HER Müslüman eline bir Kur'ân tercümesi, meali veya tefsiri alacak, bundan kendi kafasına, heva ve re'yine göre mânâ ve hüküm çıkartacak, böylece Müslümanlar Kur'ân'da birleşmiş olacaklar...
Böyle yapıldı da ne oldu? Birleşme mi oldu, yoksa anarşi ve kaos mu?
Bugün ülkemizde yüzlerce Kur'ân meali, tercümesi, tefsiri var. Bunların bir kısmında vahim hatalar bulunmaktadır. Tercüme, meal ve Türkçe tefsirler Kur'ân'ın yerini tutmaz. Kur'ân Allah kelâmıdır, tercümeler vs. kul kelâmıdır.
Meal, tercüme ve tefsir okurken şu hususlara dikkat etmek gerekir:
1.İcazetli, ehliyetli ve gerçek bir müfessir tarafından yapılmış olması.
2. Bu müfessirin salih, 'âmil, faziletli, muhlis, iyi niyetli olması.
3. Okuyan Müslümanın kendi kafasına göre şer'î ve fıkhî hüküm çıkartmaması, hele ictihada hiç yeltenmemesi.
Herkesin kendi kafasına göre Kur'ân'dan hüküm çıkartması, yalan yanlış ictihad yapması fikri Mason Cemalüddin Afganî'nin ortaya attığı bir bid'attir. Ehl-i Sünnet Müslümanlarının bu tuzağa düşmemeleri gerekir.
Yüce Kur'ân gazete, dergi, roman, rasgele bir kitap gibi okunmaz. Din tahsili yapmamış, din bilimlerini öğrenmemiş, usûl-i tefsir nedir bilmeyen Müslümanlar icazetli bir âlimin nezaretinde muteber Kur'ân tefsiri okuyabilir.
Türkiye Müslümanları arasındaki anarşinin, kaosun, fitne ve fesadın, çekişmenin sebebi ehliyetsiz kimselerin yaptıkları, içinde vahim yanlışlar ve bozuk yorumlar bulunan meal, tercüme ve tefsirlerdir.
Kur'ân'da birleşmek istiyorsak şu şartlara çok dikkat etmemiz gerekir:
1. Kur'ân'da birleşmek için Kur'ân'ın doğru yorumunu kabul etmek gerekir.
2. Sünneti kabul etmek gerekir.
3. İcmâ-i ümmeti kabul etmek gerekir.
4. İcazetli ulemâ ve fukahayı kabul etmek gerekir.
5. Cahillerin, münafıkların, yarı muhtedilerin, din mıncıklayıcılarının dışlanması, tecrid edilmesi, saf dışı bırakılması gerekir.
Farmason Afganî'yi baş tacı edecek... Her Müslüman kendi kafasına göre ictihad yapabilir diyecek...Tasavvuf ve Tarikat Müslümanları müşrik ve kâfirdir diyecek... Kutsal din konularını ayağa düşürecek... Sonra da ehl-i sünnet ve ehl-i bid'at bütün Müslümanlar Kur'ân'da birleşecek... Olur mu böyle şey?
Bâtıl bid'at ve dalâlet fırkalarını tenkit etmek farzdır. Bu farz bilkülliye terk edilirse bütün Ümmet sorumlu olur.
Müslümanlar İslâm'ın ana caddesinde, sevad-ı âzamda birleşebilir. Bid'atle, dalâletle birleşme olmaz.
Küfür televizyonlarında dinî program şovları yapan ilâhiyatçılar Kur'ânKur'ân diyorlar ama Yüce kitabımızı bilerek, kasıtlı olarak, müteammiden yanlış yorumluyorlar.
M.Şevked Eygi