Redd-ül Muhtar’da buyuruluyor ki:
(Genç ve yaşlı kadınların beş vakit namaza, Cuma ve bayram namazları için, vaaz dinlemek için camiye gitmeleri caiz değildir. Eskiden, yalnız çok yaşlı kadınların, akşam ve yatsı namazına gitmesine izin verilmiş idi ise de, şimdi bunların da gitmesi caiz değildir.) [İmamlık bahsi] [Bu hüküm, adı geçen kitabın Türkçe tercümesinin c.2, s.420 dedir.]
*************************************************
Kadınlar cuma ve bayram namazları kılabilirer mi?
Değerli kardeşimiz;
Cuma namazı farz-ı ayın, bayram namazları vacip, cenaze namazı ise farz-ı kifayedir. Bunlardan cuma ve bayram namazları, ancak cemaatle kılınır. Cenaze namazının cemaatle kılınması şart olmadığı gibi; ister erkek, ister kadın olsun tek bir Müslümanın kılmasıyla kifai farz yerine gelmiş olur. Görüldüğü üzere, gerek mükellefiyet gerek hüküm bakımından cenaze namazında kadın ile erkek arasında hiç bir fark yoktur.
Cuma namazının farziyyetiyle ilgili ayetin (Cuma, 62/9) kadın ve erkekleri içeren umumi hükmü sünnetle tahsis edildiği için, cuma namazı ile sadece hür, mukim ve (cuma namazına katılmaya engel olacak derecede hasta ve yaşlı olmayan) sağlıklı erkek Müslümanlar mükelleftir. Nitekim ayetin umumi hükmünden hür, mukim ve sağlıklı olmayanlara da cuma namazının farz olduğu anlaşılmakta ise de, ayetin hükmü bu yönden de tahsis edilmiştir. Nitekim bir hadis-i şerifte,
"Hürriyetine sahip olmayan köle, kadın, çocuk ve hasta müstesna olmak üzere, cemaatle cuma namazı kılmak, her Müslüman üzerinde vacip bir haktır." (Ebu Davud, Salat, 168, Hadis No:1O67; Beyhekı, III/172)
buyurulmuştur. Bu itibarla kadınlar cuma namazı ile yükümlü değildir. Cuma namazının kadınlara farz olmadığı konusunda icma vardır. Asr-ı saadet'ten beri hiçbir İslam müçtehit ve alimi bunun aksini söylememiş, bütün İslam ülkelerinde, her dönemde uygulama da böylece devam ede gelmiştir.
Vakıa, cuma ve bayram namazları ile yükümlü olmadıkları halde kadınlar isterlerse bu namazlara katılabilirler. Bu takdirde, kendisine cuma namazı farz olmayan (mesela dinen misafir sayılan) bir kişinin, cuma namazını kıldığında o günkü öğle namazını kılmasına gerek olmadığı gibi, cuma namazına katılan kadınların da ayrıca öğle namazını kılmaları gerekmez. Nitekim günümüzde beş vakit namazda ve özellikle teravihte olduğu gibi, gerek Asr-ı saadet'te, gerek sonraki dönelerde kadınlardan çok sayıda cuma ve bayram namazlarına katılanlar olmuştur. Ancak ne Hz. Peygamber (asm) döneminde ne de müteakip asırlarda beş vakit namazla mükellef kadınların tamamının cuma ve bayram namazlarına katıldığı sabit değildir. Günümüzde de isteyen hanımların cami adabına uyarak camilerin kendilerine ayrılan bölümlerinde, cuma ve bayram namazı kılmalarında hiçbir sakınca yoktur.
Safların Düzenlenmesine:
İslami hükümlere göre, sadece namaz kılarken değil, ihtiyaç ve zaruret bulunmadıkça kadınların erkekler arasına karışmayıp, uygun olan ayrı bir yerde bulunmaları uygun olur. Bu itibarla ister cuma, ister bayram, ister cenaze, hangi namaz olursa olsun, kadınlar erkeklerle birlikte namaz kıldıkları takdirde, erkeklerden ayrı, uygun bir yerde namaza durmaları gerekir. Nitekim Hz. Peygamber (asm) namaz saflarını önce erkekler, sonra erkek çocuklar en arkada da kadınlar olmak üzere düzenlemiş;
"Namazda erkek saflarının en faziletlisi en önde olanı, fazileti en az olanı ise en arkada bulunanıdır. Kadın safların en faziletlisi ise en arkada kalanı, en az faziletlisi ise en önde olanıdır." (Müslim, Salat , 132; Ebu Daud, Salat, 97; Tirmiz.i, Mevakıt, 52; Nesai, İmame, 32; İbn Mace, İkame, 52)
buyurmuştur. Sünnet olan safların böyle olmasıdır. Sünnete uymayarak, kadınlar erkek safları arasına karışarak imama uyarlarsa, Hanefi mezhebine göre rüku ve secdeli namazlarda kadınların arkasında ve hizasında kalan erkeklerin namazları fasit olmuş sayılır; bu duruma sebep olan kadınlar da günah işlemiş olurlar. Bu durum, rüku, ve secdesi bulunmayan cenaze namazında meydana gelirse, erkeklerin namazı fasit olmazsa da, sünnete aykırı hareket edildiği için mekruh olur.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
*****************************************************************
Kadın için Bayram ve Cuma namazı
Sual: Kadın için Bayram ve Cuma namazı farz olan bir mezhep var mıdır?
CEVAP
Bayram namazı Şafii ve Maliki'de sünnet, Hanefi'de vaciptir.
Cuma namazının yalnız erkeklere farz olduğu çeşitli hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Bunlardan ikisi şöyle:
(Cuma namazı, köle, kadın, çocuk, hasta olan kimse hariç, her Müslümana farzdır.) [Ebu Davud, Hakim]
(Namaz kıldırması için bir erkeğe emredip, sonra da Cuma namazına gelmeyen erkeklerin evlerini başlarına yıksam diye düşündüm.) [Buhari]
Bayram namazının şartları da Cuma namazının şartları gibidir. Bu bakımdan Cuma namazına gitmeyen kadın, bayram namazına da gitmez.
Erkeklerin camide cemaatle namaz kılmalarının, evde kıldıkları namazdan 27 derece daha fazla sevap olduğu, kadınların ise, evde namaz kılmalarının, camide namaz kılmalarından daha çok sevap olduğu hadis-i şeriflerle bildirilmiştir.
Kadınlar, bir zaruret olmadan camiye gidemez. Çünkü İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
(Kızların, genç ve yaşlı kadınların beş vakit namaza, Cuma ve Bayram namazları için, vaaz dinlemek için camiye gitmeleri caiz değildir. Eskiden, yalnız çok yaşlı kadınların, akşam ve yatsı namazına gitmesine izin verilmiş idi ise de, şimdi bunların da gitmesi caiz değildir.) [Redd-ül Muhtar]
[Bu hüküm, kitabın Türkçe tercümesinin c.2. s.420'dedir.]
Sual: Neden kadınlar erkeklerin arasında namaz kılamıyor? Din kardeşi değil miyiz, omuz omuza kılsak ne mahzuru olur?
CEVAP
Öyle ya namazda kadına bir kötülük edecek erkek çıkmaz. Gerçekten niye kadın erkeklerin arasına girmiyor ki? Her kadın birimizin anasıdır veya bacısıdır veya hanımıdır veya kızıdır, halamız, teyzemiz de olabilir.
Evet annemizle de yan yana namaz kılamayız, onun değil, bizim namazımız bozulur.
Bir başka hanım da, (O erkeklerin bana ne zararı dokunabilir) demişti. Evet erkeklerin ona da sana da bize de zararı dokunmaz. Ama kadınla erkek yan yana namaz kılınca erkeğin namazı bozulur.
Niye bozulur? Namaz kılmayı bize emreden öyle emretmiştir de ondan, yani Allah öyle emrettiği için öyledir. İnsan teyze kızı ile evlenebiliyor da neden kız kardeşi ile evlenemiyor? Allah öyle emrettiği için, kız kardeşinizle evlenin deseydi evlenirdik. Bir kadın niye iki erkekle evlenemiyor, yine aynı cevap, öyle emrettiği için. Yani şu sebepten dolayı değil. Mesela erkeklere ipek giymek haramdır, niye haram? Cevap aynı, öyle emredildiği için.
M.A. Demirbaş.
**************************************************
Kadınların camiye gitmesi, cemaatle namaz kılması
KADIN GİREBİLİR AMA TEŞVİK ETMEK YANLIŞ!
Bildiğiniz gibi Peygamber Efendimiz (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) de ailelerinin önemli günlerde (kadir gecesi gibi) mescitte olmasını istemiş böylelikle kadınların camilere girebileceği, namaz kılabileceği öğretmiştir. Bu gün bazıları bu örneklerden yola çıkarak kadınların camiye teşvik edilmesi hususunu savunurlar. Hâlbuki Peygamber Efendimiz böyle bir uygulama yapmakla birlikte kadınları hiçbir zaman camiye çağırmadığı gibi namazlarını evlerinde kılmaları için teşvik etmiştir. Şimdi bu konuda özellikle diyanetin ve bazı hocaların zikrettiği hadis-i şerifi ele alalım ve izahına bakalım.
KADINLARIN NAMAZA GELME HADİSİ VE İZAHI
Diyanetin hutbelerine ve aynı zihniyetteki hocaların sohbetlerine konu yaptığı hadiste Peygamber Efendimiz (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) kadınların vakit namazına değil “bayram namazına” gelmeleri hususunda şöyle buyurmuştur: “Allah’ın kadın kullarını Allah’ın mescidlerinden engellemeyin.”
Şimdi hadisin bu kısmına göre kadınlar bayram namazına gelmek isterler ise engellenmemeleri manası çıkıyor. Hocalar da hep bu kısmı alıyorlar. Evet, doğrudur. Ama hadisin devamı da vardır, şöyle devam etmektedir: “Evlerinden çıktıkları zaman ziynetsiz olarak, (yani koku sürünmeksizin ve tesettüre riayet ederek) çıksınlar.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II/16, 36; Buhari, Cuma 13; Müslim, Salat 136; Ebu Davud, Salat 52, İbni Mace, Sünnet 2; İbn Huzeyme, Sahih II/90; Taberani, el-Mu’cem’ül-kebir, V/248)
Hadisi şerif kadınları bayrama katılmaları için teşvik etmiyor, gelmek isteyenlerin alıkoyulmaması isteniyor. Bu bir…
Diğer bir husus ise kadınlar koku sürünmeden ve tesettürlerine dikkat edecek şekilde bayrama iştirak etsinler buyruluyor. Bu gün kadınların bu şartı yerine getirmesi mümkün mü? Elbette hayır… Bu gün kadınların tesettür namına üzerine aldıkları şeyin tesettürle yakından uzaktan alakası olmadığı gibi, yaydıkları kokuların da ne derecede rahatsız edici olduğu sizce malumdur. İşte bu sebeple bu gün kadınların cemaate iştirakı daha vahim bir tablo oluşturur. Diyanetin, kadınları bu hususta bilinçlendirmeyip kuru kuruya camiye çağırması ise dikkat çekicidir.
Resûlullah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem)’in zevcesi Aişe (RadıyAllahu anhâ) şöyle demiştir: Eğer Resûlullah, kadınların (süslenme, giyinme ve koku sürünmeden yana) ihdas ettiklerini görseydi, İsrail oğullarının kadınlarının men edildiği gibi onları mescide çıkmaktan men ederdi.
(Senedde adı geçen) Yahya, Amrâ’ya; “İsrail oğullarının kadınları men edildiler mi idi?” dedim, O da “evet” cevabını verdi, demiştir.( Buhârî, ezan 163; Müslim, salât 144; Tirmizî, cum’a 35; Muvatta, kıble 15.
Sünen-i Ebu Davud)
Diyanet İşleri Başkanlığının kendi ilmihalinde kadınların Cuma kılma meselesinde bakın ne yazıyor:
“Bu meselede dikkate alınması gereken ikinci nokta, Hz. Peygamber’in uygulamasına ve on dört asırlık geleneğin durumuna bakılmasıdır. Hz. Peygamber’in, kadınları cuma namazı kılmakla yükümlü tutup tutmadığının bilinmesi, başlı başına bağlayıcı olmasının yanında, aynı zamanda, belirleyici bir karîne değerine de sahip olacaktır. İlk dönemlere ilişkin bütün literatür, kadınların zaman zaman cuma namazına katıldıklarını, fakat Hz. Peygamber’in kadınları cuma namazı kılmakla yükümlü tutmadığını çok açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır. Ayrıca Hz. Peygamber’in cuma namazının kadın, çocuk, hasta ve köle dışında, cemaat içerisinde bulunan her müslümana farz olduğunu bildiren bir sözü de bulunmaktadır (Ebû Dâvûd, I, 280; Hâkim, I, 425). Hz. Peygamber’in bu söz ve uygulaması, kadınların genel hitap içerisinde yer aldığı görüşünü öne sürenler tarafından hâricî bir karîne olarak değerlendirilmiş ve âyetin genel ifadesini daralttığı söylenmiştir.
Öte yandan, on dört asırlık süreç içerisinde, kadınların cuma namazı kılması gerektiğini söyleyen hiçbir âlim çıkmamıştır. Bu durum, kadınların cuma namazı kılmakla yükümlü olmadıkları konusunda bir icmâ gerçekleştiğini göstermektedir. Fakat bizim asıl söylemek istediğimiz böyle bir icmâın bulunması değil, belki ilâve olarak, hiçbir toplumda, hiçbir kültürde ve Sünnî veya gayr-i Sünnî hiçbir mezhepte farklı bir görüşün ortaya çıkmamış olmasıdır.”
MECBUR ETMEK YANLIŞTIR
İlmihalin konuyla alakalı son kısmında ise çok çarpıcı bir tesbit yapılıyor:
“Fakat cuma namazını kadınlara farz haline getirerek onları cuma namazı kılmaya mecbur etmek, hiçbir sebeple olmasa bile, asırlarca süregelen geleneği gereksiz yere ve haksız olarak hiçe saymak olduğu için yanlıştır ve asılsızdır.”
KADINLARIN EVDE KILMALARI TEŞVİK EDİLMİŞTİR
”Kadınlarınızı mescidlerden men etmeyiniz. Bununla birlikte evIeri(nde namaz) kendileri için daha hayırlıdır.” Müslim, salât 135, 138, 140; İbn Mâce, mukaddime 2; Ahmed b. Hanbel, II, 43, 90,140. Sünen-i Ebu Davud )
Abdullah (İbn Mes’ud)’dan Resûlullah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Kadının özel odasında kıldığı namaz (evin) salonunda kıldığı namazından, (eşyalarının gizlendiği) daha özel odada kıldığı namaz da Özel odasında kıldığı namazdan daha efdaldir.” Kütüb-i sitte içinde sadece Ebû Dâvûd rivayet etmiştir. İbn Huzeyme, sahîh, III, 94-96.
CAMİDE KILACAKLARSA…
Evet, görüldüğü üzere Yahudiler gibi ibadethaneden uzaklaştırılmamış ama camiye de çağırılmayıp, evde ve evin en müstesna yerinde namaz kılmaları teşvik edilmiştir. Çünkü kadının bir mekânda olan varlığı erkeklerin dikkatini çeker. Hele koku, tesettür gibi şartlar da yerine gelmiyorsa ortalık toz duman olur. İbadet, ibadetten çıkar.
Kadınlar camiye gelecekse bile yerleri ayrı olmalıdır.
îbn Ömer’den; demiştir ki; Resûlullah (s.a.) “Şu kapıyı kadınlara bıraksak” buyurdu. Nafi dedi ki; “İbn Ömer ölünceye ka¬dar bu kapıdan bir daha girmedi.”
SAFLAR
Kadının en çok sevap alanı, erkeklere en uzak olan saftır:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Erkek saflarının en hayırlısı birinci saf, en az sevaplısı ise sonuncu saftır. Kadın saflarının en hayırlısı son saf olup en sevâbı az olan ise erkeklere en yakın olan saftır.” (Nesâî, İmame: 20) (Tirmîzî: Bu konuda Câbir, İbn Abbâs, İbn Ömer, Ebû Saîd, Übey, Âişe, Irbad b. Sariye ve Enes’den de birer hadis rivâyet edilmiştir.Tirmîzî: Ebû Hüreyre’nin bu hadisi hasen sahihtir.)
ihvanlar net.