İHLÂSLI VE SAMÎMÎ OLMAK
30 - 8 - 2003 FAZÍLET TAKVÍMÍ
İhlâs, riyâ ve süm’a (gösteriş) şâibesini terk ederek Allah’ı görür gibi ibâdet etmektir. Evliyâullah’tan bir zât ihlâsı şöyle tarif etmişlerdir: “Bir mazarrattan korkmadan ve bir menfaat beklemeden, yalnız îlâ-i Kelimetullah yolunda, Allah rızası için çalışmaktır.”
Bir hadîs-i kudsîde Allâhü Teâlâ buyurdu ki: “İhlâs, benim sırrımdan bir sırdır, onu kullarımdan sevdiklerimin kalbine emânet ederim. Ona melek muttali olamaz ki yazsın. Şeytan da muttali olamaz ki ifsâd etsin.” (Şeyh Mansûr Ali Nasıf, Tâcü’l-Usûl 1/51)
İhlâsı elde etmek için niyyetin düzeltilmesi lazımdır. Çünkü, bütün işler niyete göre değer kazanır.
Peygamber Efendimiz’in: “Ameller (in sevâp ve mükâfatı) ancak niyyet iledir.” hadîs-i şerîfinden niyetsiz amellerin sevâbı olmayacağı anlaşılmaktadır.
Hikâye olunur ki, bir geyik Âdem (a.s.) adını (ve yeryüzüne indiğini) duyunca onu ziyârete gitti. Hz. Âdem bundan son derece memnûn oldu ve sağ elini geyiğin sırtına koyarak iltifat etti. Bundan dolayı geyiğin kuyruk tarafında güzel bir koku, misk meydana geldi. Arkadaşlarının yanına geldi. Diğer geyikler bu kokuyu nereden buldun diye sordular. O da keyfiyeti diğerlerine anlattı. Bunun üzerine diğer geyikler de Âdem (a.s.)’ın yanına vardılar. Fakat onların vücûdunda her hangi bir koku hasıl olmadı. Çünkü birinci geyiğin niyetinde ihlâs vardı. O hâlis bir (ziyâret) için gitmişti. Diğer geyikler ise koku için gitmişlerdi.”