Ölüm sizi her an yakalayabilir.
Kim bilir o an belki de şu andır, ya da size çok yakınlaşmıştır.
Belki de bu satırlar kendinize çeki düzen vermeniz için ölümünüzden önce size tanınmış son bir fırsat, son bir hatırlatma son bir uyarıdır. Siz bu satırları okurken bir saat sonra hayatta kalacağınızdan emin olamazsınız. Bir saat sonra hayatta olsanız bir sonraki saate erişeceğinizin hiçbir garantisi yoktur. Saat değil bir dakika hatta bir saniye sonra bile hayatta olacağınız kesin değildir. Bu yazıyı okuyup bitireceğinizin de hiçbir garantisi yoktur. Ölüm size büyük bir ihtimalle, bir dakika öncesinde ölmeyi hiç aklınızda geçirmediğiniz bir anda gelecektir.
Mutlaka öleceksiniz, tüm sevdikleriniz de ölecek, sizden önce ya da sonra mutlaka ölecekler. Bundan 100 sene sonra dünya üzerinde sizin tanıdığınız hiçbir insan canlı kalmayacak.
Her insanın kendi hayatı hakkında bitmek tükenmek bilmeyen planları vardır. Liseyi bitirmek, üniversiteye girebilmek, mezun olmak, iş sahibi olmak, ev sahibi olmak, evlenip çocuk sahibi olmak, çocuğunu büyütmek, emekli olmak, huzurlu bir hayata kavuşmak gibi ....Bunlar bu planların en genel ve en sıradan olanlarındandır. Bunların dışında, herkesin kendi içinde bulunduğu durum ve şartlara daha binlerce konuda çok kapsamlı plan ve tasarıları vardır.
Oysa bu planların hiçbirinin gerçekleşeceği kesin değildir. Buna karşın ölüm yüzde yüz gerçekleşecektir.
Yıllarca çalışıp çabalayıp üniversiteye giren bir öğrenci okuluna giderken ölür. Ya da yeni işe giren bir kişi işine giderken veya yeni evlenenler düğünden dönerken ani bir trafik kazası sonucu ölürler. Başarılı bir iş adamı işlerini çabuk halledebilmek, gideceği yere daha çabuk ulaşıp vakit kazanmak ve daha çok şeyler yapabilmek için uçak yolculuğunu tercih eder. Fakat uçak kaza yapar, yere çakılır. Orada hayatı feci bir şekilde son bulur.
Bütün planlar boşa gitmiştir. Geriye kalan planlarını gerçekleştirmeden, bir daha asla tamamlanamayacak bir şekilde yarıda bırakarak dönüşü olmayan bir yere giderek ölürler. Oysa o gittikleri yer için hazırladıkları hiçbir planları yoktur. Gerçekleştiremeyecekleri planları yıllarca en ince ayrıntısına kadar kurmuşlardır, ama gerçekleşeceği kesin olan hakkında hiçbir şey düşünmemişlerdir.
Peki akla ve bilince sahip bir insan hangisine öncelik vermelidir? Gerçekleşeceği kesin olan hakkında mı, yoksa kesin olmayan hakkında mı plan kurmalıdır? İnsanların çoğu kesin olmayana önem verirler. Hayatın hangi safhasında olursa olsun bütün planlarını gelecekte daha iyi ve daha mükemmel bir hayata kavuşabilmek için yaparlar.
Eğer insan ölümsüz olsaydı, bu davranış gerçekten de mantıklı olacaktı fakat bütün planlar ölüm denen mutlak sona mahkumdur. Bu nedenle , kesin olan ölümü bırakıp kesin olmayanları önemsemek kesinlikle akıl dışıdır.
Ama insanlar kafalarını esir almış olan garip bir büyü nedeni ile bir türlü bu açık gerçeği fark edemezler.
Böyle olunca, ölümle birlikte başlayacak olan gerçek hayatlarını da tanımazlar. Oraya yönelik bir hazırlık yapmazlar. Diriltildiklerin de ise kendileri için özel yaratılmış olan cehennemden başka bir yere gitmezler.
İnsan düşünmek istemediği gerçekleri düşünmek ve hızla yaklaşan büyük olaya ve sonrasına hazırlıklı olmak zorundadır. Bu büyük olay kesindir.
Dolayısıyla düşünmekten kaçmak çözüm değildir...
Alıntıdır
