Mevzûu hûlasa edecek olursak;
Bazı tesbih, tahmid, tehlil, zikir ve duâların adetleri, nasslarda bildirilmiştir. Bazıları için de bu adetleri, Rasûlullah’ın (s.a.v.) vârisleri olan bâtın âlimleri (k.esrarahum) tesbit edip kararlaştırmışlardır.
Mevzu ile alakalı olarak İmam Rabbani (k.s) Hazretleri “Şeriatın zâhirine ait hükümler, içtihatlar zâhir ulemânın, bâtınına dair içtihatlar da bâtın âlimlerine aittir.” (Mektûbât-ı Şerife, 2. Cild, 55. Mektûb-u Şerif) buyurmuşlardır.
Ebu'l Faruk Hazretleri “Menâzil-i vuslat-ı ilallâh (Allah’a kavuşma menzilleri / konakları) için, adet lâzımdır. 7 (adedi), Şâh-ı Nakşibendî; 11 (adedi), Abdülkadir Geylânî; 13(adedi), Sıddîk-i A’zam’ın; 3 (adedi de) Hızır aleyhisselâmın usûlüdür. Adede nüzûl var...” buyurmuşlardır.
İmam-ı Rabbani (k.s) Hazretlerinin oğlu İmam-ı Muhammed Masum(k.s) Hazretleri; “Kişi, farz, vacip ve sünnet-i müekkede olan ibadetlerde fıkıh kitaplarında ne yazılıysa ona tabidir. Onun dışındakilerde (sünnet-i gayrı müekkede, nafileler…) mürid mürşidine tabidir” buyurmuşlardır.
Diğer taraftan tasavvufta “Müridin fıkhı mürşidinin amelidir” kaidesi de meşhurdur.