Gönderen Konu: Hayat  (Okunma sayısı 101973 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hayat
« Yanıtla #45 : 17 Mart 2009, 02:30:54 »

Endişelerin çoğu gelecekle ilgilidir...

Birçoğu asla gerçekleşmeyecek olayların etrafında dönüp durur...

Yaşadığınız zamana konsantre olun...

“Gelecek”, kendi başının çaresine bakacaktır...

...
Kusursuz ve mükemmel olmayı başkalarına bırakın...

Ne olduğunuzu, kim olduğunuzu düşünün

ve bulunduğunuz halden mutlu olun...

Sonuç olarak daha rahat olacaksınız...
...
Gergin durumlarla başa çıkmanın iki yolu vardır;

Ya onları değiştirirsiniz ya da onlara bakış açınızı değiştirirsiniz...

Bakış açınızı değiştirmek daha zordur, fakat kişiyi aydınlatır...

Paul Wilson

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hayat
« Yanıtla #46 : 19 Mart 2009, 16:21:04 »
Hastalık, yaralanma, aşk, gerçek mükemmelliğin kayıp anları ve aptallıklar... Hepsi sizin ruhunuzun sınırlarını test etmek için vardır... Bu küçük testler olmaksızın, her ne olursa olsunlar; Hayat hiçbir yere varamayan, pürüzsüzce asfaltlanmış düz, yavan bir yol gibi olurdu...
Güvenli ve rahat; ama aptalca ve tamamen anlamsız...


Tanıştığınız, hayatınızı etkileyen insanlar, tecrübe ettiğiniz başarı ve çöküşler; Kim olduğunuzu ve kim olacağınızı bulmanıza yardımcı olurlar...
Kötü tecrübelerden bile bir şeyler öğrenilebilir... Aslında, bazen onlar en önemlileridir...


Eğer birileri sizi severse, karşılığında onlara hangi şekilde yapabiliyorsanız sevgi verin... Sadece sizi sevdikleri için değil, aynı zamanda size sevmeyi ve kalbinizi ve gözünüzü nasıl açabileceğinizi öğrettikleri için... Eğer birileri sizi incitirse, aldatırsa ya da kalbinizi kırarsa, onları affedin... Size, güveni ve kalbinizi kimlere açacağınıza dikkat etmenin önemini öğrettikleri için...


Yaşadığınız her günden hayata dair bir ders alın... Bugün; dün için endişelendiğiniz yarındır..

Sharon Zeff

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hayat
« Yanıtla #47 : 25 Mart 2009, 06:27:56 »
Mesleğiniz ne olursa olsun; ister başkan, ister milletvekili, doktor, avukat, gazeteci, sanatçı, işçi...

Önemli olan önce insanın kendisine olan saygısıdır...

Bunun için de, disiplinli bir çalışma gerekiyor...

Disiplinli bir hayata girmeyi planlıyorsanız, öncelikle bunu beyin olarak istemek lazım...

Sıkılmadan şartları yerine getirmek içinse hemen pes etmek yok...

Başkaları yerine, kendinizi geçmeye çalışın...

Örneğin erken kalkamıyorsunuz...

Diyelim ki sabah dokuzda uyanıyorsunuz ama hedefiniz yedide kalkmaksa, yarım saat aralıklarla uykunuzu geri çekin ki vücut, dengesini bozmadan uyum sağlayabilsin...

Henry Kissenger

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Hayat Dair...
« Yanıtla #48 : 30 Mart 2009, 03:37:38 »
Dostluklar, çıkar kaygısı ile kurulmaz...
Başkalarını minnet altına sokmak için iyilik sever ve eli açık olunmaz...
Bu nedenle de dostluk, bir ödül almak kaygısı ile değil, bütün kazancı o sevgide olduğu için aranmalıdır...
...
Bir insanın kendine güveni ne kadar tamsa,
bir insan hiçbir şeye ihtiyaç duymayacak, her şeyin yalnızca kendisinde bulunduğuna inanacak erdem ve bilgeliğine sahipse,
o denli dost edinir ve dostunun yakınlığını kazanır...
...
Dostların ahlâkı temiz olmalı.
Aralarında her konuda, düşünüşlerinde, isteklerinde, ayrımsız, tam bir anlaşma olmalı...
İnsana sevgi kazandıran erdemden ayrılmamalı...
İnsanların dostluğa elverişli olup olmadıklarına bir karar vermek için görünür belirtileri yoktur...
Onun için sağlam, değişmeyen, hep aynı kararda olan dostlar seçin...

(...Cicero)
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hayat
« Yanıtla #49 : 01 Nisan 2009, 02:53:26 »
Hayatın birinci yarısı, mutluluğa karşı duyulan yorulmak bilmez bir özlem olduğu halde, ikinci bölümü acı dolu bir korku duygusuyla kaplıdır...

Çünkü, mutluluk denilen her şeyin kuruntu olduğu ve acıdan başka gerçeğin bulunmadığı fark edilmiştir artık...

Aklı başında insanların, yakıcı zevklerden çok acısız bir hayata yönelmeleri bundan ötürüdür...

Gençliğimde, kapımın zilinin her çalınışında, gönlüm sevinçle doluyor ve kendi kendime, “Oh ne iyi... İşte yeni bir olay...” diyordum.

Ama yıllar geçip de, olgunlaştığım zaman, her zil sesinden sonra şöyle düşündüm: “Yine ne var?...”

İnsan yaşlandıkça, tutkuların ve isteklerin nesnesi farksızlaştıkça; bu isteklerin ve tutkuların bir bir ortadan kayboldukları, duyarlığın güdükleştiği, hayat gücünün zayıfladığı, görüntülerin solduğu, izlenimlerin etki yapmadan gelip geçtiği, günlerin gittikçe daha hızlı aktığı, olayların önemlerini kaybettiği ve her şeyin renksizleştiği görülür...
 
Schopenhauer

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hayat
« Yanıtla #50 : 02 Nisan 2009, 03:43:45 »

Hayattaki renk ve ahenk’in umutla yakalanacağını,

Umut ettikçe mutlu olunacağını,

Sarsıntı yaşanan zamanlarda tek tutamak ve dayanak olduğunu,

Ancak ruha umutla kan pompalanacağını ve ruhun onunla besleneceğini… Biliyorlardı…

Sürekli karanlık olmayacağını,

Sürekli çile ve hüzünlerin olmayacağını,

Sürekli hastalığın olmayacağını,

Ama umudun sürekli olması gerektiğini de biliyorlardı…

Mehmet Orhan Durdu
« Son Düzenleme: 02 Nisan 2009, 03:46:24 Gönderen: İsra »

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hayat
« Yanıtla #51 : 08 Nisan 2009, 03:46:43 »
Birçok insan matematiğin yasalarını bilir...

Ve güzel sanatların çoğunda da beceri sahibidir...

Fakat çoğu insan hayatı yöneten yasalarla,
yaşama sanatı denilen o güç sanat hakkında az şey bilir...

Bir insan bir uçak yapabilir ve onunla bütün dünyayı baştan başa dolaşabilir...

Fakat nasıl mutlu, başarılı ve memnun olacağını öğreten o basit sanatın tamamıyla cahilidir...

Sanatları öğrenirken listenin en başına “yaşama sanatını” koymayı unutma...

 J.Rousseau

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hayat
« Yanıtla #52 : 18 Nisan 2009, 04:30:27 »
Her gün hayatı dolu dolu yaşamak için seçme hakkınız var...

Hayata olan tavır ve bakış açımız her şeydir...

Bu nedenle yarın için üzülmeyin, bırakın yarın kendisi için üzülsün...

Her geçen günün kendine yetecek kadar derdi vardır...

Kaldı ki bugün; dün kaygılandığınız yarındır...

S.Johnson

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hayat
« Yanıtla #53 : 21 Nisan 2009, 16:19:27 »
Gösteriş yapmak, büyüklük taslamak, hava atmak bugün en yaygın ve kangrenleşmiş bir durumdur...

Kişinin olduğundan fazla, olduğundan başka görünme isteği,
yalancı ve cilalı bir görüntü sergileme tutkusu,
toplumun değer ölçülerinin kendisinde yaptığı en acımasız örneklerdir.

En büyük güçlülük insanın gerçek kimliğine razı olmasıdır.

Paraya, üne, şana, güçlüye gösterilegelen olağanüstü itibar ve iltifat,
insanı ister istemez böyle olmanın üstünlüğüne ve faziletine inandırır.

Zayıf kişi hep beğenilmenin, güçlenmenin, iltifat görmenin peşindedir.

İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkun.

H.Benazus

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Tecrübe
« Yanıtla #54 : 27 Nisan 2009, 01:55:23 »
Bir gün Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir bakkal
dükkânına, girmiş.

Bakkala hemen kendisini saklamasını emretmiş.

Bakkal da Napolyon'u müsait bir yere saklayıp, biraz sonra
Gelen düşmanları da;

"-Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı." Diye savuşturmuş.

Nihayet biraz sonra Napolyon'un muhafızları yetişmişler.

Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı Napolyon'a sormuş;

"-Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun
buruna gelmek nasıl bir duygu? "

Napolyon birden öfkelenmiş;

"-Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine
konuşabiliyorsun?' diye bağırmış.

Hemen askerlerine, adamcağızı kurşuna dizmelerini emretmiş.

Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler.

Mermiler namlulara sürülmüş, artık 'ateş' emri verilecek...

Adamcağız içinden (Ah, ne yaptın sen? Şimdi ölüp gideceksin ) diye
düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış.

Karşısında Napolyon varmış.

Tek cümleyle cevaplamış Napolyon:

"-İşte böyle bir duygu! "

Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir. Ama en
kalıcı olanıdır ve getirisi en yüksek olandır. yani tecrübedir getirisi..
ve
tecrübeyi yaşamaktan başka edinme yolu yoktur...

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hayat
« Yanıtla #55 : 04 Mayıs 2009, 03:56:52 »
Şimdiye kadar edindiğin deneyim, sayısız araştırma yapmana rağmen hiçbir yerde, ama hiçbir yerde aradığın mutluluğu bulamadığını gösteriyor...

Öyleyse “Başkalarının gözünde nasıl görünüyorum” düşüncesini bir yana bırak...

Hayatının kalan bölümünü doğanın gerektirdiği gibi yaşayabiliyorsan bundan mutlu ol...

Kendi doğanın ne istediğine bak ve başka hiçbir şeyin buna engel olmasına izin verme...

Ne mantıklı düşüncede, ne maddi zenginlikte, ne şöhrette, ne de haz peşinde koşmakta...

-Peki mutluluğu nerede bulabilirim?...

Kendi doğamın gerektirdiği biçimde yaşamakta...

-Bunu nasıl yapabilirim?...

Davranışlarımın ve eylemlerimin, ilkelerime dayanmasını sağlayarak...

-Hangi ilkeler?...

Seni adil, ılımlı, cesur ve özgür kılmayan hiçbir şey senin için iyi değildir...

Ve bunların tam zıttı olmayan hiçbir şey de kötü değildir...

Aurelius

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hayat
« Yanıtla #56 : 05 Mayıs 2009, 03:45:12 »
Hayatın bize çizdiği yol, özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir...

Ama biz bu yolu yitirdik...

Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı...

Hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve savaşların içine sürükledi...

Hızımızı artırdık, ama bunun esiri olduk...
...
Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı...

Edindiğimiz bilgiler bizi çıkarcı yaptı, zekâmızı da katı ve acımasız...

Çok düşünüyoruz, ama az hissediyoruz...

Makineleşmeden çok insanlığa, zekâdan çok iyilik ve anlayışa ihtiyacımız var...

İnsancıl değerlerimizi koruyamazsak hayat korkunç olur...

Hep yitiririz...

 C.Chaplin

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hayat
« Yanıtla #57 : 13 Mayıs 2009, 03:52:56 »
Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız..

Bizim için hiç ağlamayacaklara değer veririz...

Garip ama gerçek...

Bir kez bunu anlasak değişmek için hiçbir şey geç değil...

Uyandığında iki seçeneğin olur; tekrar uyuyup bir rüya görmek,

Ya da uyanıp rüyanın peşinde koşmak...

Hep meşgulsen, hiç müsait olamazsın...

Hep zamanının olmadığını söylersen, hiç zamanın olamaz...

Hep “yarın yapacağım” dersen, yarın hiç gelmez...

Herakleitos

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Hayat
« Yanıtla #58 : 13 Mayıs 2009, 09:49:34 »
Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız..

Bizim için hiç ağlamayacaklara değer veririz...

Garip ama gerçek...

Evet, garip ama gerçek!
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hayat
« Yanıtla #59 : 18 Mayıs 2009, 02:34:45 »
Bir kafanın bilgeliği bir de kalbin bilgeliği vardır...

 Bir kere beyefendi olan, her zaman beyefendidir...

Dil, pek çok doğal olayları tarif edebilecek kadar güçlü değildir...

Her şeyin yüzeysel bir bilgi olduğunu söylemek hiçbir şey bilmemek demektir...

Hiç kimsenin kendisinden başka düşmanı yoktur...

Kazalar en düzenli ailelerde bile meydana gelir...

Küçük şeyler hayatın toplamını meydana getirir...

Sevgi ne birden var olur, ne birden yok olur...

Charles Dickens