Gönderen Konu: Gitmişliğine ve Susmuşluğuna Dair  (Okunma sayısı 2154 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ZeN

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 6
Gitmişliğine ve Susmuşluğuna Dair
« : 23 Eylül 2009, 00:37:03 »

mağrur bir ırmak geçiyordu kalbimin coğrafyasından
her ırmak kadar asi
ve mahcub
günahlığından muzdarib her günah gibi
ne vakit değse gözlerin gözlerime
içimde bir inşirah
belli ki cennetten geliyordu
bir ırmak işte
her mevsim yağdıkça ben bahar tazeliğinde
mutedil bir akışla sana dökülüyordu



gittin
günüm gecem uykum
tadım tuzum bi yana
tenimin serinliğini alıp gittin
şimdi hangi su
hangi yağmur doldurur bu menfur boşluğu
gittin ve anladım
sırrı ateşmiş aşkın
ayrılıksa
bitimsiz bir çöl susuzluğu



sen gideli kalemime vuruyor efkârım
kırık dökük cümleler kuruyorum öznesi sen
sol yanımda kederli bir şair sancısı
ceplerimde aşka muhalif sloganlar
her satırda gidişinden dem vurup
umarsızlığına göndermeler yapıyorum
biliyorum beyhude
birşey söylemez kelimelerim biliyorum
öyle yabancıyım ki aynalara
kendi dilimden ben bile anlamıyorum


sustun
bana yangın yeri sustuğun her söz
müzmin acılar düğümlendi canıma
korkuyorum
yanacak dokunduğum yerler
ateşten libaslar biçildi ruhuma
binlerce günaha bulaşmışken ellerim
cehennemin gölgesi düşmüşken ardıma
bilmem
yakışır mı dilime
serinliğim olur mu ibrahimî bir dua

yitik kuyuların mahkumu artık sende bulduğum yusuf
firari bir tebessüm içimdeki züleyha
omuzlarımda bunca ıstırap yükü
her gün biraz daha eksiliyorum
biraz daha küsüyorum mutluluk mefhumuna
söylesene sevdiğim
eski bir fotoğraf mı şimdi tüm yaşanmışlar
lügatlarda izahı bulunmazken halimin
hangi şiir hangi şarkı anlatsın beni
terkedilmiş evler gibi yalnızım
perişanım kaybedilmiş savaşlar kadar


betül tarıl
cemaat.com


Dua ile...

« Son Düzenleme: 23 Eylül 2009, 07:54:12 Gönderen: Lika »
Kalem eğri dilli; mürekkep siyah yüzlü; kağıt iki yüzlü!

Şimdi kalkıp arzuhalimi yazmaya kimi mahrem kılayım?