Gurbette bayram çok daha derindir
Üç ay süren kutlu bir maratonun finaline ulaşmış bulunuyoruz. Rabb'imize kulluğumuzu arz etmiş olmanın, O'nun engin rahmetine mazhariyetle günahlarımızdan uzaklaşmış olmanın bayramını idrak ediyoruz.
Bugün Ramazan Bayramı, bizim bayramımız. Bizim bayramlarımız başka kültürlerin karnaval ve kutlamalarından çok çok farklıdır. Mü'minlerin tavır ve davranışlarında bayramlarda bile laubâlîlik, taşkınlık ve dengesizlik asla görülmez. Mü'minlerin, dengeli hareketlerinde, vakur davranışlarında, derin bakışlarında hep Kur'ân'a uyanmış ve Kur'ân dinlemiş olmanın ciddiyeti vardır. Onlar, her zaman olduğu gibi bayramlarda da Allah'a ve Peygamber'e açık durur; başkalarıyla münasebetlerini saygı, sevgi ve şefkat yörüngeli götürürler. O mübarek günlerin hiçbir anını heder etmemeye çalışırlar.
Peygamber Efendimiz döneminde bayram günlerinde işler tatil edilmiyordu. İnsanlar günlük işlerini yine yapıyorlardı. Bayram namazı ve hutbesiyle o günü diğerlerine göre daha farklı karşılıyorlardı; sonra da birbirlerine tebessüm teatisinde bulunuyor, fakiri-fukarayı gözetiyor ve eşe-dosta yemek yediriyorlardı. Günümüzde, bayramlar biraz da bizim kendi törelerimizin rengine bürünüyor. Böyle mübarek bir gün bahane yapılarak tatil ilan ediliyor. Kabir ziyaretlerine daha bir ehemmiyet veriliyor. Sıla-yı rahim adına gidip gelmeler, arayıp sormalar bayrama ayrı bir derinlik kazandırıyor. Anne, baba ve çocuklar arasındaki münasebetler bir kere daha pekiştirilmiş oluyor. Çocuk yuvaları ve huzurevleri gibi yerlerde ziyaretçi bekleyen ve arayıp soranı olmama talihsizliğiyle kıvranan kimseler ziyaret ediliyor, sevindiriliyor. Böylece, bir yönüyle daha geniş manada bir sıla-yı rahimde bulunuluyor.. Cenab-ı Allah'ın af ve mağfiretine erme ümit ve beklentisi esas olmakla beraber, temelde dine aykırı olmayan, belki asıl kaynaklar itibarıyla dine dayanan; ama zahiren örflerimizden, âdetlerimizden kaynaklanan şeyler de bayrama farklı manalar katıyor.
Bayram, bütün dünyaya kendi güzelliklerimizi duyurmak için de önemli bir vesile aslında. Biz, topyekün insanlığın İslam'a ve Kur'an'ın mesajına muhtaç olduğuna inanıyoruz. Evet, insanlık, İslam'la tanıştığı ve 'İlahî Beyan'ın nuruyla buluştuğu zaman bayram edecek. Kederli çehreler ancak iman esaslarının kalbde hasıl ettiği inşirahla gülecek.
Şu anda idrak ettiğimiz bayram, bir yönüyle Cenâb-ı Hakk'ın pek çok lütfunu beraberinde getiriyor. Allah, bize bir ay oruç tutmayı ve kulluğumuzu daha engince eda etmeyi lütuf buyurdu; şimdi de bayram bahşediyor. Bir ay boyunca, bir ölçüde bütün dünyaya Ramazan boyası çaldığı gibi, şimdi de dünyanın değişik yerlerinde aynı güzellikleri yaşatıyor ve bizi ayrı bir sevince ulaştırıyor. Bir bir Ramazanlaşan, bir bir bayram sevinci duyan insanlar koca bir deryadan mesajlar taşıyor; parça parça, damla damla büyük bir deryayı oluşturuyor.
Bir de bayramı gurbette yaşayanlar vardır ki gurbet, şayet Allah rızası için yaşanan bir gurbetse, öyle bir gurbette bayramı duyma, sılada bayram yapmaktan çok daha derindir. Bir insan kendi ülkesinde, bayramı bütün şatafat ve debdebesiyle, olanca ihtişamıyla yaşayabilir; fakat onu gurbette hicran duygularıyla karşılama Cenab-ı Hak katında daha değerli olsa gerektir.
Bir insanın gurbette ölmesi, Allah nezdinde nasıl değerli ise ya da Allah rızası için vatanından ayrılan bir insanın hicreti nasıl kıymetler üstü kıymete ulaşıyorsa, aynen öyle de, dine, Kur'an'a ve insanî değerlere hizmete bağlı olarak veya ehl-i dalalet ve ehl-i küfrün cebrine maruz kalarak gurbette bayram yapan insanın bayramı da çok derinleşir; o insanı farklı buudlara ulaştırır.
Bize şimdilik bu kadar lütuflarda bulunan Allah, adeta bir gün zulmetleri bütün bütün boğacağını ve her tarafa rahmet yağdıracağını gösteriyor. İnşAllah ortalık ağarıyor; dünya bir bayram arifesinde, gün bayrama kayıyor. Allah inayetini üzerimizden eksik etmesin.. :x