Gönderen Konu: Güzel Ahlak [18 Şubat 2008]  (Okunma sayısı 26751 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı SadakatNet

  • Administrator
  • araştırmacı
  • *****
  • İleti: 298
    • http://www.sadakat.net
Güzel Ahlak [18 Şubat 2008]
« : 17 Şubat 2008, 20:55:04 »




 
Hafta:    17


Mevzu: Güzel Ahlak


Araştırmalarınızı bekliyoruz..

« Son Düzenleme: 16 Mart 2008, 21:40:02 Gönderen: SadakatNet »
Sadakat Yönetim Kurulu

Çevrimdışı Pırıltı

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1045
  • ~~Pembe Şeker ~~
Ynt: Güzel Ahlak [18 şubat 2008]
« Yanıtla #1 : 17 Şubat 2008, 21:00:46 »
Dinimizin önemle üzerinde durduğu hususlardan biri de güzel ahlâktır. Her müslümanın hareket ve davranışlarını kontrol altında tutması ve ahlâkını güzelleştirmek için gayret göstermesi gerekir. Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’de buna işaret etmekte, Hz.Peygamber (s.a.v.) de bir çok hadisinde bu konuda ısrarlı bir şekilde tavsiyede bulunmaktadır.

En güzel ahlâk örneği Hz. Peygamber (s.a.v.)’dir. Allah ü zü’l-celâl Hazretleri Kur’ân-ı Kerîm’in Kalem Sûresi’nde; “(Ey Habibim!) Şüphesiz sen çok üstün bir ahlâk üzeresin” buyururken, [1] Resul-i Ekrem Efendimizin bütün insanlar için bir ahlâk örneği olduğunu belirtmekte ve biz müslümanların da onun ahlâkını örnek alarak hayatımızı ona göre düzenlememizi istemektedir. Bizzat Allah Resulü (s.a.v.) de “Bana edebi Allah öğretti ve beni iyi bir edeb sahibi kıldı”   [2], “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”[3] anlamındaki hadislerinde kendisinin örnek kişiliğine vurgu yapmıştır.
« Son Düzenleme: 17 Şubat 2008, 21:33:24 Gönderen: RuMiŞ »
İyi ağaç kolay yetişmez; rüzgar ne kadar kuvvetli eserse, ağaçlar da o kadar sağlam olur.

Çevrimdışı Pırıltı

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1045
  • ~~Pembe Şeker ~~
Ynt: Güzel Ahlak [18 şubat 2008]
« Yanıtla #2 : 17 Şubat 2008, 21:05:43 »
Güzel ahlâk sahibi olmamızı isteyen Hz.Peygamber (sav) şu hadisleriyle bizleri bu hususa teşvik etmiştir:
“Kıyamet gününde ameller tartılırken müminin mizanında güzel ahlâktan daha ağır gelebilecek bir şey yoktur.”[4]
“Benim katımda en sevimliniz ve kıyamet gününde meclisime en yakınınız, ahlâkı en güzel olanınızdır.”[5]

“Allah-ü teala, kişiyi güzel ahlâkı sayesinde namaz kılan ve oruç tutan kullarının derecesine yükseltir.”[6]
“Müminlerin iman bakımından en olgunu, ahlâkça en güzel olanıdır.”[7]

Bir gün sahabeden bir zat Hz.Peygamber (sav)’e gelerek, “Ya Rasullellah! Allah katında en sevimli insanlar kimlerdir?” diye sordu. Bu soruyu Efendimiz “Ahlâkı en güzel olan” şeklinde cevapladı.[8] Bir başka seferinde ise bizzat kendisi Ebû Zer Gıfâri’ye “Ey Ebû Zer! Sana yükte hafif, mizanda ağır gelen iki husus öğreteyim mi?” demiş, “Evet! öğret Ya Rasullellah” cevabını alınca da “Güzel ahlâklı olmaya bak, bir de az konuş” buyurmuştur.[9]
İyi ağaç kolay yetişmez; rüzgar ne kadar kuvvetli eserse, ağaçlar da o kadar sağlam olur.

Çevrimdışı Pırıltı

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1045
  • ~~Pembe Şeker ~~
Ynt: Güzel Ahlak [18 şubat 2008]
« Yanıtla #3 : 17 Şubat 2008, 21:07:18 »
Efendimizin bu hadislerinden anlaşıldığı üzere güzel ahlâk İslam’ın önemli esaslarından biridir. Dinimiz her müslümanın güzel ahlâklı olmasını emreder. Çünkü güzel ahlâk insanı Allah’a yaklaştırır. Peygamber efendimizin sevgisini kazanmaya vesile olur. Toplum nezdinde insanın derecesini yükseltir. Öyle ise ahlâkımızı güzelleştirme gayreti içinde olalım. Çocuklarımızı da ahlâklı birer evlat olarak yetiştirelim. Bu yolla hem Allah’ın rızasını kazanmış, hem dinimize güzel bir hizmette bulunmuş ve hem de ülkemizin ve milletimizin geleceği için yararlı bir iş yapmış oluruz.
Hutbemizi Peygamber Efendimizin bir hadisiyle bitirelim, “Sizin en hayırlınız ahlâkı en güzel olanınızdır.”[10]


[1] Kalem, 68/4.
[2] Münâvî, et-Teysîr, 1/53.
[3] Mâlik, Muvatta, “Hüsnü’l-hulûk”, 8, II, 903.
[4] Münzirî, Terğîb-Terhîb, 4/182.
[5] Tirmizî, “Birr”, 71.
[6] Münzirî, Terğîb-Terhîb, 4/183.
[7] İbn-i Mâce, “Nikâh”, 50.
[8] Münzirî, Terğîb-Terhîb, 4/187.
[9] Münzirî, Terğîb-Terhîb, 4/186.
[10] Buhârî, “Menâkıb”, 23.
« Son Düzenleme: 28 Haziran 2009, 12:41:09 Gönderen: Mahi »
İyi ağaç kolay yetişmez; rüzgar ne kadar kuvvetli eserse, ağaçlar da o kadar sağlam olur.

Çevrimdışı duha

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 5144
  • ѕησωƒℓαкє
Ynt: Güzel Ahlak [18 şubat 2008]
« Yanıtla #4 : 17 Şubat 2008, 22:51:10 »
Sevilmenin yolu sevmesini bilmektir. Başka bir tabirle, iyi insan, herkes tarafından sevilir. Dinimizin bildirdiği esaslara uyan Müslüman iyi insan demektir.

Hemen herkes, kendisiyle ilgilenilmesini, kendisinden, işlerinden bahsedilmesini ister.

Çok kimsenin bir dakikalık telefon konuşmasında, beş-on defa (Ben) dediği tespit edilmiştir.

Çok kimseyi, hükümet kurulmasından çok, kendi meselesi ilgilendirir. Başkasına yaklaşabilmek için onun sevdiği, ilgilendiği konuları bilmek gerekir.

Hemen her insan, en az bir bakımdan kendini çok insandan üstün görür. (Ben bakan olsam, ben başbakan olsam şöyle yaparım) dediği görülür. Belki böyle konuşan kimselerin çoğunun müdür olacak kabiliyeti bile yoktur. Çünkü insanın nefsi, daima yükselmeyi, şef olmayı, başkalarının kendisine tâbi olmasını ister. Bu, nefsin arzusudur.

Herkeste de nefs olduğunu düşünerek, ona göre hareket edilirse, çetin meseleleri çözmek zor olmaz.

Bir kimsenin sevdikleri, kendini beğenip takdir edenlerdir.
O halde sevilmek için başkalarını takdir edip sevmek gerekir.
İnsanın nefsi takdirden hoşlanır, tenkitten hoşlanmaz. Tenkit, düşmanlığa yol açar.

Başkalarının bize nasıl muamele etmelerini istiyorsak, biz de onlara aynı şekilde davranmalıyız! Mesela gülerek karşılanmayı, bir çay, bir kahve ikram etmelerini istiyorsak, biz de başkalarını güler yüzle karşılamalıyız, onlara gerekli ikramda bulunmalıyız!

Sevilmek, takdir kazanmak için, herkese samimi bir alaka göstermek, gülümseyerek selam vermek, hal ve hatır sormak lazımdır.

Yapmacık hareketlerden da kaçınmalıdır! Yapmacık hareketler, fayda yerine zarar verir. Kendimize “Samimiyetsiz” dedirtmemeliyiz. Samimi olmaya kendimizi alıştırmalıyız! Mesela telefonla arayıp kendini tanıtmayan birisine, (İnsan önce kendini tanıtır) diyerek tenkitle söze başlamamalıdır! (Buyurun efendim, kiminle müşerref oluyorum) diyerek karşımızdakinin kendisini takdim etmesine fırsat vermelidir! Daha sonra, (Efendim, size yardımcı olmak benim için bir şereftir) dersek, karşımızdakinin kalbini fethetmeye giden yolu keşfetmişiz demektir.

Kendini sevdirmenin yolu, iyi insan olmaktır. İyi insan da güzel ahlaklı olandır. Güzel ahlak nedir?

Güzel ahlakla ilgili hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Kendinden uzaklaşanlara yaklaşmak, zulmedenleri affetmek, kendini mahrum edenlere [Kendine bir şey vermeyenlere] ihsan etmek, güzel huylu olmaktır.) [İ. Süyuti]

(İyi huyları tamamlamak, yerleştirmek için gönderildim.) [Hakim]

(Sureti ve huyu güzel olan kimseyi Cehennem ateşi yakmaz.) [Taberani]

(İyi huylu, iki cihan saadetine kavuşur.) [Taberani]

(En hayırlı şey, güzel ahlaktır.) [İbni Hibban]

(Güzel ahlaklı olmak, saadettendir.) [Beyheki]

(Mallarınızla bütün insanlara yardım edemezsiniz, malınız kâfi gelmez. Fakat onları güler yüz ve güzel huy ile hoşnut edebilirsiniz.) [Bezzar]

(Güzelin güzeli, güzel ahlaktır.) [İbni Asakir]

(En iyiniz, ahlakı en güzel olanınızdır.) [Buhari]

(Mümin güzel ahlakı ile, gündüz oruç tutan, gece ibadet edenin derecesine yükselir.) [Tirmizi]

(Kıyamette, terazide güzel ahlaktan daha ağır gelen başka şey yoktur.)
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

ABI HAYAT

  • Ziyaretçi
Ynt: Güzel Ahlak [18 şubat 2008]
« Yanıtla #5 : 18 Şubat 2008, 02:27:08 »
Sevgili Peygamberimiz  Hadisi serifinde:
Islam ahlak güzelliginden,güzel ahlakdan ibarettir
Hz.Aise.r.a. validemizden Peygamberimizin ahlaki soruldugu zaman :Onun ahlaki Kur´an idi.buyururlardi.Bunun böyle olmasi gayet tabii bir gercektir.Cünkü Resülü Ekrem:Ben mekarimi ahlaki itmam icin ,bütün ahlak güzelliklerini tamamlamak icin gönderildim,buyurmustur.
Sevgili Peygamberimiz,müminlerin imanda kemale erebilmeleri ancak güzel ahlak ile olacagini bildirmektedir.Ahlaki güzel olan müminlerin imani kamil sahibi olacaklarini su Hadis-iSerif bildiriyor:
اكمل المؤمنين احسنهم خلقا
Manasi:müminlerin iman yönünden en üstünü,ahlakca,huy bakimindan en güzel olanlaridir.
Ahlakinda bozukluk olan müminlerin imanlarinda zayiflik vardir.Imanini yükseltmek isteyen ahlakini güzellestirmelidir.Zayif iman sahibini Cennete götürebilmesi tehlikelidir.Akilli müslümanlar ahlakini güzellestirmek icin daima gayret ederler.
P.E:Sizin en hayirlilariniz,en seckin, en kiymetlileriniz,ahlaken en güzel olanlarinizdir.buyuruyor
Din  Kardeslerim!Güzel ahlak hakkinda daha pek cok hadisi –serif vardir.
Iyi huylu,güzel ahlakli olmak insanin kendi elindedir.
Güzel ahlakli olmak isteyen müslüman Peygamberimizin ahlakini okuyup ögrenmelidir.Peygamberimizin ahlakini kendisine örnek tutmalidir.Cünkü Peygamberimiz kadar güzel ahlakli bir insan daha dogmamisdir..
Peygamberimizin Ahlaki:
Peygamberimiz,insanlar icin bir örnektir.Biz her isimizde,her gidisimizde P.E. örnek tutariz.Peygamberimiz gibi yapmaya,P.E. gibi olmaya calisiriz.Onun yüksekligine erisilmezsede erismeye calisiriz.
P.E.,güler yüzlü,tatli sözlüydü.Agzindan kötü bir söz cikmaz,kimseyi incitmezdi.Ömründe hic yalan söylememisdir.Verdigi sözden dönmez,söz verdigi zaman,sözünü mutlaka yerine getirirdi.
P.E. cok cesurdu.Korku nedir bilmez ve Allah´tan baska kimseden korkmazdi.Muharebelerde kilic elinde düsmanlarla carpisti.Bütün kötülükleri kaldirdi.
P.E. ,kötü adamlari hic  sevmezdi,kötülere karsi cok sert davranirdi.Kötülügü görünce ates püskürürdü,iyilige karsi ise kuzu gibi yumusak davranirdi.
P.E. ,basladigi isi bitirmeden birakmazdi.Hemsehrileri,Peygamberimize ,,EL EMIN,,(güvenilir insan ) ismini vermislerdi.
P.E. ,büyüklere saygi,kücüklere merhamet,sefkat gösterirdi.Cocuklari cok severdi.Hele yetim öksüz,kimsesiz cocuklara cok acirdi,onlara cok yardim ederdi.Kimsesizlerin islerini görmekten zevk duyardi.
P.E ,komsu hakkini cok gözetir ve onlari hic gücendirmezdi.Hizmetcileri de cok gözetir ve onlari hic gücendirmezdi.Hizmetcileri de cok hos tutardi.Kendisi ne yer,ne giyerse onlara da ondan yedirirdi ve  giydirirdi.
P.E.cok cömertti,hic bir seyini esirgemez,herkese elinden gelen yardimi yapardi.P.e.,misafirlerini güler yüzlü karsilar,onlara elini uzatir,ellerini sikar,kendisi hizmet eder ve giderlerken de kapiya kadar ugurlardi.
P.e. hastalari  ziyaret eder,onlarin iyi olamlari icin calisir ve dua ederlerdi.
P.E.,cok utangacti.(utanmak hissi  imandan gelir,utanmak hissi olan  kötülük yapmaz) buyururlardi.
P.E,konustugu zaman tane tane söyler,manali,kisa ve acik konusurdu.Seslerini yükselmezlerdi.Sözlerini herkes rahatlikla dinlerdi.Baskasi konusurken sözünü kesmez,konusani can kulagiyla dinlerdi.
P.E. ,kimsenin evine,odasina izinsiz girmezdi.Bir yere misafirlige gittiginde evvela kapiyi vurarak izin alir,kapi acilinca selam verir ve iceriye girerdi.
P.E.,görüstügü kimselerin ellerini sikar,hallerini,hatirlarini sorardi.Fakirleri cok korurdu.Dilenciligi sevmez ve bundan kurtulmalari icin onlara yardim eder,yol gösterirdi.
P.E.,cok caliskandi.Vaktini hic bosuna gecirmezdi.Coluguna cocugunu gecindirmek icin ticaretle mesgul olurdu.Alis veriste kil kadar dogruluktan ayrilmazdi.Dogrulugu ve dogru kimseleri cok severdi.
P.E. ,evine ,ailesine,coluk cocuguna cok bagli idi.Büyükleri sayar,kücükleri severdi.Cocuklari kimin olursa olsun pek severdi.Cocuklarla karsilastiginda onlarla konusur,onlari oksar ve koklardi.Turfanda  yeni cikmis bir meyve getirirlerse evvela ilk once cocuklarin en kücügüne verirdi.Bir yere giderken en son ayrildigi,gelince de en evvel bagrina bastigi cocuklari ve  torunlari  olurdu.Dua ederken bile onlari bagrina basardi.Cocuklar,Allahin ,,bir hediyesi,, dir derdi.Tertemiz verilmis olan bu hediyeyi,temiz tutmak hic bir suretle kirletmemek ana ve babanin vazifeleri oldugunu söylerdi.
P.E,sad evede temiz giyinirdi,temizlige cok dikkat ederdi.Yemekleri de sade idi,yemek secmezdi.Ne bulursa onu yerdi.Sevmedigi yemegi kötülemezlerdi.Yemekten once ve sonar ellerini daima (her zaman) yikardi. &))
« Son Düzenleme: 20 Şubat 2008, 14:57:22 Gönderen: ABI HAYAT »

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Ynt: Güzel Ahlak [18 şubat 2008]
« Yanıtla #6 : 18 Şubat 2008, 14:04:19 »
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) her hususta olduğu gibi, ahlakının güzelliği hususunda da insanların en mükemmeli idi. Onun ahlakı hakkında Kalem Suresi'nin 4. âyet-i kerîmesinde şöyle buyruluyor: "Ve sen elbette büyük bir ahlak üzeresin"

Rasül-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizin, bu güzel ahlakının mü'minler üzerindeki tezahürleri de başka bir âyet-i kerîmede şöyle ifade olunuyor: “Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, ancak mü’minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.”  Hz. Aişe (r.anhâ) Validemiz, kendisine Rasülullah (s.a.v.) Efendimiz'in ahlakı sorulunca, soran zata hitaben "Sen Kur'ân okumuyor musun? Onun ahlakı Kur'ân idi."  buyurmuşlardır.
Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: "Ben Rasülullah (s.a.v.)'in elinden daha yumuşak ne bir atlasa ne de bir ipeğe dokundum. Rasülullah'ın kokusundan daha güzel bir râiha koklamadım. Tam on sene O'na hizmet ettim; bana bir defa bile 'öf' demedi.

Yaptığım bir şey için 'bunu niye böyle yaptın' demediği gibi; yapmadığım bir şey sebebiyle de 'niye şöyle yapmadın' demedi."

Böylesine mükemmel bir ahlaka sahip olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir çok hadîs-i şerîfleriyle güzel ahlakın ehemmiyetini ve kazandıracağı dereceleri ifade buyurmuşlardır.
Abdullah ibn-i Amr (r.a.) Hz. şöyle rivayet ediyor: "Rasülullah (s.a.v.)'in sözlerinde ve hareketlerinde hiçbir çirkinlik bulunmadığı gibi çirkin olan hiçbir şeye de özenmez ve 'Sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır' buyururdu "

 Başka bir hadîs-i şerîfte de "Kıyamet gününde mü'min kulun terazisinde güzel ahlaktan daha ağır bir şey olmaz. Allah (c.c.) çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseye buğz eder."  buyrulmuştur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'e insanların cennete girmelerine en çok hangi amelin sebep olacağı süal edilince "Takvâ ve güzel ahlak" diye cevap vermişlerdir.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Ynt: Güzel Ahlak [18 şubat 2008]
« Yanıtla #7 : 18 Şubat 2008, 14:07:27 »
Mensûbu bulunmakla iftihar ettiğimiz İslâm dîni, bazı İslâm büyüklerinin beyânına göre üç şeyden meydana gelmektedir. Îman, amel ve ihlâs. Yine bazılarının beyânına göre de îman, vazîfe ve güzel ahlâktan meydana gelmiştir. Bunlar mahiyet itibariyle birbirinden ayrı gibi görünselerde aslında bir bütünü meydana getiren üç ayrı unsur gibidirler. Îman kalbe, vazîfe(yani amel) vücûda mahsustur. Güzel ahlâk ise nefsin kötü ahlâkına zıt olarak ruhta yerleşen bir seciyye ve huydur. Bu beyanlardan anlaşılacağı üzere hutbemize mevzû ittihaz ettiğimiz güzel ahlâk, îmanın ayrılmaz bir lâzımıdır. Kâmil bir müslüman olmanın yolu da güzel ahlâktan geçer. Öyle ise insanı kemâle erdiren bu ahlâk nedir?

Ahlâk kelimesi arabça hulk (...................) kelimesinin cemisi olup lügaten; “insanda bulunan rûhî ve zihnî haller” manâsına gelir. İstılâhta ise, netîcede aynı manâya gelen muhtelif tarifler yapılmıştır. Ahlâk: “gerek yaratılışta gerekse sonradan tahsil yoluyla elde edilen rûhî hallere verilen isimdir.” Yine ahlâk: “İnsanın nefsinGüzel huyun alâmetlerinden bazıları, güler yüzlü, tatlı sözlü, yumuşak huylu ve ağır başlı olmak. Bu vasıfları kendinde cem eden müslüman güzel ahlâk sahibi sayılır. Rasûlüllah Efendimiz eshabdan Aiz oğlu Eşec münzir(ra)’a şöyle buyurdular: “Sende iki huy vardır. Allah(cc) onları sever. Yumuşak huyluluk ve ağır başlılık.” Yine Fahr-i Kâinât Efendimiz şöyle duâ ederlerdi: “Yâ Allah, senden sıhhat, iffet, emânet ve birde güzel huy isterim.” “Yâ Allah, ayrılık ve muhâlefetten, iki yüzlülükten ve kötü huydan sana sığınırım.” Yine Peygamber (sav) Efendimiz aynaya baktığı zaman: “Yâ Allah beni güzel yarattığın gibi ahlâkımıda güzelleştir” buyurmuşlardır. de sâbit bir melekedir. Ruhta yerleşen bir seciyye ve huydur.” diyenler olmuştur.

  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı mustantık

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 224
Ynt: Güzel Ahlak [18 şubat 2008]
« Yanıtla #8 : 18 Şubat 2008, 18:34:54 »
 Hulk (Ahlak Lafzının cem'i) insanın ruhundaki huy dediğimiz bir meleke, bir hassa demektir. Böyle birmeleke ya hayırlı ya da hayırsız bir semere verir. Bu nedenle ahlaki melekeler ikiye ayrılır. Güzel meleke ve semerelerine (ahlakı hasene=güzel huylar), (ahlakı hamide) (mehasini ahlak) (mekasini ahlak) adı verilmiştir. Bilakis çirkin ahlak ve semerelerine (ahlakı kabiha=çirkin huylar) (ahlakı zemime) (mesayini ahlak) (rezaili ahlak ) denir. Müslümanlık nazarında insanların manevi kıymetleri, muttasıf oldukları ahlak ile mütenasiptir. Bir Hadisi şerifte Rasülüllah (s.a.v) efendimiz ''Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır.'' ve Yine bir hadisi şeriflerinde '' Ya Rabbi! Ben senden sıhhat,afiyet, ve güzel ahlak dilerim.'' diye buyurmuşlardır.
Sana gerekli olmayan şey hakkında konuşma. İster akıllı, ister akılsız hiç kimseyle münakaşa etme. Ve kardeşini, anılmandan hoşlandığın şeyle an.
(Abdulah ibn-i Mes’ud)

Çevrimdışı tarihman

  • magnealkIZ
  • yazar
  • ****
  • İleti: 751
Ynt: Güzel Ahlak [18 şubat 2008]
« Yanıtla #9 : 18 Şubat 2008, 18:50:16 »
استعيذ بالله : الذين ينفقون فى السراء والضراء والكاظمين الغيظ والعافين عن الناس و الله يحب المحسنين
قال رسول الله (صلعم) : ان المؤمن ليدرك بحسن خلقه درجة الصائم القائم     { ابو داوود}

İnsanların, Allah'ın rızasına muvafık bir hayat yaşayıp dünya ve ahirette saadet ve selamete kavuşmaları için gönderilen Din-i Celil-i İslam; iman, amel ve ihlas olmak üzere üç cüzden mürekkeptir. Hz. Üstazımız (k.s.) bu hususu şu sözleriyle ifade etmişlerdir: “ Yine malumları olsun ki  Dini Celil-i İslam üç cüzden mürekkeptir. Bunlar İlim, amel ve ihlas’tan ibarettir. Bu üç cüzden her biri tahakkuk etmedikçe İslam’ın kemali tahakkuk eylemez. Ne zaman ki İslam tahakkuk eder, rızay-ı Bârî hâsıl olur. Rızay-ı Mevla ise bütün dünyevi ve uhrevi saadetlere kefildir.”  (Mektublar Risalesi Sayfa 175)

Bu cüzlerin kendisinde tahakkuk ettiği bir insanın sahip olacağı mühim hususiyetlerden biri de güzel ahlaktır. Ahlâk-ı hamîde sebebiyle insanın elde edeceği iyi haller, kazanacağı güzellikler, yapacağı güzel fiiller sayılamayacak kadar çoktur. Çünkü ahlakını güzelleştiren bir insandan sadır olan fiiller de elbette güzel olur. Mesela güzel ahlak sahibi mü'minlerin, bu hususiyetleri sebebiyle elde edecekleri bazı güzel meziyetler,  Âl-i İmran Suresi’nin 134. ayet-i kerimesi’nde şöyle ifade olunmaktadır: "O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah iyilik sahibi olanları sever.”

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) her hususta olduğu gibi, ahlakının güzelliği hususunda da insanların en mükemmeli idi. Onun ahlakı hakkında Kalem Suresi'nin 4. âyet-i kerîmesinde şöyle buyruluyor: "Ve sen elbette büyük bir ahlak üzeresin"

Rasül-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizin, bu güzel ahlakının mü'minler üzerindeki tezahürleri de başka bir âyet-i kerîmede şöyle ifade olunuyor: “Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, ancak mü’minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.”  (Tevbe Suresi, Ayet 128) Hz. Aişe (r.anhâ) Validemiz, kendisine Rasülullah (s.a.v.) Efendimiz'in ahlakı sorulunca, soran zata hitaben "Sen Kur'ân okumuyor musun? Onun ahlakı Kur'ân idi."  ( Sahih-i Müslim)  buyurmuşlardır.

Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: "Ben Rasülullah (s.a.v.)'in elinden daha yumuşak ne bir atlasa ne de bir ipeğe dokundum. Rasülullah'ın kokusundan daha güzel bir râiha koklamadım. Tam on sene O'na hizmet ettim; bana asla 'öf' bile demedi. Yaptığım bir şey için 'bunu niye böyle yaptın' demediği gibi; yapmadığım bir şey sebebiyle de 'niye şöyle yapmadın' demedi."  (Sahih-i Buhari)

Böylesine mükemmel bir ahlaka sahip olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir çok hadîs-i şerîfleriyle güzel ahlakın ehemmiyetini ve kazandıracağı dereceleri ifade buyurmuşlardır.
Abdullah ibn-i Amr (r.a.) Hz. şöyle rivayet ediyor: "Rasülullah (s.a.v.)'in sözlerinde ve hareketlerinde hiçbir çirkinlik bulunmadığı gibi çirkin olan hiçbir şeye de özenmez ve 'Sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır' buyururdu "  (sahih-i Buhari)

 Başka bir hadîs-i şerîfte de "Kıyamet gününde mü'min kulun terazisinde güzel ahlaktan daha ağır bir şey olmaz. Allah (c.c.) çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseye buğz eder."  buyrulmuştur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'e insanların cennete girmelerine en çok hangi amelin sebep olacağı süal edilince "Takvâ ve güzel ahlak" diye cevap vermişler  (Sünen-i Tirmizi)   ve “Mü’min güzel ahlakı sebebiyle gündüzleri oruç tutan geceleri namaz kılan insanların derecesine ulaşır”  (Sünen-i Ebu Davud) buyurmuşlardır.


Büyük âlimlerimizden Kâdı Iyaz Hz. güzel ahlakın insanlarla güzel geçinmek, onlara kendini sevdirmek, merhamet etmek, verdikleri sıkıntılara katlanmak, yaptıkları kötülüklere sabretmek, kibirlenmemek, şiddet göstermemek, öfkelenmemek ve azarlamamak olduğunu söylemiştir.  (Riyazü’s-Salihin)

Netice olarak ahlak-ı hamide ile ahlaklanmak ve kâmil manada mü'min olabilmek,  "ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim"  (el-camiu’s-Sahih)  buyuran Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in sünnetine sarılmak ve nûr-i Muhammedî ile alakadar olmakla mümkündür. Bu sebeple ilim ve maneviyat yolunun yolcularına düşen, eldeki fırsatı iyi değerlendirip bu hususta pirânın himmet ve teveccühlerine sığınarak gayret göstermektir.
« Son Düzenleme: 18 Şubat 2008, 18:52:41 Gönderen: tarihman »

Çevrimdışı el-kureyşi

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 30
    • Yeryüzü Ekolü
Ynt: Güzel Ahlak [18 şubat 2008]
« Yanıtla #10 : 19 Şubat 2008, 04:36:22 »
Güzel Ahlak...

Allah ahlakı ile ahlaklanın hadisi şerifinin manası da budur...
Onun ahlakı Kur'an ahlakıydı rivayetinin manası da budur...
Şüphesiz sen yüce ahlak üzeresin ayetinin manası da budur...

Güzel Ahlak en net ifadesi ile Sünnetullaha ittiba etmektir...Sünnetullaha ittibanın en keskin yolu Sünneti Rasulullah aleyhı ekmeluttehaya ya ittiba etmektir...

Sünneti Seniyye edebtir...Cenabı Hakka karşı kulluk edebi...Ahlakın temeli de edebtir...vesselam...Allah ebeden razı olsun...güzel konu..
“Dertliyim dersen belâ-yı dertten âh eyleme,
Âh edip ağyarı âhından âgâh eyleme! ...”

"Allah bizi insan eyleye"

Çevrimdışı mustantık

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 224
Ynt: Güzel Ahlak [18 şubat 2008]
« Yanıtla #11 : 19 Şubat 2008, 21:36:26 »
İNSANLARIN SAHİP OLDUĞU HUYLAR İKİ KISIMDIR:
1.CİBİLLİ HUYLAR : Yaratılıştan fıtrattan olan huylardır.
2. KİSBİ HUYLAR : Çevresinin ve yaşayış şartlarının tesiriyle edinilen huylardır.
      İkinci kısım huylar değiştirilmesi mümkün ve kolaydır. İkinci kısım huylar değişmesi zor ise de imkansız değildir. Çirkin huyları güzel huylara tebdil etmeye ( tezhibi ahlak ) denir.bu tebdil herhalde mümkündür eğer mümkünolmasıydı Rasülü Zişan Efendimiz ‘’Ahlakınızı Güzelleştiriniz.’’ Buyurmazdı.
GÜZEL HUYLAR VE MUKABİLİNDE OLAN KÖTÜ HUYLAR :
1.İttika: Allahü Tealadan korkmak, haram ve şüpheli şeylerden sakınmak.
MUKABİLİ;Fısku fucur’dur.
2.EDEP :Güzel terbiye utanılacak şeylerden insanı koruyan melekedir.
MUKABİLİ;İsaettir.
3.İHSAN:Hayır namına yapılması münasip olanı yapmak demektir.
4.İHLAS: Herhangi bir işi güzel niyetle  saf bir kalp ile yapmak, o işe başka bir şley karıştırmamak demektir.
MUKABİLİ;Riya’dır.
5.İSTİKAMET:Her işte itidal üzere bulunmak, adaletten doğruluktan ayrılmayıp diyanet ve akıl dairesinde yürümek demektir.
6.İTAAT: Mafevkin meşru emirlerini dinlemeyip ona göre yürümektir.
MUKABİLİ;İsyan’dır.
7.İKTİSAT:Her hususta luzumundan fazla veya noksan sarfiyattan kaçınmaktır.
MUKABİLİ; İsraftır.
8.ÜLFET: Münasip insanlarla güzel suretle görüşüp konuşmak demektir.
MUKABİLİ; Uzlet, nefret, inzivadır.
9.EMNİYET:Bir şeye itimat etmek Demektir.
MUKABİLİ;Sui istimaldir.
10. İNSAF: Hakikat dairesine hareket etmek ve hakiki itiraf demektir.
MUKABİLİ;Zulüm, gadirdir, hakkı inkardır.
11.BEŞAŞET:Güzel yüzlü, hoş halli olmaktır.Beşaşet, ruhta safiyetin, neşvenin yüzde pırıltısı demektir.
MUKABİLİ;Usubettir yüz ekşiliği.
12.TE’DİB:Terbiye etmeketir.
MUKABİLİ;Terbiyeyi terk etmektir.
13.TA’ZİM: Hürmet etmek saygı göstermek.
MUKABİLİ:Tahkir , hakir görmektir.
14.TEFEKKÜR: Düşünmek,bir mesele hakkında fikri harekete geçirmekir.
MUKABİLİ; Gaflettir.
15.TEVAZU: Mahviyet göstermek, müstahak oluğu mertebeden altında olduğunu tefeddülen razı olamak.
MUKABİLİ;Tekabbür, tecebbür, gururdur.
16.TEVEKKÜL:Hakka güvenmek esbaba sarıldıktan sonra muvaffakiyetihak’tan beklemek.
17.SEBAT:Sözünde durmaktır. Kanaatte veya bir fikirde sabit olmak.
18.CUD: Cömertlik, insanların ihtiyaclarını bildirmeksizin iyilik yapmak.
MUKABİLİ; Buhul, cimrilik.
19.HAZM:İhtiyatlı bir tarzda davranmak, sonucu bilinmeyen şeylere atılmamak.
MUKABİLİ;İhtiyatsızlık.
20.HÜNÜ ZAN:Güzel sanmak.
MUKABİLİ;Sü i zan. Kötü sanmak.
21.HIFZI LİSAN: Dili lüzumsuz lakırtıdan korumak.
MUKABİLİ; Malayani boş şeylerle uğraşmak.
22.HİKMET: İlim ve amelin birleşmesinden ileri gelen yüksek bir sıfattır.
23.HİLM:Şiddete tahammül, gadap ateşi söndürmek nefsini heycandan korumak demektir.
MUKABİLİ;Hiddet,Tehevvürdür.
24.HAMİYET:Mukaddes şeyleri, milletin haklarını korumakve nasu,haysiyeti töhmetten vikaye etmek hususlarında gösterilen gayret.
25.HAYA: Utanma, hicap, ar, namus manalarına gelir.
MUKABİLİ;Vekahattır, hayasızlık, utanmazlık, hakkı batıl sürette görmektir.
26.HUŞU: Hakka boyun eymek.
MUKABİLİ;İstikbar kalb huzurundan mahrum olmak.
27.DOSTLUK:İki veya daha fazla  kimseler arasında meydana gelen samimi veya sevgi bağı.
MUAKABİLİ; Düşmanlık.
28.DİYANET:Dindarlık, dinin hükümlerine riayet etmek.
MUKABİLİ; Dinsizlik.
29.ZİKR: Anmak, hatırlamak.Allah Tealanın mukaddes isimlerini anmak en ulvi zikr’dir.
30.RIZA: Herhangi bir hükmü veya hadiseyi  hoş görüp kalben kabul etmektir.
MUKABİLİ;Muhalefettir.
31.RIFK: Yavaşlık, mülayemet, nezaketve nevazişle muamele, neticesi güzel olan şeye güzelce inkiyat manasınadır.
MUKABİLİ; Ünftür, gılzettir,sertlik göstermektir.
32.SA’Y: Çalımaktır, birmaksadın meydana gelmesi için elden gelen gayreti göstermektir.
MUKABİLİ; Atalettir, bataettir, meskenettir.
33.SETRİ UYUP: insanların ayıplarını görmemezlikten gelip başkalarına ifşa etmemektir.
MUKABİLİ;İfşayi uyuptur.
34.ŞEFKAT: Acıyıp esirgeme korku ile karışık merhametten ileri gelen bir ruhi halettir.
MUKABİLİ; Rahmet ve rikkat duygusundan mahrumiyet.
35.ŞECAAT: Yiğitlik, bahadırlıkdemektir.
MUKABİLİ:Cebanettir, korkalıktır.
                                 
            - - - - -  ARKASI YARIN ARKADAŞLAR - - - - - 
 

Sana gerekli olmayan şey hakkında konuşma. İster akıllı, ister akılsız hiç kimseyle münakaşa etme. Ve kardeşini, anılmandan hoşlandığın şeyle an.
(Abdulah ibn-i Mes’ud)

Çevrimdışı mustantık

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 224
Ynt: Güzel Ahlak [18 şubat 2008]
« Yanıtla #12 : 23 Şubat 2008, 01:26:05 »
GÜZEL HUYLAR VE MUKABİLİNDE OLAN KÖTÜ HUYLAR (( DEVAMI )) :
36.ŞÜKR: Görülen iyiliğe karşı söz ile iş ile memnuniyet ve kadirşinaslık göstermek.
MUKABİLİ;
37.SABIR: Acıya katlanmak, tab’a mülayim gelmeyen hallere telaş göstermeksizin mukavemet etmektir.
MUKABİLİ:Ceze , sabırsızlıktır.   
38.SIDK_I SADAKAT: Hakikate muvafık olan, doğru söz  sıdktır. Garaz şaibesineden beri ve vecih her ile halis olan dostluk sadakattir.
MUKABİLİ: Kizb yalandır.
39.SALAH: İyi hal, her faziletin toplanmasından hasıl olan yüksek bir fazilettir.
MUKABİLİ:Fesat ve fucurdur.
40.SILA-İ RAHİM: Akrabayı arayıp sormak, kusurlarını affetmek muhtaç olanlara yardım etmek.
MUKABİLİ:Kat-ı rahim akraba ile alakayı kesmektir.
41.SALABET: Metanet, mukaddesatı korumak hususunda insanın muttasıf olduğu kalp kuvveti demektir.
MUKABİLİ:Laubalilik, akide gevşekliği.
42.ZARAFET: İncelik, kibarlık, zekaya mukarin  hoş ayende sözler ve işler ile ittisaf melekesi demektir.
MUKABİLİ: Kabalık.
43.ADL – ADALET: Hakka yönelmek, haksızlıktan kaçınmak hakkı müstehakkıkına vermek.
MUKABİLİ: Zulüm ve insafsızlık.
44.AZM:Bir işe kati sürette niyet etmekmek.
MUKABİLİ:Tereddüt ve terahidir.
45.AŞK: Fazla sevgiden, ilgiden bir şey hakkında kalbin pek ziyade alaka ve incizab göstermesidir.
46.İSMET: Masumluk, günahlardan kaçınma melekesine malik olmak.
47.İFFET: Namus, perhizkarlık, nefsi behimi (hayvani) temayüllerden men etmek.
MUKABİLİ:Fuhuş.
48.AFÜV: Bağışlamak, suçtan geçmek.
MUKABİLİ:İntikam ve muahaze.
49.AHD:Söz vermektir.
50.FAZİLET: Kerem ve ihsana, ilim ve marifete ‘FAZL’ denir. İlim ve marifet itibariyle yüksek olan dereceye ve ahlaki  vazifelere riayet melekesine fazilet denir.
51.FÜTÜVVET:Yiğitlik, şerefinefs, kerem ve seha dostlarının ksurlarına karşı afv-ü safh ile muamele etmektir.
MUKABİLİ;Cenabet, zillet, hisset  ve gayz dır.
52.FİRASET: Zihin uyanıklığı.
MUKABİLİ: Behalet, zekadan mahrumiyet.
53.KADİRGANLIK:Herkesin mertebesini bilip ona göre hareket etmektir.
MUKABİLİ:Kadirşinaslık.
54.KANAAT: Kısmete razı olamk.
MUKABİLİ:İsraf, tebzir, ihtirastir.
55.KEREM: Cömertlik, şeref  ve kıymetli şeyleri kolaylıkla, nefis hoşluğu ile vermektir.
MUKABİLİ:Hasasettir.
56.LÜTF:İyilik, güzellik, rıfk ile muamele etmektir.
MUKABİLİ:Cevr dir (zulüm)
57.METANET:Sağlamlık, dayanıklılık.
MUKABİLİ:Za’ftır.Rehavettir.
58.MÜDARAT:İnsanlara güzel muamelede bulunmak sulhu salah üzere durmaktır.
59.MUHABBET:Sevgi, dostluk ve kendisinden lezzet duyduğu  şeye ruhun meyletmesi demektir.
MUKABİLİ:Buğuzdur, adavettir.
60.MERHAMET:Esirgemek,acımak , şefkat göstermek.
61.MÜRÜVVET:İnsanlığa uygun şeyi yapmak.
62.MUŞAVERET:Danışma, bir hususun hayırlı olup olmadığını anlamak için münasip görülen kimseler ile fikir alış-verişi yapmak.
MUKABİLİ:Namertlik.
63.MUAVENET,TAAVÜN:İnsanların birbirlerine yardımda , hizmette bulunmaları.
64.NAMUS:Irz, edep, haya, emniyet ve istikamet gibi faziletlerin muhassaları olan çok kıymetli bir haslettir.
MUKABİLİ:İffetten , istikametten mahrum olmaktır.
65.VEFA: Verilen sözü yerine getirmek dince ve akılca lazım gelen şeyi yerine getirip uhdesinden çıkarmak.
MUKABİLİ:Hulfi, sözünde durmamak.
66.VAKAR:Ağırbaşlı olmak, yapılacak işlerde bir temkin bir teenni göstermek.
 MUKABİLİ:Hıffettir, luzumsuz yere öteye beriye bakmak.
Sana gerekli olmayan şey hakkında konuşma. İster akıllı, ister akılsız hiç kimseyle münakaşa etme. Ve kardeşini, anılmandan hoşlandığın şeyle an.
(Abdulah ibn-i Mes’ud)

Çevrimdışı Ber-ceste

  • yazar
  • ****
  • İleti: 551
Ynt: Güzel Ahlak [18 Şubat 2008]
« Yanıtla #13 : 06 Ekim 2008, 16:17:55 »
Lokman Aleyhisselam Buyurdu;

Ahlak-ı hamideden üç şey vardır ki, üç vakitte belli olur.

*Bir kimsenin hilim olduğu gadaplandığı (sinirlendiği) zaman belli olur.
*Bir kimsenin cesareti harp anında belli olur.
*Bir kimsenin cömert olduğu bir hacet düşünce belli olur.

F.T.
20 ocak 1977
Sükût etmek gibi alemde nadana cevab olmaz..

Çevrimdışı Ay Işığı

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1166
Ynt: Güzel Ahlak [18 Şubat 2008]
« Yanıtla #14 : 01 Mart 2009, 13:46:22 »
Lokman Hakim Hz. lerine sordular

-Hangi haslet (güzel huy) daha iyidir?
-Halis din..
-Eğer iki haslet olursa?
-Din ve Mal..
-Üç haslet olursa?
-Din, mal ve haya..
-Dört haslet olursa?
-Din, mal, haya ve güzel ahlak..
-Beş haslet olursa?
-Din, mal, haya, güzel ahlak ve cömetlik.. Allah'ü Teala kime bu beş güzel ahlakı ihsan ederse, o kimse mi'min, müttteki, veli ve sevgilidir. O kimse şeytandan da uzak durur.

-İnsanda en kötü haslet nedir?
-Allah'ü TEalaya küfürdür..
-İki olursa?
-Küfür ve kibir..
-Üç olursa?
-Küfür, kibir ve şükür azlığı..
-Dört olursa?
-Küfür, kibir, şükür azlığı ve bahilik..
-Beş olursa?
-Küfür, kibir, şükür azlığı, bahilik ve kötü ahlak..Bu beş kötü hasletin bulunduğu kimse münafıktır, asidir, Hak Tealadan uzak, şeytana yakındır.

(Riyazün-Nasihin)