Bilgisayarla uğraşıp da Hackerlığa semapati duymayanınız var mıdır içinizde bilmem? Ama çoğu bilgisayar kullanıcısı kuşkusuz hayatının bir bölümde hackerlığa merak salmış, veya özenmiştir. Fakat gelip geçici bir istektir bu, çünkü hackerlık yazıldığı kadar kolay bir şey değildir. Bir yetenektir. Emek ister, uykusuz gecelere mal olur. İşte bu nedenle hackerlık yüz kişiden geçse, en fazla iki kişi bu işe tam olarak sarılır. İsterseniz fazla laf etmeden konumuza dönelim...
Sanırım, hackerlıkla ilgilenseniz de ilgilenmeseniz de bu ismi duymuşsunuzdur. Hatta duymanız için bilgisayarlarla uğraşmanıza bile gerek yok. Duymayanlar da üzülmesin. Nasıl olsa yakında herkes duyacak!
Evet, burada bir efsaneden söz ediyoruz; Kevin David Mitnick'den. Efsane dedim çünkü dünya üzerinde şimdiye dek görülen en büyük bilgisayar dahilerinden biri. Bir Hacker...
Hackerlığın Kısa Tarihçesi adlı yazımda da bahsettiğim gibi; Mitnick ilk defa 'The Condor' rumuzuyla ortaya çıktı. Peki bunu yapmasına neden olan şey neydi? Bunu öğrenmek için ünlü Hackerın geçmişine bir yolculuğa çıkmamız lazım.
Mitnick'in bu hobisine başlaması 1970'ler Los Angeles'ına dayanır. Annesi ve babası ayrı olan Kevin, diğer çocuklar gibi evden okula, okuldan eve gelir gider. Fakat babasının ayrı olması, annesinin de çalışıyor olması evde yalnız başına kalmasına neden olur. Evde yalnız kalan bir çocuk ne yapacak, ya televizyona sarılacak, ya da oturup bilgisayarı ile uğraşacaktır. O günlerin filmlerine bir göz atacak olursak, pek de bir çocuğa göre olmadığından, Kevin de normal olarak kendini bilgisayara verdi. 13 yaşına geldiğinde radyoların ve telefonların sistemlerini çökertmeyi başarmıştı. Bu ilgisini lise yıllarında bilgisayara verince, insanlar hacker nasıl olurmuş gördüler. O günlerde önceki yazımda da bahsettiğim gibi John Draper'in keşfettiği Phreak yöntemi Mitnick'in çok hoşuna gitmişti. Evdeki boş zamanlarında telefonlarının içini açıp, kurcalayan David, Draper'ın ürünü olan Blue Box satışlarına da karıştı. Zaten o zamanlarda, Hackerlık korkulan ve suç ifade eden bir sıfat değildi. Bu da onu teşvik etti ve okulda gösterdiği zekasını hackerlığa verdi.
Mitnick'in adı bu olaylardan sonra bir çok elektronik olaylara daha karıştı. Aslında ismi değil rumuzu karışmıştı.
The Lost Boy of Cyberspace (Siber uzayın kayıp çocuğu)
Mitnick bu takma ad ile firmaların sistemlerine giriyor ve buralarda evde gezer gibi büyük bir rahatlıkla geziyordu. Aslında bu bağlamda Mitnick'in yararlı olduğu bile söylenebilir. Çünkü büyük firmalar onun sayesinde güvenlik sistemlerinin ne kadar zavallı olduğunu anladılar ve daha iyisi için çalıştılar.
Mitnick'in ilk büyük olayı 1982'de Pacific Bell şirketinin sistemlerine girmesi oldu. Bir telefon şirketi olan Pacific Bell, gerçekten de Hackerlıktan payını almış bir şirket; Daha önce de başı John Draper ile belaya girmişti. Mitnick daha sonra bu olayı şöyle anlatıyor: "Gerçekten bu sisteme girmek benim için çok kolay olmuştu. Girdikten sonra bir çok bilgisayar verileri ve manuelleri ile geri çıktım."
Diğer ve onu ele veren olay ise; 1989 yılında Digital Equipment'in sistemini çökertmesi oldu. İşte bu olaydan sonra, Mitnick'in adı duyulmaya başladı. Çünkü dünya üzerinde ilk kez bir Hacker FBI tarafından 'Most-Wanted' (En çok arananlar listesi) listesine dahil edilmişti.
Adaletin uzun kollarında kimse kaçamaz! Kevin Mitnick'de FBI tarafından yakalandı ve bir yıl hapis yattı. Ama o sırada adaşı Kevin Poulsen'in yakalanmasını fırsat bilerek adaletten 17 ay daha saklandı. Ayrıca bu yakalanışında "Bilgisayar bağımlılığı" nedeniyle bir yıl tedavi görmesine karar verilmişti.
1992'deki olayları ile sınırları iyice aşmıştı. Motor Vehicle'nin bilgisayar ağına girerek, buradan da çeşitli veriler ve bilgiler çaldı. Ayrıca aynı yıllarda Sun Microsystems, Novell ve Motorola gibi birçok firmanın sitemine girerek gizli kalması gereken dosyalara ulaştı.
1995 Şubatında ise, FBI tarafından bulunan ve evi göz altına alınan Mitnick sonunda yakalandı. FBI'ın suçlamaları büyüktü; Hacker, birçok bilgisayar sistemine girmek ve 20 bin kadar kredi kartı numarası çalmakla suçlanıyordu. Ayrıca aynı yıllarda FBI'ın sitesini çökertmiş ve çalıntı mallar kullanmakla suçlanmıştı. Mitnick'in yakalanmasında en büyük rolü Kevin'ın eski düşmanı olan Tsutomu Shimomura oynamıştı. Kendisi de bir sistem uzmanı olan Tsutomu, daha önce Mitnick tarafından hacklenmişti(!).
Kuşkusuz Mitnick'in en büyük hack performanslarından biri de büyük yazılım şirketlerine girerek patentli olan yazılımları bilgisayarına bedavaya indirmesiydi. Full versiyonlarını... Ayrıca Mitnick'in bütün bunları nasıl yaptığı hakkındaki söylentilerden en ilginci de; Mitnick'in eylemlerini, kendisine internet üzerinde olmayan bir IP numarası vermesiyle gerçekleştirmesi yönündekidir.
Mitnick yakalandıktan sonra dört buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2000 yılının başında cezası bitti, ve şartlı salıvermeyle serbest bırakıldı. Bu şartlar şunlardı; 20 Ocak 2003'e kadar bilgisayar, cep telefonu ve elektronik olan tüm aletleri kullanması yasak. Ayrıca ülke dışına çıkması da yasaktı. Öyle ki, Hacker bu durumu şöyle anlatıyor:
"Bunlar ABD hükümetinin daha önce hiç bir vatandaşına uygulamadığı kısıtlamalar. Hapisten daha kötü bir durumdayım. Bilgisayara, yazılım programlarına, modemlere yaklaşamıyorum. Hatta cep telefonları, elektronik ajanda, dizüstü bilgisayar, interaktif televizyon da listeye dahil. İnternete bağlanabilecek her şey yasak."
FBI'ın bunu nasıl sağladığını soracak olursanız da:
"Gözlem altındayım ve elektronik her şeyden uzak duruyorum. Mesela birkaç gün önce bir mülakat için New York'taydım. Metroda benim için bilet alacak birini bulmam gerekti, çünkü bilet makinesi bir bilgisayara bağlıydı."
Ayrıca Mitnick'e göre Hackerlık zararlı bir şey değil; şu anda yaşamını söyleşiler, konferanslar diziler ve radyo programları ile kazanan hackera, tam özgürlüğe kavuşana kadar danışmanlık yapmak da yasak. Fakat Mitnick şimdiden birçok iş teklifi aldığını söylüyor. Ünlü Hackerın, maceralarını konu alan ve New York Times (internet sitesi birkaç Mitnick taraftarı tarafından hacklendi) muhabiri John Markoff tarafından kaleme alınmış olan Take-Down: The Pursuit and Capture of Kevin Mitnick, America's Most Wanted Computer Outlaw adlı kitapta Mitnick hackerlığı şöyle tanımlamış:
"O, bir şekilde güvenlik sistemlerini aşmanın yolunu bulan bir kişidir. Sistemlere bağlı bir teknolojiyi kullanarak, donanım hatalarından yararlanarak, içeriye girebilen kişileri hacker olarak tanımlayabiliriz. Bunun için çok yetenekli bir programcı olmaya gerek yok. Pek çok iyi programcı iyi bir hacker değildir."
Mitnick bu işi neden yaptığına dair soruları ise şöyle yanıtlıyor:
"Para kazanmak ya da servet sahibi olmak için değil. Hacker'lık tamamen tutkularımla ilgili. Bilgiye ulaşma iştahı diyebiliriz."
Ayrıca Hackerlığın zor bir iş olduğunu da ekleyen Mitnick, bir siteyi çökertmeden önce o siteyi araştırıp, açıklar bulamaya çalıştığını söyledi. Yani titiz bir iş...
Mitnick'in yaptığı söyleşilerden birkaç soru-cevabı dahe sizle paylaşayım:
Bir siteyi çökerttiğinizde hisleriniz ne oluyor?
Muazzam bir eğlence benim için. Yaratıcılığımın doruklara çıktığını hissediyorum. Adrenalinim artırıyor. Güvenli olduğu söylenen bir duvarı yıkmak enerjime enerji katıyor.
Çökerteceğiniz sitelere nasıl karar veriyorsunuz?
İlgilendiğim alana göre değişiyor, mesela bir aralar sadece telefon şirketleriyle ilgileniyordum.
Şartlı Tahliyenin getirdiği kısıtlamalardan (telefon, bilgisayar kullanmama vb.) dolayı yaşamınızın zorlaştığı oluyor mu?
Beni böyle engellemeyi düşünüyorlar. Adalet buna olanak tanıyor. Ama kontrol altında ara sıra bilgisayar kullanabiliyorum, ayrıca telefonu da sadece ailemi aramak için kullandırıyorlar. Cezamın bitmesine nasıl olsa az kaldı...
Cezanız bitince ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Sanırım danışmanlık işlerine girerim. Ayrıca birçok şirket cezam bitince sistem güvenliği hakkında iş teklif etti.
Ayrıca Mitnick kendisine yöneltilen suçlamalara şöyle cevap veriyor:
Birbiri ardına en güçlü şirketlerin ağlarındaki engelleri geçtim. İnanılmaz bir duyguydu. Tüm varlığımla söylüyorum, hiçbir enformatik sistemi yok etmedim, hiç virüs yazmadım, bilgi silmedim. Benim korsanlık anlayışım, son zamanlarda ortaya çıkanlardan farklı.
Yazının başında dediğim, "Duymayanlar da üzülmesin. Nasıl olsa yakında herkes duyacak!" cümlesini de açıklamak gerekirse, bir çok ünlü film firması Mitnick'in hayatını filme geçirmek için ünlü hackerdan izin istiyor. Bu konuda düşüneceğini söyleyen Mitnick, inşAllah izin verirde, gerçek bir efsaneyi izleme fırsatımız olur.
Son olarak; "The Fugitive Game: Wipe" adlı bir kitabın 51. sayfasından bir sahneyi aktarayım...
Kapının tokmağı hareket eder...
O sırada uyumakta olan Mitnick düşünür "Neden her zaman sabahın köründe gelmek zorundalar?"
Yattığı yerden sorar "Pardon, ama kimsiniz?"
"Open up! It's the FBI."
......................................................................................................