Gönderen Konu: Uyarılar  (Okunma sayısı 2627 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı 33.yıldız

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 343
Uyarılar
« : 09 Mayıs 2011, 01:16:05 »

Seyahattesiniz, bir otele indiniz. Dindar bir Müslümansanız resepsiyona beni sabah şu saatte (namaz vakti) uyandırınız dersiniz. Yahut erkenden uçağa binecekseniz, yine uyandırılmanızı söylersiniz. Evinizde saatinizi kurarsanız...

Hanımınız size seslenir, ilacı alma vakti geldi, unutma. Evden telefon gelir, siparişler tekrarlanır, teyit edilir.

Hayat hep uyarılarla doludur.

Bir iki kere aksırma önemli değildir ama yarım saat içinde on kere şiddetle aksırırsanız soğuk almış olduğunuzu bu aksırıklar size haber verir, tedbir alırsınız, sıcak bir ekinezya çayı içersiniz.

Aynaya bakarsınız, saçınıza sakalınıza aklar düşmeye başlamıştır. Her ak saç teli size bir uyarıdır.

Denizde acayip hadiseler olur. Suyun üzerinde kütle halinde ölü balıklar... Sahile yakın yerlerdeki kumların ısınması... Suyun çekilmesi... Yer yer görülmemiş renklerin peyda olması... Rüzgar olmadan acayip dalgalanmalar... Bunlar yaklaşan bir depremin habercileri olabilir.

Tıkabasa bir yemek, üzerine kaymaklı tatlı... Yarım saat sonra ağzınız kurur... Aman şekerinize baktırınız.

Sol tarafınızda uyuşmalar oluyor. Kalp hastalığı habercisi.

İnsanoğlu kendisi için çok önemli haber ve uyarıların çoğuna kulaklarını tıkar.

Birtakım duvarlarda çatlaklıklar oluşur, binadan çıtırtılar gelmeye başlar, o aldırmaz.

Günde kaç kez gözle görülmeyen, nidaları kulakla işitilmeyen münadiler "Uyan uyan uyan!" diye bağırırlar, o duymaz, duysa da aldırmaz.

Bir Müslüman için her cenaze çok büyük bir uyarıcı ve öğütçüdür. İbret alıp büyük yolculuğa hazırlanmak, azık toplamak gerekir, çoğumuz aldırmayız, tınmayız.

Bu dünyada bir tek o bildiğimiz gök gürültüsü olmaz. Çeşitleri çoktur. Gökler gürül gürül gürülder biz oralı olmayız, yıldırımlardan kaçmayız.

Sabah ezanları bir uyarıdır.

Manevi yangınlarda bildiğimiz itfaiye sirenleri çalmaz, o yangınların başka sirenleri vardır, duymak işitmek gerekir.

Yer yüzünde azgınlık, isyan, tuğyan, fuhşiyat çoğalınca gökler sarsılır, yerler deprenir, denizler bile öfkelenir. Bunları görmek için kalp gözümüz açık olmalıdır.

Çok kirlenmemiş insanlar bazen rüyalarla uyarılır.

Gecenin tenha vaktinde bir ses insana uyan uyan diye fısıldar.

Kalp kulağınızı toprağa dayayın, onun nasıl attığını hissedeceksiniz.

Bazen durup dururken martılar telaşla uçmaya ve acı acı bağrışmaya başlar. Onlar bizi uyarmak istiyor.

Müslümanlar için söylüyorum: Siz Kur'ana iman etmişsiniz ve Kur'an sizi kesin şekilde uyarıyor.

Siz Peygambere iman etmişsiniz, o sizi açıkça uyarıyor.

Rabbani alimler, kamil mürşidler hepimizi uyarmışlar.

Bunca uyarıyı dinleyip kendine çeki düzen verene, yolculuk için gerekli hazırlıkları yapana ne mutlu.

Ey gafiller siz nasıl uyanacaksınız? Ölünce mi?.. Çok geç olmayacak mı?

Mehmet Şevket Eygi
Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...

Çevrimdışı teksir

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 201
  • O mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Ynt: Uyarılar
« Yanıtla #1 : 11 Mayıs 2011, 04:44:03 »
ilginc ve guze ele alinmis tskrler
atilma dur, suhan-i ehl-i hali anlamadan
cevaba etme tasaddi suali anlamadan.
                                                 naci!