isra-Lika-Hâsıl-ı Kelam-hsgul,Teşekkür.
Osman Gazinin türbesi- Bursa
"Bir gece Şeyh Edebali'nin evinde misafir olup otururdu. Oturduğu yerin arkasında bir Mushafı Şerif asılı idi. Osman Gâzi hiç bir şey söylemedi ve herkes uyuyup, hâne sessiz kalana kadar bekledi. Sonra abdest alıp, yüzü ve vücudu Mushaf'tan yana durup huşû ve huzurla, tâ sabaha kadar el kavuşturup bekledi. Uyanacak vakit olunca, ev sahipleri benim bu halimi görmesinler diyerek uyur gibi gözlerini kapadı ve bekledi. Bir ara uykusu uyanıklığına galip gelerek, uyku ile uyanıklık arasında rüya aleminde gördü ki, Şeyh Edebali'nin koynundan bir ayın doğup kendi koynuna girdiğini, arkasından da kendi göbeğinden büyük bir ağacın çıkıp, âlemi tuttuğunu, gölgesinde nice dağların bulunup, nehirlerin aktığını, birçok insanların kaynaştığını gördü". Osman Gâzi rüyasını Şeyh Edebali'ye anlatıp ondan rüyayı tabir etmesini istedi. Şeyh Edebali ise kısa bir tefekkürden sonra ona; "Müjdeler olsun ey Osman! Hak Teâla sana ve senin evladına saltanat verdi. Bütün dünya, evladının himayesinde olacak, kızım da sana eş olacak" deyip rüyasını tabir etti. Bu rüya hakkında Aşıkpaşazâde güzel bir şiir söylemiştir:
Hidâyet menzili nimet senindir.
Ezeli tâ ebed devlet senindir.
Dualar, nesline erden senindir
Döşene sofralar davet senindir.
Neseb ve nesil ile bürhan senindir.
Cihanda olan devran senindir.
Ki ins'ü cinne hem ferman senindir.