Gönderen Konu: Haya üzerine..  (Okunma sayısı 2470 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tesniye

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 395
  • Nişan aldık yıldızları..
Haya üzerine..
« : 10 Ocak 2014, 21:40:49 »

Hayâ: Lugaten utanmak demektir.

H.Ş. Her dinin tamamlayıcı uzvu vardır. İsla-mın tamamlayıcı uzvu da hayâdır.

Cüneydi Bağdadi hayânın kemal derecesini şöyle açıklar:
“Bir Allahü Teâlâ’nın ihsan ettiği nimetlere, bir de kendi kusurlarına bakmaktan insanda bir sıkılma hissi meydana gelir. İşte o hayâdır.”

Hayâ ahlâksızlık seline karşı bir seddir ki, bir çok kötülüğün aşılanmasına ve yayılmasına mânî olur..

Hayâ yerine göre:
Ayakta bağ,
Gözde perde,
Elde kelepçe,
Dudakta kilittir.


Büyük Veli Zinnun-u Mısrî: “Sevgi konuşturur, hayâ  sükût ettirir” buyurmuştur.


Zengin sehavetinden, ganç kız iffetinden, mü'min hayâsından dolayı kınanmaz.

Hayâ hissine “Aşağılık duygusu” deyenler, kendi seviyelerini ortaya koymuşolurlar.
Ayaklarını semâya kaldırıp, başını aşağıda tutan, gökyüzünü ayaklarının altında sanır. Bu çarpık görüş onun ters duruşundandır.

Bâzı ana babalar hayâlı olan evladını açılsın diye zorlar.
Ensardan biri fazla utangaç olan kardeşini bu halden zarar görür zannıyla Rasûlül-lah’a arz eder. Efendimiz “Bırak onu; hayâ imandandır” buyurur.


Buhari ve Müslim’de geçen hadis-işerif de: “Hayâ hayırdan başka bir şey getirmez” buyuruluyor.

Hayâ herkeste güzel kadında daha güzeldir. Bilhassa genç kızlarımızda en yüksek seviyede olmalıdır. Ecdadımız, “Kız gibi hayâlı” sözünü darb-ı mesel haline getirmişti. Şimdi bu ölçü törpülenmiş; zamanımız genç kızları hayâsızlıkta birbirleriyle yarış halinde, erkeklerini hayada kıza benzetsek kopacak fırtınayı düşünün.


Şiir:
Haya sıyrılmış inmiş öyle yüzsüzlük ki her yerde
Ne çirkin perdeler öntermiş meğer bir incecik perde.


Büyüklerden bazı haya örnekleri:
Hatem-i Esam Hz.nin huzuruna bir mes’ele sormak için bir kadın gelir. Ona yaklaşır-ken bir kaza yapar. İlah...


Ebû Musa’l-Eşarî:
Karanlık ve kimsenin bulunmadığı odada yıkanırım da Allah'dan utancımdan belimi doğrultamam.

Selman-ı Fârisî:
Avret mahallini açmak hayâsızlığına düşmektense iki defa ölmeyi tercih ederim.


Hz. Ebûbekir:
Beşerî bir zarûretle halâya girdiği zaman “Rabbim beni bu hâlimle görüyor” diye ter döker, başını elbisesiyle örterdi...


Rasûlüllah Efendimiz, Asr-ı saâdette perdeleri inik bir evin köşesinde oturan bâki-reden daha hayâlıydı. .   
Hayanın kemal derecesi:
Rasûlüllah Efendimiz etrafında toplanan sahabelerine:
Allah'dan haya ediniz” buyurdu.
 -Allah'a hamd olsun hayâ ediyoruz” dediler.
Peygamberimiz:
-Kasdettiğim hayâ zannettiğiniz gibi kolay değil; başının idare ettiği azaları, ve karnının topladığı şeyleri haramdan korumaktır. Kim âhireti dilerse dünya zinetini terkeder. Kim de böyle yaparsa Allah'dan hakkıyla hayâ etmiştir.   


Sadakatforum.com
Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
Perde ardında sen ben dedikodusu var amma.
Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben..
<< Lüzumsuz Konular Atlası >>