Bu güzel acıklamalar için Hepinize Tşk ler . Velilik keramet göstermek degil kerameti saklamaktır , fakat Velilerden zuhur eden harukulade hallerede Keramet denir . Nitekin bağzi gayrı müslümlerde birtakım olagan dışı haller göstere biliyorlar ,
bunada ( İstidrac ) Denirki Derece derece yükselmeyi isteyiştir .Hakkı ve hakiki değeri olmadıgı halde ve kabiliyetsizliğine ragmen , bir kimsenin kesret-i nimete mazhar olması ve
bu sebeble küfür ve isyana devam etmesi ile azab ve gazab-ı İlahiye yaklaşması .
( Neuzü billah , bu öyle bir iştir'ki : Hikmet-i İlahiye ile bazı kafirlerin muradı zuhur eder , istedigi harika bir surette olur .Ve bunların küfürleri , Allah'a isyanları da böylece ziyadeleşir.
Keramet ile müşerref olan bir şahıs , bilerek harika bir emre mazhar olursa, o halde eger nefs-i emmaresi baki ise kendine güvenmek ve nefsine ve keşfine itimat etmek ve gurura düşmek cihetinde istidrac olabilir .
Keramet ile istidrac manen birbirine mübayindir . Zira keramet , mu'cize gibi Allahın fiilidir . Ve o keramet sahibide kerametin Allah'tan oldugunu bilir ve Allah'ın kendisine hami ve rakib oldugunu da bilir .
Tevekkül'ü yakini de fazlalaşır . Lakin bazan Allah'ın izniyle kerametilerine şuuru olur ,
bazan olmaz . Evla ve eslemide bu kısımdır .
İstidrac ise gaflet içinde iken eşya-yı gaybiyenin inkişafından ve garip fiilleri izhar
etmekten ibarettir. Fakat bu istidrac sahibi,nefsine istinad ve iktidarına isnat etmekle
enaniyeti ,gururu öyle fazlalaşır ki okumaya başlar .Lakin o inkişaf tasfiye-i nefs ve tenevvür-ü kalb neticesi olduğu takdirde, ehl-i istidrac ile ehl-i keramet arasında tabaka-i ulada fark yoktur . Tam bu manasıyle fenaya mazhar olanlar ise , onlara da Allah'ın izniyle eşya-yı gaybiye inkişaf eder . Ve onlarda , o eşyayı Fenafillah olan havaslarıyle görürler . Bunun istidracdan farkı pek zahirdir . zira, zahire çıkan batınlarının nuraniyeti , mürailerin zulümatiyle iltibas olmaz .
Alıntı Osmanlıca Türkce Ansiklopedik Büyük LUGAT .
Bu agır ve özlü izahatın üzerine Rahatlatıcı Çay gibi Demli Bal gibi güzel bir Hikaye anlatalım İnşAllah .
İki Allah dostu evliya varmış , biri Şehirde Ayakkabı magzası çalıstırır esnaflık yaparmış ,
digeri ise Köyünde daglarda Cobanlık la hayatını idame ettirirmiş ,
Bir gün coban olan demişki abimi bir ziyaret edeyim , bir bez kesenin içine .Sütü doldurmuş , abisinin yanına gelmiş slm kelam derken , abi bak sana keseyle Süt getirdim demiş , abi bir nazar etmiş hafif'ten gülüm'semiş tamam kardeşim teşekür ederim sag ol ,
o elindeki keseyi şu Duvara asi ver demiş ,ve kardeşte keseyi duvara asmış ,
Bu ara'da Abi olan bakmış'ki bir bayan müşleri gelmek üzere dükkana bayan daha içeri girmeden , Kardeş'im kusura bakma benim acilen bir yere gidip gelmem lazım ,
gelen olursa ? Müşleriyle ilgileniver demiş ve cıkıp gıtmış ,
Ardından dükkana güzel alımlı bayan müşleri girmiş , bayan o ayakkabı bu ayakkabı derken , ona'da bakayım bunuda deneyim derken , bayanın alımlılıgı karşısında Coban kardeşin kalbinde Şeytanlar def calmaya başlamış , diger taraftanda duvarda asılı olan . Kesedeki Süt pıt pıt damlamaya başlamış , neyseki bayan cabuk gitmiş abi'de bayan cıkınca içeriye girmiş bir baksaki , yerler bem beyaz süt, kardeşin yüzü kıp kırmızı ,
Kücük kardeş göstermek istedigi Kerametten kesede süt taşıma hefesinden ve kalbindeki çalkantıdan bin perişan halde ne yapacagını şaşırmış . Abi seslenir Kardeşim Dağda veli olmaş iş değil ,
iş şehirde Halkın içinde Veli olmaktır demiş .
Kusurumuz varsa af ola.Hikayeyi akıl dagarcıgımızla anlattık .