Gönderen Konu: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde  (Okunma sayısı 11256 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Devri Âlem

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 429
Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« : 01 Mart 2009, 08:16:34 »



Çağdaş tıp müthiş bir hızla ilerliyor ve yeni tedavi yöntemleri geliştiriyor. Bunlarla daha sağlıklı olmayı beklerken acaba daha çaresiz hale mi geliyoruz? Her geçen gün yeni bir hastalık ortaya çıkıyor ve hastalıkların direnci artıyor. Bu da görünüşte daha etkili, ancak gerçekte daha tehlikeli ilaçların denenmesi anlamına geliyor.

Ameliyatlar, gen teknolojisi, kimyevi ve nanoteknolojik ilaçlar, sezaryenler, yapay besinler, kan ve organ nakilleri gerçekten de kaçınılmaz yöntemleri? Tüm bunlarla tedavi olabiliyor muyuz, yoksa gittikçe daha fazla mı hasta oluyor, ilaçlara bağımlı hale geliyoruz? Sağlıklı olmak bu kadar zor ve karmaşık olabilir mi?

Biyolog ve Doktor Aidin Salih, Gerçek Tıp’ta, unutulan şifa kaynaklarını, çağdaş insanın karşılaştığı tüm sağlık sorunlarına karşı kullanılabilecek biçimde tekrar canlandırıyor.

Gerçek Tıp, hastalıkların gerçek sebeplerini, hastalıklara karşı çaresiz olmadığımızı, ilahi kanunları çiğneyerek şifaya ulaşılamayacağını ve yitirdiğimiz şifanın izini tekrar sürebileceğimizi anlatırken, sade ve hikmet dolu bir gerçeğe işaret ediyor.

Tüm sağlık meselelerinin gerçek bir tıp yaklaşımıyla ele alındığı bu çalışmayla “az yiyerek” ve “doğru beslenerek” sağlığınızı koruyabilir, önerilen tedavi yöntemleriyle hastalıklarınızdan kurtulabilirsiniz.

“Allah, şifasını vermediği hiçbir hastalığı yaratmamıştır. Onu bilen bildi, bilmeyen de bilmedi” (Buhari, Kader, 4)

Arka Kapaktan

Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde

Dr. Aidin Salih

İstanbul, 2007

Yazı Yayıncılık

(0212 518 30 06)

Adı Dr. Aidin Salih
Ukrayna asıllı.
65 yaşında.
40 yaşında Müslüman olmuş.
اَلْعِلْمُ يَرْفَع بُيوتًا لاَعِمَادًا لَهَا وَالْجِهلُ يَهْدِم بِيُوتَ اْلعِزَّ وَلْكَرَمِ

Çevrimdışı Devri Âlem

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 429
Ynt: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« Yanıtla #1 : 01 Mart 2009, 08:20:46 »
imamhatip.com'un forum sitesinde kitabı okuyan insirah nickli üye tarafından kitaptan bölümler paylaşılmış.

Bizler de o bölümdeki bilgileri istifadenize sunmaya çalışalım.



Önsöz girişinden bazı notlar

Sağlık Bakanlıgınca hazırlanan 2006 tarihli 'Kronik Hastalıklar Raporuna göre,Türkiye'de yaklaşık 22 milyon kişi kronik hastalıkların etkisi altında yaşıyor ve kronik hastalıkların sayısında sürekli artış gözleniyor.Yaklaşık 15milyon kişise yüksek tansiyon,4milyonkişide şeker,3milyon kişide kronik obsrtuktif akciğer ,2 milyon kişide koroner kalp hastalıgı,hastaların %40 ında farklı derecede anemi bulunuyor...

Bunun dışında heemen hemen her genç kızda,hatta erkeklerde endometriozis görülüyor,kısırlık sel gibi artıyor ve her 2 bebekten biri sezeryenle doğuyor,Rapoarlarla çizilen bu tablo tek başına çokvahimdir;aynı zamanda insanları ümitsizliğe,korkuya sevketmekte ve büyük hatalar yapmalarına sebep olmaktadır...

Çağdaş tıp bilgileri ve teşhis imkanları ''Dev adımlarla''ilerliyor gibi görünüyor fakat hastalıklar gün geçtikte daha da derinleşiyor,çeşitleniyor,yaygınlaşıyor ve çoğalıyor.Hastalıklara çare bulamıyor,tam tersine tıbbı tedaviler sonucunda hastalıkların direnci artıyor,daha önce hiç bilinmeyen hastalıklar ortaya çıkıyor.Karşımıza çıkan bu tablo bize hiç şaşırtıcı gelmiyor. çünkü modern tıbbın felsefesi temelden yanlıştır.Modern tıp ateş yükselince ateş düşürücü,tansiyon yükselince tansiyon düşürücü ,enfeksiyon olunca antibiyotik kullanmayı önerir.Bu,hastalıgı tedavi değil,bağışıklık sistemine açılmış şiddetli ve sürekli bir savaştır.Çağdaş tıbbi müdahelelerde maruz kalan bağışıklık sistemi ,tamamen çökene kadar muazzam şekilde direnir.Bağışıklık sistemi çöktükten sonra ise insanın başına birer birer gerçek hastalıklar gelmeye başlar.

Sentetiik ilaçlar,ameliyatlar,sezaryenle doğum,kan ve organ nakli,iki anneli ve tüp bebekler,kök hücresi kullanma,klonlama ,gen teknolojisi ve nanoteknoloji yöntemleriyle üretilen aşılar ve vitaminler gibi kurtuluş umuduyla bel bağlanan bu hayali gelişmeler her seferinde hüsranla bitmektedir ve bitecektir.Bunun sebebi,Yaratıcının kanunlarını gözadrı ederek veya onlara karşı gelerek tedavi yolu arayanların zihniyetinde aramak gerekir.

Gerçeğe giden yol,ilahi kanunları çiğnemeyen yoldur.Allah tarafından yaratılan bu kanunlar,Levh-i Mahfuz'da Yazılmış ve yaratılışa nokta koyulmuştur.Allah2ın yasalarında asla hata olamaz.Bir değişiklik de yapılamaz.Allahu teala Mümınün suresi 71.ayetinde''Velev ki Hak,onların hevalarına tabi olsaydı,göklerde,yerde ve bunların içinde bulunanlar mutlaka fesada girerdi'' buyurarak felaketin büyüklüğünü bize tanımlıyor...


Biz gerçek hastalığı değil de,tedavi edilmemesi gereken''hastalıkları'' tedavi ederken
daha doğrusu
vücudun gönderdiği ''imdat'' sinyallerini sustururken hatayı insan vücudunda,vücudunsözde eksikliği ya da bozuklugunda arıyoruz.Yani,hatayı Allah'ın yarattığı mekannizma da arıyoruz.Halbuki,O'nun mekanizmasında hata olamaz.Bu sebeple,insanın bagışıklık sistemi tüm çağdai tedavi yöntemlerine karşı kendi savunmasını yapar,sonuna kadar direnir.Bazı insanlar tıbbi ilaçlarla veya cerrahi müdahelelerle değil,bunlara rağmen iyileşir.

Yeni yöntemlerle tedavi edilerek ortandan kaldırılan hastalıklar aslında kendi vazifesini tamamladıkları için yeryüzünden kaldırılmıştır.Yeniy yöntemler
hastalığın kaldırılmasının sadece yüzeysel sebebidir.Mesela,aşının geliştirilmesiyle taun hastalıgı ortadan kaldırılmıştır fakat asıl sebep bu hastalıgın Allah katında vazifesinin bitirilmiş olmasıdır.Çünkü,''Taun hastalıgından ölen şehittir'' hadisindeki şehitlik mertebesine layık insan heemen hemen kalmamış
yeni yöntem bu nedenden dolayı ortadan çıkmıştır.

Bu mizaçların sırrı keşfedilmiş ve mizaca göre yani kan grubuna göre beslenme şekli ayrıntılı bir şekilde sistemleştirilmiştir.Bu sistemi uygulayan insan bütün hastalıklardan emin olabilirrdi.Ancak bu sistemi hayata geçirmek için doğal,genetiğe müdahele edilmemiş yiyecek kalmamıştır.

Kainat tüm cisimler ve sistemler bir bütündür.Bedenimiz de tüm kainatın bir misali olarak yaratılmıştır.İnsan bedenine baktığımız zaman çeşit çeşit,iç içe geçmiş ve birbiriyle etkileşim halinde olan sistemler görürüz.Modern tıp,insan bedenini,branşlara ayırarak inceler ancak bunun insan vücudunu anlamaya yeterli olmadıgını biliyoruz.İnsan vücudunu anlamak için sistemin ve işleyişin bütününe bakmak gerekir.Yaratılış kanunlarını ne kadare iyi anlarsak o kadar sağlıklı ve doğru yaşama imkanı buluruz

Bu kitapta anlatılan tedavi sistemi anlamak için bütünsel bir bakış gereklidir.Tek tek hastalıkların tedavisiyle ilgilenmek yeterli olamaz.Bu nedenle ancak kitabımızın tamamını okuduktan sonra tedavinin felsefesiyle ve metoduyla ilgili bir fikir sahibi olunabilir..

Bu kitapta modern tıbbın ''bilimsel'' ve işe yaramaz dipnotlarla dolu üslubu yerine hastalıkların sebebini ve gerçek şifanın nerede olduğunu sade bir dille anlatmaya çalışan ifadeler tercih edilmiştir.Bu kitap şifa arayan ve hesap gününe insanlar için ''bilimsel'' ifadelerin izafiliği yerine,acı da olsa gerçeklerin ortaya serilmesinin daha önemli oldugunu düşünülerek yazılmıştır.

Irsi hastalıklar hariç,hemen hemen bütün hastalıkların sebebi hayret verici derecede aynıdır.İlginç olan şudur ki,bütün hastalıkların tedavisi de aşağı yukarı aynıdır.Elinizdeki kitap bu sade ve hikmet dolu gerçeği anlatma yolunda Allah'ın izin verdiği ölçüde atılmış bir adımdır.

Vücudundaki hastalıkların başlıca sorumlusu insanın kendisidir.Hasta olmak insanın kendi ayıbıdır,kendi suçudur.Çünkü,vücudda onu hastalıklardan koruyan öyle mükemmel bir mekanizma yaaratılmıştır ki ,bu mekanizmayı tahrip etmek için çok''uğraşmak''gerekir.Eğer insan bu mükemmel mekanizmaya rağmen yine de hastalanırsa ,Allah bu durumda da insanoğluna şifa bulması için dosdoğru bir yol göstermiştir.İnsanın bundan istifade etmeyip,kendini tedavi etmemesi ya da şifayı yanlış yerlerde araması 2.bir suçtur.

Hiç bir doktorun yardımı olmaksızın ,tıp dünyası tarafından en tehlikeli görülen hastalıklardan bile kurtulmak mümkündür.Hastalığı teşhis etmek de önemli değildir.Bu kitapta takdim edilen kurallar ve tedavileri kendi hayatınızda uygularsanız,hastalıkların sebebini anlayacaksınız.Sebeplerini anlamakla kalmayıp,hayati önem taşıyan bir çok ayrıntıyı göreceksiniz.Hastahane kapısında sıra beklemeyecek,dolaplar dolusu ilaçlardan ve tüm tedavi masraflarndan kurtulacaksınız.Sağlıklı olmanın ne kadar kolay oldugunu görüp şaşıracaksınız ve böyle mükemmel yaratıldıgınız için Yaradan'a şükereceksiniz..




« Son Düzenleme: 01 Mart 2009, 10:40:20 Gönderen: Ay Işığı »
اَلْعِلْمُ يَرْفَع بُيوتًا لاَعِمَادًا لَهَا وَالْجِهلُ يَهْدِم بِيُوتَ اْلعِزَّ وَلْكَرَمِ

Çevrimdışı Devri Âlem

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 429
Ynt: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« Yanıtla #2 : 01 Mart 2009, 08:26:09 »


























اَلْعِلْمُ يَرْفَع بُيوتًا لاَعِمَادًا لَهَا وَالْجِهلُ يَهْدِم بِيُوتَ اْلعِزَّ وَلْكَرَمِ

Çevrimdışı Devri Âlem

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 429
Ynt: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« Yanıtla #3 : 01 Mart 2009, 08:28:01 »
YÜKSEK TANSİYON: Fazla ve karışık yemek sonucunda yemekler hazım olmayıp çürüyor, bunlardan meydana gelen zehirler kana karışıyor. Kan çok koyu ve köpüklü bir hale gelerek ağırlaşıyor. Vücut bu kanın organlara ve hücrelere dağılmaması için damarları sıkıyor, zehirleri daha şiddetli çıkarabilmek için damarlara baskı yapıyor ve kan hareketini hızlandırıyor. İnsanlar bunun üzerine ilaç kullanmaya başlıyorlar.  Kullanılan ilaçlar damarları genişletiyor ve zehirler vücutta kalarak depolanıyor, hastalığı daha çok ilerletiyor.
 
Yüksek tansiyon olmaması için karışık ve fazla yememeli. Aksam yemekten 1,5 saat sonra sinameki çayı içilmeli. Yüksek tansiyon olanlar yemekleri düzeltse, tansiyon hemen düzeliyor. Az yemek yiyen ve her akşam sinameki içenlerde yüksek tansiyon olmaz.
 
Tansiyon yükselse hemen lavman yapıp soğuk su ile gusül abdesti alınmalıdır ve limon suyu içilmelidir. Bu hastaların muhakkak karaciğer temizlemesi yapması gereklidir. Aç karnına bol bol limon veya greyfurt suyu suyla karıştırılarak içilmelidir ve biberiye çayı kullanılmalıdır. Biberiye olmazsa onun yerine her gün yarım çay kaşığı tarçın kullanılır (Bal ile karışık).
اَلْعِلْمُ يَرْفَع بُيوتًا لاَعِمَادًا لَهَا وَالْجِهلُ يَهْدِم بِيُوتَ اْلعِزَّ وَلْكَرَمِ

Çevrimdışı ansızın

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 4
Ynt: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« Yanıtla #4 : 01 Mayıs 2009, 12:00:29 »
    herkesin bilmesi gereken gerçek her musıbetın sebebi nefis , uyulmaması dileği ile ....
                   
                          çok faydalı bilgiler sunulmuş , kitap tanıtımı için teşekkürler  :))

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« Yanıtla #5 : 12 Mart 2010, 00:06:28 »
Teşekkürler Devri Alem
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı omur

  • ömür
  • yazar
  • ****
  • İleti: 651
Ynt: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« Yanıtla #6 : 12 Mart 2010, 00:18:00 »
Çok çok tesekkürler.

Çevrimdışı aydeniz

  • yazar
  • ****
  • İleti: 560
  • Hakka kul olmak
Ynt: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« Yanıtla #7 : 12 Mart 2010, 00:47:42 »
teşekkürler, bu kitabı herkesin alıp okumasını ve aidin hanımla tanışmasını isterim

Çevrimdışı gülçiçek

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 391
Ynt: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« Yanıtla #8 : 12 Mart 2010, 09:34:50 »
    herkesin bilmesi gereken gerçek her musıbetın sebebi nefis , uyulmaması dileği ile ....
                   
                          çok faydalı bilgiler sunulmuş , kitap tanıtımı için teşekkürler  :))
mum  olmak kolay değildir, ışık saçmak için evvela yanmak gerek.

Çevrimdışı ikra42

  • okur
  • *
  • İleti: 94
Ynt: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« Yanıtla #9 : 12 Mart 2010, 10:32:59 »
yazarın konuşmasını dinlemiştin bir proğramda mantıklı gelmişti kitabının olduğun bilmiyordum teşekkürlre paylaşım için inş okumakta nasip olur..
sağlıklı bir ömür geçirmeyi rabbim tüm kardeşlerimle beraber nasip etsin inş..

Çevrimdışı suden

  • suden
  • aktif okur
  • **
  • İleti: 207
Ynt: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« Yanıtla #10 : 13 Mart 2010, 22:16:50 »
arkadaşlar (pis boğaz olanlar ve göbeği büyük olanlar cennete giremez ) hadis olarak aktarılmış. mesnedini bilen varmı.
said,cennetlik kişidir.başkasından ibret alandır.
şaki,cehennemlik kişidir.BAŞKASINA İBRET OLANDIR.

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« Yanıtla #11 : 14 Mart 2010, 16:16:21 »
Teşekkürler, her kütüphanede bulunması gereken kitaplardan biri sanırım...
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı osmanlı

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 379
  • Okula hayır, Açık lise kolejlerine evet.
Ynt: Gerçek Tıp - Yitik Şifanın İzinde
« Yanıtla #12 : 15 Mart 2010, 17:18:24 »
Maranki denen adamın devşirdiği kitap.
Devrimci akıla sahip olanlar, luciferin yeni dünya düzenini yemezler...