Gönderen Konu: Hamdım,Piştim, Yandım!  (Okunma sayısı 4066 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı müjde_ci

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 149
Hamdım,Piştim, Yandım!
« : 12 Kasım 2010, 09:13:18 »

Hz. Mevlana insanlık mertebelerini merdivenin basamaklarına benzetir ve bu üç mertebeyi üç
 kelime ile özetler:hamdım piştim yandım.Hz mevalana insan olmak için insan adı taşımanın yeterli olmadığını şu nefis benzetmelerle anlatır:
isim benzerliği daima aldatıcıdır.kafirde müminde insandır ama benzerlikleri sadece şekilde.Bu bedenler sankiağzı kapalı testiler gibidir;önemli olan testinin şekli değil, içinde ne olup olmadığıdır.İkiside testi ama o ten testisi ab ı hayat(hayat suyu)dolu bu testi ise öldürücü ve zehirli.Sen kelimeleride birer testi say, içindeki manaları ise onun canı kabul et. Ten gözü daima dışı görür, can gözü ise fen sahibi canı seyreder.
Eğer insan şeklinde olmak insan olmaya yetseydi Hz Peygamberle ebu cehil aynı degerde olurdu.
Acaba hamlık ve olgunluk alametleri nelerdir ?
İnsanları yaşarlına göre çocok ve yetişkin diye tasnif ederiz acaba hamlık ve olgunlukta bir yaş meselesimidir?
Mevlanaya göre etrafında olup bitenlerden ibret almaz ve kendini olgunlaştırma geyretinde olmazsan ne kadar yaşadığın hiç önemli değil daima ham kalamaya mahkumsun.O nun u konuyla ilgilibir nüktesi şöyledir:
Arifin biri yolda gördüğü papaza sordu:
Sakalınmı daha yaşlı, sen mi daha yaşlısın?
Papaz dedi ki:
Sakalımdan önce doğduğuma göre ben daha yaşlıyım.
Bunu üzerine arif şöyle dedi:
Sakalın ağarmış eski karanlığından geçmiş ama sen hala kapkara cehalet üzerinesin.
Doğduğundan beri ileriye doğru bir adım bile atamamışsın.
Musa nın kavmi gibisin.Tih sahrasında 40 yıl kaldınve nice mucizelere şahit oldun ama buzağıyı görür görmez o zaman kadar ki bütün bütün nimetler gönlünden siliniverdi.Sabahtan akşama kadar koştun ama hala aynı yerdesin.
Yani yerinde sayıyorsun, hamsın çocuksun,yaşlı, kocamış çocuk demek istiyor.Senden 20 yaş küçük sakalınağarmış sen hala karanlık içindesin.
İnsanın ne olduğu neye ilgi duyduğuyla ölçülüdür.Çocuklar gibi oyun oynaşla, boş şeylerle ömür geçirenlerde  çocuktur.
Yani dünyada iki türlü çocuk var;gerçek çocuklar,kocamış çocuklar.Kocamış çocuklar da çocukça hevesleri için uğraşır.
Evet kndini keşfedemeyen hayatı keşfedemez.Kendinde olmadıktan sonra dünyaya sahip olsan ne olacak?
Öyleyse öncelikle kendimizi bilmeli, bulmalı ve tanıamlıyız zira’’KENDİNİ BİLEN, RABBİNİ BİLİR’’
Kendini bilmeyen rabbini bilmez. Kendisini bilen, her şeyi bilmenin yolunu açmış demektir.Dolayısıyla önce kendimizi tanımalıyız.Kendini tanıyan esksikliklerinide görür. Eksikliğini gören onu gidermenin  çabasına düşer kusurunu düzeltip, yıkılan yerini tamire ve günahlardan temizlemeye çalışan ise gönül evini temizlemiş olur gönül evini temizleyip günahlardan kurutlanların kalp gözü açılır.
İnsan bi kap gibidir onun dışını ne kadar yıkamak lazımsa içinide yıkamak  o kadar luzumludur.Zira konacak madde  kalbin dışına değil içine konur Yüce Allah’ın  Kuran da Benim evimi temizleyiniz ayeti bunun içindiri
Gönül arınıp temizlenmemişse yüz yıkamanın, abdest alamnın ne faydası var?
Hırs ve tamah yüzünden süpürge gibi tamamen toz içindesin!
Sen değerinle ve düşüncenle iki alemede bedelsin, ama ne yapayım ki;kendi değerini bilmiyorsun.
Diye hayıflanan Hz Mevalana ne kadar haklı!
Sahi kendimizi ne kadar tanıyoruz, kendi değerimizi biliyor muyuz???
 za1)) za1))
pırlantanın kıymetini hamal yükün kıymetini sarraf takdir edecekse pintiler zengin, arsızlar muteber,ciğersizler kahraman, başlar ayak,ayaklarda baş olmuş demektir