Gönderen Konu: İnsanların ayıbını gören  (Okunma sayısı 2933 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
İnsanların ayıbını gören
« : 28 Aralık 2007, 12:33:28 »

Dinimiz, insanların, ayıbını, kusurunu araştırmayı, ortaya çıkarmayı değil, bunları örtmeyi, onlar hakkında iyi düşünmeyi emretmektedir. Bir Müslümanın ayıbını, arkasından söylemenin gıybet, müminleri haram işleyici yani fasık zannetmenin de, su-i zan ve bunların da haram olduğunu bilmelidir. Bir kimse, din kardeşinin ayıbını görünce, ona hüsn-i zan etmeli, iyi şeyle yorumuna çalışmalı, onu ıslah etmelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Su-i zan etmeyiniz. Su-i zan, yanlış karar vermeye sebep olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayınız, kusurlarını görmeyiniz, münakaşa etmeyiniz, haset etmeyiniz, birbirinize düşmanlık etmeyiniz, birbirinizi çekiştirmeyiniz, kardeş gibi sevişiniz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, yardım eder. Onu, kendinden aşağı görmez.)

Günah işleyen bir kimseyi görünce, kendi günahlarımızı hatırlamalıyız, affedilmezsek, başımıza gelecek azapları düşünmeliyiz. Yusuf bin Esbat hazretleri buyuruyor ki:
“Güzel ahlakın alametleri; arkadaşının söylediğine itiraz etmeyip, kabul etmek. Kendine ve herkese ve hatta her mahluka karşı merhametli ve insaflı olmak. Kimsenin ayıbını araştırmamak. Başkasında bir kusur görünce, dalgınlıkla olmuştur, istemeyerek yapmıştır diyerek iyiye yormak. Kendisinden özür dileyenlerin özürlerini kabul etmek. Başkalarından gelen sıkıntı ve eziyetlere sabır ve tahammül etmek. Başkalarının kusurlarını araştırmak yerine, kendi kusur ve kabahatlerini düşünüp araştırmak, düzeltmeye çalışmak. Büyük, küçük herkese karşı edepli, tatlı dilli, güler yüzlü olmaktır.”

Allahü teâlâ sabredenleri, iyilik yapanları, insanlara hizmet edenleri, nasihat verenleri, tatlı dilli, güler yüzlü olanları, iyi iş yapanlara yardım edenleri sever. Kendini beğenenleri ise, sevmez. Bunun için, Allahü teâlânın sevdiği güzel işleri yapmalıyız ve güzel huylu olmalıyız. Müslüman dili ile, eli ile kimseyi incitmez. Çünkü başkasını incitmek günahtır ve fitne çıkmasına sebep olur ki, daha büyük günahtır. Peygamber efendimiz; (Allahü teâlânın ahlakı ile huylanınız!) buyurmuştur. Allahü teâlânın sıfatlarından birisi Settardır ki, günahları örtücüdür demektir. Müslümanın da din kardeşinin ayıbını, kusurunu örtmesi lazımdır. Allahü teâlâ, kullarının günahlarını affedicidir. Müslümanlar da, birbirlerinin kusurlarını, kabahatlerini affetmelidir. Allahü teâlâ kerimdir, rahimdir. Yani lutfü, ihsanı boldur ve merhameti çoktur. Müslümanın da, cömert ve merhametli olması lazımdır.

Sa’di Şirazi hazretleri buyuruyor ki:
“Dil, şükretmek içindir. Rabbini bilen, dilini gıybet için kullanmaz. Kulak; Kur’an-ı kerim ve nasihat dinlemek içindir. Bâtıl ve boş sözler için değildir. Göz; Allahü teâlânın kudret ve sanatını görmek içindir. Eşin dostun ayıbını görmek için değildir.”

Kötü kimseler, insanların ayıplarını arayıp, yüzüne çarparlar. İyi kimseler ise, insanların ayıplarını pek görmezler. Sırri-yi Sekati hazretleri; “Bir kimsenin ahmak olduğuna alamet, kendi ayıbını bırakıp, başkasının ayıbıyla uğraşmasıdır” buyurmuştur.

Bir kimse, İbrahim bin Edhem hazretlerine, kendinde bulunan ayıpları, kusurları bildirmesi için yalvarınca; “Seni kendime dost edindim. Her halin, her hareketin, bana güzel görünüyor. Ayıbını başkalarına sor” cevabını vermiştir.

Peygamber efendimiz, kimsenin ayıbını yüzüne vurmaz, kimseden şikayet etmez ve arkasından söylemezdi. Bir kimsenin sözünü veya işini beğenmediği zaman; (Bazı kimseler, acaba neden şöyle yapıyorlar?) buyururdu. Bir kimse, başkasında bir ayıp görünce, bunu hemen kendinde araması, kendinde bulursa, bundan kurtulmaya çalışması lazımdır.

Kimsenin ayıbını meydana çıkarmaya çalışmamalı, gizli hallerini araştırmamalıdır! Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Mirac gecesi birtakım insanlar gördüm ki, çok feci ve elim bir şekilde kendi kendilerine azap ediyorlardı. Cebrail aleyhisselama sordum ki, ya Cebrail, bunların günahı nedir? Niçin böyle kendi kendilerine azap ederler? Cebrail aleyhisselam dedi ki, bunlar başkalarının ayıplarını meydana çıkaranlardır.)

Netice olarak; kendini hiçbir Müslümandan üstün bilmemelidir. Her Müslümanı kendinden üstün tutmalı ve herhangi bir Müslümanı görünce, kendi saadetinin, onun duasını almakta olabileceğine inanmalıdır. Bunun için kimsenin ayıbına bakmamalı, kendi ayıplarını görmelidir. İnsanların ayıplarını, kusurlarını, araştırmamalı, görmemelidir. Zira insanların kusurlarını araştıran, ayıplarını gören bir kimse, insanların hedefi olur. İdris aleyhisselamın buyurduğu gibi:
“Akıllı kimse başkalarının aybına bakmaz ve kişinin ayıbını yüzüne vurmaz. Malı çoğaldıkça, mağrur olup ahlakını bozmaz.”


Osman Ünlü