Gönderen Konu: Hazır cevaplar  (Okunma sayısı 41565 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Hazır cevaplar
« : 10 Ağustos 2006, 06:31:46 »

ODTÜ Felsefe öğrencilerini en çok zorlayan hocalardan biri yıllık olan dersinin final sınavında sınıfa gelmiş ve sınav sorusu olarak tahtaya, "Why?" (Neden?) yazmış. Öğrenciler ilk önce ne yazacaklarını şaşırmışlar, sonra herkes birşeyler yazmaya başlamış. Yalnız bir öğrenci, sınavın ilk dakikasında kağıdını teslim etmiş. Öğrencinin cevabı da soru gibi kısaymış: "Why not?" (Neden olmasın ki?) Bu öğrenci sınavdan "100" almış.

...............................................

Aynı hoca başka bir sınavda "risk nedir?" diye soruyor. Yine bir öğrenci sınavın ilk 10 saniyesinde teslim ediyor kağıdını. Kağıdın üst kısmında sadece isim-soyadı yazıyor, gerisi ise bomboş beyaz yaprak. En altta ise "İşte risk budur" diye yazıyor. Ve sonuçta da sınıftaki en yüksek notu alıyor.

...............................................

Hocanın bir sonraki sınavında yine "Risk nedir?" sorusuyla karşılaşan öğrencimiz tekrar boş kağıt verince bu sefer 0 alıyor. Tabii koşa koşa hocaya gidip sebebini soruyor. İşte cevap: "Aynı şartlar altında, aynı riski iki kere almak aptallıktır!"

...............................................

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde hocanın biri sınavda, o günlerde devam etmekte olan bir davanın detaylarını vermiş ve sonucun ne olacağını sormuş. Tabii, bütün öğrenciler ha babam, de babam, sayfalarca yazmaya başlamışlar. Ama bir öğrenci kağıdını sınavın ilk dakikasında vermiş. Ve buna rağmen 100 almış. Öğrencinin yanıtı tek cümleymiş: "Devam eden dava hakkında yorum yapılamaz."

...............................................

Bir kız yurdunda kalan kızlar, her sabah dudaklarına ruj sürdükten sonra aynaya öperek iz bırakıyorlarmış.

Yurt müdürü ne yaptı ettiyse bu alışkanlığı ortadan kaldıramamış. Diğer yandan temizlik görevlileri de iyiden baş kaldırmaya başlamışlar. Sonunda müdürün aklına parlak bir fikir gelmiş. Hemen bir duyuru yapıp, kızları toplantıya çağırmış. Neyse toplanmış bunlar. Müdür "Buyrun tuvalete" demiş. Hep birlikte, temizlik görevlisinin beklediği umumi tuvalete girmişler. Aynalarda sabahki ruj izleri hala duruyormuş.

Müdür "Arkadaşlar" demiş, "Bazılarınız dudaklarına ruj sürdükten sonra aynaları öperek çıkması güç izler bırakıyor. Temizlik görevlilerimiz bunları temizlerken zorlanıyor. Sizleri görevlimizin bu temizliği yaparken ne kadar zorlandığını bizzat görmeniz için topladım. Bakın ve görün". Sonra görevliye bir işaret çakmış. Bizimki gayet sakin bir şekilde tuvalet fırçasını almış, klozetteki suya daldırmış ve aynayı temizlemiş. O günden sonra bir daha o yurtta tuvaletlerde dudak izine rastlanmamış. (alıntı)
« Son Düzenleme: 20 Mayıs 2009, 07:34:35 Gönderen: Lika »

Çevrimdışı hureyre

  • okur
  • *
  • İleti: 70
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #1 : 28 Aralık 2006, 15:14:20 »
LÂF
Lâfı uzatanlara ne yapmak lâzım diye Farabî'ye sormuşlar, şöyle
demiş:
Uzun konuşanı kısa dinlemeli.

EDEPSIZ
Cenap Sehabeddin'e:
* Su edepsize neden bir tokat vurmadın? dediklerinde,
su cevabi
vermiş:
* Eldivenim yoktu, iğrendim.

ELBISE
İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin
üzerinde
her
zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. Davetten çıkınca bir
gazeteci
sorar:

* Kiyafetiniz, bir kralla bulusmak için yeterli miydi?
Gandi, hiç aldirmadan cevap verir:
* Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.





SIIR
Bir semsiye tamircisi, yazmis olduğu siirlerini
incelemesi için
Sekspir'e gönderdiginde, ünlü yazarin cevabi su olur:
* Dostum, siz semsiye yapin, hep semsiye yapin, sadece
semsiye
yapin...

SIPA
Köylü, yeni dogan bir sipayi kucagina almis evine
dönerken, iki
ortaokul ögrencisi kendisine takılır ve:
* Hayrola amca, derler. Oglunu nereye götürüyorsun
böyle?Adam, kendine yapilan bu terbiyesizlige aldirmamis
görünerek
cevap
verir:
* Gittiginiz okula kaydinı yaptiracagim. :x

VAPUR
Necip Fazil Kisakürek vapurla Karaköy'e geçerken,
yanina biri
yaklasip:
* Üstad, diye sormus. Peygamberlere ne diye gerek
duyuldu, biz
kendimiz yolumuzu bulabilirdik .
Necip Fazıl, okudugu kitaptan başını kaldırmadan:
* Ne diye vapura bindin ki, cevabin vermis. Yüzerek
geçsene
karsiya.

KULAK
Kulaklarinin büyüklügü ile ünlü olan Galile'ye
hasimlarindan
biri:
* Üstad, demis. Kulaklariniz bir insan için biraz
büyük degil mi?
Galile:
* Dogru, demis. Benim kulaklarim bir insan için biraz
büyük ama,
seninkiler de bir eşek için fazla küçük sayilmaz mi?
  اَهْلاً وَ سَهْلاً يا رَمَضَانْ 

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #2 : 18 Ocak 2007, 20:14:37 »
Sokrates ve eşi bir turlü iyi gecinemezlermis. Bir gun eşi
Sokrates'e
verip veristirmis, agzina geleni soylemis. Bakmis kocasi hicbir
tepki
gostermiyor; bir kova suyu alip basindan asagi bosaltmis. Sokrates:
"Bu kadar gok gurultusunden sonra bir sagnak zaten bekliyordum"
demis.
------------ --------- --------- --------- --------- --------- --------- ---
-
Bernard Shaw ile Churchill hic gecinemez ve sik sik birbirlerini
ignelermis.. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill'i
davet
etmis ve davetiyeye de bir pusula ilistirmis:
Size iki kisilik davetiye gonderiyorum. Bir dostunuzu alip
gelebilirsiniz,
tabii dostunuz varsa!"
Churchill , hemen cevap gondermis:
"Maalesef o gece baska bir yere söz verdigim icin oyununuzu
seyretmeye
gelemeyecegim. Ikinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece
oynarsa!"
------------ --------- --------- --------- --------- --------- --------- ---
--
Bir gun Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamis ve
siddetle azarlamis. Talebesi: "Iyi ama ben cok az bir parasina
oynuyordum" diye itiraz edecek olunca
Eflatun cevap vermis: "Ben seni kaybettigin para icin degil,
kaybettigin zaman icin azarliyorum."
------------ --------- --------- --------- --------- --------- --------- ---
--
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yasayis ve felsefesiyle ünlü
filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliginden baska
hiçbirseyi
olmayan kibirli bir adamla karsilasir. Ikisinden biri kenara
çekilmedikçe geçmek mümkün degildir... Magrur zengin, hor
gördügü filozofa:
"Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der.
Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin su karsiligi verir:
- Ben çekilirim!!
------------ --------- --------- --------- --------- --------- --------- ---
-
Meshur bir filozofa
-Servet ayaklarinizin altinda oldugu halde neden bu kadar
fakirsiniz?
diye soruldugunda
-Ona ulasmak için egilmek lazim da ondan, demis.
------------ --------- --------- --------- --------- --------- --------- ---
--
Kulaklarinin büyüklügü ile ünlü Galile'ye hasimlarindan biri:
-Efendim, demis. Kulaklariniz, bir insan için biraz büyük degil mi?
Galile: Dogru, demis. Benim kulaklarim bir insan için biraz büyük
ama,
seninkiler bir esek için fazla küçük sayilmaz mi?
------------ --------- --------- --------- --------- --------- --------- ---
-
Bir toplantida bir genç Mehmet Akif'i    küçük düsürmek için:
-Afedersiniz, siz veteriner misiniz? demis.
M. Akif hiç istifini bozmadan su cevabi vermis:
-Evet, bir yeriniz mi agriyordu?
------------ --------- --------- --------- --------- --------- --------- ---
--
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanli padisahi gibi sefere çikacagi
yerleri
gizli tutarmis. Bir sefer hazirliginda, vezirlerinden biri israrla
seferin yapilacagi ülkeyi sorunca, Yavuz ona "Sen sir saklamayi
bilir
misin?"
diye sormus
Vezir: "Evet hünkarim, bilirim" dediginde,
Yavuz cevabi yapistirmis: "
-Ben de bilirim".


"Bir tek kimseye yapilan adaletsizlik, bütün topluma yapilmis bir


tehdittir."


Montesquieu


« Son Düzenleme: 20 Mayıs 2009, 07:34:56 Gönderen: Lika »

Çevrimdışı duha

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 5144
  • ѕησωƒℓαкє
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #3 : 24 Aralık 2007, 19:16:30 »
TEKLİF VE CEVAP

Mısır Valisi İbnü'l-Hakem’in kendisine bir senelik yiyecek ve bir ev vermek için yaptığı teklife itibar etmeyen İmam Şâfi, hayretle kendisine bakan valiye şöyle dedi:
“Ben Gazze’de dünyaya geldim. Hicaz'da büyüdüm. Yiyecek olarak yanımızda bir akşamlıktan fazla bulunmazdı. Buna rağmen aç kalmadım.”

BİR AMPULÜ KEŞFETMEK


Edison’a bir gazeteci sordu:
“1000 kez başaramamak size neler hissettirdi?”
Edison şöyle cevap verdi:
“Ben 1000 kez başarısız olmadım. Ampul, 1001 basamaktan oluşan bir keşifti.”

SÖZ

Bir Bedevi’ye sordular:
“En güzel sözü kim söyler?
Bedevi cevap verdi:
“Sözü güzel ve cevabı hazır olan.”
« Son Düzenleme: 12 Eylül 2010, 01:28:03 Gönderen: moderatör »
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

Çevrimdışı duha

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 5144
  • ѕησωƒℓαкє
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #4 : 25 Aralık 2007, 09:02:25 »
Lise 3. sınıfda matematik dersini dinlemeyen ve de öss ye çalışıyoruz gibi basit bi bahane uyduran ögrencilere hoca kızar ve yüksek sesle arkada okuran geveze bi çoçuga bakarak bagırır

-bakın üniversite de tıpdan başka hangi bölüme giderseniz gidin matematik göreceksiniz der

geveze olan çoçuk hocanın yüzüne bakarak hemen ayağa kalkar ve

- o zaman hepimiz tıpı yazarız hocam, der :hihi t20))
« Son Düzenleme: 12 Eylül 2010, 01:28:21 Gönderen: moderatör »
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

Çevrimdışı kenz

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1129
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #5 : 25 Aralık 2007, 20:43:24 »
 İKİYÜZLÜYE CEVAP
   Adamın biri Hazret-i Ali'yi gıyâbında, yani ardından kötülediği halde yüzüne karşı övmeye başlayınca, ondan şu karşılığı almıştır:
   "-Söylediklerinden daha aşağı, fakat içinden geçirdiklerinden daha üstünüm."

   BİTMEYEN SALTANAT
   Selçuklu Sultanlarından biri, Mevlânâ'yı ziyaret ederek saltanatları arasındaki farkı sorduğunda, o yüce zâttan şu cevabı almıştır:
   "-Senin saltanatın, gözlerin açık kaldığı müddetçe bâkidir. Benim ki ise, gözlerimi kapadığımda başlar."

   KITLIK
   İngiliz kıralı seyahat ederken, yolu bir köye düşer. Mütevâzî bir handa geceler. Yemek olarak da bulduğu dört yumurta ile karnını doyurur. Hesâbını sorunca, on altın isterler.
   "-Aman!" der, kral. Burada yumurta kıtlığı mı var?
   Han sahibi cevap verir:
   "-Hayır efendim. Yumurta boldur ama, kral kıtlığı var."

İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #6 : 20 Nisan 2008, 05:02:04 »
İNSAN

Eski Çin'de bilmece meraklısı bir seyyah, diyar diyar dolaşıp karşılaştığı bilgelere sorular sorarak hayatın özünü ve gerçeklerini kavramaya çalışmaktadır. Bir gün yüksek tepelerde oturan bir bilgeden bahsedildiğini duyar. Derhal yola çıkar, bilgeden izin alarak iki soru soracağını söyler. Seyyah: “Dünyada başarılması en zor olan şey nedir?” diye sorar.

Bilge der ki: “İnsan olmayı başarmaktır.” Seyyah ikinci soruyu sorar: “Dünyada en çok ve az bulunan iki şey nedir?” Bilge gene der ki: “İnsanoğlu çok, insan azdır...”

ÖYLE KALMAK

Makedonya Kralı Büyük İskender yoksul düşmüş Phokion'a para yollamıştı. Phokion parayı getirene sordu: “Büyük İskender niçin gönderdi bunu bana?” “Çünkü İskender seni doğru, namuslu bir insan biliyor.” “Öyleyse izin versin de yine öyle kalayım.” Phokion böyle dedi ve parayı gönderdi. 

GÖRMEME NİMETİ

Hilâl-i Râî'nin, Kör Şair Beşşar diye tanınan bir dostu vardı. Hilâl ona arasıra ağırca şakalar yapardı. Hilâl-i Râî bir gün Beşşar’a sordu: “Cenab-ı Hak bir kimseyi görmekten mahrum ederse, onun yerine başka bir nimet verirmiş. Seninki nedir?” Beşşar biraz kızarak cevap verdi: “Senin gibilerin yüzünü görmemek...” 

PALTO

Ressam İbrahim Çallı, bir kış günü terziden yeni paltosunu aldı. Ve o gün kendisine yeni bir palto alan bir arkadaşı ile karşılaştı. “Bak Çallı,” dedi arkadaşı. “Benim paltom seninkinden daha güzel.” Çallı, “Nesi güzel?” deyip dudak büktü. Arkadaşı paltosunun içini gösterdi: “Bak,” dedi, “benimkinin içinde kürk var.” Ünlü ressam yarı alaylı cevap verdi: “Benimkinin içinde de Çallı var.” 

EŞSİZ ESER

18. yüzyılın meşhur Fransız şairlerinden A. Piron’a, yazar geçinen birisi bir gün şöyle demiş: “Hiç kimsenin cesaret edemediği, etmeyeceği bir konuda eşsiz bir eser yazmak istiyorum, ne dersiniz?” Piron da ona şu tavsiyede bulunmuş:

“Öyle ise kendinize bir methiye (övgü) yazın!.."
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı duha

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 5144
  • ѕησωƒℓαкє
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #7 : 26 Nisan 2008, 18:21:21 »
UYKU KARDEŞLİĞİ
Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler.
Yanındaki talebesi:
-Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bundan ibret alsa.
Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:
-Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.
« Son Düzenleme: 12 Eylül 2010, 01:28:47 Gönderen: moderatör »
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

Çevrimdışı duha

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 5144
  • ѕησωƒℓαкє
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #8 : 27 Nisan 2008, 14:12:06 »
ÖLÜLER ÇİÇEK KOKLAMAZ

Amerikalı iş adamı, bir Çinliye alay ederek sormuş:
_Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek?
Çinli başını kaldırmadan cevap vermiş:
- Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.
« Son Düzenleme: 12 Eylül 2010, 01:29:12 Gönderen: moderatör »
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

Çevrimdışı setre

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1146
  • Hâzâ Tezülü
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #9 : 27 Nisan 2008, 15:26:51 »
Dersiamlardan hoca Mahmud efendi bir gün Ayasofyada vaaza başlarken;
-Ey cemeat-ı müslimin ve gayrı müslimin! demişti.Cemeat dağılırken içlerinden biri sordu
-Hocaefendi ! burada gayri müslimde mi var ?
Hoca Mahmud efendinin cevabı şu oldu:
-Kimin müslüman kimin gayri müslüman olduğunu Allahtan başkası bilmez!
« Son Düzenleme: 12 Eylül 2010, 01:32:57 Gönderen: moderatör »
Hep ertelediğim zaman,bir türlü varamadığım diyardı...

Çevrimdışı ruy-ı zemin

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1109
  • Seher vakti bereket vakti...
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #10 : 27 Nisan 2008, 15:43:44 »
HER KOYUN

Harun Reşit, kendisini sık sık ikaz eden Behlül Dânâ Hazretlerine:
 - Sen kendi işine bak, dermiş. Her koyun kendi bacağından asılır.
 Bir gün sarayı pis bir koku kaplamış. Sebebini araştırdıklarında, üst
kattaki bir odada bacağından asılı bir koyun bulmuşlar. Bu işi yapanı da
keşfetmişler tabi ki: Behlül.
 Halife, kendisini sıkıştırdığında:
 - Gördüğünüz gibi, her koyun kendi bacağından asılır efendim, demiş.
Fakat etrafı kokuttuğu için, herkesi rahatsız eder.
« Son Düzenleme: 12 Eylül 2010, 01:33:19 Gönderen: moderatör »
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

Çevrimdışı ruy-ı zemin

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1109
  • Seher vakti bereket vakti...
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #11 : 27 Nisan 2008, 15:45:09 »
 SUSTURUCU TEDAVİ

 Zamane gençlerinden biri, bir toplantıda Mehmed Âkif'i küçük düşürmeye
çalışıp:
 - "Affedersiniz, demiş. Siz baytar mısınız?"
 Mehmed Âkif, hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş:
 - Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
« Son Düzenleme: 12 Eylül 2010, 01:33:40 Gönderen: moderatör »
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

Çevrimdışı ruy-ı zemin

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1109
  • Seher vakti bereket vakti...
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #12 : 27 Nisan 2008, 15:46:57 »
MÜJDE

 Harun Reşid'in vezirlerinden biri, Behlül Dânâ'ya latife yollu
takılarak:
 - "Müjde sana ey Behlül, Sultanımız seni, domuzlarla maymunlara çoban
tayin etti" dediğinde, Behlül şu cevabı vermiş:
 - Öyle ise kulaklarını aç da emirlerimi yerine getirmeye hazırlan.
« Son Düzenleme: 12 Eylül 2010, 01:34:01 Gönderen: moderatör »
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

Çevrimdışı ruy-ı zemin

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1109
  • Seher vakti bereket vakti...
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #13 : 27 Nisan 2008, 15:48:29 »
KAZA ETMEK

Yolculardan biri, otobüs şoförünün yanına gider ve namaz vakti
geçmeden bir mola vermesini rica eder. Şoför sinirlenerek:
 - Kaza edin efendim, der. Ne olur yani?
 Adam, sakin sakin cevap verir:
 - Ben kaza etmeden, ya sen kaza edersen?
« Son Düzenleme: 12 Eylül 2010, 01:34:21 Gönderen: moderatör »
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

Çevrimdışı ruy-ı zemin

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1109
  • Seher vakti bereket vakti...
Ynt: Hazır cevaplar
« Yanıtla #14 : 27 Nisan 2008, 15:49:29 »
İNSAN ve TANSİYON

 - "İnsan, kâinata hakim bir varlıktır" diyen felsefe öğretmenine,
öğrencilerden biri, şu cevabı vermiş:
 - Tansiyonuna bile hakim olamayan insan, kâinata nasıl hakim olur?
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد