Güneşimi Vurdular
Dalgalar sırılsıklam , dökülmüş elleri kolları
Yorgun argın,güneşi kıyıya sürüklüyorlar
Kıran kırana vuruşuyor hüzün mavisi ışıkları
Iskalayan tüm kurşunlar onda karar kıldılar
Çoktan gelmiş olmalıydıgöğün ak kanatlıları
Beni alıp götürmedi, neden bu sabah sular
Sahi,
Unutmuşum,
Güneşimi vurdular...
Denize düşerken gördüm aldırmıyordu insanlar
Bulutların arasından yuvarlandı koya
Önce burna çarptı çığlık çığlığa kayalıklar
Sonra can havliyle devrildi suya
Ah...bayram etti cümle balıklar
Ama bir gariplik var,hiç ağlamazlardı kuşlar
Sahi,
Unutmuşum,
Güneşimi vurdular...
Işıktan öpücük konduruyor sahile sular
Ellerim hatırası, güneş bulaşığı ellerim
Abdest organlarımda hala izi var
Şafağın bitmesini boşuna beklemişim
Gözlerime ne oldu, neden bir tuhaf oldular
Sahi,
Unutmuşum,
Güneşimi vurdular...
Ne geceler atardım önüne,hepsini de yerdi
Ayrılığı felaket,yanımdayken burnuma tüterdi
Eyvah ki yalnız beni değil yıldızları da kırdılar
Onlarsız yapamaz,bilirim , hep koynunda yatardı
Geç oldu, hala anlayamadım, saati niçin sordular?
Sahi,
Unutmuşum,
Güneşimi vurdular...
Tam alır yerinden yemiş kurşunu güneş
Melekler her ahından bir cehennem yontarlar
Göklerin maksadı ne ki kırılıyor gerdanlar
Neden beni okşayan melekler uykudalar
Sahi,
Unutmuşum,
Güneşimi vurdular...
Mustafa İslamoğlu,1992-96