gençler kendilerine kâfir ismi takıyorlarmış İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: (Bir müslümanın, bir kâfir ismini almaktan, korkunç arslanlardan kaçmaktan daha çok kaçması lâzımdır. Bu isimlerin sâhibleri, Allahü teâlânın düşmanlarıdır. Hadîs-i şerîfte (Kötü zan altında kalınacak yerlerden kaçınız) buyuruldu. Dinsizlik alâmeti olan ve bu zannı uyandıran isimleri koymaktan, [sözleri söylemekten ve alâmetleri kullanmaktan ve işleri yapmaktan] kaçınmak her müslümanın vazîfesidir.) [Müj. Mektûblar]

Çocuk doğar doğmaz, hemen isim konabilir, bir hafta kadar geciktirmekte de mahzûr yoktur. Mühim olan çocuğa güzel isim koymalıdır! Bir ismin güzel olması için mutlaka Kur'ân-ı kerîmde bulunması lâzım değildir. Yüz binden fazla Eshâb-ı kirâmdan Hz. Zeyd hâriç, hiç birinin ismi Kur'ân-ı kerîmde yoktur. Güzel isimler çoktur. Değişik isim olsun diye, Kur'ân- kerîmde geçen her kelimeyi, sırf Kur'ân-ı kerîmde geçtiği için çocuğa isim olarak koymak, çok yanlış olur. Çünkü Kur'ân-ı kerîmde güzel isimlerin yanında çirkin isimler de vardır. En başta şeytân var, iblis var, Hannâs vardır. Kâfirlerden Kârûn, Hâmân vardır. Peygamber efendimizin düşmanı Ebû Leheb'in ismi vardır. Kurân-ı kerîmde geçiyor diye yıldırım, şimşek, gelmek, gitmek gibi kelimelerin arabîsini isim olarak koyanlar oluyor. Bu kelimelerden en meşhûrlarından biri Esrâ'dır. Esrâ, gece yürümek ma'nâsına gelir. Ünzile, indirildi, indirilmiş demektir. Böyle isimleri koymak câiz ve güzel ise de, enbiyânın, ulemânın, evliyânın ismini tercîh etmek elbette iyi olur.

Peygamber efendimiz de, Hz. Hasan doğduğu zaman kulağına ezân okumuştur. (Tirmizî)

Bir hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki:

(Yeni doğan çocucunun sağ kulağına ezân, sol kulağına da ikâmet okunursa, "ümmü sıbyân" denilen hastalıktan korunmuş olur.) [Beyhekî]

[Ezân okuyacak kimse, çocuğu yastık gibi yumuşak bir şey üstüne koyarak kucağına alyr, yavaşça sağ kulağına ezân, sol kulağına da ikâmet okur. Sonra kulağına ismini söyler. Çocuğu birisi kucağına alıp, ezânı bir başkası da okuyabilir.] Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki:

(Çocuğa güzel isim vermek, dinini öğretmek ve vakti gelince evlendirmek, evlâdın babası üzerindeki haklarındandır.) [Ebû Nuaym]

Fakir baba çocuğunu evlendirmeye mecbur değildir.

3- Çocuğu güzel terbiye etmelidir! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Çocuğu güzel terbiye, evlâdın babasındaki haklarındandır.) [Beyhekî]

4- Çocuğa karşı şefkatli davranmalıdır! Peygamber aleyhisselâm, torunu Hz.Hasan'ı öperken birisi görüp, (Yâ ResûlAllah, benim on çocuğum var, hiç birini öpmem) dedi. Resûlullah efendimiz, (Merhamet etmiyen merhamet bulamaz) buyurdu. (Buhârî)

5- Çocuklara bedduâ etmemelidir. Abdullah bin Mübârek hazretleri, çocuğunu şikâyet eden birisine, (Çocuğuna hiç bedduâ ettin mi?) diye sordu. O kimse, evet diye cevap verince, (Çocuğun ahlâkını sen bozmuşsun) buyurdu.

6- Çocuklara iyilik etmelidir! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Evlâdınıza ikrâm edin, ana-babanın sizde hakkı olduğu gibi, evlâdınızın da sizde hakkı vardır.) [Taberânî]

a) Bir kimse, malının hepsini çocuğunun birine verip diğerlerine vermese, câiz olur. Bu mal, çocuğun mülkü olur. Diğer çocukların, bundan birşey istemeye hakları olmaz. Fakat babası, sâlih çocukları arasında ayırım yaptığı için günâha girer. (Hindiyye)

b) Sâlih ve ilim tahsîlinde olan çocuklarına, diğerlerinden daha çok mal vermek câizdir. Salâhları eşit ise, eşit vermelidir! Çocukları fâsık olanın, mîrâs bırakmayıp, sâlihlere, hayrata vermesi efdâldir. Çünkü, günâha yardım etmemiş olur. (Fetâvâyı Bezzâziyye)

c) Fâsık çocuğa nafakadan fazla yardım yapmamalıdır!

7- Çocukları helâl lokma ile beslemelidir! Böyle yapılmazsa, haram gıdâların, yemeklerin te'sîri, çocuğun özüne işler çocukta uygunsuz işlerin meydana gelmesine sebep olur. Hadîs-i şerîfte, (Yiyip içtikleriniz helâl, temiz olsun! Çocuklarınız, bunlardan hâsıl olmaktadır) buyuruldu. (R.Nâsıhîn)

8- Çocuğa Kur'ân-ı kerîm öğretmeli, yedi yaşından i'tibâren de namaz kılmaya alıştırmalıdır! Çocuğa ilim öğretmelidir. Çünkü dünya ve âhirette kurtuluş ilimledir.

9- Çocuk âkıl bâlig olup evlendikten sonra hadîs-i şerîfte bildirildiği gibi böyle demelidir:

(Evlâdım, seni terbiye ettim. Okuttup evlendirdim. Dünyada bir felâkete, âhirette azâba uğramaktan Allahü teâlâya sığınırım. Aklını başına topla, buna göre çalış!) [İ. Hibban]

Babanın, çocuklarına ilim, edeb ve san'at öğretmesi farzdır. Önce, Kur'ân-ı kerîm okumasını öğretmelidir. Sonra îmânın ve islâmın şartlarını öğretmelidir. Yedi yaşından i'tibâren namaz kılmaya alıştırmalıdır! Dünya ve âhirette kurtuluş ilimledir. Çocuğu, din bilgilerini öğrendikten sonra, okula göndermeli, lise ve üniversite tahsîli yaptırmalıdır. Dinini öğrenmeden mektebe gönderilirse, artık bunlary öğrenecek vakit bulamaz. Din düşmanlarının tuzaklarına düşüp, onların yalanlarına aldanır. Dinsiz ve islâm ahlâkından mahrûm olarak yetişir. Dünya ve âhirette felâketlere sürüklenir. Millete zararlı olur. Kendine ve başkasına yapacağı kötülüklerin günâhları, ana-babasına da yazılır. Çocuğunu, din bilgilerini öğretmeden önce, kâfir ve hıristiyanların mekteplerine göndermenin büyük zararları, (İrşâd-ül-hiyâra) kitabında yazılıdır.

10- Ahnef bin Kays hazretleri buyurdu ki:

(Evlâd için zorluklara katlanmalıyız. Onların ayakları altında yumuşak yer, bağları üstünde gölge olmalıyız! Onlara sert davranmıyalım ki bizden uzaklaşmasınlar. Bizden usanıp ölümümüzü beklemesinler. Uygun isteklerini yerine getirmeliyiz! Öfkelenirlerse teskîne çalışmalıyız!)

11- Çocuklar arasında adâlete riâyet etmeli,ayrım yapmamalıdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Hediyede, ihsânda çocuklarınız arasında eşitliğe riâyet ediniz! Eğer onlardan birini tercih etseydim, kız evlâda öncülük tanırdım.) [Taberânî]

12- Fudayl bin İyâd hazretleri buyurdu ki:

(Şunları yapan mürüvvet ehlidir. Anasına, babasına iyilik eden, akrabâsını ziyâret eden, din kardeşine ikrâmda bulunan, çoluğu, çocuğu ve hizmetçisi ile iyi geçinen, dinini koruyan, malını iyi yerlerde harcıyan, dilini tutan, gözünü haramlardan koruyan, fuzûlî işlerden uzak duran ve Rabbine ibâdet eden kimse.)

13- Baba, yapmıyacağını zannettiği emri çocuğuna söylememelidir. Söyleyip de onu itâ'atsizliğe sürüklememelidir. Sâlih zatın birisi, oğlundan hiç bir şey istemezdi. Sebebi suâl edilince, (Bir şey istediğim zaman, oğlumun bana karşı gelmesinden korkarım. Bana karşı gelince Cehennem ateşine müstehak olur. Ben de çocuğumun ateşte yanmasına râzı olamam) buyurdu. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Şunlar, insanın saâdetinin alâmetidir: Sâliha hanım, itâ'at eden çocuklar, sâlih arkadaş.) [Hâkim]

14- Çocuğun akîkasını kesmelidir. Akîka, çocuk ni'metine karşılık, Allahü teâlâya şükür etmek niyyeti ile hayvan kesmektir. Hadîs-i şerîfte, (Akîka, erkek çocuk için iki, kız çocuğu için bir koyun kesmektir) buyuruldu. (Taberânî)

Çocuğa nafaka vermesi vâcib olan kimsenin, yedinci günü isim koyması ve bağını tıraş ettirip, saçının ağırlığı kadar, erkek için altın veya gümüş, kız için gümüş sadaka vermesi ve kendi malından, erkek için iki, kız için bir akîka hayvanı kesmesi müstehabdır.

15- Çocuğu doğuran kadının emzirmesi faydalıdır. Hadîs-i şerîfte, (Çocuğa, annesinin sütünden iyisi yoktur) buyuruldu. (Şir'a)

Annenin sütü yoksa çocuğu sâliha, soylu olan bir kadın emzirmelidir. Çünkü kadınların sütü, çocukta te'sîrini gösterir ve eserleri bir gün ortaya çıkar. Bugün modern tıb da yaptığı araştırmalarda, anne sütü yerini alacak bir gıdanın olmadığını bildirmektedir.

16- Çocuğun ağlamasından sıkılmamalıdır. Çünkü çocuğun ağlaması, zikir, tehlîl ve Allahü teâlâ için hamddir. Ana-babası için ise duâ ve istigfârdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Mü'minin çocuğu 4 ay lâ ilâhe illâllah, 4 ay Muhammedün Resûlullah, 4 ay da, Allahümmagfir lî ve livâlideyye [yâ rabbî, beni ve ana-babamı magfiret eyle] der.) [R.Nâsıhîn]

17- Çocuk konuşmaya başlayınca, en önce Lâ ilâhe illâllah kelimesini ona öğretmelidir. Bunu yedi defa ona telkîn etmelidir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Çocuklarınız konuşmaya başlayınca onlara Lâ ilâhe illAllah'ı öğretin.) [İ.Sünnî]

Mü'minûn sûresinin 116. âyetini, Âyet-el-kürsî'yi ve Haşr sûresinin sonu olan HüvAllahüllezî'yi okuyup öğretmelidir. Böyle yapana, Allahü teâlâ, kıyâmette hesap sormaz. Çocuk sağını solundan ayırdığı zaman, ona iyi işler yaptırmalıdır. Yaptığı iyi işlerin sevâbı, onu yetiştiren, terbiye eden babasına da verilir, kötülükleri ise verilmez.

18- Çoluk çocuğu terbiye etmek için dövmek doğru değildir. Ancak yanlış bir iş yapınca, cezâlanabileceği hissini vermek lâzımdır. Peygamberimiz, ev halkının dövülmemesini emrettiği halde, terbiye edilmeleri için cezâlanacakları, dövülecekleri hissini taşımaları gerektiğini bildirmiştir. Bu husustaki hadîs-i şerîflerden biri şöyle:

(Ev halkınızı terbiye için bastonunuzu onların göreceği yere asın!) [Taberânî]

Çocuk, ana baba elinde bir emânettir. Çocukların temiz kalbleri kıymetli bir cevher olup, mum gibi, her şekli alabilir. Küçük iken, hiçbir şekle girmemiştir. Temiz bir toprak gibidir. Temiz toprağa hangi tohum ekilirse, onun mahsûlü alınır. Bunun gibi çocuk da neye meylettirilirse, oraya yönelir. Eğer hayrı âdet eder, öğrenirse hayır üzerine büyür. Çocuklara îmân, Kur'ân ve Allahü teâlânın emirleri öğretilir ve yapmaya alıştırılırsa, din ve dünya saâdetine ererler. Bu saâdete ana-baba ve hocaları da ortak olur. Eğer bunlar öğretilmez ve alıştırılmaz ise, bedbaht olurlar. Yapacakları her fenâlığın günâhı, ana-baba ve hocalarına da verilir. Her müslüman, emri altInda bulunanlardan mes'ûldür. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Hepiniz, bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban, sürüsünü koruduğu gibi, siz de evinizde ve emriniz altında olanları Cehennemden korumalısınız! Onlara müslümanlığı öğretmezseniz, mes'ûl olursunuz.) [Müslim]

(Çocuklarına Kur'ân-ı kerîm öğretenlere veya Kur'ân-ı kerîm hocasına gönderenlere, öğretilen Kur'ân'ın her harfi için, on kere Kâ'be-i mu'azzama ziyâreti sevâbı verilir ve kıyâmette, başına devlet tâcı konur. Bütün insanlar görüp imrenir.) [S.Ebediyye]

(Çok müslüman evlâdı, babaları yüzünden Veyl ismindeki Cehenneme gidecektir. Çünkü bunların babaları, yalnız para kazanmak ve keyf sürmek hırsına düşüp ve yalnız dünya işleri arkasında koşup, evlâdlarına müslümanlığı ve Kur'ân-ı kerîmi öğretmediler. Ben böyle babalardan uzağım. Onlar da benden uzaktır. Çocuklarına dînlerini öğretmiyenler Cehenneme gidecektir.) [S.Ebediyye]

Kendinin yapması harâm olan şeyi çocuğa yaptıran kimse, harâm işlemiş olur. Çocuklarına içki içiren, kumara alıştıran, müstehcen neşriyatı okumasına sebep olan, yalancılık, hırsızlık gibi kötü huylara alıştıran, kıbleye karşı ayak uzatmasına sebep olan kimse, günâh işlemiş olur.

Dînimizin temeli, îmânı, farzları ve harâmları öğrenmek ve öğretmektir. Allahü teâlâ, Peygamberleri bunun için göndermiştir. Gençlere bunlar öğretilmediği zaman, İslâmiyet yıkılır, yok olur. Allahü teâlâ, müslümanlara (Emr-i ma'rûf) yapmayı emrediyor. Ya'nî, benim emirlerimi, bildiriniz, öğretiniz buyuruyor. (Nehy-i münker) yapmayı da emrederek, yasak ettiğini bildirdiği harâmların yapılmasına râzı olmamamızı istiyor. Kur'ân-ı kerîmde buyuruluyor ki:

(Kendinizi ve âile efrâdınızı Cehennem ateşinden koruyun!) [Tahrim 6]

Kur'ân-ı kerîmde, nefslerimizi ve aile efradımızı, yakıtı insan ve taş olan Cehennem ateşinden korumamız emredilmektedir. Elli-yüz senelik kısa bir hayat için evlâdımızı dünya felâketlerinden korumaya çalıştığımız gibi, ebedî felâkete düçâr olmaması için âhıretini de korumamız lâzımdır. Bir babanın, evlâdını Cehennem ateşinden koruması, dünya ateşinden korumasından daha mühimdir. Cehennem ateşinden korumak da, îmânı ve farzları ve harâmları öğretmekle ve ibâdete alıştırmakla ve kötü arkadaşlardan ve zararlı neşriyattan korumakla olur. Bütün fenâlıkların bağı, kötü arkadaştır. Kötü arkadaşları, onun, küstah, yalancı, hırsız, saygısız ve korkusuz olmasına sebep olabilir. Senelerce de bu kötü huylardan kurtulamaz.

Ne zaman çocukta iyi bir hareket görülürse, onu takdir etmeli, mükâfatlandırmalıdır! İnsanların yanında ba'zan onu övmelidir. (Amcası benim çocuğum böyle yaptı) diyerek iyiye teşvik etmelidir. Bir kabahat işler veya kötü bir söz söylerse birkaç defa görmezlikten gelmeli, (onu yapma) dememeli, azarlamamalıdır. Sık sık azarlanan çocuk, cesâretlenir, gizli yaptıklarını açıktan yapmaya başlar. Yaptığı kötü işlerin zararı, kendisine tatlı dil ile anlatılmalı, ikâz edilmelidir! Yapılan iş, dîne aykırı ise işin zararı, fenâlığı ve neticesi anlatılarak, o kötü işe mâni olmalıdır. Baba, baba olduğunu, büyük olduğunu hissettirmelidir! Anne, çocuğu babası ile korkutmalıdır!

Her gün bir müddet oynamasına izin vermelidir ki, çocuk sıkılmasın. Sıkılmak ve üzülmekten kötü huy hâsıl olur ve kalbi körleşir. Hiç kimseden para istemesine müsaade etmemeli, fazla konuşmamasını, büyüklere saygıyı öğretmelidir. İyi insanların güzel hâllerini anlatıp, onlar gibi olmaya, kötü insanların kötülüklerini anlatıp, onlar gibi olmamaya dikkat etmesi öğretilmelidir.

Çocuğa her istediğini almak ve lüks içinde yaşatmak uygun değildir. Büyüyünce de her istedişini ele geçirmeye çalışır; fakat bunda muvaffak olamayınca sukutu hayâle uşrar, isyânkâr olur. Kendimiz helâl yediğimiz gibi çocuklarımıza da helâl yedirmeliyiz. Harâmla beslenen çocuğun bedeni, necasetle yoğrulmuş çamur gibi olur. Böyle çocuklar da pisliğe, kötülüğe meylederler.

Çocuğa, israf etmemesini, kanaatkâr olmasını öğetmelidir. Ba'zan da yavan ekmek yemeğe alıştırmalıdır. Çocuğun kötü yerlere gitmesine mâni olmalıdır. Çocuk kötülerin yanında ahlâksız, yalancı, hırsız ve hayâsız olur.

Baba, ne devamlı asık suratlı durmalı, ne de çocukla fazla yüz göz olmalı, konuşmasının heybetini korumalıdır. Çocuğa babasının malı ile, rütbesi ile övünmemesi tenbih edilmelidir! Tevâzu sâhibi ve kibar olması öğretilmelidir! Başkalarından birşey almanın zillet olduğu, veren elin alan elden üstünlüğü bildirilmelidir! Cimriliğin çirkinliği öğretilmelidir! Başkalarının yanında edebli oturması, ayak ayak üstüne atmaması, lâubâli hareketlerden uzak durması telkin edilmelidir!

Fazla konuşmaktan çocuğu men etmelidir! Fazla konuşmanın hayâsızlığa yol açtığı, çenesi düşüklüğün kötülüğü belirtilmelidir! Çocuk nasıl olsa konuşmasını öğrenecektir. Maksat, ona icâb edince susmasını ve büyüklerin sözünü dinlemesini öğretmektir.

Doğru da olsa, çokça yemin etmesine izin vermemelidir! Vara yoğa yemin, kötü bir alışkanlıktır. Büyüklere hürmetin, yerini onlara vermenin ve herkesle iyi geçinmenin önemi anlatılmalıdırı.

Çocuğu daha küçükken namaza alıştırmalıdır. Büyüyünce namaz kılması zor gelebilir. Başkasının malını çalmayı, harâm yemeyi, yalan söylemeyi gözünde çirkin gösterecek şekilde anlatmalıdır! Böyle yetiştirip bülûğa erince, bu edeblerin sırlarını, inceliklerini ona söylemelidir. Her işi âdet olarak yapmaması, niyetle, şuurla yapmasının lüzûmu anlatılmalıdır. Meselâ, yemekten maksat, kulun Rabbine ibâdet etmesi, insanlara, vatanına, milletine faydalı hizmetlerde bulunması, insanların saâdeti için çalışması olduğu öğretilmelidir. Dünyadan maksadın, âhıret için azık toplamak olduğu, zîrâ dünyanın kimseye kalmadığı, ölümün çabuk ve ansızın gelebileceği anlatılmalı, (ne mutlu o kimseye ki, dünyada iken âhıret azığı elde eder, Cennete ve Allahü teâlâya kavuşur) demelidir. Küçük yaşında böyle terbiye edilirse, taş üzerine yazılan yazı gibi olur ve kolay kolay silinmez. Peygamber Efendimiz buyurdu ki:

(Bütün çocuklar, müslümanlığa elverişli olarak dünyaya gelir. Daha sonra bunları, ana-babaları hıristiyan, yahûdî ve dinsiz yapar.) [Taberânî]

Hadîs-i şerîfte müslümanlığın yerleştirilmesinde ve yok edilmesinde en mühim işin, çocuklukta ve gençlikte olduğu bildirilmektedir. O hâlde, her müslümanın birinci vazîfesi, evlâdına İslâmiyeti ve Kur'ân-ı kerîmi öğretmektir. Evlâd ni'metinin kıymeti bilinmezse, elden gider. Bunun için (Pedagoji), ya'nî çocuk terbiyesi, dînimizde çok kıymetli bir ilimdir.

İslâm dînine karşı olanlar, bu mühim noktayı anladıkları içindir ki, (Gençliğin ele alınması birinci hedefimizdir. Çocukları dinsiz olarak yetiştirmeliyiz) diyorlar. İslâmiyeti yok etmek ve Allahü teâlânın emirlerinin öğretilmesini ve yaptırılmasını engellemek için, (Gençlerin kafalarını yormamalıdır. Din bilgilerini büyüyünce kendileri öğrenirler) diyorlar.

Bugün, bütün hıristiyan ülkelerinde, bir çocuk dünyaya gelince, buna bozuk dinlerinin icâblarını yapıyorlar. Her yaştaki insanlara, hıristiyanlığı titizlikle ağılıyorlar. Müslümanların îmânlarını, dinlerini çalmak ve yok etmek ve onları da, hıristiyan yapmak için, İslâm ülkelerine paket paket kitap, broşür ve kaset gönderiyorlar. O hâlde, müslümanlar din câhillerinin hîlelerine, yalanlarına aldanmamalı, çocuklarımıza sahip olmalıyız. Onlara sahip olmak da, dînimizin emirlerine uygun olarak yetiştirmekle olur. Ahlâkı değiştirmek mümkün olduğu için Peygamber efendimiz, (Ahlâkınızı güzelleştirin) buyurmuştur. Zaten din, güzel ahlâk demektir. Şu hâlde dînin emrine uyup yasak ettiğinden kaçan, huyunu değiştirip güzel ahlâklı olur. Güzel ahlâklı olan da iki cihânda rahat olur.

En vahşî hayvan bile terbiye ile ehlileştiriliyor. Hiçbir zaman elma çekirdeğinden portakal olmaz. Fakat elma fidanını büyüterek, lüzûmlu ağı ve kültürel tedbirlerle kaliteli elma veren bir ağaç olarak yetiştirmek mümkündür. Bunun gibi insan tabiatında bulunan ba'zı arzûlar yok edilemez, fakat terbiye edilebilir. Terbiyede dayak atılmaz.

a) Çocuğu dövmek ahlâkının bozulmasına, hırçınlaşmasına sebep olur.

b) Dayakla büyüyen çocuk esnek olmaz, katı olur.

c) Dövülmek, çocukta ana-babaya karşı kızgınlığa yol açar. Çocuk kendi yaptığanın kötü bir şey olduğunu düşünmez, kendini suçlu görmez, kendini döveni suçlar.

d) Dövülen çocuk, kızdığı zaman, o da şiddete başvurur, bir başkasını döver. Böylece dayak vicdanlı olmaya değil, saldırganlığa sebep olur. Çocuğun hareketli olmasına üzülmemelidir! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Çocuğun, hareketli olması, büyüyünce aklının çok olacağını gösterir.) [Hakîm]

e) Sözden anlayacak yaştaki çocuğa dayak atılmaz. Sözden anlamayan çocuğuna hafifçe vurmak yeter. Başa, yüze tokat atmak, sopa ile dövmek çok zararlıdır. Bu ancak işkenceciye yaraşır.

Bir şeyi, zıddı kırar. Kötü huyları, iyi huylar yok eder. Bu bakımdan kendini zorla da olsa, iyi işler yapmaya alıştırmalı, onları âdet hâline getirmelidir! Çocuk, ahlâkı iyi olan insanlarla arkadaşlık ettirilirse, güzel huylar kendiliğinden onun tabiatı olur. Çocuklar böyle yetiştirilirse, dünya ve âhıret saâdeti elde edilir.

19- Çocuk yedi yaşına gelince, ona namaz kılmasını emretmelidir. Peygamber efendimiz, (Çocuklarınız yedi yaşına gelince, onlara namaz kılmalarını emredin, on yaşına gelince, kılmazsa, zorlıyarak kıldırın) buyurdu. (İ.Sünnî)

20- Çocuklar on yaşına gelince, yataklarını ayırmalıdır! Erkek ve kız çocukların odalarını ayırmalıdır. 21- Sünnet ettirmek mühim sünnettir. İslâmiyyetin şi'ârıdır, alâmetidir. Çocuk, âkıl bâlig olmadan önce her yaşta sünnet edilebilir. 7-12 arası daha uygun olabilir. Sünnet ederken, topluca yüksek sesle bayram tekbîri söylenir.

22- Çocuğu cömertliğe alıştırmalı, mal ve mülk sevgisini gözünden düşürmelidir. Çünkü para ve mal sevgisinin zararı, zehirden çoktur. Çünkü bütün kötülüklerin menşei, kaynağı; parayı, dünyayı sevmektir.

23- Çocuğa önce yemek yemenin edeblerini öğretmelidir. Yemek yemekten maksat, bedenin sıhhatini korumaktır, lezzet almak değildir demelidir.

24- Kapalı ve gizli işlerden onu men etmeli ki, kabahate karşı cesâreti kırılsın. Gündüz ve gece çok uyutmamalı, yumuşak elbiselere alıştırmamalı, yaya yürümesini de öğrenmeli, oturma, kalkma ve konuşmanın edeblerini anlatmalı, kadınlar gibi süslenmemesini, babasıyla ve dünya malı ile arkadaşlarına övünmekten menetmeli, yalan söylemekten sıkı men etmeli, doğru veya yalan yere yemîn etmemesini tembih etmelidir.

25- Çocuğun neye kabiliyeti olduğunu sezmeli, kabiliyetinin hangi ilim ve san'ata daha yatkın olduğunu anlayıp, o tahsîl ve san'ata vermelidir! Hadîs-i şerîfte; (Herkese dünyalıktan nasibi neyse, o şeyler ona kolaylaştırılır) buyuruldu. (Hâkim)

Çocuk ilim öğrenmeye yatkın ise, önce ilim tahsîli için gerekli terbiye verilmelidir. San'at sahibi olacaksa, dînî vecîbeleri öğrenip yaptıktan sonra, o san'atla meşgûl etmelidir. Burada en iyisi, çocuğun tabiatine, ya'nî kabiliyetine bakmalı, durumunu incelemeli, neye istidâdı olduğunu sezmeli, kabiliyetinin hangi ilim ve san'ata daha yatkın olduğunu anlayıp, o tahsîl ve san'ata vermelidir.

26- Kötülüğe sebep olacak alışkanlıkları veren oyunlardan sakındırmalıdır!

27- Dinimizde, kadının ve kız çocuklarının fazîleti büyüktür. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Kızlarınızı altın ve gümüş ile süsleyin! Elbiseleri güzel olsun! İ'tibâr kazanmaları için en güzel hediyelerle ihsânda bulunun!) [Hâkim]

(Kız çocuğunu güzelce terbiye edip, Allahü teâlânın verdiği ni'metlerle bolluk içinde yedirir giydirirse, o kız çocuğu onun için bir bereket olur, Cehennemden kurtulup kolayca Cennete girmesine vesîle olur.) [Taberânî]

(İki kız evlâdına güzel muâmele eden, mutlaka Cennete girer.) [ibni Mâce]

(İki kızı veya iki kız kardeşi olup da, mâişetlerini güzelce sağlayanla Cennette beraber oluruz.) [Tirmizî]

(Çarşıdan aldığı şeyleri, erkek çocuklardan önce kız çocuklarına verene Allah, rahmetle nazar eder. Allah, rahmetle nazar ettiğine de azâb etmez.) [Harâitî]

(Çarşıdan turfanda meyva alıp evine getiren, sadaka sevâbı alır. Getirdiği meyvayı, erkek çocuklarından önce kız çocuklarına versin! Kadınları, kızları sevindiren, Allah korkusundan ağlayanlar gibi sevâb kazanır. Allah korkusundan ağlıyanın bedeni de Cehenneme harâm olur.) [İbni Adîn]

(Üç kızına, ihtiyâçtan kurtulana kadar iyi bakan, yedirip giydiren, elbette Cenneti kazanır.) [Ebû Dâvüd]

(Üç kız veya kız kardeşinin geçim veya başka sıkıntılarına katlananı, Allahü teâlâ Cennete koyar.) Eshâb-ı kirâmdan biri, (iki tane olursa da aynı mıdır?) diye suâl edince, Peygamber efendimiz (Evet, iki tane olursa da aınıdır) buyurdu. Başka birisi, (Ya bir tane olursa?) diye suâl etti. Cevabında buyurdu ki: (Bir tane de olsa gene aınıdır.) [Hâkim, Harâitî]

Görüldüğü gibi, kız ve kadınlara değer vermiyenler, müslümanlığı bilmiyen kimselerdir. Müslüman, dinini iyi öğrenip kadına lâyık olduğu değeri vermelidir!

28- Çocuk sevgisi. Büyük-küçük çocuklarımıza sevgi ve şefkat göstermek, sevip öpmek sünnettir. Resûlullah efendimiz, evine gelen küçük çocukları sevip başlarını okşar, evin içinde oynamalarına da izin verirdi. Enes bin Mâlik hazretleri anlatır:

Resûlullah, çocuklara karşı da insanların en şefkatlisi idi. Oğlu İbrâhim'in süt annesi, Medîne'nin bir kenarında otururdu. Kadının kocası demirci idi. Resûlullahla bu eve sık sık giderdik. Varınca demircinin dumanla dolmuş evine girer, çocuğu kucaklar, öper ve bir müddet sonra dönerdi. Bir torunu ve kendi oğlu İbrâhim ölünce de ağlamış, (Şefkatimden ağlıyorum. Allah ancak merhametli olana rahmet eder) buyurmuştur. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Çocuklarınızı çok öpün, her öpüşte Cennetteki dereceniz yükselir.) [Buhârî]

Çocuk kokusu Cennet kokusudur.) [Taberânî]

(Çocuk dünyada nûr, âhırette sürurdur.) [Şir'a]

(Çocukları sevip okşayın, onlar gönül meyvesi, göz nûrudur.) [Ebû Ya'lâ]

(Çocuklarımız ciğerparelerimizdir.) [B.Arifîn]

(Çocuk sevgisi, cehennem ateşine karşı perdedir. Çocuklara iyilik etmek, Sıratı geçmeye sebeptir. Onlarla beraber yiyip içmek, Cehennemden kurtuluştur.) [Şir'a]

(Cennetteki "Sevinç sarayı"na, ancak çocukları sevindirenler girer.) [İ.Adîy]

(Çocuğuna iyilik etmek için yardımcı olan babaya Allah rahmet etsin!) [İ Hibbân]

(Lâ ilâhe illâllah diyene kadar çocuğu terbiye eden, hesâba çekilmez.) [Taberânî]

(Çocuksuz bir evin bereketi olmaz.) [Ebûşşeyh]

Bir bedevî, (Yâ ResûlAllah, siz çocukları sevip öpüyorsunuz. Biz hiç öpmeyiz) dediği zaman,ona, (Şefkat ve merhamet duygusu olmıyana ne diyeyim?) buyurdu. (Buhârî)

Hz.Ömer, birini bir göreve ta'yin eder. O zat, görev emrini almak üzere Hz. Ömer'in huzûruna gelir. Hz.Ömer'in çocuğunu öptüşünü görür. (Benim birkaç çocuğum var, ama hiç birini öpmem) der. Hz.Ömer'in şekli değişir (Senin küçüklere, şefkatin, merhametin yok. İnsanlara nasıl merhamet edersin? Verilen görevden seni azlediyorum) buyurarak vazife emrini imzalamaz.

Torun sevgisi, evlâd sevgisinden daha ileridir. Resûlullah efendimiz, namaz kıldırırken secdede, torunu Hz. Hasan, mübârek omzuna çıkıp oturdu. Resûlullah efendimiz, secdeyi uzatınca, sahabeden, "acaba vefât mı etti" diye düşünenler oldu. Namazdan sonra secdeyi niçin uzattığını soranlara buyurdu ki: (Secdede iken torunum omzuma çıktı. Gönlü oluncaya kadar indirmediğim için secde uzadı.) [Nesâî]

Bir zât, Resûl-i ekremin, Hz. Hasan'ı öperken görünce, (On oğlum var, hiçbirini öpmem) dedi. Resûlullah efendimiz, (Merhamet etmiyen, merhamete kavuşamaz) buyurdu. (Buhârî)

Resûlullah efendimiz, Hz. Hasan'ı bir dizine Hz. Hüseyn'i de öteki dizine oturtur, bağrına basar, sonra da (Yâ Rabbî, bunlara rahmetini ihsân et, bunlary seviyor, bunlara şefkat duyuyorum) derdi. (Buhârî)

Peygamber efendimiz, Hz. Hasan'ı öptükten sonra Eshâb-ı kirâma buyurdu ki:

(Çocuk çekingendir, hâli bilinmez, belki üzüntülüdür.) [B.Arifîn]

Kur'ân-ı kerîmde, malın, evlâdın, fitne ya'nî imtihân olduğu bildiriliyor. (Tegabün 15)

(Yâ Rabbî, düşmanlarıma çok mal, çok evlâd ver) hadîs-i şerîfi, mal ve evlâd hayırlı olmadığı takdirde belâ olacağın bildirmektedir.) (Berîka)

Mal, çocuk ve hanım, cihâd, namaz gibi ibâdetlerden alıkoyabilir. Dikkatli olmak lâzımdır. Peygamber efendimiz, (Âhır zamanda sizin en iyiniz, çoluk çocuğu olmıyandır) buyuruyor. En iyilerden olanlara müjdeler olsun! Bunun için bir İslâm âlimi, (Bu devirde çocuğu olmıyan şükür secdesi yapmalıdır) buyurmuştur.

 .islamisohbet.
« Son Düzenleme: 21 Ekim 2009, 00:24:47 Gönderen: mystic »
Of eşrafından 80 yıllık bir M E K T U P

Çevrimdışı dihancioglu

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 244
Kalb ile Olan Hakları
« Yanıtla #10 : 19 Ağustos 2005, 18:59:08 »
1- Acımak, merhamet etmek. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Merhamet etmeyene, merhamet edilmez, acımayana acınmaz.) [Müslim]

2- Sevmek. Her fırsatta ana-babanın ellerini öpmeli, sevdiğini hissettirmelidir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Annesinin ayağını öpen, Cennetin eşiğini öpmüş olur.) [Şir'a]

3- Sevinçlerine sevinmek. Bir şeye sevinince, (Ne iyi olmuş, hayırlı olsun) gibi sözlerle memnuniyetini bildirmelidir!

4- Üzüntülerine üzülmek, dertleri ile hemdert olmak. Bir şeye üzülmüşlerse, (Geçmiş olsun) diyerek ilgilendiğini, üzüldüğünü bildirmeye çalışmalıdır.

5- Çok söylemelerinden incinmemek. İncinse bile, kesinlikle incindiğini hissettirmemek.

6- Sitem ve cefâlarına kızmamak. Sözlerini hiç duymamış gibi hareket etmek.

7- Onlardan râzı olmak. Ne yapıp yapmalı, onların rızâlarını almaya çalışmalıdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Allahın rızâsı ana-babanın rızâsındadır.) [R.Nâsihîn]

8- İncitmekten çok korkmak. İsrâ sûresinin 23. âyet-i kerîmesinde ana-babaya iyi davranmak, onlara yumuşak ve tatlı söylemek emredilmektedir. Gaflete düşüp ana-babanın kalbini kırarsan, derhal rızâlarını almaya çalış, yalvar ve ne yaparsan yap, onların gönlünü al!

9- Nazlanmamak. Aksine onların nazına katlanmalıdır! Çünkü ana-baba küçükken bizim çok nazımızı çektiler. Nazlanma sırasının onlarda olduğunu unutmamalıdır.

10- Sıkıntı görse de, ölseler de kurtulsak diye düşünmemek, çok yaşamalarını arzû etmek. Onlar, bizden çok sıkıntı gördükleri hâlde, yaşamamızı istemişlerdi. Îcâbında kendileri aç durup bizi doyurmuşlardı
.islamisohbet.
« Son Düzenleme: 21 Ekim 2009, 00:25:09 Gönderen: mystic »
Of eşrafından 80 yıllık bir M E K T U P

Çevrimdışı umman

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 30
GENÇLERE TAVSİYELER
« Yanıtla #11 : 20 Ağustos 2005, 15:20:47 »
Blim kardes okurken gozlerim yoruldu ama buna degdi...

Tesekkurler..

Allah yazdıklarımızı uygulamayı nasip etsin.
color=violet]
Dost olup, dost kalmak üzere....
[/color]

Çevrimdışı dihancioglu

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 244
GENÇLERE TAVSİYELER
« Yanıtla #12 : 20 Ağustos 2005, 17:24:47 »
Allah Razıolsun umman kardeşm. Bazılarımız için artık geç olsada,evlatlamıza verip onlardan da görmeyi nasip etsin.
Of eşrafından 80 yıllık bir M E K T U P

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Re: EVLAD HAKKI
« Yanıtla #13 : 22 Ağustos 2005, 23:20:04 »
Alıntı yapılan: "Blım"

(Kadın, malı, güzelliği, asâleti ve dindarlığı için nikâh edilir. Sen dindar olanı seç ki, maddî ve ma'nevî ni'mete kavuşasın!) [Buhârî]

(Kadını güzelliği için alma, güzelliği onu helâke sürükleyebilir. Sırf malı için de alma, malı onu zarara sokabilir. Dindar olanla evlen!) [İbni Mâce]


Dindar olanla evlen o zaman hem güzellige hem mala sahip olursun.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı GEZGİN

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 353
GENÇLERE TAVSİYELER
« Yanıtla #14 : 24 Ağustos 2005, 21:00:01 »
Allah razı olsun Blim
simdiye kadar neredeydiniz???
An oluyor bir garip hisse kapılıyorum...
Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?'..........